Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/69 E. 2022/221 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/69 Esas
KARAR NO : 2022/221

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2022
KARAR TARİHİ : 07/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyası ile borçlu davalı aleyhine başlatılan icra takibinde borçlu davalının, müvekkiline borcu olmadığını ileri sürerek borca ve yetkiye itiraz ettiğini, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini, davalı … İnşaat ile müvekkili …’in sahibi olduğu … isimli işletme arasında inşaat malzemesi alım satımından kaynaklı süregelen bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ilişkiden kaynaklı olarak yıl sonunda yapılan cari hesapta görüleceği üzere müvekkili …’in alacaklı konumunda olduğunu, bu hususun müvekkili … tarafından tutulan muavin defter kayıtları ile de sabit olduğunu, müvekkilinin davalı şirketten takip konusu miktardan daha fazla alacağı bulunduğunu, bu hususta fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı olduğunu, davalı şirket tarafından satın alınan ürünlerin bedelinin müvekkiline ödenmediğini, bu hususun müvekkiline ait işletmenin kayıtlarının incelenmesi ile ortaya çıkacağını ve haklılığın ispatlanacağını, bu nedenlerle Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibe konu 64.677,00 TL asıl alacağın ve ferilerin borçludan tahsiline, takibin devamına ve alacağın %20 sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket hakkında Büyükçekmece … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlattığını, icra dairesinin yetkisiz olduğunu, Büyükçekmece icra müdürlüklerinin yetkisiz olduğunu, müvekkilinin yerleşim yerinin … Mah. …. Bulvarı …. Sit. No:… C/14 Üsküdar/İstanbul olduğundan, yetkili icra müdürlükleri de Anadolu icra müdürlükleri olacağını, bu nedenle icra takibinin yetkisiz yerde açıldığını, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacı tarafın tacir olmadığını, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemeleri olduğunu, Müvekkilinin, … Gıda Orman Ürünleri ve İnşaat Ticaret unvanlı esnaf işletmesinden inşaat malzemeleri satın aldığını, satın alınan bu ürünlerin ödemelerinin de yine bu şirkete eksiksiz olarak yapıldığını, müvekkilinin bir borcu bulunmadığını, bu hususun cari hesap ekstresi, tafuralar ve kaşelenmiş tahsilat makbuzlarının incelenmesiyle anlaşılabileceğini, bu nedenlerle öncelikle görev yönünden davanın reddine, bu talep kabul görmediği taktirde davanın yetki yönünden reddine, usule ilişkin taleplerin reddi halinde ise davanın esastan reddine, davacının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması sebebiyle asıl alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının tacir araştırması yapılmış olup, konuya ilişkin yazı cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ticari ilişki olduğu iddiası ile alım satımdan kaynaklı alacağa dair yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Somut olayımızda davacının tacir olmadığı, davanın nitelik olarak mutlak ticari davalardan olmadığı, uyuşmazlığın genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemeleri görev alanına girdiği dikkate alınarak dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklana nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.07/03/2022

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza