Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/681 E. 2022/1062 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/681 Esas
KARAR NO : 2022/1062

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 23/07/2022
KARAR TARİHİ : 24/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/02/2008 – 30/08/2016 tarihleri arasında …’ın yanında çalıştığı sürede farklı işverenlerin yanında çalışan olarak gösterildiğini, sigorta primlerinin silinmesi üzerine çalışma süresinden sonra fark ettiğini, ihyası istenen … vergi kimlik numaralı ….. Şti., şirket ortağı, müdürü ve yetkilisinin … olduğunu ve …’ın, SGK Başkanlığı ve yanlarında sigortalı çalışan olarak gösterildiğini diğer davalıları hasım göstererek Küçükçekmece … İş Mahkemesi …. E. Sayılı dosyası ile sigorta hizmet tespit davası açtığını, İşbu dava açıldıktan sonra davalı taraf olduğunu iddia ettiği … Şti.’nin ticaret sicilinden re’sen terkin edildiğini yapılan yargılama esnasında öğrenildiğini, Küçükçekmece … İş Mahkemesi açılan işbu davada taraf teşkilinin sağlanması amacıyla tarafılarına işbu davayı açmak için mehil verildiğini, işbu davada ihyasını talep ettikleri şirketin ticaret sicilinden terkin edilmeden önceki merkezi …. … Mh. …. Cd. No:…. …./İSTANBUL olduğunu, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün sicilinde kayıtlı …. Şti. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini, Müvekkilinin yargılama harç ve giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını, üzerine kayıtlı bir mal varlığı da bulunmadığını, dosyaya ekte sunmuş oldukları müvekkilin fakirlik ve yardıma muhtaç olduğunu gösterir fakirlik kağıdını da göz önünde bulundurularak adli yardım taleplerinin kabulü ile, müvekkilin dava ile ilgili harç ve masraflar bakımından adli yardımdan faydalanmasına karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
Davalı … Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye süreci eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmamıştır, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekâlet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını öne sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava ; TTK.nun 547.maddesine dayalı limited şirketin ihyası istemine ilişkindir.
İhyası istenilen şirketin sicil kaydının incelenmesinde: …. sicil nolu … ŞİRKETİ’nin …. MAH… CAD.NO… …/İSTANBUL adresinde kayıtlı olduğu, sicil kaydı terkin olduğu anlaşılmıştır.
İhyası istenen şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırlarında (Küçükçekmece) olması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre HMK’nun 14/2 maddesi gereğince işbu davaya bakmaya mahkememiz kesin yetkili olup, dava 6102 sayılı TTK’nun 1521.maddesi gereğince basit yargılama usulünce incelenip sonuçlandırılmıştır.
Ek tasfiye kavramı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile getirilen ve yukarıda izah etmiş bulunduğumuz ihya ile benzerlik gösteren hatta ihyanın kanuna dökülmüş hali de diyebileceğimiz bir kurumdur. Ek tasfiye, kanunun 547. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır.
01.07.2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 30.06.2012 tarihli ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 26.06.2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanun’un 38’inci maddesi ile “geçici madde 7” eklenmiş olup, söz konusu madde ile münfesih olmasına veya sayılmasına karşın tasfiye edilmeyerek ticaret sicili kayıtlarından terkin edilmeyen anonim ve limited şirketler (AŞ ve LŞ) ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve sicilden terkinine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Bu kapsama alınan anonim ve limited şirketler ile kooperaitiflerin sicil kayıtları ticaret sicili müdürlüklerince gerekli ihtar ve ilanlar yapılmak suretiyle terkin edilmiştir.
Yargıtay yerleşik kararlarında da açıklandığı üzere; “6102 Sayılı TTK’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar şirketlerin veya kooperatiflerin münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, 6103 sayılı kanunun 20/1 ve tebliğin 7.maddesi kapsamında 14/02/2014 tarihine kadar sermayesini asgari tutara yükseltmeyerek münfesih duruma düşülmesi, TTK’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle şirketler veya kooperatifler re’sen terkin edilebilirler. Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere veya kooperatiflere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler veya kooperatifler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin veya kooperatiflerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. ancak, devam eden davası bulunan şirketler veya kooperatifler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatif alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar diğer haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Somut uyuşmazlıkta; davacı ihyası istenilen şirket adına huzurdaki davanın açıldığı, şirketin TTK.nın 547.maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin işleminin yapıldığı, şirketin ihya edilmesinde davacının hukuki yararının bulunduğu kabul edilmiş ancak ”devam eden davası bulunan şirketler veya kooperatifler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatif alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar diğer haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.” hükmü gereğince hak düşürücü süre olan beş yıl içerisinde davanın açılmadığı anlaşılmış olup bu nedenle; davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 80,70-TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin KENDİSİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendini bir vekille temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00- TL maktu ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra DAVACIYA İADESİNE,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2022

Başkan ….
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip ….
¸e-imza