Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/833 E. 2022/805 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/833 Esas
KARAR NO : 2022/805

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 03/08/2021
KARAR TARİHİ : 19/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 03/08/2021 tarihinde mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı ….. ile davacı arasında akdedilen 27/05/2014 tarihli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi kapsamında İstanbul ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde yer alan A Blok, 13. Kat, 180 numaralı taşınmazın satışı için 1.143.740,00-TL + KDV bedel üzerinden anlaşma sağlandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında, dava konusu taşınmazın satış bedelinin, davacı tarafından, bir kısmının senet ile, kalan kısmının ise nakit olarak ödendiğini, davacının tüm edimlerini yerine getirdiğini, tapu masraf ve harçlarının da ödendiğini, davacının, davalı …..’ya herhangi bir borcunun bulunmadığını, Konut Sözleşmesi uyarınca, dava konusu taşınmazın davacıya tesliminin yapıldığını, ancak 16/08/2017 tarihinde gerçekleştirilen tapu devrinde, devir esnasında tapu takyidatında taşınmaz üzerinde ipotek olduğunun görüldüğünü belirterek, davacı tarafından, bedeli ödenerek satın alınan dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan, davalılar …bank A.Ş. Ve … A.Ş. lehine konulan ipoteklerden dolayı davacının borçlu olmadığınını tespitine, dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerindeki ipoteklerin terkin edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; Menfi Tespit ve ipoteğin fekki isteminden ibarettir.
Tüketici mahkememsi her ne kadar kayıt kabul davası olarak nitelendirip mahkememize dosyayı mahkememize görevsizlikle gönderilmiş ise de davaya İİK 235.md uyarınca alacak ya da tapu iptali davası olmayıp menfi tespit ve sonrasında ipoteklerin kaldırılmasına dair bir dava olup kayıt kabul davası değildir.
HMK’nın 1.maddesine göre mahkemelerin görevi ancak kanun ile düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.
HMK’nın 2.maddesine göre dava konusunu değer veya miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.
6502 sayılı yasanın 73/1 maddesine göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
HMK’nun 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartı olup HMK’nun 115/1. Maddesine göre mahkemece dava şartının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında resen araştırılması gerekir.
Görevsizlik kararı verilmesi halinde HMK’nun 20. Maddesine göre işlem yapılır.
6502 sayılı yasanın 1.maddesine göre Tüketici Kanunun amacı kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimleri özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemek olarak belirtilmiştir.
6502 sayılı yasanın 3/k maddesine göre Tüketici ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmıştır.
6502 sayılı yasanın 3/l madesine göre tüketici işlemi ; Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlar ile hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
İpotek hakkı; Türk Medeni Kanunu’ nun 881. Maddesinde düzenlenmiş olup, halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak güvence altına alınabilir.
İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınmasını amaçlayan ve bir taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek hakkı herkese karşı ileri sürülebilir.

TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; davacı satın almaya konu konutun ipotekli olduğu bir anlamda hukuki ayıplı olduğunu iddia etmekte olup, menfi tespit ve ipoteğin fekki talepli olup alacak ya da kayıt kabule olacak şekilde tapu iptali davasıdır her ne kadar bankacılık işleminden kaynaklı ipoteğin fekki talep edilmişse de davacı tacir olmayıp tüketici konumundadır. Zira davacı tarafından satın alınan konutta hukuk ayıp olduğu iddia edilmekte olup, mutlak ticari dava konusuna giren uyuşmazlıklarda daha özel bir durum olmadığı müddetçe ticaret mahkemeleri görevlidir. Fakat mevcut uyuşmazlığımızda yukarıda belirtildiği üzere taraflar arasında tüketici işlemi mevcut olup uyuşmazlığı çözmede görevli mahkeme tüketici mahkemeleridir. (Konuya ilişkin benzer nitelikli İstanbul BAM 7. HD.’nin 2021/274 E, 2021/334 K sayılı ilâmı) Tüketici mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin BAKIRKÖY … TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
3-Mahkememiz kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde daha önce de Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının halli merci tayini için dosyanın HMK22/2 maddesi uyarınca İSTANBUL BAM … Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 19/09/2022
Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip ..
¸