Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/885 E. 2023/220 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/885 Esas
KARAR NO : 2023/220

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2022
KARAR TARİHİ : 03/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06.04.2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ‘in, klima söküm-takım, tamirat-tadilat işleriyle uğraştığını, davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.(“… Okulları” unvanı ile tanınmaktadır), müvekkilinden, işyerlerinde ki klimaların sökülmesini, kablolar çekilerek başka odalara takılmasını talep ettiğini, müvekkilinin de bunun üzerine teklif verdiğini, bu teklife göre 6 adet Vrv sistem dış ünite bağlantısı ve bakır boru tesisatı yapılacak, menfez, menfez kutuları ve bağlantı ekipmanları ve işçilik olmak üzere toplam 11.700TL + KDV teklif verildiğini, teklifin kabul edilmesi üzerine işlemlerin müvekkili tarafından yapııldığını, işin teslim edildiğini ve 19.10.2021 tarihinde fatura kesilerek davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafından faturaya hiçbir şekilde itiraz edilmediğini, aksine davalı faturayı gider olarak dahi işleme koyduğunu, davalı tarafın, müvekkiline ödeme yapacağına dair müvekkilini aylarca oyaladığını, ödeme yapmadığını, bunun üzerine 13.12.2021 tarihinde İstanbul … İcra Dairesi … Esas numaralı dosya ile icra takibi başlatılmış, borçlu tarafından yetki itirazında bulunulması üzerine dosya Küçükçekmece … İcra Dairesi’ne gönderilerek … ESAS numaralı dosya ile yeniden ödeme emri gönderildiğini, borçlu ise 23.02.2022 tarihinde bu ödeme emrine de itiraz ederek takibi durdurduğunu, takibe yapılan itiraz sonrası da şirket yetkilisi tarafından görüşmeler sonucunda ödeme yapılacağı iddia edidiğini, bir süre ödeme yapması beklendiğini, ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %40’dan aşağı olmak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … Akademisinin, eğitim alanında faaliyet gösteren … Okulları kurumunun sahibi olduğunu, davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak müvekkili kurum bünyesinde bulunan klimalar arızalandığını, çalışamaz duruma geldiğini, bunun üzerine müvekkili kurumun davacı … ile klima sisteminin çalışır duruma getirilmesi hususunda görüşme sağladığını, ancak davacı … görüşmenin akabinde klima sistemini çalışır hale getirmediğini, hiçbir onarım faaliyetinde bulunmadığını, müvekkili kurumun bunun üzerine bozuk klimaları başka bir kişiye tamir ettirtiğini ve bozuk olan sistemi çalışır hale getirdiğini, dolayısıyla davacı iddiasının aksine dosya kapsamı değerlendirildiğinde de sabit olacağı üzere müvekkili şirketin, davacı… ile klimaların çalışır duruma getirilmesi hususunda görüşme sağladığını ancak akabinde tamir ile ilgili bir hizmet almadığını, davacının uyuşmazlığa konu hizmete ilişkin 19.10.2021 tarih ve 13.806-TL tutarındaki faturanın müvekkiline tebliğ edildiğini, müvekkili şirketin faturaya itiraz etmediğini ve gider olarak işleme koyduğu beyanında bulunduğunu, söz konusu iddia ile müvekkili şirketin adeta uyuşmazlığa konu fatura hizmetini kabul ettiğini ancak ödeme yapmadığı algısı oluşturulduğunu ancak faturanın geçerliliği ya da hukuki sonuçlar doğurabilmesi için, geçerli bir sözleşmeye dayanılarak düzenlenmesi ve hizmet alınmış olmasının şart olduğunu, sözleşmenin varlığını ve kural olarak hizmetin gerçekleştiğinin ispat yükünün, bu hususları iddia eden konumundaki faturayı düzenleyip gönderen taraf üzerinde olduğunu, davacı tarafından ikame edilen davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı … yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir … ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Somut olayımızda yapılan araştırmalar neticesinde davacının tacir olmadığı, davanın nitelik olarak mutlak ticari davalardan olmadığı, uyuşmazlığın genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemeleri görev alanına girdiği dikkate alınarak dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (Benzer konuya ilişkin bknz; İstanbul BAM … Hukuk Dairesinin 05.07.2018 gün ve … E- … K. sayılı ilâmı)
HÜKÜM: Yukarıda açıklana nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.03/03/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza