Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/7 E. 2022/771 K. 09.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/7 Esas
KARAR NO : 2022/771

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 13/12/2021
KARAR TARİHİ : 09/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin sermaye yapısı itibari ile aile şirketi olup müvekkillerinin değişik pay oranları ile davalı şirketin ortakları olduğunu, müvekkillerinden … ve …’ın aynı zamanda davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri olduğunu, davalı şirketin 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan …, … ve … karar numaralı yönetim kurulu kararlarının TTK 367. maddesi kapsamında daha önce kabul edilip tescil edilerek halihazırda yürürlükte bulunan 09/05/2017 tarihli şirket iç yönergesine ve dolayısıyla ana sözleşmenin 8.maddesine açıkça aykırı olduğunu, davalı şirkete yönetim kurulu tarafından getirilmek istenilen rejim değişikliğinin kanunun emredici esaslarına aykırılıklarının yanında davalı şirketin kadimden bu yana süregelen işleyiş prensiplerine aykırı olduğunu, dava konusu edilen … ve … sayılı yönetim kurulu kararlarının yönetim kurulu üyesi iki müvekkilinin tüm uyarıları ve gerekçeli muhalefet şerhlerine rağmen çoğunluğu temsil eden diğer yönetim kurulu üyelerinin 3/5 olumlu oyları ile alındığını, 30/11/2021 tarih ve … sayılı yönetim kurulu kararının toplantı dışında üç üye tarafından imzalandığından, müvekkilleri tarafından … sayılı karara muhalefet şerhi konulamadığını, TTK 391. Maddesi gereğince, dava konusu kararların alındığı tarihten itibaren butlan ve yokluk nedeniyle geçersizliklerinin tespitine karar verilmesi için işbu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, 30.11.2021 tarih ve … no.lu Yönetim Kurulu kararı ile; daha önce şirketin sınırsız temsil ve ilzamına ilişkin olarak alınan 03.10.2019 tarih … numaralı Yönetim Kurulu kararının iptal edilmesine, Yönetim Kurulu Başkanı …’ın; Yönetim Kurulu Başkanı vekili … ile birlikte veya Yönetim Kurulu üyesi …. ile birlikte şirket kaşesi üzerine veya unvanı altına atacakları müşterek imzaları ile her hususta ve en geniş manada temsil ilzam etmesine oy çokluğu ile karar verildiğini, oysaki …’ın şirket Yönetim Kurulu üyelerinden olmayıp, bu beyanın gerçeğe aykırı olduğunu, 09.05.2017 tarih ve …. sayılı Şirket İç Yönergesi yürürlükte iken alınan bu kararın; yürürlükte bulunan Şirket İç Yönergesinin 3/1 maddesinde; sınırlı sayıda önemli yetkinin devri için dahi getirilmiş bulunan 4/5 YK karar nisabı ile alınmış olması şartını taşımıyor olması nedeniyle de geçersiz ve yok hükmünde olduğunu, 30.11.2021 tarih ve … no.lu Yönetim Kurulu kararı ile; Şirket Yönetim temsil ve ilzamına ilişkin sınırlı yetkilerin belirlenmesi amacıyla Türk Ticaret Kanunu madde 367’ye uygun olarak Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan 18 Mayıs 2017 tarihli … sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nin …., …, … Sayfalarında ilan edilen 09.05.2017 tarih ve … sayılı Şirket İç Yönergesi’nin ve daha önce imza yetkileri hakkında verilmiş olan bütün kararlar ile bunlara uygun olarak hazırlanmış olan tüm imza sirkülerinin iptal edilmesine ve yürürlükten kaldırılmasına; Şirket Yönetim, Temsil Ve İlzamına İlişkin Sınırlı Yetkililerin Belirlenmesi Amacıyla TTK madde 367 ve madde 371’e uygun olarak düzenlenen Şirket İç Yönergesi’nin kabulüne, söz konusu İç Yönerge’nin İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü nezdinde tesciline ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanmasına oyçokluğu ile karar verildiğini, davalı şirket Ana Sözleşmesinin 8. Maddesinde Türk Ticaret Kanunu’nun 367. maddesi uyarınca Yönetim Kurulunun gerekli görmesi halinde düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretme hakkına sahiptir denildiğini, yürürlükteki Şirket İç Yönergesi’nin 3/I maddesinde yer alan karar yeter sayısının (4/5), daha az bir karar yeter sayısı (Ör: 3/5) ile değiştirilebilmesi için; öncelikle yürürlükteki Şirket İç Yönergesi’nin 3/I maddesinde yazılı 4/5 karar yeter sayısı şartının sağlanmasının şart olduğunu, işbu davaya konu Yönetim Kurulu kararları ile yapılan düzenlemenin; hakim ortakların davalı şirket Yönetim Kurulu’nda temsil ettiği 3/5 Yönetim Kurulu üyeleri tarafından her türlü işlemin yapılabilmesine zemin hazırlayan ve diğer ortakları temsil eden 2/5 Yönetim Kurulu üyelerinin ise etkisiz ve yetkisiz hale getiren hukuka aykırı bir düzenleme olduğunun kuşkuya yer bırakmayacak kadar açık olduğunu, davalı şirketin 30.11.2021 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında alınan … sayılı yönetim kurulu kararının, her ne kadar bir gün önce müvekkillerine gönderilen mailin ekinde taslak olarak yer almakta ise de; toplantı sırasında müvekkillerinin önüne getirilmediğini, müvekkillerinin karara muhalefet şerhi koyma imkanı ellerinden alınarak, toplantı sonrasında üç Yönetim Kurulu üyesi tarafından imzalandığını, müvekkilleri tarafından davalı şirkete tebliğ edilen Beşiktaş …. Noterliği’nin 01.12.2021 tarih ve … Yevmiye no.lu ihtarnamesi ile; söz konusu Yönetim Kurulu kararlarının yok hükmünde olduğu ve üç iş günü içerisinde iptal edilmemesi ve uygulanmaya konulması halinde meydana gelecek zararlardan karara olumlu oy veren üyelerin ve kararı tescil eden memurların sorumlu olacaklarının ihtar edildiğini bildirerek, davalı şirketin 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantılarında alınan …,… ve … karar numaralı yönetim kurulu kararlarının, öncelikle ve ivedilikle uygulanmasının durdurulması ve önlenemez zararların meydana gelmemesi amacıyla dava sonuçlanıncaya kadar İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescil ve ilan edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, her ne kadar yaklaşık ispat koşulu sağlanmış olmasına karşın bir an için mahkemece tedbir taleplerinin davanın esasına yönelik olduğu düşünülürse terdiden davalı şirket tarafından tescil ve ilan edilmesi istenen 30/11/2021 tarih ve … sayılı şirket iç yönergesinin öncelikle ve ivedilikle uygulanmasının durdurulması ve önlenemez zararların meydana gelmemesi amacıyla dava sonuçlanıncaya kadar İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescil ve ilan edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yapılacak yargılama sonunda 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan ..,.. ve … karar numaralı yönetim kurulu kararlarının TTK 391 maddesi gereğince batıl ve yok hükmünde olmaları nedeniyle geçersiz olduklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; grup şirketlerin ortaklık yapısının ana omurgasını … soy ismine sahip kurucu üç kardeşin (…, …, …) oluşturduğunu, daha sonradan bu kardeşlerin çocuklarının da çeşitli hisse oranlarıyla ortaklığa dâhil olduklarını, kurucu üç kardeş arasında %40 + %40 + %20 hisse oranlarının dağılımının ana omurgayı oluşturduğunu, kurucu üç kardeşten …’ın vefatından sonra onun yerine mirasçıları …, …, … ve …ın %40 hisse ile ortaklıkta yerlerini aldıklarını, … mirasçılarının şirketleri yönetilemez hale getirerek bölünmeye zorlamak amacıyla, grup şirketlerde alınan yönetim kurulu kararlarının ticaret sicilde tescil ve ilanını engellemek için grup şirketlerin tamamına ve bağlı bulunduğu Ticaret Sicil Müdürlüklerine ihtarnameler çektiklerini, şirket esas sözleşmesinin 8. Maddesinde toplantı ve karar nisapları konusunda Türk Ticaret Kanunu’nun genel hükümlerine atıf yapılırken, esas sözleşmenin aynı maddesinin ikinci fıkrasında “işbu sözleşmenin 6 (altı), 7 (yedi), 8 (sekiz) ve 13 (onüç) üncü maddelerinin değiştirilmesi için A, B ve C grubu hisselerin sözleşmede yazılı toplamının en az % 85 inin (yüzde seksen beş) onayı şarttır” denilerek zikredilen maddelerin değiştirilmesi için TTK m. 390’dan daha ağır bir nisap öngörüldüğünü, şirket ortaklarının iç yönerge konusunda da ağırlaştırılmış bir nisap iradeleri olsaydı, tıpkı zikredilen maddelerin değişiklerinde olduğu gibi bu konuda da ağırlaştırılmış bir nisap düzenleyeceklerini söylemenin mümkün olduğunu, dolayısıyla şirketin iç yönerge kabul ve değişiklerinde ağırlaştırılmış bir nisap öngörülmediğinin izahtan vareste olduğunu, 30/11/2021 tarih ve … numaralı karar ile yönetim kurulunun, şirketin sınırsız temsil ve ilzamının nasıl yapılacağına ilişkin karar aldığını, müvekkili şirketin daha önce almış olduğu kararda şirketin sınırsız temsil ve ilzamı için üç yönetim kurulu üyesinin müşterek imzasını ararken, yeni kararında iki yönetim kurulu üyesinin imzasının yeterli görüldüğünü, şirketin esas sözleşmesinde de buna engel bir düzenlemenin söz konusu olmadığını, bu nedenle müvekkili şirket yönetim kurulunun bu kararının esas sözleşmeye ve kanuna uygunluğunun açık olduğunu, hal böyle iken müvekkili şirketin eski iç yönergesinde bazı işlemler için aranan %80 4/5 oy oranının buraya teşmil edilmesinin her türlü hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıların geçersizliğini iddia ettikleri 30/11/2021 tarih ve … numaralı yönetim kurulu kararının, daha önce yönetim kurulu tarafından kabul edilen iç yönerge ile buna dayanılarak çıkarılan imza sirkülerinin iptali ve yürürlükten kaldırılması ile hazırlanan yeni iç yönergenin kabul ve tesciline ilişkin yönetim kurulu kararı olduğunu, iç yönerge düzenlemek, mevcut iç yönergeyi değiştirmek veya yürürlükten kaldırıp yenisini kabul etmek yönetim kurulunun münhasır yetkisinde olan bir husus olduğundan bu konuda ne esas sözleşmede ne de Türk Ticaret Kanununda genel esaslardan farklı bir nisap toplantı veya karar nisabının öngörülmemiş olduğunu, bu nedenle alınan bu kararın esas sözleşmeye ve kanuna uygun olduğunu, davacıların, müvekkili şirketin diğer ortaklarını kendi istedikleri şekilde bir bölünmeye zorlamak için grup şirketlerin olağan işleyişini zorlaştırma, hatta şirketleri tamamen işlemez hale getirme gayretine girdiklerini, bu bağlamda müvekkili şirketin ortak olduğu diğer grup şirketlerine temsilci atanması konusunda yönetim kurulu kararına muhalefet ettiklerini, bu muhalefetlerinden sonra kendilerinin temsilci olarak yönetim kurulu başkanı ….’ın atanmasını ve kararın bu şekilde oybirliği ile çıkarılmasını teklif ettiklerini, müvekkili şirketin diğer ortaklarının da bu konuda iyi niyetle yapıldığına inandıkları bu teklifi geri çevirmemek ve aile bireyleri arasında yeniden bir birlik tesis edileceği inancı ile teklifi kabul ederek oy çokluğu ile alınan karardan vazgeçilerek oy birliği ile yeniden karar alınmasını kabul ettiklerini, tamamen iyi niyetle yapılan bu işlemi bile davacıların açtıkları davada bir argüman olarak kullanmalarının onların ne derece iyi niyetten yoksun olduklarını gösterdiğini, yönetim kurulu tarafından kabul edilen iç yönergenin toplantıdan bir gün önce taslak olarak davacılara e mail ekinde gönderildiğini, davacılardan yönetim kurulu üyesi olan … ve …’ın makul süre içerisinde yönetim kurulu toplantısı için toplantı gündemindeki iç yönerge taslağı gönderilmek suretiyle bilgilendirildiğini ve davet edildiklerini, kendilerinin toplantıya katılıp, karara muhalif kaldıklarını, ayrıca işbu dava konusu olan diğer iki yönetim kurulu kararları için kendilerine muhalefet şerhi yazma imkânı verilen davacılara bu gündem için verilmemesinin akla ve mantığa aykırı olduğunu, esasen davacıların amaçlarının yönetime katılma değil %40 hisseleriyle kendileri olmadan hiçbir işlem yapılmaması ve bu imkanı elde ettikten sonra bütün şirketin işleyişini tıkamak ve şirketi çalışmaz hale getirmek olduğunun açık olduğunu, bu nedenle davacının dava dilekçesinde belirttikleri bütün nedenlerin bu amaca matuf olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için en önemli şart olan ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olması gerektiğini, somut olayda ihtiyati tedbir sebebinin değil yaklaşık ispat ile hiçbir şekilde ortaya konulamadığını bildirerek, öncelikle müvekkili şirket yönetim kurulunun 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan …, … ve … karar numaralı yönetim kurulu kararları hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, davacıların açmış oldukları davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
13/12/2021 tarihinde davacı vekilince mahkememizin … esasında dava açıldığı, mahkememizin 23/12/2021 tarih … Sayılı kararı ile dosyanın Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek dosyanın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, dosyanın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından tefrik edilerek … esasını aldığı, bu dosyanın da 31/12/2021 tarihli … Sayılı Kararı ile mahkememize iade edildiği, dosyanın mahkememizin … esasını aldığı anlaşılmıştır.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan …, … ve … nolu kararların batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Uyuşmazlığın, Davalı şirketin 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısı çağrısının usulüne uygun olup olmadığı, toplantıda alınan kararların yönetim kurulu üyesi olmayan kişi/kişiler tarafından imzalanıp imzalanmadığı, bu toplantıda alınan …, … ve … sayılı kararların ana sözleşme ve şirket iç yönergesine uygun olarak alınıp alınmadığı, karar nisabının sağlanıp sağlanmadığı, buna bağlı olarak …, … ve … sayılı kararların geçersiz olduklarının tespiti talebinin kabul edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Davalı şirketten, şirket ana sözleşmesi, 09/05/2017 tarihli şirket iç yönergesi, 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısına ait toplantı tutanağı, hazirun cetveli, davete ve gündeme ilişkin belgeler, …, … ve … nolu yönetim kararları ile diğer tüm belgelerin onaylı örnekleri celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Mahkememiz dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler, davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile; Davalı şirketin 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısı çağrısının usulüne uygun olup olmadığı, toplantıda alınan kararların yönetim kurulu üyesi olmayan kişi/kişiler tarafından imzalanıp imzalanmadığı, bu toplantıda alınan …, … ve … sayılı kararların ana sözleşme ve şirket iç yönergesine uygun olarak alınıp alınmadığı, karar nisabının sağlanıp sağlanmadığı hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişi ile şirketler hukuku konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından 02/08/2022 havale tarihli rapor tanzim edilerek mahkememiz dosyasına ibraz edilmiştir.
02/08/2022 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”… Huzurdaki davada toplantıya çağrının (mail yoluyla) yapılmış olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığından, üyelerin toplantıdan haberdar olacakları şekilde bir davetin yapıldığının görüldüğü, her ne kadar davacılar vekili … sayılı yönetim kurulu kararı ile ilgili olarak; söz konusu taslak kararın toplantı sırasında davacıların önüne getirilmemiş olduğunu ve davacıların karara muhalefet şerhi koyma imkanı ellerinden alınarak toplantı sonrasında üç yönetim kurulu üyesi tarafından imzalandığını ileri sürmekte ise de dosyaya mübrez … ve … sayılı kararlara muhalefet şerhi koyan davacıların aynı toplantıda alınan … sayılı karara muhalefet şerhi koyma imkanının tanınmadığı iddiasının ispata muhtaç olduğu, huzurdaki davada her ne kadar toplantıya çağrının toplantıdan 1(bir) gün önce yapıldığı anlaşılmakta ise de gündem maddesi göz önüne alındığında (YK karar yeter sayısı değişikliği) üyelerin toplantıya hazırlık yapmalarını gerektiren nitelikte bir gündem maddesi olmadığı, bu sebeple toplantıya çağrıda bu yönüyle bir hukuka aykırılık bulunmadığı, Yönetim kurulunun, yönetim kurulu iç yönergesini her zaman değiştirebileceği, yönetim kurulu iç yönergesinin değiştirilmesinde kural olarak, kabulünde aranan nisapların yani TTK m. 390 hükmündeki nisapların geçerli olduğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacılar vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçe sunulmuştur.
02/08/2022 havale tarihli bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
Şirket ana sözleşmesinin 7. Maddesinde: ” Şirketin işleri ve idaresi genel kurul tarafından Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde en çok 3 yıl için seçilecek 5 veya 10 kişiden teşekkül eden bir Yönetim Kurulu tarafından yürütülür. Yönetim kurulu üyelerinin 2/5’i A grubu içinden ve onlar tarafından gösterilecek hissedarlar arasından, 2/5’i B grubu içinden ve onlar tarafından gösterilecek hissedarlar arasından ve 1/5’i C grubu içinden ve onlar tarafından gösterilecek hissederler arasından seçilir. Görev süresi sona eren yönetim kurulu üyeleri yeniden seçilebilirler.”
Şirket ana sözleşmenin 8. Maddesinde ise: ” Şirketin yönetimi ve dışarıya karşı temsili yönetim kuruluna aittir. Şirket tarafından verilecek bütün belgelerin ve yapılacak sözleşmelerin geçerli olabilmesi için, bunların şirketin ünvanı altına konmuş ve şirketi ilzama yetkili Yönetim Kurulu üyelerinin ve onların tayin ettiği 3. kişilerin imzasını taşıması gereklidir.” denilmektedir.
TTK’nun 392/7. maddesi uyarınca her yönetim kurulu üyesi başkandan, yönetim kurulunu toplantıya çağırmasını yazılı olarak isteyebilir.
Toplantı çağrısı herhangi bir şekle tabi değildir, önemli olan üyelerin toplantı hakkında bilgi sahibi olmalarıdır. Ancak çağrı şeklinin ispat edilebilir bir araca dayanması, örneğin telefon, telgraf, faks, mektup, noter yoluyla veya elektronik posta yolu ile yapılması gerekir.
TTK’nun 390/1.maddesi: “Esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Bu kural yönetim kurulunun elektronik ortamda yapılması hâlinde de uygulanır.” şeklindedir.
Aynı Kanun’un 390/4 maddesinde ise “Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Onayların aynı kâğıtta bulunması şart değildir; ancak onay imzalarının bulunduğu kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın geçerliliği için gereklidir.” şeklinde düzenlenmiştir.
TTK’nun 367/1. Maddesi uyarınca;” Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. Bu iç yönerge şirketin yönetimini düzenler; bunun için gerekli olan görevleri tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler. Yönetim kurulu, istem üzerine pay sahiplerini ve korunmaya değer menfaatlerini ikna edici bir biçimde ortaya koyan alacaklıları, bu iç yönerge hakkında, yazılı olarak bilgilendirir.”
TTK’nun 375/1. maddesi b bendine göre “şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi” yetkisi Yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetkileri arasındadır.
Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, 02/08/2022 havale tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların davalı şirketin ortakları olduğu, davalı şirketin 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan …, … ve … nolu kararların yönetim kurulu toplantısı çağrısının usulüne uygun olmadığı, toplantıda alınan kararların yönetim kurulu üyesi olmayan kişi/kişiler tarafından imzalandığı, …, … ve … sayılı kararların ana sözleşme ve şirket iç yönergesine uygun olarak alınmadığı ve karar nisabının sağlanmadığı iddiasıyla batıl olduğunun tespiti talepli iş bu davanın açıldığı, 02/08/2022 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; toplantıya çağrının (mail yoluyla) yapılmış olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığından, üyelerin toplantıdan haberdar olacakları şekilde bir davetin yapıldığının görüldüğü, her ne kadar davacılar vekili … sayılı yönetim kurulu kararı ile ilgili olarak; söz konusu taslak kararın toplantı sırasında davacıların önüne getirilmemiş olduğunu ve davacıların karara muhalefet şerhi koyma imkanı ellerinden alınarak toplantı sonrasında üç yönetim kurulu üyesi tarafından imzalandığını ileri sürmekte ise de dosyaya mübrez … ve … sayılı kararlara muhalefet şerhi koyan davacıların aynı toplantıda alınan … sayılı karara muhalefet şerhi koyma imkanının tanınmadığı iddiasının ispata muhtaç olduğu, her ne kadar toplantıya çağrının toplantıdan 1(bir) gün önce yapıldığı anlaşılmakta ise de gündem maddesi göz önüne alındığında (YK karar yeter sayısı değişikliği) üyelerin toplantıya hazırlık yapmalarını gerektiren nitelikte bir gündem maddesi olmadığı, bu sebeple toplantıya çağrıda bu yönüyle bir hukuka aykırılık bulunmadığı, Yönetim kurulunun, yönetim kurulu iç yönergesini her zaman değiştirebileceği, yönetim kurulu iç yönergesinin değiştirilmesinde kural olarak, kabulünde aranan nisapların yani TTK m. 390 hükmündeki nisapların geçerli olduğu hususlarının tespit edildiği, TTK’nun 391. Maddesi uyarınca “eşit işlem ilkesine aykırı olan”, “Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen”, ” Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren”, “Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin” yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitinin Mahkemeden istenebileceği, maddede sayılan nedenler tahdidi nitelikte olup, davacı tarafça iddia edilen husularının bu maddede sayılan nedenlerden olmadığı, 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısına çağrının mail yoluyla yapıldığı ve üyelerin toplantıdan haberdar oldukları, … ve … sayılı kararlara muhalefet şerhi koyan davacıların aynı toplantıda alınan … sayılı karara muhalefet şerhi koyma imkanının tanınmadığı iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı, iç yönergenin, şirket içi işleyişe ilişkin olduğu ve şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi yetkisinin Yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetkileri arasında yer aldığı ve bu yetkinin iç yönerge hazırlama yetkisini de ihtiva ettiği, yönetim kurulu iç yönergesinin değiştirilmesinde TTK m. 390 hükmündeki nisapların geçerli olduğu anlaşılmakla; 02/08/2022 havale tarihli bilirkişi raporu hükme ve denetime elverişli bulunarak kararda esas alınmış ve dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan …, … ve … nolu kararlarda butlanı gerektirir bir neden olmadığı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 59,30-TL’den mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/09/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸