Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/822 E. 2023/332 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/822 Esas
KARAR NO : 2023/332

DAVA : İflas (Doğrudan Sermaye Şirketleri İle Kooperatiflerin İflası (İİK 179))
DAVA TARİHİ : 13/09/2022
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Borçlu Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 178)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin nakit akışı ve ticari yaşamı … Elektrik ve İnşaat Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’nin iflas etmesiyle bozulduğunu hali hazırda borçlarını ödeyemedikleri gibi, bozulan nakit dengesi nedeniyle ticaret de yapamamakta olduklarını, müvekkil şirketin, belirtilen çekler dışında da alacakları olup, bir çoğunun tahsil kabiliyeti olmadığını, sundukları mizandan da anlaşılacağı üzere, müvekkili şirket borca batık olduğunu, daha önce birikimlerini müvekkili şirkete borç olarak veren ve tek kazancı şirket ortaklığından almış olduğu kar payı olan müvekkil …’in de artık bir kazancı olmadığını ve çekler nedeniyle de şu an kendisi de borca batık bir durumda olduğunu, …’in, başkaca herhangi bir mal varlığı olmadığını, başkaca alacağı bulunmadığı gibi başkaca borcu da olmadığını bu nedenlerle öncelikle, alacaklıların zarara uğramaması için tüm icra takiplerinin durdurulmasına ve dava müddetince yeni takip yapılmasının tedbiren durdurulmasına, müvekkillerinin iflasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; şirketin pasiflerinin aktiflerinden fazla olup olmadığı, İİK nun 178.maddesi kapsamında aciz nedeniyle doğrudan doğruya iflas koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti istemlidir.
Dosyada delil olarak; Bağcılar SGM, Kocasinan Vergi Dairesi Müdürlüğü, Bağcılar İlçe Müdürlüğü ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkereler yazılmış; Bilirkişi heyetinden rapor celp edilmiştir.
Bilirkişi Heyeti raporunda özetle; “Davacı şirketin 31.12.2022 tarihli Kaydi Bilançolarına göre, Özkaynaklarının (+) 1.167.982,49 TL olduğu ve Kaydi değerlerden şirketin Borca Batık olmadığı, Davacı şirketin, TTK 376/3. Mad. ve İİK 179 mad. hükümlerine esas, 31.12.2022 tarihli “Aktiflerin, hem işletmenin devamlılığı esasına göre, hem de muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle düzenlenen, Rayiç Değer Bilançosuna göre” Rayici/Mal Varlığı Bilançosunun; Rayiç Değerlerden Gerçek Aktif toplamı 30.748.661,87 TL, Pasif toplamı ise 29.174.912,45 TL olmakla, şirketin 31.12.2022 tarihli aktifinin pasifinden (+) 1.303.749,42 TL fazla olduğu ve borca batık olmadığı, Rapor içerisinde gerekçeleri ile izah edildiği üzere İİK m.178 göre aciz halinin gerçekleştiğine ilişkin bir bilgi tespit edilemediği, bu nedenle de aciz hâlinin oluşmadığı, Ancak Syf. 19-20-21 de izah edildiği üzere, Sayın Mahkemenizce dava dışı 3. Kişilerin avans çeki ve senedinden kaynaklı alacaklarının davacı şirket ortağına alacak kaydedilmesinin kabul edilmesi, buna mukabil bu firmalardan alınan çek ve senetler karşılıksız olduğundan rayiç değerli bilançodan düşülmesi gerektiğine kanaat edilmesi halinde, davacı Şirketin (-) 24.326.250,58 TL Borca Batık olacağı ve aynı zamanda İİK m.178’e göre ödemeden aciz halde olacağı,…’in gerçek kişi olduğu, dosya münderecatında iflasa tabi tacir olduğunun tespit edilemediği, 1.303.749,42 TL mal varlığına karşılık 14.845.702,71 TL borcu olduğu, yapılan tespitler neticesinde davacının iflas talebinin mahkemenin takdirlerinde olduğuna” dair tespit ve görüşlerini mahkememize bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu gerekçe ve sonuç itibariyle denetime elverişli, yeterli görülmekle hükme esas alınmıştır.
İİK madde 178’de “Borçlu aciz halinde bulunduğunu bildirerek salahiyetli mahkemeden iflasını isteyebilir. İflasa tabi borçlu aleyhine alacaklılardan birinin haciz yolu ile takibi neticesinde yapılan haciz borçlunun yarı mevcudunun elinden çıkmasına sebep olup da kalanı muaccel ve vadesi bir sene içinde hülül edecek diğer borçlarını ödemeye yetişmiyorsa borçlu derhal aczini bildirerek iflasını istemeye mecburdur. “düzenlemesi yer almaktadır.
Bilindiği üzere bir tacir iki halde doğrudan doğruya, takipsiz olarak kendi iflasını isteyebilir. Bu haller İİK madde 178 ve madde 179’da düzenlenmiştir. İİK madde 178 genel olarak bütün tacirler için geçerli iken, İİK madde 179 sadece sermaye şirketlerine uygulanabilir.
İİK madde 178’e göre borçlu tacir “aciz halinde bulunduğunu” ileri sürerek kendi iflasını isteyebilir. İİK madde 179’a göre ise bir sermaye şirketi “pasifinin aktifinden fazla olduğunu-borca batık olduğunu” iddia ederek kendi iflasını isteyebilir, hatta istemek zorundadır. Aciz hali ile borca batıklık farklı kavramlardır. Borç ödemeden aciz halinde bulunan bir borçlunun pasiflerinin aktiflerinden daha fazla olması gerekmez. Pasifi aktiflerinden fazla olan bir borçlunun ise, biraz güç olmakla birlikte dış finansman elde etmek suretiyle borçlarını ödeyebilecek durumda bulunması, yani aciz halinde olmaması mümkün olabilir. Bir sermaye şirketinin borca batık olması halinde, yönetim organı durumu mahkemeye bildirmeye yalnızca yetkili değil, aynı zamanda mecburdur. Çünkü, bir sermaye şirketinin borca batık olması halinde bu durumun kamu düzenini ilgilendiren bir durum olduğu kabul edilerek emredici hükümlerle bu durumdaki şirket ve kooperatiflerin idare ve temsil ile görevlendirilmiş olan organlarına durumu mahkemeye bildirerek şirketin iflasını isteme görev ve yetkisi verilmiştir. Nitekim İİK madde 345/a’da yönetim kurulu üyeleri ve tasfiye memurlarının şirketin mevcudunun borçlarını karşılamadığını bildirerek şirketin iflasını istemez iseler cezalandırılacakları belirtilmiştir.

Toplanan ve sunulan deliller, müzekkere cevapları, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, İİK’nın 178. madde hükümlerine dayalı doğrudan iflas istemine ilişkindir.
İİK’nın 178. maddesi uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir. Borca batıklık, borçlunun malvarlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur.Talep edenler “borçlunun aciz içerisinde olması” ibaresi, İİK’nın 178. maddesinde sadece borçlunun müracaatıyla başvurulabilen doğrudan iflas sebepleri arasında sayılmıştır.
İİK’nın 178. maddeleri uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir. Borca batıklık, borçlunun malvarlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur. İflas talebi üzerine mahkemece bilirkişi incelemesi yapılarak iflas talebinin yerinde olup olmadığı belirlenir. Borca batıklığın tespiti için 6102 sayılı TTK ‘nın 376/3 maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır.
Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenir. Somut olayda; uzman bilirkişiler tarafından yapılan incelemelerde davacı şirketin2. Davacı şirketin, TTK 376/3. Mad. ve İİK 179 mad. hükümlerine esas, 31.12.2022 tarihli
“Aktiflerin, hem işletmenin devamlılığı esasına göre, hem de muhtemel satış fiyatları esas
alınmak suretiyle düzenlenen, Rayiç Değer Bilançosuna göre” Rayici/Mal Varlığı
Bilançosunun; Rayiç Değerlerden Gerçek Aktif toplamı 30.748.661,87 TL, Pasif
toplamı ise 29.174.912,45 TL olmakla, şirketin 31.12.2022 tarihli aktifinin pasifinden
(+) 1.303.749,42 TL fazla olduğu ve borca batık olmadığı,
diğer davalı …’in gerçek kişi olduğu, dosya münderecatında iflasa tabi tapor içerisinde gerekçeleri ile izah edildiği üzere İİK m.178 göre aciz halinin
diğer davalı …’in gerçek kişi olduğu, dosya münderecatında iflasa tabi tacir olduğunun tespit edilemediği, 1.303.749,42 TL mal varlığına karşılık 14.845.702,71 TL borcu olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle; Davacı İİK madde 178 borçlunun aciz halinde bulunduğunu bildirerek kendi iflasını istemesine cevaz vermekte ise de, aciz halinden maksat borçlunun muaccel borçlarını sürekli olarak ödemeden yoksun durumda bulunmasıdır. (bkz. Mahmut COŞKUN, Konkordato ve İflas, Seçkin Yayınevi, 2. Baskı, s.739)
Somut olayda dosya kapsamından davacı şirketin aciz halinin sürekliliğini gösterir herhangi bir durum tespit edilememiştir. Bu durumda, davacı şirketin borca batıklık iddiasının iflas talebini haklı kılacak kesin ve net somut delillerle tereddüte yer bırakmayacak şekilde ispatı sağlanamamıştır. Şirketin ortaklara toplam 16.838.817,44 TL borcu olacaktır. Buna mukabil Pasifte bu firmalar 24.845.432,76 TL
alacaklı olacak ve aktifte yer alan karşılıksız çek ve senetlerinin mahsubu ile bir tarafta pasifte bu
firmalara borç olmayacak, bir tarafta da aktifte herhangi bir çek senet olmayacaktır. Böyle bir tablo
karşısında, davacı şirketin muaccel borcu olarak …’e olan borcu ve diğer borçları olmak
üzere toplam 18.168.297,13 TL borcu olacaktır. Aktifinde ise 18.140.981,69 TL ortaktan alacağı
ve müşterilerden olan alacağı bulunmakta olup, şirket ortağının şirkete bu denli yüksek
miktarda borçlu olduğu göz önüne alındığında, şirketin aciz halinde olduğunu söylemek
mümkün olmayıp, şirketin aciz hâlinde olduğunu gösteren başka bir veri de tespit
edilememiştir. Kaldı ki, şirketin aktifinde olan gayrimenkul ve taşıtların satış rakamlarına
bakıldığında ise, çıplak gözle dahi rayicine göre düşük fiyatlarla devredildiği gözükmektedir.
Tüm bu izah edilen nedenlerden dolayı davacı şirketin İİK 178m. ve m.179’a göre borca
batık olmadığı ve aciz halinde olmadığı oluşan kanaat ve alınan bilirkişi raporuyla da davacı şirketin borca batık olmadığı anlaşılmıştır. …’in ise gerçek kişi, şirketin yetkilisi ve ortağı olduğu anlaşılmakla iflasa tabi tacir olmadığı anlaşılmakla davacıların iflas talebi yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının İflas Talebinin REDDİNE,
Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 99,20 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı taraflarca yatırılan harç ve yapılan yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Davacı taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ile iflas avansının HMK 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacılara iadesine,
HMK’nin uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 GÜNLÜK süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır