Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/641 E. 2022/1093 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/641 Esas
KARAR NO : 2022/1093

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14.12.2022

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … Mah. … Cad. … Park H No:…İç Kapı No:90 Bağcılar/İSTANBUL adresinde faaliyet gösteren şirketlerinin her türlü dokuma mamullerinin, akrilik makine halısı vb. alım, satımı ve üretimi faaliyetlerinde bulunmak amacıyla kurulduğunu, müvekkil şirketlerin gerek üretim gücü, gerek sermaye yapısı ve gerekse çalışan ve müşteri kalitesiyle içerisine düştüğü bu likidite sıkıntısı ve ödeme aczini ancak konkordato yoluna başvurmak suretiyle bertaraf edebileceklerini, müvekkil şirketlerin Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas – … Karar sayılı ilamı ile iflasına karar verilen …. Sanayi ve Ticaret A.Ş., ….Sanayi ve Ticaret A.Ş., ….Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. ve …. San. A.Ş. şirketlerine müteselsil kefaletlerinden dolayı ticari faaliyetlerinin sona ermesi, malvarlıklarının yok olma tehlikesi altında oldukları için zamana ve konkordatonun sağlayacağı korumaya ihtiyaç duyduklarını, ellerindeki stokları nakde çevirmeye ihtiyaçlarının olduğunu, müvekkil şirketlerin bu ekonomik darboğaz ve krizden kurtularak takiplerden de korunmak suretiyle tüm borçlarını ödemesi ve böylece alacaklıların da iflâsa oranla alacaklarını daha iyi bir düzeyde elde etmeleri bakımından konkordato kurumuna başvurmak zaruretinin hasıl olduğunu, işbu kapsamda, müvekkil şirketlerin yöneticileri tarafından konkordato projesinin düzenlenmesine ve borçlarından herhangi bir tenzilat talep edilmeksizin, konkordato ön projesi çerçevesinde borçların ödenmesi hususunda müracaat edilmesine karar verildiğini, iflas halinde varlıkların paraya çevrilerek borçların ödenmesi halinde alacaklıların alacağına kavuşma oranının ciddi anlamda düşeceğini, hatta neredeyse imkansız hale geleceğini, davacı müvekkil şirketlerin mal varlıklarının borçlarının tamamını karşılar durumda olmadığını, dolayısıyla konkordato talebinin kabul görmemesi halinde davacı şirketlerin borçlarını ödeme kabiliyetini yitireceğinin aleni olduğunu, öncelikle İİK madde 286’da öngörülen tüm belgeleri içeren işbu konkordato talebimiz muvacehesinde, öncelikle üç aylık süre ile geçici mühlet verilmesine, gerekli görülmesi halinde geçiçi mühletin 2 ay daha uzatılmasına geçici mühlet kararının İİK madde 288 gereğince ilanına, geçici mühlet kararı ile birlikte, şirketlerin ekonomik hacmi nazara alınarak, geçici konkordato komiseri atanmasına, İİK. madde 294/1 uyarınca, şirketler hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmamasına ve başlamış takiplerin durdurulmasına, İİK. madde 294/1 uyarınca, şirketler hakkındaki ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına, müvekkil şirketlerin takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. şahıs konumunda olduğu takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri ile İİK 78.maddesi çerçevesinde doğmuş ve doğacak alacakların haczi talebini ihtiva eden haciz müzekkerelerinin gönderilmesinin tensiben önlenmesine, takas, hapis ve mahsup hakkının kullanılmasının tensiben önlenmesine, İİK. madde 295 uyarınca konkordatoya tâbi olmayan rehinli alacaklar bakımından, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılacak icra takiplerinde muhafaza ve satış işlemlerinin durdurulmasına, şirketlerin bankalar nezdinde tatbik edilmiş/edilecek blokaj işlemlerinin kaldırılmasına ve şirketlerin üçüncü kişilere vermiş olduğu teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin önlenmesine, müvekkil şirketlerin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3.kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının müvekkil şirketlere ödenmesine, müvekkil şirketlerin muhafaza altma alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacaklarının müvekkil şirketlere iadesine, İİK. madde 297/1 hükmü uyarınca müvekkil şirketlere komiserin nezareti altında işlerine devam edebilmesi için faaliyet izni verilmesine ve bu bağlamda belirlenecek işlemlerin komiserin izni ile yapılmasına, geçici mühlet neticesinde İİK madde 289 gereğince 1 yıllık kesin mühlet verilmesine ve gerekli görülmesi halinde bu mühlet kararının 6 ay daha uzatılmasına, kesin mühlet kararının ilanına, yargılama neticesinde İİK madde 305 vd. maddeleri gereğince konkordatonun tasdikine, tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava, 7101 sayılı ile değişik İcra ve İflas Kanunun 285 ile devamı maddeleri uyarınca konkordato istemine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasında düzenlenen tensip tutanağı uyarınca borçlular hakkında üç ay süre ile geçici mühletin uzatılmasına karar verildiği, ilgili kurumlara gereken bildirimlerin ve ilanların yapıldığı, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alındığı görülmüştür.
Konkordato komiseri 07/10/2022 tarihli raporunda; Gerçek kişi tacır sıfatıyla faaliyet gösteren borçlu şirketlerin 2019 yılımda şahıs işletmesi olarak kurulduğu, kuruluşlarının ortak oldukları … A.Ş., … A.Ş. ve … Ltd.Şti.’nin iflasının ardından gerçekleştiği, Şirketlerin her türlü dokuma mamullerinin, akrilik makine halısı, polipropilen makine halısı, akrilik iplik, polipropilen iplik, pamuk iplik, mamül ve hammaddeleri alım satımı amacıyla 50.000 TL sermaye ile aynı adreste kurulduğu, borçlu şirketlerin hali hazırda gerçek kişi tacir sıfatıyla faaliyet göstermekte olup ön projesinde belirttikleri borçların tamamına yakınının ortaklara borçlar olduğu, ortaklara olan borçların şahıs firması olduğu için aslında kendisine olan borç olarak değerlendirildiği, bu borçların ise konkordatoya tabi borçların kapsamı dışında yer alacağı, kalan diğer kamuya olan borçlar da konkordato kapsamı dışında olduğundan bu borçların da konkordato kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği, bu değerlendirme ile ön projelerin tamamen ortak oldukları ve iflas eden …. A.Ş., … A.Ş. ve .. Ltd.Şti.’ne olan kefalet borçlarının ödenmesi ile ilgili olduğu, ayrı ayrı değerlendirildiği sadece … adına 1 personel çalıştırıldığı, diğer şirketlerin personeli bulunmadığı, mevcut makine tesisat ve demirbaşları bulunmadığı, çalışma düzenini kaybettiği, … ,…ve … ‘in 30.06.2022 döneminde satış gerçekleştirmediği, …’in bu dönemde 11.265,84 TL net satış elde ettiği, borçlu şirketlerin gelir tablolarının incelenmesinde; 30.06.2022 döneminde 4 tacirin de zarar raporladığı, faaliyetlerinden nakit üretemediği, borçlu şirketlerin 30.06.2022 tarihi itibariyle kaydi özvarlıklarının ….. adına (-) 16.304,68 TL ile negatif olduğu, ….. adına (-) 17.646,64 TL ile negatif olduğu, ….. adıma (-) 28.893,45 TL ile negatif olduğu, …..adına (-) 25.499,04 TL ile negatif olduğu, diğer bir ifade ile şirketlerin kaydi değerlere göre borca batık olduğu, şirketin rayiç değerlere göre borca batık olup olmadığını saptamak için şirkete ait varlıkların rayiç değerlerinin bilinmesi gerektiği, varlıkların rayiç değerinin tespiti için ihtiyaç duyulan teknik bilirkişinin görevlendirildiği, bilirkişinin raporlarını henüz tamamlamadıkları, çalışmalarının devam ettiği, Borçlu şirketin ciro ve karlılıklarının çok yetersiz olduğu, bu anlamda faaliyetlerinin gayrifaal bir görünüm sergilediği, konkordatoya iten en büyük sebebinin iflas eden şirketlerine olan müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla kefalet borçları olduğu, kefalet borçlarının mevcut faaliyetleri ile ödenmesinin mümkün görünmediği, gayrimenkul – satışı ile ancak bu barçların ödenebileceği ve bu doğrultuda gayrimenkullerin güncel kıymet takdirlerinin önem arz ettiği, davacı borçluların konkordato ön projelerinin maddi hatalar içerdiği, ön projelerde yer alan proforma gelir tablosu ve nakıt akım tablosundaki tutarların gerçekçi bir varsayıma dayanmadığı, gerçek kişi tacir sıfatıyla faaliyet gösteren her 4 şirketin de ortaklara borcu olduğu ve bu ortaklara borçların konkordatoya tabi borç olarak değerlendirildiği, gerçek kişi tacır sıfatıyla bu borçların 3 şahsa ait bir borç olmadığı, davacıların kendi borcu olduğu, davacıların yine kendisine borcunun olamayacağı, hayatın olağan akışına da aykırı olduğu, projenin bankalara olan kefalet borçları için değerlendirildiğinde öngörülen karlılıklarla bu borcun ödenmesinin mümkün görünmediği, satışı öngörülen gayrimenkullerin bu borcun ödenmesine yetmeyeceği değerlendirildiği, bu değerlendirmeyle belirtilen hata ve eksikliklerin projede giderilmesi gerektiği, rapor tarihi itibariyle mahkemenize revize bir proje sunulmadığı, şirketlerin ön projesinde konkordatoya tabi borçlarını, 2023 yılı Temmuz ayından itibaren 3 yılda 36 eşit taksitte ödemeyi teklif ettiği, yukarıda bahsedildiği üzere aslında konkordatoya tabi bir borç olmadığı, ödenmesi gereken borçların iflas eden şirketlerine ait kefalet borçlarının olduğu, bu borcun da ön projede belirtilen proforma gelir tabloları ve nakit akım tablolarından mümkün görünmediği, netice olarak şirketlerin konkordato ön projelerinin başarıya ulaşmasının ticari faaliyetleriyle mümkün görünmediği, iflas eden şirketleri …. A.Ş., …. Ltd. Şti. ve …A.Ş.ye olan kefalet borçlarının ödenmesi için şahıslar adına kayıtlı gayrimenkullerin satışına bağlı olduğu, bu gayrimenkullerin de güncel kıymet takdirlerinin önem arz ettiği, İİK 298 m. 1. Fıkrası gereği ve TTK 376/III maddeye göre gerçek kişi tacir sıfatıyla faaliyet gösteren borçluların borca batıklık tespiti için borçlulara ait mal varlıklarının rayiç değerlerinin tespiti gerektiği, şirketin varlıklarının rayiç değerleri henüz görevli bilirkişi marifetiyle vaporlanmadığından şirketin geçici mühletinin uzatılmasına karar verilebileceğini bildirmiştir.
Konkordato komiseri 09/11/2022 tarihli raporunda; gerçek kişi tacir sıfatıyla faaliyet gösteren borçlu şirketlerin 2019 yılında şahıs işletmesi olarak kurulduğu, kuruluşlarının ortak oldukları … A.Ş., …A.Ş. ve … Ltd.Şti.’nin iflasının ardından gerçekleştiği, şirketlerin her türlü dokuma mamullerinin, akrilik makine halısı, polipropilen makine halısı, akrilik iplik, polipropilen iplik, pamuk iplik, mamül ve ham maddeleri alım satımı amacıyla 50.000 TL sermaye ile aynı adreste kurulduğu, borçlu şirketlerin hali hazırda gerçek kişi tacir sıfatıyla faaliyet göstermekte olup ön projesinde belirttikleri borçların tamamına yakınının ortaklara borçlar olduğu, ortaklara olan borçların şahıs firması olduğu için aslında kendisine olan borç olarak değerlendirildiği, bu borçların ise konkordatoya tabi borçların kapsamı dışında yer alacağı, kalan diğer kamuya olan borçlar da konkordato kapsamı dışında olduğundan bu borçların da koııkbrdato kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği, bu değerlendirme ile ön projelerin tamamen ortak oldukları ve iflas eden …A.Ş., … A.Ş. ve …Ltd.Şti.’ne olan kefalet borçlarının ödenmesi ile ilgili olduğu, ayrı ayrı değerlendirildiği sadece ….. adına 1 personel çalıştırıldığı, diğer şirketlerin personeli bulunmadığı, mevcut makine tesisat ve demirbaşları bulunmadığı, çalışma düzenini kaybettiği, ….., … ve …..’in 30.06.2022 döneminde satış gerçekleştirmediği, …..’in bu dönemde 11.265,84 TL net satış elde ettiği, borçlu şirketlerin mühlet tarihinden sonra yaklaşık 3 aylık dönemde toplamda 1.128.103,66 TL net satış gerçekleştirdiği, bu satışlara karşılık toplamda 39.960,79 TL zarar raporladığı, şirkelerin 3aylık dönemde ciro elde etmesine rağmen faaliyetlerinden nakit üretemediği, borçlu şirketlerin 30.06.2022 tarihi itibariyle kaydi özvarlıklarının ….. adma (-) 16.304,68 TL ile negatif olduğu, … adına (-) 17.646,64 TL ile negatif olduğu, ….. adına (-) 28.B93,45 TL ile negatif olduğu, …..adına (-) 25.499,04 TI, ile negatif olduğu, diğer bir ifade ile şirketlerin kaydi değerlere göre borca batık olduğu, borçlu şirketlerin 30.09,2022 tarihi itibariyle rayiç özvarlıklarının ….. adına (-) 217.121,843,54 TL ile negatif olduğu, ….. adına (-) 182.316.,323,90 TL ile negatif olduğu, ….. adına (-) 159,788.000,65 TL ile negatif olduğu, …..adına (-) 196.963.341,38 TL ile negatif olduğu, diğer bir ifade ile şirketlerin rayiç değerlere göre borca batık olduğu, borçlu şirketin ciro ve karlılıklarının çok yetersiz olduğu, bu anlamda faaliyetlerinin gayrifaal bir görünüm sergilediği, konkordatuya iten en büyük sebebinin iflas eden şirketlerine olan müşterek borçlu müteselsil ketil sıfatıyla kefalet borçları olduğu, kefalet borçlarının mevcut taaliyetleri ile ödenmesinin mümkün görünmediği, görevlendirilen bilirkişi tarafından borçlular adına kayıtlı gayrimenkullerin toplam değerinin 101.645.000 TL olduğu, hali hazırda gayrimenkullerin değerinde satılsa dahi kefalet borçlarını ödemeye yetmeyeceği, borçlu şirketerin ön projesindeki veriler dikkate alınarak, iflas halinde dahi alacaklıların alacaklarına kavuşması mümkün görünmediği, ortaklar adına kayıtlı tüm gayrimenkullerin iflas durumunda %50 değerle satılacağı (50.822.500 TL ) düşünüldüğünde mükerrerlik olmaması açısından en yüksek kefalet borcu olan 242.601.843,00 TL dikkate alınırsa sadece %21’inin ödenebileceği, netice olarak; şirketlerin konkordato ön projelerinin başarıya ulaşmasının ticari faaliyetleriyle mümkün görünmediği, iflas eden şirketleri …. A.Ş., …. Ltd.Şti, ve …. A.Ş.ye olan kefalet borçlarının ödenmesi için şahıslar adıma kayıtlı gayrimenkullerin satışına bağlı olduğu, bu gayrimenkullerin tamamı değerinde satılsa dahi kefalet borçlarını ödemeye yetmeyeceği, İİK 298 m. 1. Fıkrası gereği ve TTK 376/III, maddeye göre gerçek kişi tacir sıfatıyla faaliyet gösteren borçluların borca batık durumda olduğu, iflası gerektirdiğini bildirmiştir.
Gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi …konkordato kapsamındaki şirketin mal varlıklarının güncel kıymet takdirlerinin yapılması ve taşınmazlarının güncel değerlerinin belirlenmesi amacıyla görevlendirilmiş ve 31/10/2022 tarihli raporu ile taşınmazların güncel değerlerini belirlemiştir.
KONKORDATO PROJESİNİN BAŞARIYA ULAŞMA ŞARTLARI BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İİK. madde 287 ‘Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286 ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.
Konkordato işlemlerinin başlatılması alacaklılardan biri tarafından talep edilmişse, borçlunun 286 ncı maddede belirtilen belgeleri ve kayıtları mahkemenin vereceği makul süre içinde ve eksiksiz olarak sunması hâlinde geçici mühlet kararı verilir. Bu durumda anılan belge ve kayıtların hazırlanması için gerekli masraf alacaklı tarafından karşılanır. Belge ve kayıtların süresinde ve eksiksiz olarak sunulmaması hâlinde geçici mühlet kararı verilmez ve alacaklının yaptığı konkordato talebinin de reddine karar verilir.
Mahkeme, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak gerektiğinde üç komiser de görevlendirilebilir. 290 ıncı madde bu konuda kıyasen uygulanır.
Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komiserin de görüşü alınır. Geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez.
291 inci ve 292 nci maddeler, geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanır. Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz hükmü ile 291 inci ve 292 nci maddelerin geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanacağı düzenlenmiştir.
İİK. MADDE 292 ‘İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:
a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa.
b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.
c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa.
d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse.
İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine re’sen karar verir.
Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder. ‘ hükmüyle konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa iflasa tabi borçluların resen iflasına karar verilmesi gerektiğini düzenlenmiştir.
Dava, adi konkordato istemli olarak açılmış olup, İİK’nun 285.maddesine göre borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek suretiyle veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
Dava, adi konkordato istemli olarak açılmış olup İİK’nun 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiştir.
Mahkemenin kesin mühlet kararını verebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olması gerekmektedir.
İİK’nin 289/1 maddesinde mahkemenin kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde vereceği düzenlenmiştir.
İİK’nin 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, İİK’nin 292.maddesinde ise iflasa tabi borçlu bakımından kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşecek durumlarda mahkemenin kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar vereceği düzenlenmiştir. Konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması hali aynı maddenin b bendinde hüküm altına alınmıştır. Yani, konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması kesin mühletin kaldırılmasını gerektiren hallerdendir. “Mühlet içinde, iyileşmenin ya da alacaklıların konkordatoyu kabulünün mümkün olmayacağının anlaşılması ya da konkordatoyu tasdik etmeyeceğinin açık olması, tasdik şartlarının mevcut olmadığının önceden anlaşılması halinde de konkordato mühleti kaldırılarak talep reddedilecek ve şartlar yerine gelmişse borçlunun iflasına karar verilebilecektir.
İİK’nin 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiş olup,Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
İİK’nin 289. maddesinde, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya 1 yıllık kesin mühlet verileceği düzenlenmiştir. Borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” kavramı altında ifade edilmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku -Av.Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt).
Konkordato talebi, sadece zaman kazanmaya yönelik bir talep olmayıp, sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığını konkordato projesi yardımıyla inanılır kılmalıdır. Bu sebeple ön proje sadece dilek ve temenniler içeren soyut bir belge olarak anlaşılmamalı, mahkeme tarafından kesin mühlet verilebilmesi için ön projenin nasıl başarılı olacağı açıklanmalıdır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi Dosya No: 2019/2251 Esas Karar No: 2019/2002)
Dosya kapsamı, sunulan mali tablolar ve komiser raporları, bilirkişi raporları birlikte somut olarak değerlendirildiğinde; davacılar hakkında İstanbul BAM .. HD’nin …. Esas – … Karar sayılı dosyasıyla iflaslarına karar verildiği anlaşılmış ve iflasın açıldığı dikkate alındığında bu aşamada konkordato sürecinin devam imkanı bulunmadığı gibi ön projelerin tamamen ortak oldukları ve iflas eden … A.Ş., … A.Ş. ve …. Ltd.Şti.’ne olan kefalet borçlarının ödenmesi ile ilgili olduğu, ayrı ayrı değerlendirildiği sadece ….. adına 1 personel çalıştırıldığı, diğer şirketlerin personeli bulunmadığı, mevcut makine tesisat ve demirbaşları bulunmadığı, çalışma düzenini kaybettiği, ….., … ve …..’in 30.06.2022 döneminde satış gerçekleştirmediği, …..’in bu dönemde 11.265,84 TL net satış elde ettiği, borçlu şirketlerin mühlet tarihinden sonra yaklaşık 3 aylık dönemde toplamda 1.128.103,66 TL net satış gerçekleştirdiği, bu satışlara karşılık toplamda 39.960,79 TL zarar raporladığı, şirkelerin 3aylık dönemde ciro elde etmesine rağmen faaliyetlerinden nakit üretemediği, borçlu şirketlerin 30.06.2022 tarihi itibariyle kaydi özvarlıklarının ….. adma (-) 16.304,68 TL ile negatif olduğu, … adına (-) 17.646,64 TL ile negatif olduğu, ….. adına (-) 28.B93,45 TL ile negatif olduğu, …..adına (-) 25.499,04 TI, ile negatif olduğu, diğer bir ifade ile şirketlerin kaydi değerlere göre borca batık olduğu, borçlu şirketlerin 30.09,2022 tarihi itibariyle rayiç özvarlıklarının ….. adına (-) 217.121,843,54 TL ile negatif olduğu, ….. adına (-) 182.316.,323,90 TL ile negatif olduğu, ….. adına (-) 159,788.000,65 TL ile negatif olduğu, …..adına (-) 196.963.341,38 TL ile negatif olduğu, diğer bir ifade ile şirketlerin rayiç değerlere göre borca batık olduğu, borçlu şirketin ciro ve karlılıklarının çok yetersiz olduğu, bu anlamda faaliyetlerinin gayrifaal bir görünüm sergilediği, konkordatuya iten en büyük sebebinin iflas eden şirketlerine olan müşterek borçlu müteselsil ketil sıfatıyla kefalet borçları olduğu, kefalet borçlarının mevcut taaliyetleri ile ödenmesinin mümkün görünmediği, görevlendirilen bilirkişi tarafından borçlular adına kayıtlı gayrimenkullerin toplam değerinin 101.645.000 TL olduğu, hali hazırda gayrimenkullerin değerinde satılsa dahi kefalet borçlarını ödemeye yetmeyeceği, borçlu şirketerin ön projesindeki veriler dikkate alınarak, iflas halinde dahi alacaklıların alacaklarına kavuşması mümkün görünmediği, ortaklar adına kayıtlı tüm gayrimenkullerin iflas durumunda %50 değerle satılacağı (50.822.500 TL ) düşünüldüğünde mükerrerlik olmaması açısından en yüksek kefalet borcu olan 242.601.843,00 TL dikkate alınırsa sadece %21’inin ödenebileceği, netice olarak; şirketlerin konkordato ön projelerinin başarıya ulaşmasının ticari faaliyetleriyle mümkün görünmediği dikkate alınarak davacların konkordato projelerinin başarıya ulaşma şans da olmadığı dikkate alınarak Konkordato talep edenler ….., ….., ….. ve …..’in konkordato talepleri hakkında Konusuz Kalması Nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, hüküm ile birlikte mahkememiz tarafından verilen tüm tedbirlerin KALDIRILMASINA, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konkordato talep edenler ….., ….., ….. ve …..’in konkordato talepleri hakkında Konusuz Kalması Nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Hüküm ile birlikte mahkememiz tarafından verilen tüm tedbirlerin KALDIRILMASINA, bu hususta ilgili kurumlara müzekkere YAZILMASINA,
3-Konkordato talebinin reddi kararının Ticaret Sicili Gazetesinde ve Basın-ilân Kurumunun resmî ilân portalında ilân OLUNMASINA,
4-Komiserin görevine SON VERİLMESİNE, konkordato komiseri olarak görevlendirilen komiserlerin bugün itibariyle görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu’na BİLDİRİLMESİNE,
5-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-İİK’nin 293/son ve 164/1. maddeleri uyarınca kararın re’sen taraflara vekillerine tebliğine,
8-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere hazır vekillerin yüzlerine karşı oybirliğiyle karar verildi. 01/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır