Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/876 E. 2023/143 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/876 Esas
KARAR NO : 2023/143 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ : 10/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bursa …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas Sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı …. ile müvekkili firma arasında Fuar’ın …. tarihleri arasında gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığını, buna rağmen, Fuar’ın açılmasına yaklaşık 10 gün kala, …. tarihinde Fuar’ın Mayıs 2022’ye ertelendiğinin bildirildiğini ancak; davalı … …. tarihlerinde gıda fuarı ile … tarihleri arasında …. fuarı ve yine zamanında … gibi sektörel fuarların düzenlenmiş olduğunu, davalı …ın pandemi nedeni ile erteleme gerekçesinin dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca fuarların pandemi nedeniyle ertelenmesinde karar mercii olan T.O.B.B’nin de bu yönde bir kararı veya tavsiyesi olmadığını, fuarın kararlaştırılan tarihte gerçekleştirilmemesi sebebiyle müvekkili firma nezdinde yüksek boyutlarda maddi zarar ve kâr kaybı meydana geldiğini, anılan sebeplerle … tarihleri arasında yapılması kararlaştırılan Fuar’ın davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranışları sebebiyle gerçekleştirilmemesi nedeniyle müvekkili şirketin sözleşmeden döndüğünü bildirir ve davalı tarafa fuarın gerçekleştirilmesi için ödenen stant bedeli olan 22.853,63 TL bedelin iadesi talepli Bursa … Noterliği’nin 12.10.2021 tarih …. yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, söz konusu bedelin müvekkili firmaya iadesi için davalı tarafın telefonla arandığını, ihtarname gönderildiğini ve neticede davalı tarafın ödeme yapılacağını, tutarın iade edileceğini bildirildiğini ancak tutarın hiçbir zaman müvekkili firmaya iade edilmediğini, bedelin iadesi için Bursa …. İcra Dairesi’nin …. sayılı dosyası ile takibe girişildiğini ancak davalı tarafın takibe haksız olarak ve herhangi bir gerekçe göstermeksizin itiraz ederek durmasına sebebiyet verdiğini, 29.03.2022 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğunu, yapılan müzakereler sonucunda 28.04.2022 tarihinde anlaşmaya varılamadığını, müvekkilinin para alacağının kesin olduğunu, oluşan duruma göre ödemenin yapılacağı yerin alacaklının ikametinin bulunduğu yer olduğunun kabul edilmesinin gerektiğini ve müvekkili firmanın yerleşim yeri Bursa olduğundan davalı yanın icra takibine yaptığı yetki itirazının reddi gerektiğini, davalının icra takibine yaptığı itirazda sözleşmedeki imzaya itiraz etmemesi ve ödenen bedelin iadesi talep edildiğinde yazılı olarak bedelin ödeneceğinin söylenmesi hususları düşünüldüğünde ispat tamamlanmış olduğundan ihtiyati haciz talep ettiklerini belirterek; bahsedilen nedenler ve mahkemece resen göz önüne alınacak nedenlerden; davalı … adına kayıtlı olan taşınır ve taşınmaz mallarla 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına dava değeri kadar ihtiyati haciz konulmasına, davalı …ın Bursa …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takibine karşı yapmış olduğu yetki itirazının reddi ile Bursa İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğuna, davalı ….ın Bursa …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takibine karşı yapmış olduğu borca itirazın iptaline ve ilgili takibin fazlaya ilişkin talep ve haklarımız saklı kalmak kaydıyla 22.853,63 TL asıl alacak miktarı üzerinden devamına, davalı yanın, takip tutarının (davaya konu tutarla sınırlı olarak ve davaya konu alacak hakkının likit olduğu hususu göz önünde bulundurularak) %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı …a yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Bursa …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas Sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … tarihleri arasında düzenlenecek …. Fuarı (….) için “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedildiğini, COVİD-19 salgını nedeniyle fuarın ileri bir tarihe ertelendiğini, sözleşmede yer alan hükümler gereğince müvekkili şirketin, fuarı haklı gerekçelerle erteleme hakkına sahip olduğunu, yapılan erteleme ile, katılımcıların haklarının aynen korunacak olması, aynı şartlarda fuarın gerçekleştirilecek olması nedeniyle fuar katılım bedelinin iade edilemeyeceği hususunun da kararlaştırıldığını, davacı tarafından ödemelerin yapıldığına ilişkin iddialarına itiraz ettiklerini, bu kapsamda ilgili banka kayıtlarının celbi gerektiğini, davalı şirket ile yapılan Fuar Katılım Sözleşmesinin 32. Maddesinde; “Her türlü uyuşmazlık durumunda Bakırköy Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir” hükmünün yer aldığını, bu nedenle dosyanın yetkisizlik kararı verilerek Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeni ile fuarı ertelemek zorunda kaldığını, belirlenen tarihte yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacak olmaları nedeniyle fuar katılımcıları tarafından ertlenmesinin talep edildiğini, Fuarın sanki keyfe keder nedenlerle yapılmadığını ve bu durumdan müvekkili şirketin bir menfaati varmış gibi lanse edip müvekkili şirkete kusur ve kötüniyet hamledilmesinin mümkün olmadığını, bu hususta mahkemenin taraflar arasındaki menfaatler dengesini göz önünde bulundurması gerektiğini, müvekkili şirketin, fuarın tarihini değiştirme hakkı bulunduğunu, fuar tarihinin değiştirilmesinin katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkı vermediğini, müvekkili şirketin katılımcılardan aldığı ücretler ile fuar organizasyonu harcamaları yaptığını, personelini çalıştırdığını, maaşlarını verdiğini, istihdam sağladığını, devlete vergilerini ödediğini, bütün bu gerçeklik dikkate alındığında verilen hukuka aykırı karar ile müvekkili şirket müvekkilin iradesi dışında doğan, bir mücbir sebep olan pandemi süreci nedeni fuarın ertelendiğini, taraflar arasında menfaatler dengesinin dikkate alınması ve ahde vefa ilkesinin göz önünde bulundurulması gerektiğini, müvekkili şirketin yerleşim yerinin belli olup ticari faaliyetlerine devam ettiğini, mal kaçırma durumu söz konusu olmadığını, davacı ….ın söz konusu iddialarını ispat eder nitelikte hiçbir delil ortaya koyamadığını işbu talebin reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak; anılan tüm bu nedenlerle; dosyanın yetkili mahkeme olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, haksız ve mesnetsiz olan ihtiyati haciz talebinin reddine, haksız, kötüniyetli ve hukuki mesnetten yoksun huzurdaki davanın reddine, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafından davanın Bursa …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esasında açılmış olduğu; Bursa … Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/08/2022 tarih ….. E. … K. Sayılı ilamı ile davalının yetki itirazının kabul edilerek taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 32. Maddesi gereğince yetkili ve görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik nedeni ile davanın usulden reddine karar verildiği; davacı vekilinin talebi üzerine dosyanın Mahkememize gönderildiği, davanın Mahkememizin … Esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında imzalanan fuar katılım sözleşmesi gereğince ödenen fuar katılım bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsiline ilişkin olarak yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Uyuşmazlığın; sözleşme kapsamında belirtilen tarihte fuarın ertelenmesi nedeniyle davacı tarafça yapılan ödemenin iadesi gerekip gerekmediği, sözleşmeden dönme şartlarının oluşup oluşmadığı, icra takibine yapılan itirazın haklı olup olmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Bursa .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş olmakla incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine sözleşmedeki yükümlülüğün yerine getirilmediğinden bahisle sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği ödenen paranın iadesi borç sebebi gösterilerek 22.853,63-TL asıl alacak, 285,67-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.139,30-TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı vekilinin itiraz dilekçesi ile müvekkilinin adresinin Sarıyer/İstanbul olması sebebiyle İstanbul İcra Müdürlüğünün yetkili olduğundan bahisle yetkiye ve borca itiraz ettiği görülmüştür.
İtirazın iptali davasının görülebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış, geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Ortada, geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde, bu itiraz usulünce incelenerek sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı açıktır. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. (Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-1520 Esas- 2014/524 Karar nolu ilamı)
6100 sayılı HMK’nun “Yetki itirazının ileri sürülmesi ” başlıklı 19.maddesinde;
“MADDE 19- (1) Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir.
(2)Yetkinin kesin olmadığı davalarda,yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir.
Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.
(3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir.
(4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” hükmüne yer verilmiş olup icra dairesindeki yetki yönünden de bu hüküm kıyasen uygulanacaktır.
İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki “yerleşim yeri” icra dairesidir.
Takip talebine göre davalı/borçlunun adresinin Sarıyer/İstanbul olduğu anlaşılmaktadır. Davacı alacaklının yerleşim yeri ise dosya kapsamına göre Osmangazi/Bursa’dır.
Somut olayda; davacının dava konusu takibe konu ettiği alacağın, sözleşmeden dönme nedeniyle verilen bedelin iadesine ilişkin olduğu, dönme ile sözleşme ilişkisi baştan itibaren ortadan kalktığı, bu nedenle davacının varlığını iddia ettiği takip ve dava konusu alacağın sözleşmeden doğduğunun kabul edilemeyeceği, HMK’nun 10 maddesinde düzenlenen özel yetki kuralının, dolayısıyla TBK’nun 89. maddesinin somut olayda uygulanma olanağının bulunmadığı, TBK’nun 125/2 maddesi koşullarının oluşup oluşmadığının, davacının borçlu temerrüdü nedeniyle dönme hakkını kullanıp kullanamayacağı yapılacak yargılama sonucunda tespit edileceğinden, davacının iddia ettiği alacağın sözleşmeye dayalı bulunmadığı, bu alacağın tahsili amacıyla başlatılan takipte yetkili icra dairesinin genel yetki kuralına göre belirlenmesi gerektiği, İİK’nun 50 maddesi atfı ile HMK’nun 6 maddesi uyarınca yetkili icra dairesinin davalı/takip borçlusunun ikametgahı olan İstanbul icra daireleri olduğu, takibin ise davacının ikametgahı olan Bursa İcra Dairesi’nde başlatıldığı, itirazın iptali davalarında, usulüne uygun bir takibin mevcudiyeti, dolayısıyla takibin yetkili icra dairesinde başlatılmış olması özel dava şartı olup, davalı/takip borçlusu tarafından yasal süre içerisinde sunulan borca itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiğinden, davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle,
1-Davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/2 fıkrası gereğince icra dairesinin yetkisizliği nedeni ile özel dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 fıkrası gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 274,59-TL’den mahsubu ile kalan 94,69-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
7-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin e duruşma sistemi ile yüzüne karşı, davalı tarafın yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/02/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸