Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/712 E. 2023/480 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/712 Esas
KARAR NO : 2023/480

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/08/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan …’ın tacir olup müvekkil ile olan ticari ilişkisi kapsamında cari hesap alacaklarının teminatı için diğer davalının maliki olduğu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edilmediği, ticari ilişki kapsamında davalı …’ın müvekkil şirketten satın almış olduğu ve alacağı ürünlerinin bedelleri, krediler, ariyeten almış olduğu teçhizat ve mevcut veya akdedilecek sözleşmelerdeki hükümlerin, şartlı cezalar ve alacakların faizi dahil her ne sebeple olursa olsun borçlu bulunduğunu ve ileride borçlanacağı meblağların azami 1.000.000,00 TL’sinin teminatını teşkil etmek üzere tapuda borçlu davalı … adına tescilli ipotek verilmiş olduğunu, davalı borçlarını ödediği belirtildiği, davalıların itirazlarının müvekkil şirketin alacağını elde etmesini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğu ve bu nedenle iptal edilmeleri gerektiğinin belirtildiğini, öncelikle taraflar arasında dava konusu ihtilafa gelinceye kadar gerçekleşen ticari münasebetin kısaca özetlenmesinin faydalı olacağının belirtildiği, toptan tütün ticareti yapan … – … müvekkil şirketle ile ticari faaliyeti kapsamında ürünlerini almış olmasına rağmen borçlarını ödemediğinin belirtildiğini, diğer davalı …’a ait taşınmaz üzerinde müvekkil şirkete ipotek tesis edildiğini, davalı tarafın müvekkile cari hesaptan kaynaklı borcunun bulunmadığının belirtildiğini, davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında taraflar arasında akdedilmiş sözleşmelere ve yasalara aykırı borca, işlemiş faize ve ferilerine yapmış olduğu itirazlarının iptali ile takibin devamına, borca, işlemiş faize ve ferilerine yapmış olduğu itirazlarının iptali ile takibin devamını, davalıların kötü niyetli olduğunu ve davalılar aleyhine %20’ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini vekil olarak arz ve talep etmiştir.
Dava dilekçesi ve tensip tutanağı usulüne uygun bir şekilde davalılara tebliğ edilmiş olup süresinde davaya davalı taraflarca cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; toptan tütün ticareti yapan … ile davacı şirketle ile ticari faaliyeti kapsamında bir ilişkinin olup olmadığı, var ise ürün satımından kaynaklı davacının alacağının bulunup bulunmadığı, diğer davalı … ’a ait taşınmaz üzerinde davacı şirkete ipotek tesis edilip edilmediği, davalı tarafın davacıya cari hesaptan kaynaklı borcu bulunup bulunmadığı ile davalının icra takibine itirazında haklı olup olmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Bakırköy …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden gönderilmiş olup, incelenmesinde; davacı-alacaklı tarafından davalılar-borçlular aleyhine 1.000.000,00-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı-borçluya tebliğ edildiği, davalı-borçlunun vekili vasıtasıyla yasal süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği, itirazın yasal 7 günlük sürede yapıldığı, işbu itirazın iptali davasının da 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görüldü.
Dosya bir bütün olarak bilirkişi …’na tevdi edilerek rapor alınmış, bilirkişi raporunda özetle; “Davacı firma …. Gıda İthalat İhracat San ve Ticaret Anonim Şirketi’nin Davalı … (… Ticaret-…) ile ticari işlemlerine ilişkin Yevmiye Defterine kayıt işlemlerinin Bilirkişi raporunun 4.3 kısmında belirtildiği gibi olduğu ve defter kayıtlarına göre aralarındaki en son ticari işlem tarihi olan 05.01.2021 tarihi itibarıyla Davalıdan 1.000.516,99 TL alacağının göründüğü, davanın ise 1.000.000,00 TL üzerinden açıldığı, Davacı firmanın ticari defterlerini ibraz ettiği, Mahkemece belirlenen inceleme gün ve saatinde, davalı tarafın mahkeme başkanlığındaki incelemeye iştirak etmeyerek ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, …. Mah. … ada … parselin … hissesi … adına kayıtlı olup, taşınmaz hissesinin tamamı üzerine davalı …’ın ticari ilişki kapsamında davacı firma …. Pazarlama Gıda İthalat İhracat San ve Tic. Anonim Şirketinden satın almış olduğu ve alacağı ürünlerin bedelleri, krediler ayriyeten almış olduğu teçhizat ve mevcut veya akdedilecek sözleşmelerdeki hükümler, şartlı cezalar ve alacakların faizi dahil her ne sebeple olursa olsun borçlu bulunduğu ve ileride borçlanacağı meblağların azami 1.000,000,00 TL’lik (Bir Milyon Türk Lirası) kısmının teminatını teşkil etmek üzere 08.02.2021 tarih ve … yevmiye numarası ile ipotek konulduğu hususunun Beyoğlu Tapu müdürlüğünce bildirildiği, Davacı Şirketin davalı … (… Ticaret-…) adına düzenlemiş olduğu ve dava konusu borcun doğmasına neden olan e-arşiv faturaları tetkik edildiğinde satış faturalarındaki malların teslim edildiğine ilişkin herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı, malların teslim edildiğine ilişkin başkaca herhangi bir bilgi ve belgeye de rastlanılmadığı, Davacı şirketin davalı … (…. Ticaret- …) adına tütün mamullerinin satışına ilişkin olarak düzenlemiş olduğu satış faturalarına (e-arşiv faturaları) davalının itiraz ettiğine ilişkin herhangi bir belgeye rastlanılmadığı, icra inkar tazminatı konusunda değerlendirmenin tamamen yüce mahkemenizin uhdesinde olduğu” şeklindeki görüş ve kanaatini bildirmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nin 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nin 187, 190 ve 200’üncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nin 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nin 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, icra dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine davalılar tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı faturalardan dolayı davalılardan …. yönünden alacaklı … yönünden ise ipotek veren olması sebebiyle alacaklı olduğundan bahisle eldeki davayı açmış olup takip ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılmış olup İİK 68.madde kapsamında belgeye dayandığından itiraz üzerine durduğu görülmüştür.
İİK’nun 149. maddesinde; “İcra müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir” düzenlemesi mevcut olup, madde içeriğinden, borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması zorunludur.TMK’nun 887. maddesi gereğince; ipotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değil ise de, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır, ,takip dosyasında taşınmaz maliki takipte zorunlu takip arkadaşı olduğundan usulüne uygun bir takip bulunduğu anlaşımıştır.
İİK 45 maddesinin 1. fıkrası uyarınca rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusuna karşı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılabilir.Başka türlü takip yapılamaz.Ancak anılan madde hükmü , borçluya karşı alacak davası açılmasını engelleyen bir düzenleme içermemektedir.Zira alacaklı açtığı bu alacak davası sonunda elde edeceği ilama dayalı olarak ipotek hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatabilecektir.(Yargıtay 19.H.D nin 2017/2886-2019/3446 emsal ilamı)
HMK 266.madde kapsamında davacının alacaklı olup olmadığı bakımından bilirkişi incelemesine karar verilmiş olup davacı defter ve kayıtlarını ibraz etmiş olup ancak Davalılar defterlerini yapılan ihtaratlara rağmen sunmamıştır. Davacı defter ve kayıtlarına göre alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Konunun çözümü bakımından 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi “Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerektiğinden söz konusu fatura yönünden davacı talebinin ispat edildiği kabul edilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle; davacının defter ve kayıtlarıyla takipte alacağını ispat etmesi nedeniyle anılan gerekçelerle davanın kabulü ile; davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 1.000.000,00-tl asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren işlemek üzere takipteki talep edilen faiz tutarını aşmamak üzere ipotek akit tablosunda kabul edilen faiz oranının uygulanmasına, hükmedilen alacağa %20 oranında icra inkar tazminatına davalının mahkum edilmesine, hesaplana 200.000,00-TL ‘nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine şeklinde aşağıdaki hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KABULÜ ile;
Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ İLE TAKİBİN 1.000.000,00-TL ASIL ALACAK YÖNÜNDEN DEVAMINA, asıl alacağı takip tarihinden itibaren işlemek üzere takipteki talep edilen faiz tutarını aşmamak üzere ipotek akit tablosunda kabul edilen faiz oranının uygulanmasına,
-Hükmedilen alacağa %20 oranında icra inkar tazminatına davalının mahkum edilmesine, hesaplanan 200.000,00-TL ‘nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 68.310,00 TL harçtan peşin alınan 12.077,50 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 56.232,5‬0 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yatırılan 12.077,50 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 12.158,2‬0 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 3.690,75 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 128.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
HMK’nin uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere hazır olan davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/05/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır