Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/128 E. 2023/506 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/128 Esas
KARAR NO : 2023/506

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2023
KARAR TARİHİ : 18/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalılar arasında varılan anlaşma uyarınca, müvekkile ait çeşitli ürünlerin davalılara satılması karşılığında davalıların müvekkile cem’an 87.500,00 USD (ABD Doları) ve 25.300,00 Euro (Avrupa Para Birimi) ödemesi karşılığında anlaştıklarını ve gerek ürünlerin teslimi gerekse de söz konusu bedelin ödenmesi sürecinin tamamlandığını, aynı kapsamda yine davalılar ile müvekkilim, bu kerre tüm hakları şahsen müvekkile ait olan www…..com, www….net, www…..org, www…..com ve www……com web sitelerinin domain’lerinin ve tüm kullanım haklarının, … ve … hesap ve profillerinin, ayrıca gerek bu web site ve hesapları gerekse müvekkilin yıllar içinde oluşturduğu müşteri portföyünün davalılara veya davalıların gösterdiği kişilere devri konusunda da anlaştıklarını, söz konusu devirlerin bedeli olarak cem’an 100.000,00 Euro (Yüzbin Avrupa Para Birimi) olarak anlaşıldığını, söz konusu bedellerin 09.09.2022’de 33.000,00 Euro, 07.10.2022’de 33.000,00 Euro ve 11.11.2022’de 34.000,00 Euro şeklinde davalılar tarafından müvekkile taksitler halinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin yukarıdaki paragrafta bahsi geçen web siteleri ve … profillerinin tümünün haklarını yine anlaşma kapsamında davalıların gösterdiği, davalı şirketlerde üst düzeyde çalışan kişilere devrettiğini, tüm devir işlemlerinin tamamlandığını, web sitelerinde … A.Ş.’nin markası olan … markası yayımlanmaya başlandığını, web sitelerinde irtibat bilgileri … A.Ş.’nin adres, telefon ve e-posta bilgileri olarak duyurulduğunu, söz konusu duyuru ve yayınların yine davalılar tarafından yürütüldüğünü, ne var ki, 09.09.2022 tarihli ilk ödeme gününde davalılarca müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine müvekkil tarafından davalılara hitaben Zeytinburnu … Noterliği’nin 26/09/2022 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi keşide edildiğini, söz konusu ilk taksit bedelinin tebliğden itibaren üç gün içinde ödenmesi konusunda davalıların ihtar edildiğini, mezkûr ihtarnamenin davalıların her ikisine de 27/09/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığını, ama aynı zamanda ihtarnameye herhangi bir cevap/itiraz da vuku bulmadığını, şunu ifade etmeliyiz ki, müvekkilim, tek ortaklı şirketi … San. Tic. Ltd. Şti. aracılığıyla Türkiye’de çok az kişi tarafından üretilen, özel nitelikli güvenlik gereçleri üretim ve satışını gerçekleştirdiğini, atlet şeklinde ve inceliğinde çelik yelekler, evrak çantası şeklinde kurşun geçirmez gereçler, bomba battaniyesi olarak tabir edilen güvenlikli örtüler gibi özel bir üretim föyüne sahip olduğunu, bu sebeple müşteri portfoyü de kendine has olduğunu, … ve … ‘in bu alanda bir marka niteliğinde olduğunu ve özel bir müşteri portfoyüne sahip olduğunu, yine, ürettiği gereçlerin özellikleri sebebiyle kendi geliştirdiği teknikler nedeniyle sektörde özel bir konumu işgal ettiğini, davalıların, müvekkilden satın aldıkları ürünlerin satışı ve pazarın yeniden üretiminin ve devamlılığının sağlanması için müvekkilin web site ve profillerini (sektörde yıllardır tanındığından) kullanmaları gerektiğini, diğer yandan internet üzerinden değil ama doğrudan …’in müşterisi olanlar açısından müşteri sadakati “…” ismine olduğunu, zaten davalılar müvekkilden devralıp kullanmaya başladıkları web site ve profillerinde “…” markasını da bilfiil kullanmaya başladıklarını, müvekkilim söz konusu devirleri takiben kendisine ulaşan tüm müşteri portfoyünü de artık davalılara ait olan yerlere ve davalılara yönlendirdiğini, davalıların ihtarnameye rağmen ödeme yapmamaları üstüne işbu davanın ilk taksit bedeli için ikame edilmiş olduğunu talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada müvekkil şirketler her ne kadar davalı olarak gösterilmişse de müvekkil şirketlerin hasım olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını, müvekkil şirketler nam ve hesabına temsil yetkisini haiz olan yetkililer ile davacı arasında hiçbir sözleşme ilişkisi bulunmadığından, davaya konu olan bir alacağın mevcut olmasının da mümkün olmadığını, bu nedenle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, web sitelerindeki grafik, metin, ses, resim, müzik, tasarım sitelerinin tanınırlığı ve bilinirliği gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde internet sitelerinin birer fikri eser niteliğinde olduğunu, fikri eser üzerindeki mülkiyet ve mali haklara ilişkin yargılama görevinin ise Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevi olduğunu, müvekkil şirketler ile davacı arasında iddia edildiği gibi bir sözleşme ilişkisi hiçbir zaman kurulmadığını, davacı tarafından yukarıda bildirilen web sitelerinde çelik yelek, mont ,balistik çanta gibi güvenlik ekipmanları satışa sunulduğunu, davacı taraf müvekkil şirket personellerine, web siteleri üzerindeki etkileşimin ve müşteri portföyünün fazla olduğunu, satışa sunulan ürünlere ilişkin taleplerin ve tekliflerin yoğun olduğunu beyan ederek web siteleri üzerindeki etkileşimi incelemesi için hesap şifrelerini kısa bir süreliğine müvekkil şirketin haberi olmaksızın birkaç haftalık süreç için müvekkil şirket personeline verdiğini, şirket personellerinin davacı ile sözleşme öncesi hazırlık işlemleri sathında mail yazışmaları ve şifahi görüşmeler yaptığının ise müvekkil şirket yetkilileri tarafından sonradan öğrenildiğini, müvekkil şirket tarafından sonradan öğrenildiği kadarıyla da şirket personeli tarafından da bu süreç içerisinde site içeriği,etkileşimi, müşteri portföyü gözden geçirilmiş olup davacı tarafından iddia edildiğinin aksine bir hareketliliğin olmadığı , müşteri portföyünün bulunmadığı, güvenlik ekipmanlarına ilişkin ürünlerin satımına dair ilgili sektör tarafından web sitelere bahsedildiği gibi bir ilginin bulunmadığı anlaşılarak tüm domain adresleri ve sosyal medya şifrelerinin davacıya iade edilmediği ve bir daha da sitelere giriş yapılmadığını, ayrıca yalnızca inceleme amaçlı olarak web sitelere giriş yapılmasının sözleşme ilişkisinin kurulması için yeterli olmadığını, ürünlerin satışına ilişkin bir faaliyette bulunulmadığını, müşteriler ile görüşme sağlanmamış olup yalnızca sitenin etkileşimi olağan bir şekilde gözden geçirildiğini, yine Instagram profilleri de müvekkil şirketler tarafından kullanılmadığını ve bu süreç içerisinde ürün tanıtımını içeren herhangi bir paylaşım da yapılmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava ; Alacak isteminden ibarettir.
Tarafların tacir araştırmasının yapıldığı anlaşılmıştır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: mahkememizce celp edilen 15/02/2023 tarihli, … sayılı ve Vergilendirme konulu İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı İkitelli Vergi Dairesi Müdürlüğünden gönderilen cevabi yazıda da görüleceği üzere davacının birinci sınıf tüccarlar kapsamında olmadığı ve iş bu davanın ticari bir niteliği bulunmadığı, uyuşmazlığın genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemeleri görev alanına girdiği dikkate alınarak dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usûlden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-İki haftalık süre içerisinde dosyanın gönderilmesi talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
6-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere yüzüne karşı oy birliğiyle karar verildi. 18/05/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır