Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/737 Esas
KARAR NO : 2022/1157
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05.01.2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafın ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğunu, öncelikle teminatsız olarak, mahkememiz aksi kanaatte ise mahkememizin uygun göreceği teminat mukabilinde, takibin ve taşınmazlara ilişkin satışın durdurularak, haciz ve blokelerin kaldırılması için tedbir kararı verilmesini, aslını görmedikleri icra takibine konu belgeye ilişkin olarak müvekkil adına imza incelemesine karar verilmesini, davalarının kabulü ile müvekkilin karşı tarafa borçlu olmadığının tespitini ve neticesinde Bakırköy … İcra Dairesinin … e. sayılı icra dosyasında borçlu görülen miktara ve bu miktara işletilen faizlere fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL borçlu olmadığımızın tespitine, açılan icra takibinin iptalini, davalılar tarafın takibinin haksız ve kötüniyetli olması, alacağın likit olması sebepleri ile davacı tarafın aleyhinde yapılan takibe konu alacak miktarının %20 oranında, davalılar aleyhine, kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talep ve davasının dayanağı olmadığını iddiasını ispat edebilecek bir kanıt ileri süremediği kesin olarak sabit olduğunu, söz konusu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayısındaki alacak davalı … tarafından Bakırköy…. Noterliğinin 22. Ekim 2021 tarih ve … yevmiye nolu Temlik Sözleşmesi ile diğer davalı …’e devir ve temlik edildiğini, davacı …. işbu davayı açmak ile hakkın kötüye kullanılması fiilini ika ettiğini, davacının kötü niyetli olduğunu takip tutarının % 20 sinden az olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, davacı borcu kabul etmiş olduğu ve borcun hukuki sebebi resmi kayıtlar ile sabit bulunduğundan ve borcu o kadar açık ve net kabul etmiş olduğu taşkın haciz nedeni ile dava açmış olması ve bir kısım hacizlerin kaldırılması ile sabit olduğundan, öncelikle davanın zamanaşımı nedeni ile ile esasa girilmeden reddine karar verilmesini, Yönetim Kurulu kararı ile şirket hissesinin davalı … tarafından davacı ….’a devir edilmiş olduğu ve devrin kabul ve Ticaret Siciline bildirilip Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiş olduğunu, davacının borç ödenmediği için yapılan icra takibine itiraz etmediği aksine İcra Dosyası borcunu kabul etmiş bulunduğunu, bu sebeple talep ve davasında kötü niyetli bulunduğundan %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine; davanın tümden reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini savunmuş ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK 72.maddesine dayalı kesinleşmiş takipte takibin dayanağı olan taahhütname adı altındaki belgeden dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davaya konu adi yazlı belgeden dolayı Bakırköy …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takip dosyasında davacının borçlu olup olmadığı, menfi tespit talebinde haklı olup olmadığından kaynaklandığı mahkememizce tespit edilmiştir.
Dosyaya delil olarak; Bakırköy …. İcra Dairesinin … Sayılı icra dosyası, Bakırköy …. Noterliği imza sirküleri aslı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden müzekkere cevapları celp edilmiştir.
Mahkememizce tensip tutanağınca verilen tedbir kararına ilişkin celse arasında gerekçeli ara karar kurulduğu, davacı vekilinin talebinin kabulü ile; İK ‘nun 72/3 maddesine göre icra dosyasındaki alacağın takdiren % 20’si tutarında teminat gösterilmesi durumunda, davanın tarafları ile sınırlı olmak üzere davacı tarafından Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında icra veznesine yatan ve/veya yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine mahkememizce karar verilmiş ancak süresinde teminat davacı tarafça yatırılmamıştır.
Tüm deliller, icra dosyası ve dosya kapsamı tamamıyla değerlendirildiğinde;
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibe dayanak adi senetteki itiraz hususu HMK’nın 209.maddesinde özel olarak düzenlendiğinden yazı veya imza inkarına dayalı menfi tespit davalarında takip dayanağı belgedeki imzaya ve yazıya itiraz bulunduğu takdirde bu konuda özel hüküm olan HMK’nın 209.maddesinin uygulanması gerekmektedir.
Diğer yandan takibin durdurulması bakımından İİK ‘nun 72/3 maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin tedbiren durdurulmasına karar verilemeyeceğinden çoğun içinde az da vardır kuralı uyarınca İİK ‘nun 72/3 maddesi uyarınca ve senetteki imza sahteliği iddiası olduğu da gözetilerek icra dosyasındaki alacağın takdiren % 20’si tutarında teminat gösterilmesi durumunda davacı tarafından icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, teminat yatırıldığında ve yasal süre içerisinde talep halinde ilgili icra müdürlüğüne tedbir kararının infazı için müzekkere yazılmasına karar verilmesine rağmen -Teminat süresinde yatırılmadığından ihtiyati tedbirin HMK 393.madde uyarınca kalkmış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
İddia ve savunmaya sunulan delillere göre davalılardan … dava dışı …. SAN. VE DIŞ TİC.AŞ. de ki 2.500 adet hissesini davacı …’a devir etmiş ve davacı … devir almış bulunduğu hisselerin bedeli olan 5.000.000 TL’yi (beşmilyon TL) 30 Haziran 2016 tarihinde hissesini devreden …’a ödeyeceğine dair 18.05. 2016 tarihinde imzaladığı belgeyi imzaladığı anlaşılmıştır. Ayrıca davalı … tarafından davacı …’a devir edilen hisseler 20.05.2016 tarih ve …. sayılı şirket Yönetim Kurulu’nun kararı ile payların davacı … adına devrinin kabul edilmiş olduğuna ilişkin olup, bu karar Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescil ve Ticaret Sicil Gazetesinin …. tarihli ve …. sayılı nüshasında ilan edildiği görülmüştür.
Davacı aynı zamanda, iradesinin hile ile fesada uğratıldığını ileri sürerek davayı açmış ancak buna ilişkin herhangi somut bir delil ortaya koymamıştır. Davacı dilekçesinde imza sahteciliğine ilişkin bir cümle yer almış olmasına rağmen dava dilekçesinde açıkça imzaya itiraz edildiği talep sonucunda belirtilmemiştir. Sadece belge aslının incelenmemesinden dolayı iddiada bulunmuştur.
İncelenen icra dosyası kapsamında davalı … tarafından davacı …’a devir edilmiş bulunan hisse bedelleri için davacı … aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile haciz talepli icra takibi yapılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir.
Davacı … borçlu olarak Silivri İcra Müdürlüğünden 01.02.2017 tarihinde takip ile ilgili dilkeçede belirtilen beyanını göndermiştir. Buna göre; Takibe muttali olduğunu ,Borcu kabul ettiğini İçinde bulunduğu durum nedeni ile zamanında ödeyemediğini , gerekirse gayrımenkul devri yolu ile borcunu ödeyeceğini talimat İcra müdürlüğünün kimlik tespitli ve imzalı dilekçesinde açık olarak takibe itiraz etmeyerek borcu kabul ettiğini itirazının olmadığını süreden dahi feragat ettiğine dair beyan etmiş ve takibin 2017 yılında kesinleştiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun olarak düzenlenmiş, imza sahibi aleyhine kesin delil niteliğinde olan icra tutanağı kayıtsız şartsız para borcu içerdiği takdirde İİK m. 68 anlamındaki belgelerden kabul edilmelidir. Çünkü, bu belgelerde imza, resmi bir makam ya da memur huzurunda atılmış olduğundan noterlikçe onaylı senetlere kıyaslamak gerekmektedir. Somut olayda ise davacı taraf imza itirazında bulunmuş, Bakırköy …. İcra Dairesinin … Sayılı icra dosyası celp edilmiş ve incelenmesinde icra memuru huzurunda atılmış bir imza olduğundan, imzası onaylı noterlik belgesi gibi güçlü delil sayılmaktadır.
Tüm deliller ve ispat kuralları ışığında davacı resmi makamlar önünde atılan imzayı dilekçede açıkça inkar etmemiş ancak duruşmada imza inkarında bulunsa da davacının takibe verdiği beyan dilekçesi ve üzerinden 5 yıl gibi uzun süreden sonra eldeki davayı açtığı dikkate alındığında ispat yükü davacı taraf da olup icra müdürlüğüne davadan çok önce vermiş olduğu beyan dilekçesi resmi makam önünde verildiğinden resmi bir belge niteliğinde olup HMK 208/4.madde uyarınca bu husus ön sorun olarak görülemeyeceğinden davacı tarafından bu belgenin aksinin ispatı ancak ayrı bir mahkemede elde edilmiş ve kesinleşmiş bir hükümle mümkündür. Davacı geçen uzun süreye rağmen hisse devri veya icra dosyasındaki beyanıyla ilgili hukuki yollara başvurmadığı anlaşılmıştır. Zira, MK madde 2 de hüküm altına alınan ‘dürüstlük kuralı’ da, “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.”. Maddeden hareketle davacının hakkını kullanırken dürüstlük kuralına uymaması, hakkını borçlu olmadığını ileri sürdüğü sebeplerinden ötürü hukuka aykırı düştüğünden ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek ve davacının itirazın kötü niyeti yanında söz konusu tedbir uyarınca takip de durmadığından Şartları oluşmaması sebebi ile davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmişir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Teminat süresinde yatırılmadığından ihtiyati tedbirin kendiliğinden KALKMIŞ SAYILMASINA,
3-Şartları oluşmaması sebebi ile davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 341.550,00-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 85.387,50-TL harçtan mahsubu ile bakiye 256.162,50-TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davanın reddedildiği dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 288.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar VERİLMESİNE,
8-HMK’nin uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2022
Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip ….
¸e-imza