Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/804 E. 2022/1048 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/804 Esas
KARAR NO : 2022/1048

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 21/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin 11.07.2013 tarihinde saat 20.30 sıralarında ….. plakalı motoru ile Bağcılar da seyir halinde iken ….. plakalı aracın müvekkiline çarptığını, kaza nedeniyle araç sürücüsü ….., araç sahibi ….. ve ….. plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası kaza zamanında olmadığından ….. Karayolları Trafik Kanunu hükümleri gereğince sorumlu olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin sağ bacağı ve sağ ayağının birçok yerinden kırıldığını, …. Hastanesine kaldırılarak burada ameliyat olduğunu, bacağına birçok vida takıldığını, yatarak tedavi gördüğünü, kendi ihtiyaçlarını kendisinin karşılamayacak durumda olduğundan bakıcı tarafından bakıldığını, …. Merkezinde bir süre fizik tedavi görmek zorunda kaldığını, müvekkilinin bu süreçte maddi ve manevi zarar gördüğünü, müvekkilinin 34 yaşında kaza geçirdiğini, kendisinin evli ve 10 yaşında bir çocuğunun olduğunu, Fatura Ödeme merkezi olan müvekkilinin kaza nedeniyle iş yerini kapatmak zorunda kaldığını, halen çalışamadığını, müvekkilinin kaza sonrası çalışamadığı dönem için geçici ve kalıcı iş görememezlik talepleri olduğunu, kazaya neden olan ….. plakalı araç üzerine teminatsız olarak tedbir konulmasını, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada yargılama esnasında toplanacak delillere göre fazlaya ilişkin hakları ve alacaklarının kesin olarak tespitinin mümkün olduğu tarihte taleplerini değiştirme hakları saklı kalmak kaydıyla , geçici iş görememezlik nedeniyle 1.000.-TL , oluşan kalıcı hasar ve sürekli iş göremezlik nedeniyle 3.000.-TL bakıcı masrafları için 500.-TL, özel beslenme , yol ve ilaç giderleri gibi dolaylı tedavi masrafları için 500.-TL olmak üzere şimdilik toplam 5.000.-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.000.-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte, 1 ve 2 numaralı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesinde; Kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen ….. plakalı aracın kaza tarihinde geçerli Trafik Poliçesinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini, ….. yönetmeliği çerçevesinde herhangi bir müracaatın olmadığını, talep edilen tazminatın nasıl hesaplandığı, dayanağının hangi belgelerden oluştuğunun açıklanması gerektiğini, diğer davalıların haksız fiil faili konumunda bulunduklarından vekil eden hakkındaki davanın reddine karar verilmesini, 6098 Sayılı TBK 62. Maddesi gereğince iç ilişki açısından da mahkemenin karar verebileceğini, bu bağlamda diğer davalılara rücu haklarının saklı tutulmasını, davacı tarafın geçici iş göremezlik ve tedavi gideri taleplerinin muhatabı vekil eden kurum olmadığından davanın reddine, vekil edeninin sorumluluğu kusur oranı ile kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, davacının da kazada asli veya müterafik kusuru , maluliyet oranı , gerçek gelirinin belirlenmesi gerektiği, davanın açılmasına sebep olmayan vekil edenin temerrüdünün söz konusu olmadığından dilekçede belirtilen faizin başlangıç tarihi ve faiz talebinin kabul edilemez olduğunu, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ….., ….. vekili cevap dilekçesinde özetle ;Davalı ….. ile müvekkili arasında imzalanmış herhangi bir poliçenin bulunmadığını, Güvence Hesabının Sorumluluğunun TTK dan kaynaklanmadığını, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkili ….. ün sevk ve idaresinde ….. plakalı araç ile 11.07.2013 tarihinde 20.30 sıralarında Bağcılarda caddeye çıkmak için sol sinyali yakıp caddenin geçişe uygun olması için kavşakta durup beklediğini, müvekkilinin plakasını hatırlayamadığı beyaz renkli minibüsün durarak müvekkiline geçiş için izin verdiğini, davacının müvekkiline yol veren minibüsü trafik kurallarına aykırı bir şekilde şerit ihlali yapmak suretiyle hızlı bir şekilde solladığını, müvekkilinin aracının sol ön kısmına sürterek çarpması sonucu yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin hızının düşük olduğunu, motorun çok hızlı geldiğinden duramadığını, kazaya sebebiyet verdiğini, olay yerine ambulansın çağrıldığını, motosiklet sürücüsünün ambulans ile hastaneye kaldırıldığını, kaza sonrası müvekkilinin olay yerinden gitmediğini, polisleri beklediğini tutanağın tutturulduğunu, polis karakoluna giderek ifade verdiğini, kaza sonrasında davacının kemik kırıklarının olmasına rağmen bilincinin açık olduğunu, müvekkili ve diğer davalı müvekkilinin eşi ile birlikte sık sık davacıyı ziyarete gittiklerini, davacının haksız kazanç edinme düşüncesi ile bu davayı açtığını, taleplerini belirlenebilir miktarda açıklayamadığını, eksik harç ikmal ederek eksik beyan verdiklerini, davacının ifadelerinde ve dosya kapsamında verdiği beyanlarında çelişkili ve yanlış olduğunun açıkça ortada olduğunu, tüm dava ve talep hakları ile karşı tarafın sunacağı delillere karşılık cevap ve delil sunma hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilleri aleyhine açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi kurulu, Makine Yüksek Mühendisi Prof Dr. …., Makine Yüksek Mühendisi Prof Dr. …, Trafik Polisi ….15/09/2015 tarihli bilirkişi raporu ile, … plaka nolu motosiklet sürücüsü davacı ….’in % 100 (Yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğu, ….. plaka no’lu aracın sürücüsü davalı ….’ın kusursuz olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi … tarihli raporu ile, Davalı sürücü ….. idaresindeki otomobil ile 26/9 Sokak üzerinde seyir halindeyken olay mahalli kavşağa gelip, Hoca Ahmet Yesevi Caddesi üzerinde duran/yol veren bir minibüsün önünden sola dönüşle caddeye katıldığı sırada, cadde üzerinde durmakta olan araçların solundan kontrolsüz biçimde seyirle kavşağa giren motosikletle çarpışmak durumunda kaldığı olayda kazayı önlemek adına alabileceği yeterli bir önlem bulunmadığından atfı kabil bir kusuru bulunmadığı, davacı sürücü ….. idaresindeki motosiklet ile meskun mahaldeki caddede seyir halindeyken olay mahalli kavşağa yaklaştığında hızını asgari düzeye düşürüp seyrini daha kontrollü biçimde sürdürmesi gerektiği hususlarına riayet etmediği, aynı istikamette seyir halindeyken trafik yoğunluğu nedeniyle duran araçların solundan seyrine devam etmek suretiyle kavşağa geldiği, kavşak mahallinde durup sokaktan gelen araca yol vermiş minibüsün önünden caddeye katılabilecek araçlar olabileceğini de dikkate almayarak seyrine devam ettiği sırada ise caddeye katılmaya çalışan davalı sürücü idaresindeki otomobille çarpıştığı olayda asli derecede tamamen kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Bilirikişi kurulu, Trafik Teknik Elemanı …., Makine Mühendisi …, Makine Mühendisi … 18/04/2016 tarihli talimat yoluyla alının raporu ile, davacı sürücü …’in meydana gelen olayda %100 oranında tamamen kusurlu olduğu, davalı sürcü ….. (…) olayda kusursuz bulunduğu görüş ve kanaatine varıldığını beyan etmişlerdir.
Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında yapılan incelemede, müştekinin ….., Sanığın ….. olduğu, Bakırköy …. Sulh Ceza Mahkemesinun …. Esas sayılı dosyası ile alınan 17/03/2014 tarihli rapor ile, Mağdur sürücü …..’in olayda tali derecede kusurlu, Sanık sürücü ….in olayda asli derecede kusurlu olduğu fakat yargılama sırasında sanığın mahkememizce alınan raporlar dikkate alınarak kusursuz olduğu kanaatine varılarak ceza mahkemesince beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin …. esas, … karar, 28/01/2020 tarihli kararı ile davanın reddine karar verildiği, davacı vekilince kararın istinaf edilmesi üzerine dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği, İstanbul BAM …. Hukuk Dairesinin … esas, …. karar, 14/06/2022 tarihli ilamı ile ” İlk Derece Mahkemesince, her ne kadar, kazanın meydana gelmesinde davacının %100 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamında kusura ilişkin birden fazla rapor alındığı ve raporlar arasında ciddi çelişkilerin bulunduğu; misal trafik kazası tespit tutanağında, davalı sürücü …..’ün asli kusurlu, davacı sürücünün ise tali kusurlu olduğunun belirtildiği; olay nedeniyle ceza yargılamasının görüldüğü Bakırköy … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında bulunan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin … tarihli raporunda; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …..’ün asli kusurlu, davacı sürücünün tali kusurlu olduğu, işbu dosyada, aynı Daire tarafından ve aynı başkanın dahil olduğu heyet tarafından düzenlenen 12/01/2016 tarihli raporda ise, davalı sürücü …..’ün kusursuz, davacı …..’in ise %100 oranında kusurlu olduğunun mütalaa edildiği; Mahkemece karara dayanak yapılan kusur raporunun, kaza tespit tutanağında belirtilen oluşa uygun olmadığı, davacı sürücünün sadece hızlı olmasından dolayı, kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu kabul edilmesinin, hak, hakkaniyet ve nesafet ilkelerine uygun düşmediği kanısına varılmıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar kabule şayan görülmüştür.
O halde, Mahkemece, uzman 3 kişilik bilirkişi kurulundan, trafik kazası tespit tutanağında belirtilen olgu ve tespitler ile ceza dosyasındaki bilirkişi raporları ve işbu dosyada aldırılan tüm bilirkişi raporlarının ve davacı sürücü ile davalı sürücünün kaza anındaki davranışlarının değerlendirilmesi ve hak, hakkaniyet ve nesafet ilkelerinin de gözetilmesi neticesinde, kusur yönünden yeniden bir rapor alındıktan sonra karar verilmesi gerekmektedir. ” gerekçesi ile mahkememizce verilen kararın kaldırıldığı, mahkememizin …. esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava, meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi-manevi zararın davalılardan tahsili davasıdır.
Mahkememizce daha evvel kusur araştırması neticesinde davalı sürücünüm kusurlu olmadığı gerekçesiyle verilen ret kararı istinaf incelemesi neticesinde raporlar arasında çelişki olduğu gerekçesiyle kaldırılmışsa da dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde mahkememizce raporlar arasında çelişki olması nedeniyle daha evvel Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden bu konuda rapor alındığı, söz konusu 18.04.2016 tarihli Fen Heyeti raporuna göre davalı sürücü …..’ün meydana gelen kazada kusursuz olduğunun tespit edildiği, dosya kapsamında raporlar arasındaki çelişkinin 3’lü bilirkişi incelemesi ile zaten giderildiği anlaşılmıştır. Ayrıca aynı trafik kazasının ceza yargılamasının görüldüğü Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasında davalı hakkında kusursuz olduğu gerekçesiyle verilen beraat kararının da dosyamız istinaf aşamasında iken 17.12.2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Gelinen aşamada mahkememizce hem raporlar arasında çelişkinin giderilmesine dair daha evvel fen heyetinden rapor alınarak çelişkinin giderildiği anlaşılmakla usul ekonomisi gereği tekrar rapor alınmasına gerek görülmemiş, ayrıca vakıaya ilişkin ceza yargılamasında davalı sürücü hakkında verilen beraat kararının kesinleştiği, bilindiği üzere ceza yargılamasında vakıa tespitine dair kesinleşen durumların hukuk hakimini bağlayacağı, haliyle verilen beraat kararının gerekçesinin davalı sürücünün kusursuz olduğu temeline dayandığı, bu durumda bu kararın gerekçesine temel teşkil eden vakıa tespitinin kesinleşmiş bir karar olması nedeniyle mahkememizi de bağlayacağı dikkate alınarak yeniden kusur araştırmasına gerek görülmemiş ve mahkememizce alınan raporlar ve kesinleşmiş ceza dava dosyasındaki tespitler neticesinde davalı sürücü …..’ün kusursuz olduğu kanaatine varılmış, delillerle sübut bulan açıkça sabit olmuştur kuralı gereği (Bürhân ile sâbit olan, ıyânen sabit olmuş gibidir-Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye) alınan raporlar ve kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile davacının kendi kusuruyla sebebiyet verdiği zarardan ötürü davalılara karşı herhangi bir talepte bulunamayacağı, oluşan zarara katlanmakla yükümlü olduğu kanaatine varılarak tüm talepler hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 85,40-TL harçtan mahsubu ile, kalan 4,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca tayin ve takdir alınan 5.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak TÜM DAVALILARA VERİLMESİNE,
5-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca tayin ve takdir alınan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılardan ….. VE …..’E VERİLMESİNE,
6-Davalılar ….. ve ….. tarafından sarf edilen 42,25-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılar ….. VE …..’E VERİLMESİNE,
7-Davacı ve davalılar ….. ve ….. tarafından yatırılan gider avanslardan arta kalan kısım olur ise karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza