Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/558 E. 2022/615 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/558 Esas
KARAR NO : 2022/615

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2022
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili adına kayıtlı ….. plaka sayılı aracı kullanması için arkadaşı …..’a verdiğini, müvekkilinin işleri iyi gitmediği nedeni ile borçlarını ödeyemez duruma düşünce davaya konu ….. plaka sayılı aracın kaydına icra müdürlüklerince haciz ve yakalamalar konulduğunu, bu nedenle müvekkilinin arkadaşı ….. araç üzerindeki hacizler/yakalamalar kaldırılana dek aracı …. Mh. …. Cd. No… Esenyurt / İstanbul adresinde bulunan …. Evlerine ait site otoparkına çektiğini, aracın, üzerindeki haciz yakalamaları nedeni ile kullanılmadığını; aracın davalı … sitesinin oto parkından davalılardan … adına kayıtlı, diğer davalı … tarafından kullanılan … plaka sayılı trafik araç çekicisi ile çekildiğini, müvekkilinin ve arkadaşı …. plaka sayılı aracın, üzerindeki haciz yakalamaları nedeni ile kolluk güçlerince yediemin otoparkına çekildiğini sanarak, o tarihte aracın peşine düşmediklerini, müvekkili şirketin Nisan 2022 ayı başlarında alacaklıları ile anlaşarak, aracın kaydındaki yakalama şerhinin kaldırılması konusunda anlaşma sağladığını ve yeddiemin oto parkında bulunduğunu sandığı aracını yediemin oto parkından teslim almaya gittiğinde aracının otopark kaydının bulunmadığını öğrendiğini, Emniyet müdürlüğü kayıtlarını sorgulattığında da aracın bir oto parka çekildiğine dair kaydın bulunmadığını öğrendiğini, aracın belediye oto parkına çekilmiş olabileceği ihtimaline binaen belediye oto parkından araştırma yaptığında aracın kaydını tespit edemediklerini, civardaki otoparklardan da aracını araştırdığında aracını bulamadığını, bunun üzerine; aracın çekildiği davalı …. sitesinin güvenlik kamera kayıtlarından dava konusu aracın hangi tarihte ve kim tarafından çekildiğinin belirlenmesi için site yönetimi ile görüşüldüğünde; site yönetimi geçmiş dönem kamera kayıtlarını inceleyerek müvekkilinin aracının 13.07.2020 tarihinde … plaka sayılı üzerinde TRAFİK ÇEKİCİSİ yazan ve emniyet müdürlüğünün amblemi bulunan araç çekicisinin çektiğini tespit ettiğini ve 08.04.2022 tarih, …. sayılı yazısını verdiğini, müvekkilinin dava konusu aracı oto parktan alıp götüren …. plakalı araç çekicisinin sahibinin kim olduğu ve kime çalıştığının araştırdığında aracın davalı ….. adına kayıtlı olduğu, davalının …. Mh. … Bulvarı … Sk. No:…. Avcılar /İstanbul adresinde bulunan … Otopark işletmesi yaptığını tespit ettiğini, bunun üzerine; işbu davalıya aracın neden çekildiğini ve nereye bırakıldığını sorduğumuzda, aracın, kardeşi diğer davalı …. tarafından çekilmiş olduğunu, aradan zaman geçtiği nedeni ile hangi otoparka bırakıldığını hatırlamadıklarını söylediğini, diğer davalı ….’le yaptığımız görüşmede de; aynı şekilde aradan uzun zaman geçtiği nedeni ile aracı hangi otoparka çektiklerini hatırlamadıklarını söylediklerini, olaylar sonucunda müvekkilinin, davalı …. sitesi otoparkında bulunan aracın davalılarca neden çekildiği, aracın çekilmesi için kimden talimat aldıkları ve çektikleri aracı nereye bıraktıkları konularında davalılardan bilgi alamadığı için aracının çalındığını düşündüğünü, sitenin yönetiminden alınan yazıda ve site yönetimi güvenlik kamera kayıtlarından davalıların sahibi bulunduğu …. plaka sayılı aracın siteye geldiği ve site oto parkında bulunan ve müvekkiline ait olan ….. plaka sayılı aracı alıp götürdükleri görüldüğü, bunun üzerine; müvekkilinin Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığının … soruşturma sayılı dosyasından suç duyurusunda bulunduğunu, müekkilinin bilgi ve izni olmaksızın davalılardan …. Konutları site otoparkından alınan … plaka sayılı aracın öncelikle müvekkiline aynen iadesine; bunun mümkün olmaması hâlinde aracın bedelinin fiili iade tarihindeki değerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmini ile müvekkili şirkete verilmesine, müvekkiline ait aracın bu süre zarfında kullanılamamış olması nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararların şimdilik 100,00- TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Somut olayımızda davadaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Davalılardan … ve …’in tacir olmadığı gibi, uyuşmazlığımızda ZMMS’den kaynaklı bir talep de bulunmamaktadır. Dolayısıyla davanın nitelik olarak mutlak ticari davalardan olmadığı, uyuşmazlığın genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemeleri görev alanına girdiği dikkate alınarak dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklana nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi.15/06/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza