Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/591 E. 2023/160 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/591 Esas
KARAR NO : 2023/160 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2022
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalıya muhtelif tarihlerde Vebirat Mum Blok 20 Kg.(Fare Zehri), Murin Pasta 10 Kg. (Fare ve sıçan zehri) Kova ve Murin Mum Blok 20 Kg. Koli, Esbıothrın ve sair ürünler sattığını, faturalarda cins ve miktarları belirtilen malların davalıya teslim edilmesine rağmen davalı tarafından cari hesap bakiyesinin ödenmediğini, davalı tarafın ticari ilişkiye, faturalara ve cari hesaba itiraz etmediğini, bu nedenle taraflar arasında vaki olan ticari ilişkinin kesinleştiğini, bununla birlikte davalı borca itiraz etmişse de icra dosyasına iddialarını tevsik edici hiçbir delil sunamadığını, müvekkili şirketin, davalıdan takip tarihi itibariyle 60.510,34 TL alacaklı olduğunu, müvekkilinin alacağının defaatle talep edilmesine rağmen ödenmediğini, taraflarınca alacağın tahsili amacıyla, Bakırköy … İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası ile davalı borçlu hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını, ödeme emrini 06.04.2022 tarihinde tebliğ alan davalı borçlunun, 12.04.2022 tarihinde icra takibine, borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğini ve icra takibinin durmuş olduğunu, takip öncesi faiz talep edilmediğinden davalının faize itirazlarının da yerinde olmadığını, borçlu tarafın, ödeme emri ekinde gönderilen faturalara ve cari hesap ekstresine itiraz etmediğini ve bu suretle faturaları ve cari hesap ekstresini kabul etmiş olduğunu, arabulucuya başvurulduğunu ve taraflar arasında dava öncesinde gerçekleştirilen arabulucu görüşmesinde de uzlaşma sağlanamadığını, huzurdaki dava açılırken ödenen harçtan Bakırköy…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ödenen 302,55 TL tutarındaki peşin harcın mahsup edildiğini, alacak, likit olmasına ve müvekkili tarafından defaatle talep edilmesine rağmen davalı borçlunun kötü niyetli tutumları nedeniyle tahsil sürecini uzatmak amacıyla borca itiraz ettiğini, davalının itirazının iptali ile takibin devamını, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle de alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmek için iş bu davayı açma zarureti doğmuş olduğunu iddia ederek; fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla, davanın kabulü ile davalı borçlunun Bakırköy … . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile icra takibinin devamına, davalı borçlu aleyhine asıl alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin, arabuluculuk ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İşbu davanın haksız ve hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, müvekkili şirketin “… Mah. … Cd. No:101 Pendik/İST” adresinde mukim olup takibin de davanın da yetkisiz yerde açılmış olduğunu, davayı yürütmekte İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili şirketin davacıya borcu olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişki gereği ödemelerin 6 ay ila 1 yıl periyotlar şeklinde yapıldığını, aynı şekilde davacının da müvekkiline karşı ödemelerini bu periyotlarla yaptığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin en başından beri bu şekilde yürütülmüş olduğunu, davacının iddia ettiği alacağın henüz muaccel olmadığını, taraflar arasındaki 6 ay -1 yıl bandında toplu ödeme yapılması biçimindeki çalışmanın taraflar arasında yıllarca devam etmiş olup her iki taraf için ticari teamül haline geldiğini, bu nedenle davacının hiçbir talepte bulunamayacağını, davacının muaccel hiçbir alacağı olmadığını. davacının da bunu bilmekte ve kötü niyetli olarak huzurdaki davayı ikame ettiğini savunarak; haksız ve kötü niyetli itirazın iptali davasının öncelikle yetkisizlik nedeniyle usulden ve esastan reddine, davacının İİK Md. 67 gereğince %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini telep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
HMK.nun 313.maddesinde- (1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. (2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. (3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. (4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.”düzenlemesi,
HMK.nun 314.maddesinde-(1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (2) Sulh, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince sulh doğrultusunda ek karar verilir. (3) Sulh, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı sulh hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.”düzenlemesi,
HMK.nun 315.maddesinde – (1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. (2) İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Davacı vekili UYAP Bilişim Sistemi üzerinden göndermiş olduğu 07/02/2022 tarihli dilekçesi ile; taraflar arasında akdedilen 28/11/2022 tarihli ” Sulh ve Ödeme Protokolü ” ile uyuşmazlığın sulh yolu ile çözüme kavuşmuş olduğu, sulh protokolü gereğince ödemeler yapıldığından davanın konusuz kaldığı, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiş; ayrıca taraf vekillerinin mahkememizin 15/02/2023 tarihli celsesinde de sulh protokolü doğrultusunda davanın konusuz kaldığına dair beyanda bulundukları görülmüştür.
Tüm bu nedenlerle; Davanın taraflarının sulh olduğu anlaşılmakla, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 28/11/2022 tarihli Sulh ve Ödeme Protokolü ile davacının iş bu davadan kaynaklı vekalet ücreti talep etmeyeceğinin, davada hükmedilecek arabuluculuk ücreti ve harçların davalı tarafından ödeneceği hüküm altına alınmış olduğundan sulh ve ödeme protokolü ile tarafların talepleri doğrultusunda arabuluculuk ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Açılan davanın konusuz kalması sebebiyle ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça başlangıçta yatırılan 730,82 TL’den mahsubu ile kalan 550,92 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Taraflar arasında yapılan sulh protokolü gereğince taraflar yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸