Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/905 E. 2023/347 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/905 Esas
KARAR NO : 2023/347 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2022
KARAR TARİHİ : 31/03/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 2021 yılından itibaren süregelen bir ticari ilişki mevcut olduğunu, bu kapsamda ürünlerin davalıya teslim edildiğini, faturaların da gönderildiğini, mübrez Muavin defter kayıtlarından da görüleceği üzere cari hesap sonucunda müvekkili şirketin 14.970,88 TL alacaklı olduğunu, işbu alacağın tahsili amacıyla yapılan Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası kapsamındaki icra takibine karşı, davalı tarafça 19.08.2022 “farklı saiklerle itiraz edildiğini, itirazın gerekçeleri haksız ve kötüiyetli olduğunu, davalı tarafça alacağa itiraz edildiğini, ancak tarafların cari hesaplarının incelenmesinden ve defter ve kayıtlardan davalının borçlu olduğu sabit olduğunu, borcu sürüncemede bırakmak için belgesiz, haksız ve mesnetsiz itirazda bulunulduğunu, taraflar arasında arabuluculuk görüşmesi yapıldığını, … dosya nolu arabuluculuk başvurusu sonunda anlaşma sağlanamadığını, neticede davanın kabulü ile davalının İtirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, her türlü yargılama gideri, harç ve lehe vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete mahkememizce tebligat çıkarıldığı, usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak davalı şirket tarafından davaya süresi içerisinde cevap verilmediği görüldü.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 03/03/2023 tarihli raporda; “Davacı şirkete ait 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin E-defter olarak tutulduğu ve ilgili tebliğe uygun olarak Ocak ve Aralık ayı beratlarının süresinde verildiği ve belirli kanuni şartları taşıdığı, 2022 yılı Ocak ve Eylül ayı defterlerinin beratlarının süresinde verildiği, Aralık ayı için yasal sürenin devam ettiği, 2021-2022 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu kanaatine varılmış ise de Nihai Takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu, 2. Davalı şirketin incelemeye katılmadığı ve yerinde incelemede talep etmediği, 3. Davacı şirket tarafından fatura veya fatura içeriği malzemelerin davalı şirkete teslimi belgelenemeyen; 31.12.2021 tarihli … nolu 1.235,66 ₺ tutarlı fatura, 25.06.2022 tarihli … nolu 1.893,79 ₺ tutarlı fatura, 28.06.2022 tarihli … nolu 964,47 ₺ tutarlı fatura ve 09.07.2022 tarihli … nolu 1.605,24 ₺ tutarlı fatura olmak üzere 4 adet toplam 5.699,20 ₺ tutarlı faturanın hesaplamada dışlandığı, davacı şirket tarafından davalı şirkete teslimin belgelenmesi halinde hesaplamaya dahil edilmesi takdirinin Sayın Mahkemenize ait olduğu, 4. Davacı şirketin kendi ticari defter ve kayıtlarına göre Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyandan TAKİP 19.07.2022 tarihi itibariyle yukarıdaki tespitimiz gibi, 14.970,88 ₺ (cari hesap bakiyesi alacak tutarı) – 5.699,20 ₺ (teslimi belgelenemeyen 4 adet fatura toplamı) = 9.271,70 ₺ bakiye cari hesap tutarı olarak davalı şirketten alacaklı olacağı hesap ve mütalaa edilmekte ise de Nihai Takdir ve Hukuki Değerlendirmesinin Sayın Mahkemenize ait olduğu, 5. Somut olay bakımından faizin, davacı şirketin davalı şirketi temerrüde düşürdüğü yönünde ihtar ve/veya ihbarın dosya kapsamında bulunmaması nedeniyle takip öncesi faiz hesaplaması yapılmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeni ile miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere, davacı şirketin talebi gibi alacağa takip tarihi olan 19.07.2022 tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda AVANS faiz işletilmesinin uygun olduğu, 6. İcra/İnkar Tazminat talebinin Değerlendirmesinin Sayın Mahkemenizin Takdirleri içerisinde kaldığı,
” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, taraf beyanları, icra dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, Taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak cari hesap alacağından kaynaklı başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali mahiyetinde olduğu görüldü.
Dava konusu Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 14.970,88-TL Cari Fatura Alacağı ve 58,14-TL faiz olmak üzere toplam 15.029,02-TL toplam alacağının yıllık %15,75 faiziyle tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu miktar 15.029,02-TL’dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Davalı taraf ticari defterlerini dosya içerisine sunmamıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır. Taraflar arasında alım – satıma ilişkin yazılı olmayan bir sözleşmenin olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterler ve kayıtları ile Bilirkişi …’ ın hazırlamış olduğu rapor içeriğinin incelenmesinde;
– Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre, taraflar arasında ticari ilişkinin 2021 yılında başladığı, ticari ilişkinin kısmi farklı nakit ve kredi kartı ile yapılan tahsilatlar ile yürütüldüğü, takip tarihi itibariyle 14.970,88 TL davacının davalıdan alacaklı gözüktüğü,
– Davalı şirketin 2021 yılı Haziran ayına ilişkin BA bildirimi yapılmadığı, faturaların toplam tutarlarının aylık bildirim sınırını geçmediği için bildirimde bulunulmadığı; davacı şirket tarafından E – faturaların gönderildiği sistemde bu faturaların davalı şirkete gönderildiği ve sistem üzerinden kabul edildiği,
– 2021 yılı Aralık ayına ilişkin davacı şirketin cari hesap ekstresinde bulunan 31.12.2021 tarihli …. nolu 1.235,66 TL tutarlı faturanın sistem üzerinden davacı şirket tarafından, davalı şirkete gönderilmediği ve yine davacı şirket tarafından fatura içeriği malzemelerin de davalı şirkete teslim edildiği yönünde irsaliye vb. herhangi bir teslim belgesinin sunulmadığı, davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı, bu haliyle bu faturadaki miktarın hesaplamada dışlanması gerektiği,
– 2022 yılı Nisan ve Mayıs ayları için davacı şirket cari hesap ekstresinde bulunan faturaların sistem üzerinden davalı şirkete teslim edildiği ve sistem üzerinden kabul edildiği, bu faturaların kabul edilmesi sebebiyle hesaplamada dikkate alınması gerektiği,
– 2022 yılı Haziran ayına ilişkin 25.06.2022 tarihli … nolu 1.893,79 TL tutarlı fatura, 28.06.2022 tarihli … nolu 964,47 TL tutarlı fatura ve 2022 yılı Temmuz ayına ilişkin 09.07.2022 tarihli … nolu 1.605,24 TL tutarlı faturanın davalı şirket tarafından kabul edilmediği ve yine davacı şirket tarafından fatura içeriği malzemelerin de davalı şirkete teslim edildiği yönünde irsaliye vb. herhangi bir teslim belgesinin sunulmadığıanlaşılmıştır.
Kural olarak, faturaların tebliğ edildiğinin ve malın teslim edildiğinin ispat yükü davacı üzerindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda, (2022 yılı Haziran ayına ilişkin 25.06.2022 tarihli … nolu 1.893,79 TL tutarlı fatura, 28.06.2022 tarihli … nolu 964,47 TL tutarlı fatura ve 2022 yılı Temmuz ayına ilişkin 09.07.2022 tarihli …. nolu 1.605,24 TL tutarlı fatura yönünden) davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, davacı tarafça bu aşamada bu 3 fatura yönünden fatura, mal teslim olgusunu ispatının artık gerekmeyeceği (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 25.12.2020 Tarih ve 2020/1170 E. – 2020/1325 K. Sayılı ilamı.), davalının ticari defter ve kayıtları sunmayarak ispat yükünü kendi üzerine aldığı kabul edilmiş ve yine davalının aksini gösterir başka yazılı kesin kayıtta sunmadığı, bu sebeple davalının davacıya (14.970,88 – 1.235,66=) 13.735,22 TL borçlu olduğu kabul edilmiş ve açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra takip tarihinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir belge sunulmadığından, faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Talebin yargılamayı gerektirmesi sebebiyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
-Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin asıl alacak 13.735,22-TL üzerinden kaldığı yerden aynen DEVAMINA,
-İcra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
-Takipteki asıl alacağa takip tarihinden itibaren işlemek üzere ve davacının talebini aşmamak kaydıyla 3095 Sayılı Kanunun 2/2 Md. uyarınca değişen oranlarda avans faizi UYGULANMASINA,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 938,25-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 181,51-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 756,74-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin; 1.206,35-TL’sinin davalıdan, 113,65-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
-Davacı tarafça sarf edilen toplam 273,71-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.169,00-TL yargılama giderinin kısmen kabul – red oranı ve takdiren %91,39’u olan 2.896,15-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye masrafların davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 1.293,80-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; Miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır