Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/12 E. 2023/360 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/12 Esas
KARAR NO : 2023/360 Karar

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/01/2023
KARAR TARİHİ : 04/04/2023
GER. KARAR TARİHİ : 03/05/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; İşbu davanın taraflar arasında imza edilmiş bayilik sözleşmesi kapsamında davalı yanın sözleşme ihlali sebebi ile müvekkili tarafından gerçekleştirilen haklı fesih ve işbu fesih neticesinde davalı yanın müvekkili şirkete ödemesi gereken cezai şartın taraflarına ödenmesi talepli olarak ikame edildiğini, işbu uyuşmazlık ve sözleşme kapsamında her iki tarafın da tacir olduğunu, uyuşmazlık konusunun ticari iş ve işletmeleri ile ilgili olduğunu, müvekkili …nin, uzun yıllardır gıda sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu … markası ile tüketicilere hizmet verdiğini, işbu marka kapsamında bayilik verdiği bir çok şubesi bulunduğunu, davalı ile müvekkili şirket arasında müvekkili şirket tarafından davalının işletmesinde satışa sunulan ürünler ile beraberinde ileride de satışa sunulabilecek ürünlerin, müvekkili şirket tarafından tedariki ve davalının işletmesinde … markası ve sistemi dahilinde satışına dair bayilik sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşme kapsamında tarafların hak ve yükümlülükleri düzenlendiğini, davalının işletmesinde kullanılacak tüm ürün tedariği, gıda denetimleri, personel eğitim süreçleri vesair tüm hususlar sözleşme ile hüküm altına alındığını, işbu sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, davalın işletmesi bünyesinde … sisteminin kurulumunu sağladığını ve fakat davalı tarafından sözleşmeye aykırı davranıldığını, bu nedenle sözleşmenin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini, neticede davanın kabulüne, sözleşmenin ihlali sebebi ile sözleşme kapsamında zararlarının hesaplanması, fazlaya ilişkin hakalarımız saklı kalmak ve bilirkişi raporından sonra yükseltilmek kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL mahrum kalınan kar ve fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 65.000,00-TL cezai şartın faizi ile birlikte ödenmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asile mahkememizce tebligat çıkarıldığı, usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak davalı asil tarafından davaya süresi içerisinde cevap verilmediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Taraflar arasındaki akdedilen sözleşmeden kaynaklı olarak davalı tarafın sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve sözleşmenin ihlali iddiasına dayalı olarak sözleşmeden kaynaklı olarak mahrum kalınan kar ve cezai şart istemli dava olduğu görüldü.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Dosya içerisine celp edilen ticaret odası ve vergi dairesi kayıtlarından anlaşıldığı üzere; davalının tacir olmadığı, İTO kaydının bulunmadığı, bilanço usulüne göre değil de işletme hesabına dayalı defter tuttuğu görülmüştür. Bu haliyle her iki tarafın tacir ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir davanını olmadığı; Uyuşmazlığın TTK kapsamındaki bir uyuşmazlıktan da kaynaklanmadığı anlaşılarak, bu tespitlere göre ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.
HMK’ nın 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır ve aynı kanunun 115.maddesine göre mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Bu durumda davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, dava şartı olan 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen görev yönünden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin yetkili ve görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5- 6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
6-Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır