Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/612 E. 2023/123 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/612 Esas
KARAR NO : 2023/123 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 29/06/2022
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/03/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili sigorta şirketi tarafından borçlu aleyhine 06.01.2021 tarihi itibariyle 38.002,48 asıl alacağın fer’ileri birlikte tahsili amacıyla, Bakırköy …. İcra Dairesi ….. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafından itiraz dilekçesi ile borca itiraz edildiğini ve bunun üzerine Bakırköy …. İcra Dairesi 04.06.2021 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, ayrıca borca itiraz edilmesi sebebiyle dava şartı olarak Arabuluculuğa başvurulmuş anlaşmama tutanağı düzenlendiğini, davalının itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket tarafından …. poliçe numaralı davalı …..’a ait ….. Plakalı araca ZMMS Poliçesi düzenlendiğini, müvekkili şirket tarafından teminat altına alınan sigortalı ….. Plakalı araç 28.05.2019 tarihinde sürücüsü belirlenemeyen sürücü idaresindeyken ….. ve ….. plakalı araçlara çarpması nedeniyle müvekkili şirketin söz konusu araçların mağdurlarına 33.096,00 TL maddi tazminat ödediğini, borçlu/Davalı ….. aleyhine başlatılan icra takibi kaza sonrası olay yerini terk ile poliçe genel şartları ihlal edildiğinden ödenen tazminatın rücusuna ilişkin olduğunu, müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödenen hasar tazminatının rücusuna ilişkin davalı …..’a başvurulduğunu, ancak davalı tarafın cevap vermemesi üzerine alacağın tahsiline ilişkin Bakırköy … İcra Müdürlüğü ….. E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borca itiraz edilmesi sebebiyle icranın durdurulmasına karar verildiğini, ayrıca borca itiraz edilmesi sebebiyle dava şartı olarak Arabuluculuğa ….. Başvuru numarası ile başvurulduğunu, 11.08.2021 tarihinde anlaşmama tutanağı düzenlendiğini, ancak Kovid-19 sebebiyle telekonferans ile görüşmeler sonuçlandığından ıslak imzaların taraflarca tamamlanması sonucu işbu dava açıldığını, müvekkili şirket tarafından iş yerinde oluşan hasara istinaden ödenen tazminat tutarının rücuan tahsili için davalı …..’a icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu, haklı bir gerekçesi olmasızın, kötü niyetli olarak, borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiklerini, takibe konu borç ödenmediğini, borçlunun haksız itirazının iptali ve takibin devamına karar verilmesi, ayrıca İİK gereğince alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asil cevap dilekçesinde; ….. Plakalı aracı ile gece iş çıkışı evine gitmekte iken direksiyon hakimiyetini kaybettiğini, kediyi ezmemek için manevra yaptığı esnada kaza yaptığını kaza sonrası karşı tarafın araba sahiplerinin kendisine saldırdığını, küfür ettiklerini, kazanın şoku ve karşı tarafın saldırılarından dolayı kaçtığını, aracı terk etme sebebinin bu olduğunu belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı şirket tarafından davalıya ait ….. Plakalı aracın ZMMS poliçesi ile sigortalanmasına dayalı olarak ….. Plakalı aracın 28/05/2019 tarihinde sürücüsü belirlenemeyen sürücü idaresindeyken başka araçlara çarpması neticesinde, araçların sahiplerine ödenen maddi tazminatların borçlu davalının olay yerini terkederek poliçe genel şartlarının ihlal ettiğinden ödenen tazminatın rücusuna ilişkin itirazın iptali mahiyetinde olduğu görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda, davalının tacir olmadığı, ZMMS kapsamında sigortalanan aracın kullanım amacının hususi olduğu, davacının davalıya rücu etmesinin temelindeki ilişkinin taraflar arasındaki ZMMS poliçesi (Trafik Sigortası) olduğu, buradaki sigorta ilişkisinin temelini oluşturan sözleşmenin tüketici sözleşmesi olduğu, bu haliyle taraflar arasındaki temel ilişkinin tüketici ilişkisi olduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle ihtilafa bakmakla görevli mahkeme aynı yasanın 73.maddesi uyarınca Tüketici Mahkemesidir.
HMK’ nın 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır ve aynı kanunun 115.maddesine göre mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Bu durumda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, dava şartı olan 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen görev yönünden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin yetkili ve görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5- 6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
6-Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davalı asilin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2023

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır