Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/718 E. 2023/43 K. 13.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/718 Esas
KARAR NO : 2023/43 Karar

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/08/2022
KARAR TARİHİ : 13/01/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı/Alıcı … Ticaret Anonim Şirketi ile Davalı/Satıcı … Ticaret Anonim Şirketi “… Bölgesi ….Cadde No:… …/…” adresindeki tapunun “… İli, … İlçesi, … Mah. … ada … parsel” kayıtlarında kain kapalı fabrika binası niteliğindeki gayrimenkulün 4.600,000,00 TL bedel karşılığında alım satımı konusunda anlaştıklarını, anlaşma çerçevesinde; söz konusu gayrimenkulün alım satımına dair adi yazılı bir gayrimenkul alım satım sözleşmesi akdedildiğini, kapora bedeli olarak kararlaştırılan 500.000,00 TL ise diğer davacı … Ticaret Anonim Şirketi tarafından 02/04/2018 tarihinde davalı … Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin banka hesabına ödendiğini, davacı/Alıcı … Ticaret Anonim Şirketi ile davalı/Satıcı … Ve Ticaret Anonim Şirketi arasında adi yazılı şekilde akdedilen sözleşmede; “kalan gayrimenkul satış bedelinin 31/05/2018 tarihine kadar Satıcı’ya ödeneceği ve eş zamanlı olarak gayrimenkulün tapusunun da Alıcı’ya devredileceği, sözleşmenin imzalandığı tarihten devrin gerçekleşeceği tarihe kadar gayrimenkulün kullanımının bilabedel Alıcı…’e tahsis edileceği” şeklinde düzenlendiğini, yapılan kapora ödemesine rağmen; sözleşme konusu gayrimenkulün kullanımı Alıcı … Ve Ticaret Anonim Şirketi’ne tahsis edilmediğini, sözleşmeye aykırı bu durumu müteakip gayrimenkulün devrinin de gerçekleşmediğini, taşınmazdan faydalanamayan ve nihai olarak gayrimenkulü de satın alamayan davacı … Ticaret Anonim Şirketi, Beyoğlu ….Noterliği’nden keşide ettiği 7 Haziran 2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile gayrimenkul alım satım sözleşmesi kapsamında ödenen kapora bedelinin 7 gün içinde ihtarnamede bildirilen banka hesabına ödenmesinin istendiğini, söz konusu ihtarname, 09/06/2018 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalı tarafın kendisine tanınan 7 günlük süre üzerine düşen yasal sorumluluğu yerine getirmediğini, yapılan avans/ kapora ödemesini iade etmediğini ve mütemerrit duruma düştüğünü, taraflar arasındaki uyuşmazlığın gayrimenkul alım satımından kaynaklı olduğunu, dava konusu alacağın ileride semeresiz kalmaması ve müvekkillerinin haklarının korunması adına HMK 389.madde hükmüne göre ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve taraflar arasındaki gayrimenkul alım satım sözleşmesine konu … İli, … İlçesi, … Mah., … ada 4 parsel kayıtlarında kain gayrimenkule veya mahkemece uygun görülecek davalıya ait başka bir gayrimenkule açılan dava sonuçlanıncaya kadar 3.kişilere devir, temlik, bağışın tescilinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasını, davalıya 02/04/2018 tarihinde ödenen 500.000,00-TL’nin denkleştirici adalet ilkesi gereğince ekonomik etkenler dikkate alınarak dava tarihindeki karşılığının/alım gücünün/ rayiç reel değerinin tespit edilmesini ve tespit edilecek alacağın değişen oranlarda ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; HMK’da düzenlenen kesin yetki kuralına ve taraflar arasında akdedilen sözleşmede yetkili mahkemenin belirlenmiş olmasına rağmen, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması nedeniyle, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, İşbu davada, kapora bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde iadesi talep edilmiş olup, talep edilen alacakların, TBK’nın 82. maddesinde yer alan 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ileri sürülmesi gerektiğinden, zamanaşımı defimizin kabulü ile davanın usulden reddine, davacının, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin öncesinde, sözleşme aşamasında ve sonrasında kendi kusurlu davranışı ile sebep olduğu zararlardan kurtulmak amacıyla, dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde ileri sürdüğü geçersizlik iddiasının dikkate alınamayacak olmasını, müvekkil şirketin, davacının talep ve istekleri doğrultusunda satışa konu taşınmazda yaptığı yıkım ve tadilat sonucunda kapora bedelinden çok daha fazla miktarda zarar ve değer kaybına uğradığını, taraflar arasında akdedilen satış sözleşmesinde yer alan hususların, davacının kusurlu davranışları ve yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması nedeniyle gerçekleştirilememesine, müvekkili şirket tarafından kapora bedelinin ödenmeyeceğini ve diğer zararlarının karşılanması gerektiğini, 13.06.2018 tarihli ihtarname ile davacıya bildirmesine rağmen, davacının uzun yıllar talepte bulunmayıp, kötüniyetli olarak işbu davada denkleştirici adalet ve faiz taleplerini ileri sürdüğünü, davacının işbu dava ile ileri sürdüğü taleplerinin TMKnın 2. maddesi gereğince objektif iyiniyet kuralına aykırı olması ve davacının kötüniyetli hak ve taleplerinin hukuk düzeninde korunmayacak olması nedenleriyle, söz konusu iddia ve talepleri haksız ve kötüniyetli bir şekilde ortaya attığı açık olduğundan, davanın hem usulden hem esastan reddine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’ nın 19/2 maddesinde” Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” şeklindedir.
HMK’nın 6.maddesinde “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. ” şeklindedir.
HMK’nın yukarıda belirtilen maddeleri nazara alındığında; açılan davada taraflar arasında imzalanan sözleşmede madde 7 de İstanbul mahkemelerinin yetkili mahkeme olarak belirlendiği, dava konusu yapılan uyuşmazlığın gayrimenkulün aynına ilişkin olmadığı, sözleşme avansının/kaporanın alacağına ilişkin olduğu, yetki şartı dikkate alınarak davalı vekilinin yerinde görülen yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın usulden reddi ile, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesinin REDDİNE,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili ve görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE tevzi edilmek üzere İSTANBUL HUKUK MAHKEMELERİ TEVZİ MÜDÜRLÜĞÜ’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
6-Davacının ödeme yasağı kararı verilmesi talebinin yetkili mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/01/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza