Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/599 E. 2022/972 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/599 Esas
KARAR NO : 2022/972 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :14/06/2022
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 31/01/2019 tarihli ….. sıra numaralı denetim ve tam tasdik sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre müvekkilinin denetim ve tasdik işlerini yapma yükümlülüğü altında olduğunu, borçlunun ise müvekkili firma tarafından sağlanan hizmetin bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, müvekkili şirketin yapılan sözleşme gereği yükümlülüğünü yerine getirip tam tasdik raporlarını teslim etmesine rağmen davalı şirketin borcunu tam ve eksiksiz bir şekilde ifa etmediğini, uzunca bir süre zarfında iki şirket arasında yapılan görüşmeler neticesinde davalı şirketin yapması gereken 43.321,85 TL ödemeyi yapmadığını, bunun üzerine müvekkili şirketin yasal faiziyle birlikte toplamda 55.141,14 TL’lik ödeme için 01/07/2021 tarihinde davalı şirket aleyhine icra takibi başlattığını, söz konusu icra takibinin davalı şirket ile müvekkili şirket arasında düzenlenmiş denetim ve tasdik sözleşmesi ve işbu sözleşme neticesinde yapılan işlere dair fatura alacağı kaynaklı olduğunu, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, tarafların ticari defterlerinde ve tarafların vergi dairesine sunduğu BA/BS beyannemeleri incelendiğinde davalının müvekkili davacıya borçlu olduğunun ortaya çıkacağını iddia ederek; borçlunun yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından sunulan 31.01.2019 tarihli sözleşmenin 7. maddesinde uyuşmazlıkların düzenlendiğini, sözleşmeden doğacak uyuşmazlıkların öncelikle hakem heyetince karara bağlanacağının ve hakem kararlarına karşı dava yoluna gidileceğinin yazıldığını, davacı tarafın sözleşmedeki bu hükme göre uyuşmazlık çözümleri için belirlenmiş hakem yoluna değil, doğrudan önce cebri icra sonra dava yoluna başvurduğunu, tahkim şartı olmasına rağmen dava yoluna gidilmesinin davanın usulden reddini gerektirdiğini, işbu sebeple tahkim şartı ilk itirazlarını öne sürdüklerini ve davanın usulden reddini talep ettiklerini, davacının delillerini tensip zaptında belirtilen bir haftalık süre içinde sunmadığını, ayrıca davacı tarafın talep dayanağı olduğu iddia ettiği sözleşme tarihi 31.01.2019 iken dosya kapsamında 2019 yılı dönemine ait herhangi bir tasdik raporu bulunmadığını, davacı tarafın talep ettiği alacağın dayanağı olan hizmete dair dosya kapsamında hiçbir ispat bulunmadığını, 26.09.2019 tarihinde sunulan tasdik raporunun dayanağı olarak …. yazdığını, ancak davacı tarafın talep dayanağı olarak gösterdiği 31.01.2019 tarihli sözleşmenin sayısının …… olduğunun yazdığını, bu çelişkili durumlar dikkate alındığında davacı tarafın talebine ilişkin somut hiçbir delil bulunmadığını ve haksız davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin davacıya, dava dilekçesinde belirtilen tutarda bir fatura borcu bulunmadığını, yapılan icra takibinin kötüniyetli olarak yapıldığını savunarak; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın öncelikle usulden reddine davacının dava konusu miktarın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatını ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafça davanın Küçükçekmece …..Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esasında açılmış olduğu; Küçükçekmece …..Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/06/2022 tarih…….E. ….. K. Sayılı ilamı ile “…Davacı dava açarken Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla mahkememize dava açmıştır. Küçükçekmece Adliyesi’nde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayıp, ticari davalarda Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı alanı Küçükçekmece’yi de kapsamaktadır. Davacı Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dava açtığına göre dava açtığı mahkeme Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesidir. Davanın Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken mahkememiz esasına tevzi edilmesi doğru değildir. Bu açıdan hatalı oluşturulan mahkememiz esasının kapatılarak dosyanın görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle gönderme kararı nedeniyle dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 31/01/2019 tarihli Denetim ve Tasdik Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraflar arasında 31/01/2019 tarihli Denetim ve Tasdik Sözleşmesi imzalandığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, Uyuşmazlığın; Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ….. sayılı takip dosyasında takibe konu taraflar arasında imzalanan 31/01/2019 tarihli Denetim ve Tasdik Sözleşmesinden kaynaklı davacının alacağının olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda olduğu, icra takibine davalının itirazının haklı olup olmadığı, davacının itirazın iptali ile icra inkar tazminatı taleplerinin kabul edilip edilemeyeceği, davalı savunması kapsamında tahkim ilk itirazının yerinde olup olmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki 31/01/2019 tarihli Denetim ve Tasdik Sözleşmesinin Uyuşmazlıklar başlıklı 7. maddesi; ” Taraflar arasında bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklar Hakem Kurulu’nca karara bağlanır. Hakem Kurulu İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası’nca seçilecek bir oda üyesinin başkanlığında, taraflarca seçilecek birer üye olmak üzere üç kişiden oluşur. Hakem Kurulu kararlarının tasdik merci İstanbul Mahkemeleridir. İcra merci İstanbul icra daireleridir. ” hükümlerini ihtiva etmektedir.
HMK 412. maddesinde; “Tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamının veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması konusunda yaptıkları anlaşmadır. Tahkim sözleşmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin bir şartı veya ayrı bir sözleşme şeklinde yapılabilir. Tahkim sözleşmesi yazılı şekilde yapılır.
HMK 416. maddesinde; Taraflar, hakem veya hakemlerin seçim usulünü kararlaştırmakta serbesttir.
TBK 26. maddesinde; Taraflar bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.
TBK 27.maddesinde; Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur” düzenlemeleri mevcuttur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davanın 31/01/2019 tarihli Denetim ve Tasdik Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki 31/01/2019 tarihli Denetim ve Tasdik Sözleşmesinden kaynaklanan ihtilafın hakem usulüyle çözüleceği husunun sözleşmenin 7.maddesinde kayıtsız şartsız kararlaştırılarak tahkim şartına yer verildiği, icra takibine itirazda hakem hususu dile getirilmemiş ise de davalı taraf itiraz dilekçesi ile bağlı olmayıp davalının hakem şartından vazgeçmediği, davalı tarafça tahkim ilk itirazının yasal cevap süresi içerisinde ileri sürüldüğü, tahkim şartının tarafların iradeleri ile oluşturulmuş olduğu gözetildiğinde geçerli olduğu anlaşılmakla; davalının tahkim ilk itirazının kabulüne, davacı tarafından davalıya karşı açılan davanın 6100 Sayılı HMK’nun 413/1 fıkrası uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın tahkim şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 941,68-TL’den mahsubu ile kalan 860,98-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
7-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/11/2022

Katip …….
¸

Hakim …….
¸