Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/777 E. 2022/996 K. 07.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/777 Esas
KARAR NO : 2022/996

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 29/08/2022
KARAR TARİHİ : 07/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in, tasfiye halinde ”… Ltd. Şti. – … ” firmasının tasfiye memuru olduğunu, tasfiye halindeki ”… Şti. – …. ” nin Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile tahsile konularak ödeme emri gönderilen 3 (üç) adet her biri 5.000 USD’lik bono üzerinde şirket kaşesi bulduğunu, her bir bonodaki kaşe üzerine iki adet imza atıldığını, her iki imzanın da kaşe üzerine atılmış olup bonoların muhatabı …. Şti. Olduğunu, 3. Alacaklı olan davalı tarafın ödeme emrini hem şirket adına hem de müvekkili adına düzenlediğini, icra müdürlüğünün normal olarak imzaları ve borçlu isimlerini kontrol edip, ödeme emri düzenlemesi gerekirken alacaklının beyanına itibar ettiğini, ve bono ile şahsi ilgisi olmayan müvekkiline de haksız ve yasaya aykırı olarak ödeme emri çıkardığını, sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olduğunu, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirileceğini, ancak her iki imzanın şirket kaşesi üzerine atılması halinde bu imzaların tamamının keşideci şirketi temsilen atıldığının kabulü gerekeceği, somut olayda kambiyo takibine konu edilen bono üzerine keşideci şirketin kaşesinin iki defa basılmış olduğu ve kaşelerden birinin üzerine bir, diğerinin üzerine iki adet imza atıldığı görüldüğünü, keşideci şirket kaşesi üzerine atılmış imzalar dışında açığa atılmış herhangi bir imza bulunmadığından şirket yetkilisi olan borçlu şahsen sorumlu tutulamayacağını, o halde mahkemece, itirazın kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi yönünde hükmün tesisinin isabetsiz olduğunu, Yargıtay’ın bonodaki iki imza üzerine vermiş olduğu kararların açık ve net olduğunu, Yargıtay kararlarında kaşe üzerinde bulunan iki imzanın kaşede belirtilen firmayı temsil edeceği ve şahsi yükümlülük getirmeyeceğinin kararlaştırıldığını, ancak kaşe dışında atılan imzanın aval olarak kabul edileceği ve kişiyi bağlayacağı benimsendiğini, bu nedenlerle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, satış dairesi Bakırköy …. icra müdürlüğü …. e. sayılı dosyasında müvekkilinin evinin satış işlemlerinin durdurulmasına tedbiren karar verilmesine, müvekkili aleyhine başlatılan takibin iptaline, müvekkilinin borçlu olmadığını bilerek icrai işlemler yapan davalı(alacaklı) aleyhine %20 ‘den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına, alacaklarımıza ticari faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde özetle; İİK Madde 71/1 gereğince icra takibinin iptalinde görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacı/borçlu için takibin kesinleşmesinin akabinde haciz işlemlerine geçildiğini, neticeden davacı/borçlunun maliki olduğu taşınmaza 18/01/2021 tarihinde Bakırköy …. İcra Dairesi’nin 16/01/2021 tarih …. sayılı haciz yazısı sayılı yazıları ile 150525.17 TL bedel ile Alacaklı Müvekkil … lehine haciz işlendiğini, 25/01/2021tarihinde, Davacı/borçlunun … Mah… Sk. No:… Kapı No:… …./… adresindeki ikametgahına hacze gidildiğini, söz konusu haciz tutanağında da görüleceği üzere; davacı/borçlu …’in haciz mahalline geldiğini, ikametgahında bulunan kasayı açtığını, akabinde senetler ve kasada bulunan … imzalı bazı belgelerin icra dairesi kasasında muhafaza edilmek üzere icra memurlarınca alındığını, haciz tutanağının ikinci sayfasında tutanak altına alındığı üzere davacı/borçlu kötü niyetli olarak alacaklı olduğu birçok senedi icra memurlarına teslim etmekten kaçındığını, cebine koyduğunu, memurlara direndiğini, davacı/borçlu senedi aldığını inkar ettiğini ancak haciz mahallinde yapmış olduğu telefon görüşmesinde,”Senedi istiyorlar ama vermedim.”şeklinde konuştuğunu ancak bir süre sonra senetin ortaya çıkartıldığını, meydana gelen olay ve davacı/borçlunun tavrını da açıkca gösterdiğini, davacı/borçlunun kötü niyetli eylemleriyle davalı müvekkilinin alacağına kavuşmasın engellemeye çalıştığını, davanın haksız ve kötü niyetli açıldığını, davacı/borçlunun davalı müvekkiline karşı borcunu inkar etmekte ise de 25/01/2021 tarihli haciz tutanağının ikinci sayfasında da tutanak altına alındığı üzere davacı borçlunun borcunu ikrar ettiğini, haciz tutanağının ikinci sayfasında da görüleceği üzere borçlu …’in “ben …. bey ile görüştüm.taşınmaz satıldığında borcumu ödeyecektim.” şeklinde beyanda bulunarak davalı müvekkiline karşı olan borcunu ikrar ettiğini, müvekkilinin alacağının sürüncemede bırakmak amacıyla açılmış davanın reddine, davacının tazminat talebinin reddine, davacı (borçlu) aleyhine %20 ‘den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; … tarafından Tasfiye Halinde … Ve … aleyhine 15.000-USD senet 570,51 -USD komisyon ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.570,51-USD alacağın yıllık işleyecek %13,75 avans faizi ve değişen oranlarda faizi ile birlikte icra masrafları ve faizin tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava, İİK 72.maddesine dayalı bonolardan dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, takip konusu senetlerdeki şirket kaşesi üzerine atılan ikinci imzanın davacının aval veren sıfatıyla şahsen sorumluluğunu gerektirip gerektirmeyeceği hususundadır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Menfi tespit davalarında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerinde olsa da uyuşmazlık eğer kambiyo senedinden kaynaklanıyor ise bu halde ispat yükü uyuşmazlık konusu kambiyo senedinden ötürü borçlu olmadığını iddia eden davacı üzerinde olur. Nitekim olayımızda da ispat yükü ödeme iddiası bulunması nedeniyle davacı üzerindedir. Tafların delilleri bu muvacehe ölçüsünde değerlendirilip yargılama sonuçlandırılmıştır.
Davaya konu senetlerin uyapta ilgili olarak kayıtlı cira dosyası içerisinde takibe dayanak belge kısmında bulunan suretlerinin incelenmesinde; takibe konu 3 adet senedin bulunduğu, senetlerin sıralı senetler olduğu, keşide tarihlerinin sırasıyla 30.07.2020, 30.08.2020, 30.09.2020 keşide tarihleri olduğu, borçlunun …. Şti. Olduğu, lehtarın dosyamız davalısı olan … olduğu, bono bedellerinin her birinin 5.000,00 USD olduğu, borçlu kaşesi üzerinde çift imzanın bulunduğu anlaşılmıştır.
Aval, 6102 sayılı TTK’nın 700 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Yasanın 701/3. maddesi uyarınca muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. Ancak somut olayda keşideci tüzel kişi olup bonoda şirket kaşesi üzerine atılmış iki imza bulunmaktadır. Davacı şirket yetkilisinin aval veren olarak şahsen sorumluluğunun bulunması için senede atılan ikinci imzanın şirket kaşesi üzerinde atılmaması gerekmektedir. Aynı kişi tarafından kaşe üzerine atılan ikinci imza aval hükmünde değildir. Davacının bu durumda aval veren olarak sorumluluğundan söz edilemeyeceği gibi, haciz mahallindeki borcun ödeneceğine ilişkin beyanı da borcu şahsen üstlendiği anlamına gelmeyecek olup bu konuda da aval hükümlerinin uygulanamaycaktır. (aynı konuda bknz; Yargıtay 19 HD. ‘nin 2016/14686 Esas, 2018/1045 Karar Sayılı İlâmı)
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının takibe konu senetlerden kaynaklı aval olarak sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmış, ayrıca davacının kötü niyet tazminatı talebi bakımından ise davalının takip yapmada kötü niyeti ispatlanamadığından tüm talepler hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
A-Davacının aleyhine yapılan Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
B-Davacının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 19.382,76 -TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.560,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 17.822,06-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 42.724,58-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından ödenen 80,70-TL başvurma harcı, 1.560,70-TL peşin harç, 74,00-TL tebligat ve müzekkere ücreti olmak üzere toplam 1.715,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/11/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza