Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/943 E. 2023/283 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/943 Esas
KARAR NO : 2023/283 Karar

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak), (Menfi Tespit), (Manevi Tazminat), (Senet İadesi)
DAVA TARİHİ : 13/07/2017
KARAR TARİHİ : 24/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak), (Menfi Tespit), (Manevi Tazminat), (Senet İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin ticari işletmesi bulunmakla, davalı banka şubesi ile çalışmakta iken pos cihazı için davalı bankaya müracaat ettiğini, davalı bankanın, davacı müvekkiline yazar kasa-pos ve bu cihazın bağlı bulunduğu hesaba KMH (Kredili Mevduat Hesabı) teklif ettiğini, davacı müvekkilinin bankanın teklifini kabul ettiğini ancak aradan geçen uzun süreye rağmen yazar kasa-pos cihazının kullanıma açılmamış ve cihazın bağlı olduğu hesaba KMH tanımlanmamış olduğunu, bunun üzerine davacı müvekkilinin, davalı bankanın Genel Müdürlüğüne şikayette bulunduğunu, yapılan şikayet sonrasında davalı banka şubesince davacı müvekkiline 30.000,00 TL, %0 faizli kredi ve hesaba 70.000,00 TL KMH tanımlanmasının teklif edildiğini ancak bunun olması için ipotek ve kefil gerektiğinin söylenildiğini, davacı müvekkiliin şahsına ait tapu suretini ve kefillere ilişkin belgeleri şube müdürüne sunduğunu, bu işlemler esnasında davalı bankaca KMH için 50.000,00 TL bedelli senet imzalatıldığını, bu işlemlerden bir süre sonra davalı banka şube müdürünün, davacı müvekkilini aradığını ve 6 ay önce müfredatın değiştiğini, bu sebeple kredi ve KMH işlemlerinin gerçekleşemeyeceğini beyan ettiğini, davalı bankanın kendi tekliflerini yerine getirmediği gibi birde davacı müvekkilinden 750,00 TL ekspertiz ücreti talep ettiğini, davacı müvekkilinin, yaşamış olduğu bu olay üzerine, davalı bankaya Büyükçekmece …. Noterliği’nin 11/11/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, adına kayıtlı olan yazar kasa-posun iptalini, davalı banka nezdinde bulunan bütün banka hesaplarının kapatılmasını, otomatik ödeme talimatlarının ödenmesini, 50.000,00 TL bedelli senedin ve pos-yazar kasa, pos/KMH ve diğer işlemler için imzalamış olduğu evrakların iadesini istediğini ancak davalı bankanın, davacı müvekkilinin hiçbir talebini yerine getirmediğini ve Büyükçekmece …. Noterliği’nin 30/11/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile pos cihazı bedeli olarak 1.188,00 TL talep ettiğini, bu nedenle müvekkilinin 13/01/2017 tarihinde davalı banka hesabına 1.188,00 TL ödeme yaptığını, davacı müvekkilinin, davalı banka ile çalışmayı bıraktığını ve başka bankalar ile çalışmaya başladığını, davacı müvekkilinin ticari işletmesi bulunduğundan kredi kullanma durumunun söz konusu olduğunu, sürekli çalışmaya başlamış olduğu … Bankası …. Şubesine kredi başvurusunda bulunduğunu, ilgili bankanın davacı müvekkiline davalı bankaya 2.150,00 TL borçlu olduğunu ve davalı bankanın bu bedeli takip konusu yaptığını, bu sebeple kendisine kredi veremeyeceklerini söyleyerek kredi talebini reddettiğini, müvekkilinin, davalı bankaya hiçbir şekilde borcunun bulunmadığını, davalının eylemleri sebebiyle davacı müvekkilinin hem ticari itibarının zedelendiğini, hem kredi notunun düştüğünü, hem de şahıs olarak kişilik haklarının ihlal edildiğini, müvekkilinin, davalı banka nezdinde bulunan hesaplarında bulunan paraları talep ettiğini ancak davalı banka kendisine hiçbir şekilde ödeme yapmayacağını söyleyerek davacı müvekkilinin parasına el koyduğunu, bu sebeple hesabında ne kadar para olduğunun müvekkili tarafından tam olarak bilinmediğini, davalı banka tarafından KMH hesabı için müvekkiline imzalatılmış olan senetin de hala iade edilmediğini beyanla davacı müvekkilinin, davalı bankaya 2.150,00 TL borçlu olmadığının tespitine, davalı banka nezdinde bulunan banka hesaplarındaki bedellerin tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı müvekkiline ödenmesine, davalının eylemleri sebebiyle davacı müvekkilinin kredi notunun düşmesi, ticari itibarının zedelenmesi ve kişilik hakları ihlal edilmiş olduğundan 50.000,00 TL manevi tazminat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı müvekkiline ödenmesine, davalının elinde bulunan ve karşılığı olmayan vadesi ve tanzim tarihi doldurulmamış olan 50.000,00 TL bedelli senedin iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili banka arasında 19/10/2016 tarihli Kredi Çerçeve Sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşmenin 2.7. maddesinde komisyon, vergiler ve masraflar düzenlenmiş olup, 2.7.1 maddesinde; “bankanın sözleşme ile ekleri uyarınca açtığı ve açacağı her türlü krediler ile hesaplar ve aldığı teminatlar ile ilgili olarak iktisadi koşullar çerçevesinde bankanın belirletiği/belirleyeceği veya yetkili merciler tarafından saptanan veya ileride saptanacak olan oranları geçmemek üzere her nevi komisyon, kesinti, masraf, hesap işletim ücretlerini, fon ve bankacılık sigorta muameleleri vergisi (BSMV) kaynak kullanımını destekleme fonunu, (KKDF) gibi yasal ve banka düzenlemelerine veya teamüllerine göre talep edilebilecek her türlü ücret, masraf, vergi ve sair giderleri ve bunların gider vergilerini müşteri bankaya derhal ödemekle yükümlüdür.” düzenlemesinin, 2.7.4. maddesinde “Müşteri, kanun veya diğer düzenlemeler sonucu bankaya yapacağı ödemelerden bir kesinti yapılmasının zorunlu olması halinde, bu kesinti yapılmamış olsaydı bankanın eline geçecek net tutara eşit tutarda bir ödemeyi teminen ilave ödeme yapmayı kabul eder.” düzenlemesinin, 2.7.5. maddesinde; “Teminatlarla ilgili tesis, muhafaza, fek ve bunlarla sınırlı olmaksızın her türlü işlemleri, gerektirdiği tüm vergi, resim, harç, tarh edilebilecek cezaları, sigorta pirim, noter masrafları ve sair masraflar ile, bunlarda meydana gelebilecek değişikliklerin tamamı müşteri tarafından ödenecektir.” düzenlemesinin, 2.7.6. maddesinde; “Müşteri, hesabın kat edilmesi veya kredi veya teminat ilişkisinden dolayı bankanın göndereceği ihtarname veya belgeler için yapacağı her türlü masrafları, noter masraflarını ve benzeri giderleri de bankaya nakden ve defaten derhal ödemeyi kabul eder.” düzenlemesinin, 2.7.7. maddesinde; ” Müşteri, talep ettiği ve bankaca kendisine tahsis edilen kredi kullanmaktan tek taraflı iradesi ile vazgeçmesi veya kendisinden kaynaklanan sebeplerle taahhüt ettiği kredi koşullarını yerine getirememesi halinde, bankanın ilgili kredinin dosyalama, ekpertiz masraflarını, tahsis edilen kredinin hiç ya da süresinde, tamamen veya kısmen kullanılmamasından kaynaklanan komisyonlarını ve bunlarla sınırlı olmamak üzere tüm masraflarını nakden ve defaten derhal ödemeyi kabul eder.” düzenlemesinin yer aldığını, davacının 14/10/2016 tarihinde “Üye iş yeri aidatlı Çalışma Taahhütnamesi” imzalayarak müvekkili banka şubesine verdiğini, kullanacağı kredilerinin teminatını sağlamak üzere taşınmaz ipoteği vermek üzere, bildirdiği taşınmaza ekspertiz incelemesi yaptırdığını, bu taşınmazdan dolayı ekspertiz yapan …. Danışmanlık A.Ş.’ye 608,38 TL ödeme yapıldığını, davacının ödemesi gereken masraf ve üyelik ödemelerini yapmaması üzerine, iş bu sözleşme ve taahhütnameleri çerçevesinde fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarının saklı tutularak muhataba üye iş yeri sözleşmesine istinaden yapılan işlemlerden doğan komisyon bedeli, pos aidatı, üyelik aidatı, cihaz bedeli ve sair alacaktan kaynaklanan kredi hesaplarının kat edildiği, borçlarının muaccel kılındığı ve borcunu temerrüt faizi ve ferileriyle birlikte ödenmesi için Büyükçekmece …. Noterliğinin 30.11.2017 tarih ve …. yevmiye no’lu ihtarnamesinin keşide edildiğini, iş bu ihtarname nedeniyle de masraf yapıldığını, davacının ihtarnamede belirtilen 1,188,00 TL’yi ödediği halde, hesaplarının kat edilmesi nedeniyle, hesap kat tarihinden ödeme tarihine kadar geçen sürede işleyen faiz ile birlikte 608,38 TL Ekspertiz bedelini ve Noter ihtarname masraflarını ödemediğini, davacının bankaca tahakkuk eden iş bu borcu ödememesi üzerine hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacının açmış olduğu iş bu dava ile, müvekkiline 2.150,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiğini, öncelikle müvekkili banka tarafından belirtilen miktarda bir alacağı olduğuna ilişkin hiç bir ihtarname keşide edilmediğini, davacının müvekkili banka hesaplarında her hangi bir bedel bulunmadığını, davacının manevi tazminat talebinin de kabul edilemeyeceğini, zarar gördüğüne dair ispat yükünün davacıya ait olduğunu ancak dava dilekçesi ve ekli belgelerden zarara ilişkin bir belgeye rastlanmadığını, davacı ile müvekkili banka tarafından imzalan Kredi Sözleşmesi çerçevesinde ve davalı yanın kullandığı / kullanacağı krediler ile müvekkili bankanın teminatını karşılamak üzere davacı yandan 50.000,00 TL bedelli 1 adet senet alındığını, davacının halen borcu bulunmakta ve müvekkilinin riskleri tamamen kapanmamış olduğundan, senedin iadesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesi ve üye işyeri sözleşmesi uyarınca davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti, kredi sözleşmesi nedeniyle verilen teminat senedinin iadesi, banka nezdindeki hesaplarda bulunduğu iddia edilen paranın iadesi ve davalı bankanın eylemleri nedeniyle ticari itibarın zedelendiğinden bahisle manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Banka defter ve kayıtları ile dosya kapsamı üzerinde banka/finans konularında uzman bilirkişilere inceleme yaptırılmış, davacı defter ve kayıtlarını sunmamıştır.
Bilirkişiler tarafından hazırlanan raporlara göre; davalı banka ile davacı kredi borçlusu … arasında 50.000,00-TL’lik genel kredi sözleşmesi ve davalı banka ile davacı arasında 14/10/2016 tarihli Üye İşyeri Aidatlı Çalışma Taahhütnamesi imzalandığı, taahhütname içeriğine göre, davacının Yazar kasa bedelinin 1.188,00-TL’sini 12 ay süreyle ayda 99,00-TL (99,00-TL x 12 ay = 1.188,00-TL) aidat ödenmek üzere taksitlendirmeyi kabul ettiği, bunun dışında pos aidatı olarak da her ay 25,00-TL ödemeyi kabul ve taahhüt etmiş olduğu, aynı zamanda davacının, davalı banka nezdinde 817-9100676 nolu vadesiz bir ticari mevduat hesabı açmakla birlikte genel kredi sözleşmesi imzalayarak bankadan kredi talebinde de bulunmuş olduğu, kredinin teminatı için mülkiyeti kendisine ait olan gayrimenkulü ipotek verebileceğine dair bunun tapu senedini davalı bankaya tevdii etmiş olduğu, banka tarafından davacının gayrimenkulünün dava dışı … Danış. A.Ş’nin 09/11/2016 tarih ve …. nolu ekspertiz raporuna göre piyasa rayiç değerini tespit ettirmiş olduğu, bunun için 608,38-TL bedelin ödendiğinin görüldüğü, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 2.7 m.alt bentlerinde (2.7.1; 2.7.4; 2.7.5 ve 2.7.6) belirtildiği gibi, akdedilen sözleşme masrafları, ekspertiz ve diğer masraflardan doğabilecek yasal vergi ve harçlar, faiz ve ihtarname masraflarını davacının ödeyeceğini kayıtsız ve şartsız olarak kabul ve taahhüt etmiş olması nedeniyle, dava konusu ekspertiz masrafından davacının sorumlu olduğu, davacının yazar kasa ve pos aidatlarını davalı bankaya ödememiş olduğu, 1.300,72-TL ödeme yapmış olduğu bakiye 960,06-TL davalıya borçlu olduğu, %36 akdi faiz ve BSMV bedeli 226,80-TL olduğu, davacının 817-9100676 nolu mevduat hesabından usulsüz ya da mükerrer olarak tahsil edilen herhangi bir borç kalemine rastlanılmadığı, davalı bankanın Kredi Sözleşmesi imzalanırken kredinin teminatı olarak aldığı 50.000,00-TL’lik bononun yukarıda tespit edilen 1.383,86-TL’lik kredi borcu ödendikten sonra serbest bırakılıp davacıya iade edilebileceği, davacının kredi talebinin davalı bankanın değerlendirmeleri sonucunda istihbarat bulguları olumsuzluğu ya da gösterilen teminatın yetersizliği nedeniyle uygun görülmemiş olduğu nazara alındığında, somut olayda bankaya kusur isnadı yapılamadığı hususlarını bildirmişlerdir.
KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin … Esas 25/12/2019 tarih ve … Sayılı kararı ile;
“…Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, genel kredi sözlemesi, hesap ekstresi pos cihazı alım sözleşmesi, icra dosyası, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar yazar kasa sözleşmesi imzalamış olup, aidatlıdır. Davacı aynı zamanda genel kredi sözleşmesi için de başvurmuş olup bu bir ticari kredidir. Ticari kredilerde ise, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması söz konusu olamayacaktır. Banka kullandırmasa bile yaptığı masrafları isteme hakkına sahiptir. Davacı tüketici konumunda değildir. Yazar kasa sözleşmesi olarak adlandırılan ve işyeri aidatlı çalışma taahhütnamesine gelince taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin eki durumunda olduğu her iki tarafça imzalanan ödeme planı içeriği incelendiğinde davalı bankanın davacı olan müşterisinden hangi aidat için hangi miktarda talep edebileceği net olarak gösterilmiş, bu husus tacir olan taraflarca müştereken kabul edilmiştir.
Davacı tarafından davalı bankaya verilen bono ise teminat olarak verilmiş olup sözleşmesel olarak kredi talebi kabul edilip kredi kullandırılmadığından davacıya iadesi gerekir.
Davacı ticari itibar kaybına uğradığını iddia ederek 50.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. B.K.m.49 da düzenlenen manevi zarar, kişilik haklarına yapılan saldırı sebebiyle maruz kalınan kişisel keder ve üzüntüyü ifade eder. Bir tüzel kişinin kişisel haklarından olan (adı, şerefi, onuru ve itibarı gibi) varlıklarına yapılan saldırının, bu manevi değerlerinde bir eksilmeye, diğer bir ifade ile manevi zarara neden olacağı kabul edilir. Duyguları olmayan tüzel kişilerin elem ve ıstırap duymaları düşünülemez. Ancak bu onların kişilik değerlerinin saldırıya uğramayacağı anlamına gelmez. Hukuk düzeni tüzel kişileri hukuk süjesi olarak tanıdığına göre tüzel kişinin üzüntü duymayacağı gerekçesiyle talebin reddi yerinde olmaz. Manevi zarar salt üzüntünün varlığı halinde değil, kişinin kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda gerçekleşen bir zarardır. Gerek Medeni Kanun, gerekse Borçlar Kanunu yalnız gerçek kişilerin değil aynı zamanda tüzel kişilerin de kişisel haklarını korumaktadır. Ticari itibarın zedelendiğinden bahsedilebilmesi için müşteriler nezdinde kötü imaj oluştuğunun ispatı gerektiği gibi, bu imajın oluşması noktasında zarar verici eylemlerin gerçekleştirilmesi ve bunların da ispatı gerekir. Somut olayda davacı, hangi kişilik haklarına yönelmiş ne tür fiiller sebebiyle manevi zarara uğradığını ispata yarayacak delil sunamamıştır. Manevi tazminat koşulları oluşmadığından davacının manevi tazminat talebinin reddi gerekmiştir”gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
KALDIRMA KARARI SONRASI YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin …. Esas …. Karar sayılı dosyasından verilen 25/12/2019 tarihli kararı, davacı vekili tarafından İSTİNAF edilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin …. Esas 29/09/2022 tarih ve … Sayılı kararı ile: “… Birleşen dava yönünden; 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca dava değeri ve kabul edilen alacak miktarı karar tarihi itibariyle kesinlik sınırının altında kaldığından, aynı yasanın 352/1-b maddesi uyarınca istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Asıl dava yönünden; T.C. Anayasası’nın 141/3. maddesi hükmüne göre, bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılmalıdır.
6100 sayılı HMK’nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmeli, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hüküm açık ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmelidir. Öte yandan, yazılacak kararın gerekçesinde gerek kendi içerisinde, gerekse gerekçe ile hüküm kısmı arasında çelişki olmamalı, mahkeme kararı bütünsellik esasına uygun olmalıdır. Nitekim, HMK’nın 298/2. maddesinde de gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır. Gerekçe ile hüküm arasında çelişki, açık bir kanuna ve kamu düzenine aykırılık hali olup, İstinaf aşamasında re’sen nazara alınması gerekmektedir.
Somut davada, kararın hüküm sonucunda, dava dilekçesinde yer alan “borçlu olmadığının tespiti” ve “alacak” talepleri ile ilgili bir karar verilmediği gibi, “manevi tazminat” talebi ile ilgili olarak kararın gerekçe kısmında haksız olduğu açıklanmakla birlikte yine hüküm sonucunda bir karar verilmediği, bu şekilde kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki oluşturulduğu ve kararın açıklanan mevzuat hükümlerine aykırı olduğu anlaşılmıştır….” gerekçesiyle asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile mahkememiz kararının HMK’nın 353/1-a-4 ve 355. Maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce kaldırma kararından sonra yapılan yargılama aşamasında; taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, 19/10/2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, 14/10/2016 tarihli Üye İş yeri Aidatlı Çalışma Taahhütnamesi, 19/03/2018 ve 25/01/2019 havale tarihli bilirkişi kök ve ek raporları, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi .. Hukuk Dairesi’nin … Esas 29/09/2022 tarih ve … Sayılı Kaldırma Kararı ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı banka arasında 19/10/2016 tarihli 50.000,00-TL limitli Genel Kredi sözleşmesi ve 14/10/2016 tarihli Üye İş yeri Aidatlı Çalışma Taahhütnamesi imzalandığı, bu taahhütname ile davacının yazar kasa-POS cihazı bedeli olan 1.188,00-TL’yi 12 ay süreyle ayda 99,00-TL aidat bedeliyle 12 ayda ödemeyi, ayrıca POS aidatı olarak da her ay 25,00-TL ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, davalı bankanın kredi sözleşmesinin teminatı olarak 50.000,00-TL bedelli senet aldığı, dosya içerisinde mevcut ve hükme esas alınan 19/03/2018 ve 25/01/2019 havale tarihli bilirkişi kök ve ek raporlarında bankanın alacağı olarak tespit edilen bedelin davacı tarafça istinaf aşamasında icra dosyasına ödenerek borcun kapatıldığı, kaldı ki sözleşme teminatı olarak alınan senedin kredi kullandırılmadığından davacıya iadesi gerektiği, davacının 817-9100676 nolu mevduat hesabından usulsüz ya da mükerrer olarak tahsil edilen herhangi bir borç kalemine rastlanılmadığı, bu nedenle davacının alacak taleplerinin ispatlanamadığı, ayrıca davacı tarafça her ne kadar 2.150,00-TL davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş ise de; davalı banka kayıtlarında böyle bir alacağın gözükmediği, kaldı ki davacının davalı bankadan değil başka bir banka personelinden böyle bir borcu olduğunu öğrendiğini beyan etmesi karşısında davalı banka kayıtlarında yer almayan 2.150,00-TL menfi tespit talebinin de reddi gerektiği, davalı banka kanunun ve sözleşmenin verdiği yetkiye, özellikle TBK nun sözleşmenin feshine ilişkin hükümlerine dayandığından, 6098/TBK m. 58 hükmü uyarınca manevi tazminata hükmedilebilmesi için, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek nitelikte vakıalar ortaya koyması ve buna ilişkin kanıtlayıcı delillerini ikame etmesi gerektiği, 6100/HMK m. 190/1 hükmü uyarınca hem vakıalar hem de buna ilişkin ispat edici delilleri gösterme yükü, yani ispat yükünün davacıda olduğu dikkate alınarak bankanın hukuka aykırı davranışı bulunmadığından bu hususları tesbit eden bilirkişi raporu esas alınarak koşulları bulunmayan manevi tazminat isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-19/10/2016 tarihli kredi sözleşmesinin teminatı olmak üzere alınan 50.000,00-TL bedelli senedin davalı bankadan alınarak davacıya İADESİNE,
2-Menfi tespit ve alacak istemleri ile açılan davanın ispatlanmadığından, manevi tazminat istemi ile açılan davanın şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 907,67-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 727,77-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça başlangıçta sarf edilen 31,40-TL başvurma harcı ve 179,90-TL peşin harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan 200,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE,
9-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
10-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı asil ve taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸