Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/642 E. 2022/1080 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/642 Esas
KARAR NO : 2022/1080 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/07/2022
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/12/2022

Davacı tarafından mahkememizde açılan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı arasında servis taşıması bulunduğunu, davalının, müvekkiline bu hizmetler sebebine dayanarak fatura borçları bulunduğunu, davalının, müvekkiline borcunu ödememesi üzerine davalı kişi aleyhine Bakırköy …. İcra Dairesi … Esas Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu duruma rağmen davalı tarafın ödeme emrinin tebliği üzerine haksız ve dayanaksız olarak icra takibine ve borca itiraz ettiğini, ancak, borçlunun itirazında haksız olduğunu ve kötü niyetli olduğunu, Bakırköy Arabuluculuk Bürosu Büro Dosya Numarası: … Arabuluculuk Dosya Numarası: … arabuluculuk numarası ile ticari arabululuculuk başvurusu yapıldığını, lakin bu süreçte de anlaşma sağlanamadığını, neticede borçlunun itirazında haksız olduğunu ve kötü niyetli olduğunu, icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiğini, bu nedenle borçlunun itirazının iptaline, takibin devamı ve borçlunun haksız itirazı sonucu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesini, borca itirazının iptaline, Bakırköy … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasından takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin borçlu/davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafından, müvekkili … Ltd. Şti. aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra emrinin müvekkili şirkete tebliğine müteakip yasal süresi içerisinde müvekkili şirketin davacı yana borcu olmadığından sebeple itiraz edilerek işbu takibin durdurulduğunu, itiraz üzerine davacı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak huzurda görülmekte olan itirazın iptali davası açıldığını, Mahkememiz huzurunda ikame edilen dava konusu uyuşmazlıkta her iki tarafın tacir olmadığını, bu nedenle Mahkememiz dava konusu uyuşmazlığı görmeye yetkili olmadığını, dava konusu uyuşmazlığı görmeye görevli mahkeme İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu nedenle Mahkmemizce görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli nöbetçi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketin davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafından verilen hizmete karşılık tanzim edilen faturalar karşılığı bedeller müvekkili şirket tarafından davacı tarafa ödendiğini, müvekkili şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde yapılacak bilirkişi incelmesi ile müvekkili şirketin davacı yana davaya konu edilen icra takibine esas olan faturalar ve herhangi başka bir sebeple borcunun bulunmadığı sabit hale geleceğini, işbu nedenle davacı yan tarafından müvekkili şirket aleyhine açılan Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında takibe dayanak olarak sunulan faturaları kabul etmediklerini, müvekkili şirket aleyhine düzenlenen işbu faturalar herhangi bir hizmet alımı neticesinde düzenlenmemiş olup faturalarda belirtilen miktarlar bakımından müvekkili şirketin davacı yandan almış olduğu herhangi bir hizmet de bulunmadığını, uşbu nedenle davacı yandan davaya konu edilen faturalar karşılığı herhangi bir hizmet almamasından sebeple müvekkili aleyhine açılan haksız ve mesnetsiz Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında takip konusu borca, borcun ferilerine, borca dayanak tüm belgelere ve faturalara, işlemiş faize ve faiz başlangıcına ve borcun tüm ferilerine itirazlarımızı sunarak işbu takibin durdurulduğunu, neticede yetki ve görev itirazlarının kabulü ile davanın usul yönünden reddine karar verilmesine ve davanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, Mahkememiz aksi kanaatte ise esasa ilişkin yargılama neticesinde davanın esastan reddine karar verilmesine, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali mahiyetinde olduğu görüldü.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Dosya içerisine celp edilen ticaret odası ve vergi dairesi kayıtlarından anlaşıldığı üzere; davacının tacir olmadığı, İTO kaydının bulunmadığı, ticari işletme hesabına dayalı defter tuttuğu görülmüştür. Bu haliyle her iki tarafın tacir ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir davanını olmadığı; Uyuşmazlığın TTK kapsamındaki Taşıma Hukukundan kaynaklanmadığı, taraflar arasında servis taşımacılığına ilişkin hizmet sözleşmesi ilişkisi olduğu anlaşılarak, bu tespitlere göre ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.
Asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. 6100 sayılı HMK’nın 115/2.maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın dava şartı olan 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen görev yönünden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin yetkili ve görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5- 6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
6-Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır