Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/566 E. 2023/88 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/566 Esas
KARAR NO : 2023/88

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/06/2022
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02.03.2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı tarafa karşı, Bakırköy … İcra Müdürlüğü … esas dosyası ile cari hesaba dayanan icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı olarak cari hesabın davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirketin ise işbu takibe karşı haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ederek müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellemeye çalıştığını, müvekkili şirketin, tekstil malzemeleri satan bir şirket olduğunu, müşterilerine tela, iplik, boya baskı gibi her türlü malzemeyi temin ettiğini, davalı şirketin, müvekkili ile cari hesap ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinden sürekli olarak çeşitli ürünler satın alan davalı/borçlu taraf ödeme yapmadığını, en son 25 Mart 2021 tarihinde 70.000 TL tutarında ödeme yaptığını, fakat daha sonra hiç bir ödeme yapmadığını, bahsi geçen satışlara ilişkin faturalar ve cari hesap ekstresi mevcut olduğunu, faturaların irsaliye yerine geçmekte olduğunu, ürünlerin davalı şirkete teslimi yapıldığını, bunun dışında müvekkili ve davalı şirket defter ve belgelerinin bilirkişi marifeti ile yerinde inceleme yapılarak incelenmesi halinde haklılığın ortaya çıkacağını, müvekkilinden tekstil malzemeleri satın alan davalı şirketin, aldığı ürünlerin bedelini ödemediğini, en son cari hesaba dayanarak icra takibi başlatıldığını, icra takibine karşı haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına, icra takibinin haksız ve kötüniyetli olarak durdurulması nedeniyle alacağın yüzde 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı ve duruşmalara katılmadığı anlaşılmıştır.
Bakırköy …. İcra müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası uyaptan celp edilmiş olmakla, icra dosyası incelendiğinde; davacı / alacaklı şirketin, davalı / borçlu şirket aleyhine 154.381,82-TL cari hesap alacağı, 25.173,13-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 179.554,95-TL alacağını, asıl alacağa işleyecek ticari avans faizi ile birlikte, icra masrafı, vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve taraflara ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olmakla, mali müşavir bilirkişi ….’in 15/11/2022 tarihli raporunda özetle; Davacı tarafından 28.03.2022 tarihinde, davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesi ‘nin
…esas sayılı dosyası ile 154.381,82.TL tutarında asıl alacak 25.173,13-TL
tutarında işlemiş faiz olmak üzere toplam 179.554,95-TL tutarında icra takibi
başlatılmış, söz konusu icra takibine, davalı tarafından 01.06.2022 tarihinde itiraz
edilmiş ve takibin durduğunu, taraflar arasında, açık hesap şeklinde devam eden bir ticari ilişki mevcut olduğunu, usul yönünden incelenen, davacıya ait 2018-2019-2020-2021-2022 dönemlerine ilişkin
defter-i kebir ve yevmiye defterleri, e-defter olarak tutulmuş, beratları, zamanında ve
usulüne uygun oluşturulmuş, fiziki tutulan envanter defteri açılış noter tasdiki zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığını, davalı taraf, incelemeye gelmemiş,
yerinde inceleme talebinde bulunmamış ve yasal defter belgelerini incelemeye sunmadığını, hesap ve kayıt yönünden incelenen davacı yasal defterlerine göre; davalı takip talebi
tarihinde (28.03.2022) 154.381,82.TL tutarında borçlu olduğunu, alacağa dayanak belgelerin,
davacı yasal defterlerine doğru ve zamanında kaydedildiğini, netice olarak; davalının davaya cevap vermemiş olması ve yasal defterlerini incelemeye
sunmamış olmasına mukabil, davacının yasal defterlerini incelemeye sunmuş olması ve
yasal defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması dolayısıyla, mahkemetarafından davacının haklı olduğuna karar verilmesi ve Bakırköy … İcra Dairesi ‘nin
…. esas sayılı dosyasında, yapılmış itirazın, iptali halinde,
takip talebi tarihinden önce, işlemiş faiz talebi ile ilgili olarak, 6098 sayılı Türk Borçlar
Kanunu 117. maddesine3 istinaden, takip öncesinde, davalının temerrüde düşürüldüğüne
ilişkin herhangi bir ihtarın olmaması sebebiyle takip öncesi faiz hesaplaması yapılmadığını, takip talebi sonrası, faiz talebine ilişkin; takip talebinden (28.03.2022) dava tarihine
(16.06.2022) kadar geçen (80) gün, için 5.403,36.TL tutarında, değişen oranda avans
faizi hesaplandığı, davacının talep ettiği icra inkar tazminatı 30.876,36.TL (154.381,82 X %20) tutarında
hesaplandığı sonuç ve kanaatlerine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuştur.
Yapılan inceleme neticesinde davacı defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş fakat davalı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde ibraz etmemiştir. Rapor neticesinde incelenen davacı defterlerine göre davacının davalıdan faturalar karşılığında 154.381,82.TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.

Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, fatura teslim olgusunun artık ispatının gerekmeyeceği fakat işlemiş faiz yönünden davacının davalıyı icra takibinden önce temerrüde düşürdüğü hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı bu nedenle işlemiş faiz yönünden davasının yerinde olmadığı dikkate alınarak asıl alacak yönünden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE,
-Takibin asıl alacak miktarı olan 154.381,82-TL üzerinden DEVAMINA,
-Hüküm altına alınan asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren avans faizi İŞLETİLMESİNE,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
-Davacının işlemiş faize yönelik talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 10.545,82-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.168,57-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.377,25-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 185-TL sinin davacıdan tahsili ile, geri kalan 1.135,00-TL’sinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 24.157,27-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 80,70-TL başvurma harcı, 2.168,57-TL peşin harç, 1.651,50-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.900,77-TL yargılama giderinin davanın kabul oranı dikkate alınarak 3.358,88-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilnin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/01/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza