Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/965 E. 2022/1012 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/965 Esas
KARAR NO : 2022/1012 Karar

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı/alacaklı … San ve Tic. Ltd Şti tarafından … San. Tic. Ltd Şti hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, söz konusu takibin dayanağının cari hesap alacağı olarak gösterildiğini, davalı/borçlu şirket tarafından söz konusu ilamsız icra takibine süresinde itiraz edilmediği için takibin kesinleştiğini, daha sonra davalı/alacaklı … San. Ve tic. Ltd. Şti tarafından 27/07/2021 tarihinde müvekkili şirkete 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesinin talep edildiğini, sadece müvekkili şirkette değil birçok gerçek ve tüzel kişiye 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesinin talep edildiğini, davalı/alacaklı … San ve Tic. Ltd Şti tarafının talebi üzerinde müvekkili şirketin UETS adresine 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğe çıkarıldığını, şirket yetkilisinin sağlık sorunları nedeniyle e tebligatları süresinde takip edememesi nedeniyle dava konusu icra dosyasından gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesinden haberdar olamadığını, bunun sonucu olarak da daha sonra 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin yine UETS yoluyla müvekkili şirkete gönderildiğini, müvekkili şirket yetkilisinin bu ihbarnamelerden de haberdar olamadığını, bütün bu gelişmeler üzerine müvekkili şirketin, hiçbir ticari alacak/borç ilişkisi bulunmadığı, taraflarını dahi tanımadığı dava müstenidi icra takip dosyasından konulan haksız ve hukuka aykırı hacizler nedeniyle sürekli bir cebri icra tehdidi altında kaldığını, takip dayanağı olarak gösterilen davalılar arasında düzenlenmiş olan söz konusu faturaların düzenlenmiş olduğu 08/04/2020 ve 03/07/2020 tarihlerinde müvekkili şirketin henüz kurulmadığını, bu haliyle de müvekkili şirketin, dava müstenidi icra takip dosyasında alacaklı ve borçlu gözüken her iki davalı şirketin birbirleri arasındaki ticari ya da sair alacak/borç ilişkisi ile herhangi bir ilgisinin bulunmasının fiilen ve hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirketin, dava müstenidi Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında alacaklı olarak gözüken davalı … San ve Tic. Ltd. Şti. ve asıl borçlu olarak gözüken diğer davalı …. San. Tic. Ltd. Şti. ile hiçbir ticari ilişkisinin, daha ötesi fiilen, malen ve hukuken hiçbir ilgi alakasının bulunmadığını, hal böyle iken davalılar tarafından muvazaalı olarak başlatıldığı kuvvetle muhtemel olan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından, davalı alacaklı tarafından hukukun verdiği imkanlar kötüye kullanılmak suretiyle müvekkili şirketin, icra dosyasının tarafı haline getirildiğini, davalıların özellikle de alacaklı gözüken davalı … San ve Tic Ltd Şti’nin bu yaklaşımının açık bir suiniyet olup hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu bildirerek, öncelikle İİK’nun 72/3 maddesi hükmü ve izah edilen hususlar çerçevesinde, cebr-i icra tehdidi altında Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına teminat olarak yatırılacak paranın mahkeme dosyasının yargılaması sonuna kadar icra dosyasında alacaklı gözüken davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti’ne ödenmemesine, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının dosya hesabının toplamda %115’i tamamen teminat altına alınacağından, icra dosyasından müvekkili şirketin taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişiler nezdindeki hak ve alacaklarına konulmuş olan bütün hacizlerin kaldırılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama neticesinde, müvekkili şirketin, dava konusu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına borçlu olmadığının tespitine, dava konusu Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile devam eden icra takibinin müvekkili şirket yönünden iptaline, İİK’nun 72/4 maddesi gereğince müvekkili şirketin uğradığı maddi ve manevi zararları karşılamak üzere %20’den aşağı olmamak üzere her iki davalı şirket aleyhine müştereken ve müteselsilen kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … San ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili olan mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, somut olayda davacı vekilinin davacı şirketin tek hissedarı ve yetkilisi olan …’in eşinin sıkıntılı bir hamilelik dönemi geçirmekte olduğunu ve sürekli sağlık kuruluşlarına gidip gelmiş olmasından ötürü UETS sistemindeki e tebligatları süresinde takip edemediğini iddia ettiğini, bu iddialar doğru olsa bile kanunun açık olduğunu ve İİK. Madde 89/3’e göre gönderilen ihbarnamenin tebliğinden itibaren 15 gün içinde dava açılmasının zorunlu olduğunu, davacıya gönderilen 89/3 ihbarnamesinin kendisine 19/10/2021 tarihinde tebliğ olmakla 15 günlük sürenin bu tarihten itibaren başladığını, davacının işbu davayı en geç 03/11/2021 tarihinde açmak durumunda olduğunu, davacı ile diğer davalı … arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, davacı vekilinin tarafların ticari faaliyet kollarının farklı olduğunu iddia ettiğini, bu iddianın gerçeği yansıtmadığını, davacının tarafların çalışma kollarının aynı olmadığı ve davacı ile diğer davalı … aydınlatma arasında ticari ilişki olmadığı yönündeki iddialarının kabulünün mümkün olmadığını ve reddinin gerektiğini, davacının da kabulünde olduğu üzere; davacıya yapılan e-tebligatların usulüne uygun olduğunu, davacı şirket yetkilisinin tebligatlarla ilgili işlem yapamamış olmasının tebligatların geçersiz olduğu anlamını doğurmadığını, tebligatların usulüne uygun ve geçerli olduğunu, davacının müvekkili ile diğer davalı arasında muvazaa mevcut olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirketin 1992 yılından bu yana yurt içi ve yurt dışına üretim yapan büyük bir firma olduğunu, ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının ihtiyati tedbir talebinin kabul edilemeyeceğini, davacı hakkında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunarak, bu nedenlerle verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, yetki itirazının kabulüne, yetkisiz açılan davanın usulden reddine, süresinde açılmayan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacının mesnetten yoksun davasının esastan reddine, kötü niyetli davacının %20 den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalı … San. Tic. Ltd Şti’ne usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı tarafından davaya karşı yazılı cevap dilekçesi ibraz edilmemiş, davalı şirket adına duruşmalara katılan olmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89/3. maddesi gereğince açılan menfi tespit isteğine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden; taraf şirketlerin sicil kayıtları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası celp edilmiş olmakla incelenmesinde; Alacaklı davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti tarafından borçlu (davalı) …. Aydınlatma Tedarik Elektronik ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti aleyhine cari hesap alacağı dayanak gösterilerek 17.229,89-TL alacağın tahsili istemiyle başlatılan takipte ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine takibin kesinleştiği, davacı şirketin elektronik tebligat adresine tebliğ edilen 89/1 haciz ihbarnamesinin 17/08/2021 tarihinde alıcısı tarafından açıldığı, 22/08/2021 tarihinde mevzuat gereği okundu sayıldığı, 89/2 haciz ihbarnamesinin 14/09/2021 tarihinde alıcısı tarafından açıldığı, 19/09/2021 tarihinde mevzuat gereği okundu sayıldığı, 89/3 haciz ihbarnamesinin 19/10/2021 tarihinde mevzuat gereği okundu sayıldığı görülmüştür.
KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin …. Esas 15/04/2022 tarih ve … Sayılı kararı ile;
“…Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; Davacı vekilinin, Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında davacı şirket yetkilisinin gönderilen haciz ihbarnamelerinden haberdar olmadığını, şirketin tek hissedarı ve yetkilisi olan …’in eşinin sıkıntılı bir hamilelik dönemi geçirmekte olduğundan sürekli sağlık kuruluşlarına gidip geldiği bir döneme denk geldiği için UETS sistemindeki e-tebligatları süresinde takip edemediğini ve bu nedenle zamanında itiraz edemediğini, aleyhine kesinleşen işlem sonrası banka hesaplarına haciz konulduğunu, icra takibinde borçlu olarak gözüken davalı … San. Tic. Ltd. Şti’ne herhangi bir borcu bulunmadığını iddia ederek davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yönünde eldeki davayı açtığı, her ne kadar davacı vekili 23/03/2022 ve 15/04/2022 tarihli celselerde davayı İİK 89. Maddesine göre değil İİK 72. Maddesine göre açtıklarını beyan etmiş ise de; dosya kapsamından, dava dilekçesindeki açıklamalar ve davanın dayandırıldığı vakıalar değerlendirildiğinde davanın İİK’nın 89/3. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası olarak açıldığının anlaşıldığı, kaldı ki İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olup, somut olayda davacı takip borçlusu olmadığından, belirtilen kanun hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı, İİK’nın 89/3. maddesi gereğince kendisine haciz ihbarnameleri tebliğ edilen 3. kişinin önceki haciz ihbarnamelerine süresi içerisinde itiraz etmemiş ise üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde menfi tespit davası açabileceği, üçüncü haciz ihbarnamesinin 19/10/2021 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, iş bu davanın 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 30/12/2021 tarihinde açıldığı ” gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
KALDIRMA KARARI SONRASI YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin …Esas …Karar sayılı dosyasından verilen 15/04/2022 tarihli kararı, davacı vekili tarafından İSTİNAF edilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin .. Esas 13/10/2022 tarih ve … Sayılı kararı ile: “…Dava; İcra ve İflas Kanunun 89/ 3. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; menfi tespit istemine ilişkindir. İş bu eldeki dava ticari dava değildir. Dava, İİK. nun 89. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Uyuşmazlık takip hukukundan kaynaklanmakta olup görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yukarıda izah olunan ticari davalardan hiç bir kategoriye de girmediği, davanın ticari dava olmadığı da değerlendirilmiştir.
Saptanan ve hukuksal durum bu olunca TTK nun 4. ve 5. maddeleri kapsamında “ticari dava” olarak nitelendirilemeyeceği ve davaya bakmanın Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamında olduğu anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK nın 1. Maddesi hükmüne göre; göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca, dava şartı olan bu husus, 6100 Sayılı HMK nın 115/1. maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinde araştırılır, göreve ilişkin dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi mümkün değildir. Dava konusu talebin temelinin 2004 Sayılı İİK’nın 89/3. maddesine dayanan menfi tespit istemine dayandırıldığı anlaşılmakla ilk derece Mahkemesinin görevsizliği sebebi ile 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/1-2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine kanunen karar verilmesi gerektiği…” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, tarafların iddia ve savunmaları, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … Esas 13/10/2022 tarih ve …. Sayılı kaldırma kararı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Açılan davanın İcra ve İflas Kanunun 89/ 3. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış menfi tespit istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, uyuşmazlığın takip hukukundan kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine, davanın HMK 114/1-c maddesine istinaden 115/1-2 gereğince görev yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
4-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5-6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
6-Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin e duruşma sistemi ile yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸