Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/65 E. 2022/357 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/65 Esas
KARAR NO : 2022/357

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/10/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı internet sitesinin https://www….. adresinde yayınlanan gerçek dışı ve iftira niteliği taşıyan açıklamalar nedeniyle müvekkili şirketin ticari itibarı zedelendiğini, kişilik haklarının ağır surette ihlal edildiğini belirterek, 0,03-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas …. Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememiz …. sayılı esasına tevzi edildiği görülmüştür.
Mahkememizin 29.03.2022 tarihli celsesinde, davacı vekilinden dava dilekçesinin içeriğinde mahkememizce dava konusu yapılan hususta tereddüt hasıl oluştuğu anlaşılarak, soruldu: ” bizim dava dilekçemiz içeriğindeki talebimiz müvekkil şirketin ticari itibari zedelenmesi ve kişilik hakları ihlal edilmesinden kaynaklı TBK ‘nın 49.Maddesi ve TMK’nın 25.Maddesi kapsamında manevi tazminat istemine ilişkindir, bizim bu dosyada davalıdan haksız rekabete ilişkin herhangi bir talebimiz yoktur, dilekçemiz içeriğinde geçen TTK 55.Maddesine ilişkin ibare örnekleme maksadıylaydı, buna ilişkin herhangi bir talepte bulunmadık, beyanımızda da belirttiğimiz üzere talebimiz TMK 25 ve TBK 49.maddeler kapsamında manevi tazminat isteminden ibarettir.” şeklinde beyanda bulunulmuştur.
Dava dilekçesi, gelen müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, manevi tazminat isteminden ibarettir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Davacının, dava konusu TMK 25 ve TBK 49.maddeler kapsamında manevi tazminata ilişkindir. Duruşmadaki beyanından da anlaşıldığı üzere, haksız rekabete ilişkin herhangi bir talebi bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunundan kaynaklı manevi tazminat taleplerinin Asliye Hukuk Mahkemelerince görülüp, karara bağlanması gerekmektedir.
Yukarıdaki nedenlerle uyuşmazlığın TTK da düzenlenen bir konudan kaynaklanmadığı gibi özel bir düzenleme ile uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinin görev alanında bulunduğu belirtilmediği için davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin BAKIRKÖY …. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-Mahkememiz kararının kanun yoluna götürülmeksizin kesinleşmesi halinde daha öncede BAKIRKÖY … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNCE görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının, halli merci tayini için dosyanın HMK 22/2 maddesi uyarınca İSTANBUL BAM ….. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza