Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/854 E. 2022/1046 K. 18.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/854 Esas
KARAR NO : 2022/1046

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2022
KARAR TARİHİ : 18/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirket ile davalı şirket arasında 31.05.2019 tarihinde akdedilen sözleşme ile davalı şirkete ….. hizmeti verilmesi konusunda mutabık kalındığını, davalı şirketin ihtiyaçları doğrultusunda davacı şirketin üzerine düşen yükümlülüklerin yerine getirilmesine başlandığını, davalı şirketin satın almış olduğu danışmanlık hizmet bedellerini ve lisans kiralama ücretlerini başta düzensiz ve zamanında olmasa da ödediğini fakat süreç ilerledikçe satın alınan danışmanlık hizmet bedellerinin ödenmemeye başladığını, bunun üzerine ilk olarak davalı şirket ile iletişime geçilmeye ve taraflar arasındaki ilişkiye zeval gelmeden problemin ortadan kaldırılmasına çalışıldığını fakat davacı şirketin taleplerinin karşılık bulmadığını, davacı şirketin uzunca bir dönem borcun ödenmesini beklediğini, davalının bu tutarı ödemekten imtina ettiğini, borcun ödenmesi için Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça itirazda bulunulduğunu, davacı şirket tarafından sunulan hizmetin yerine getirildiğini, davalının borca itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu beyanla davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas numaralı icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz sebebiyle davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu takibe davalı şirketin davacı tarafa işbu takibe ilişkin veya başkaca herhangi bir borcu bulunmaması nedeniyle itiraz edildiğini, takibe vaki itiraz üzerine davacı tarafından işbu davanın ikame edildiğini ancak müvekkil şirket aleyhine ikame edilen icra takibi ve işbu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkil şirketin davacı tarafa davaya konu takibe ilişkin veya başkaca herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafın iddiasının aksine davacı tarafından müvekkil şirkete herhangi bir mal veya hizmet sunulmadığını, bu nedenle takibe dayanak gösterilen faturalara ilişkin olarak davacının alacaklı olduğu iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilin ticari defter ve kayıtlarının tetkikinde de işbu durumun açıkça görüleceğini, bir diğer yandan davacı tarafından takibe konu edilen faturaların mesnedi olduğu iddia edilen mal veya hizmetin müvekkil şirkete sunulduğuna ilişkin olarak da dava dosyasına herhangi bir delil sunulmadığını, dolayısıyla davacının iddialarının ispata muhtaç olduğunu beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötü niyetli alacaklının %20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava şartları bakımından HMK.nın 114 ve 115. maddeleri bakımından re’sen yapılan inceleme sonucunda;
Dosya üzerinde yapılan inceleme sırasında arabuluculuk son tutanak aslının dosya içeriğinde olmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış olup, mahkeme tarafından resen gözetilir.
HUAK m. 18/A (2) hükmünde dava şartı arabuluculuğa mutlaka dava açmadan önce başvurulması zorunlu tutulmuştur.
HMK 114/2 ye göre (2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır. denilerek özel kanunlarla da özel dava şartı getirildiğinden resen inceleme yapılacağı sabittir.
Bu konuda Yargıtay’ın kararı da açıktır. Davacı tarafından yukarıda anılan mevzuat uyarınca dava tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurduğundan bahsettiği ancak buna ilişkin tutanağın sunulmadığı da görülmüştür. Uyuşmazlığın giderilmesinde uyuşmazlık, davacı vekiline arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya ibraz edilmemesi halinde bu belgelere UYAP sisteminden ulaşılabilmesi nedeniyle suretinin yeterli olup olamayacağı noktasında toplanmaktadır.”Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi taktirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir” hükmüyle davacının arabulucuk faaliyetine ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dosyasına sunulmasını ”dava şartı” olarak kabul etmiş, bu şartın gerçekleşmemesi halinde de müeyyidesinin ne olacağını açıkça kural altına almıştır. Bu yönüyle emredici nitelikte olan norm, hakime taktir yetkisi tanımamıştır. (Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 17/06/2020 gün, …. Esas sayılı, …..Karar numaralı Kararı)
5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkilerini Düzenleyen Kanun’un 35 inci maddesine dayalı olarak; taraf veya vekillerinin arabuluculuk son tutanak fotokopisinin dosyaya sunmasının yeterli olmadığı, dosyada sureti bulunduğu, 7036 sayılı Kanun’un 3/2. Maddesi mucibince aşağıdaki gerekçeler karara sebebiyet vermiştir.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı vekilinin talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurduklarını öne sürdüğü ve dava dilekçesi ekinde arabuluculuk tutanağı suretini eklediği, 23/09/2022 tarihli tensip tutanağı ile arabuluculuk tutanağı aslını sunması için davacı vekiline tensip zaptının tebliğiyle ihtarat yapıldığı ancak 1 haftalık kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanak aslını sunmadığı, konusu ticari nitelikteki itirazın iptali davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu, dava şartı olarak kabul edildiği, işbu davanın 22/09/2022 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle arabulucuya başvurulmuş ise de mahkememiz dosyasına arabuluculuk tutanağı aslının sunulmadığı anlaşılmıştır.
7155 Sayılı Kanunla 6102 sayılı TTK’na 5/A maddesi eklenmiş ve anılan kanun hükmü ile ticari davalarda arabuluculuk dava şartı olarak kabul edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nin 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
Aynı yasa ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesine göre ise “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usuldenreddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilir.”
Somut olayın ticari dava niteliğinde olduğu hususları açıktır. Yukarıda belirtildiği üzere ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Davanın esası bir paranın ödenmesine ilişkindir ve arabuluculuğa tabi olacağı kuşkusuzdur. İşbu davada davacı tarafından arabulucuya başvuru yapılmış olsa da arabuluculuk tutanak aslı veya arabulucu tarafından onaylı örneğinin sunulmadığı sabit olup, yasa gereği verilen kesin süreye rağmen de sunulmamıştır. Bu itibarla davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince özel dava şartı yokluğundan HMK 115.madde uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 15.413,79-TL harçtan mahsubu ile artan 15.333,09-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar VERİLMESİNE,
5-HMK’nin uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7.maddesi uyarınca maktu vekalet ücretin yarısına denk gelen 4.600,00- TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 18/11/2022

Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye ….
¸e-imzalıdır
Üye ….
¸e-imzalıdır
Katip ….
¸e-imzalıdır