Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/552 E. 2023/3 K. 03.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/552 Esas
KARAR NO : 2023/3 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/06/2022
KARAR TARİHİ : 03/01/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil şirket uluslararası Lojistik şirketi Davalı … İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili şirket davalı … ihracat yüklerinin taşınması hususunda anlaştığını, bu anlaşma gereği müvekkili şirket, davalı … ihracat yüklerinin taşınması işini organize ettiğini, davalının istediği taşımalar zamanında ve tam olarak yapıldığını, müvekkil şirket tarafından davalıya verilen bu hizmet karşılığı; 08.12.2021 tarihli 3.675,00.-$, 08.12.2021 tarihli 5.925,00.-$, 21.12.2021 tarihli 1.950,00.-$, 21.12.2021tarihli 2.235,00.-$, 03.01.2022 tarihli 1.964,50.-$,03.01.2022 tarihli 2.065,00.-TL navlun faturaları kesildiğini, davalı … faturaları tebliğ aldığını ve süresi içerisinde hiçbir itiraz etmediğini, davalı yanın cari hesap dökümü incelendiğinde 08.12.2021 ile 03.01.2022 tarihleri arasında toplamda 15.749,50.-USD + 2.065,00.-TL borcu bulunduğunun görüldüğünü, bunun üzerine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas numarası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçluya ödeme emri 09.03.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı yan 10.03.2022 tarihli dilekçesi ile yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiğini, Takip icra müdürlüğünce durdurulduğunu, davalı borçlunun borca itiraz dilekçesinde yer alan yetkiye itiraz hususu geçerli değil olmadığını, HMK ve TBK.nın açık hükümleri gereğince borçlunun para borcunu ifa etmek için alacaklının yerleşim yerinde ödeme yapması gerektiğini, davalının takibe itirazı haksız ve mesnetsiz olup itirazın iptali ve takibin devamı için iş bu davayı açmak zorunluluğu doğduğunu, dava konusu alacak likit olup davalının itirazı haksız ve kötüniyetli olduğunu, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin bakiye 9.189,50.-$ için USD mevduata kamu bankalarınca uygulanan azami faizi, icra masrafları ve vekalet ücreti ile TL kısmı için ferileri yönünden devamına karar verilmesini, itiraz haksız ve kötü niyetli olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, alacağımızın tahsilinin dava sonunda imkansız hale gelmemesi için borçluya ait banka hesapları, araçlar veya gayrimenkuller üzerine dava konusu miktar kadar teminatsız ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete mahkememizce tebligat çıkarıldığı, usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı tarafça süre uzatım dilekçesinin dosya içerisine sunulduğu, mahkememizce yasal cevap verme süresinin uzatıldığı, tebliğinin kendisine yapıldığı ancak süresinde cevap dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizin 18/10/2022 tarihli duruşmasının … nolu ara kararı uyarınca Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile davacının icra takibi tarihi itibariyle asıl alacak yönünden alacaklı olup olmadığı, alacağının varlığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 12/12/2022 tarihli raporda; “Davacı şirkete ait 2021-2022 yılına ait ticari defterlerinin E-defter olarak tutulduğu ve ilgili tebliğe uygun olarak Ocak ve Aralık ayı beratlarının süresinde verildiği ve belirli kanuni şartları taşıdığı, 2021-2022 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu kanaatine varılmış ise de Nihai Takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu, 2. Davalı şirketin incelemeye esas olmak üzere herhangi bir ticari defter ve belge ibraz etmediği, 3. davacı şirketin Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyandan TAKİP 23.02.2022 tarihi itibariyle yukarıdaki tespitimiz gibi, 12.249,50 $ ( Abd Doları) ve 2.065,00 ₺ (Türk Lirası) davalı şirketten alacaklı olacağı, takip tarihinden sonra yapılan 2.065,00 ₺ ( Türk Lirası ) ödemenin ve 3.060.00 $ (Abd Doları) ödemenin mahsup edilmesi halinde; Davacı şirketin davalı şirketten bakiye 12.249,50 $ – 3.060,00 $ = 9.189,50 $ Abd Doları alacaklı olacağı hesap ve mütalaa edilmekte ise de Nihai Takdir ve Hukuki Değerlendirmesinin Sayın Mahkemenize ait olduğu, 4. Somut olay bakımından faizin, davacı şirketin davalı şirketi temerrüde düşürdüğü yönünde ihtar ve/veya ihbar bulunmaması nedeniyle takip öncesi faiz hesaplaması yapılmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeni ile miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere, davacı şirketin talebi gibi alacağa takip tarihi olan 23.02.2022tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda davacının talebi gibi kamu bankalarınca Yıllık USD (Abd Doları) mevduata uygulanacak azami faiz işletilmesinin uygun olduğu, …. İcra/İnkar Tazminat talebinin Değerlendirmesinin Sayın Mahkemenizin Takdirleri içerisinde kaldığı, ” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir
Dava dilekçesi, taraf beyanları, icra dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak fatura alacağından kaynaklı başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali mahiyetine ilişkin olduğu görülmüştür.
Dava konusu Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 15.749,50 USD ana para ve 73,68 USD faiz olmak üzere toplam 15.823,18-USD (218.099,22-TL) takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık en yüksek mevduat (USD) faiziyle tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili süresinde itirazında borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu miktar 9.189,50-USD (157.232,34-TL)’dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Davalı taraf ticari defterlerini dosya içerisine sunmamıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacının ticari defterler ve kayıtlarının ve Bilirkişi …’ ın hazırlamış olduğu 12/12/2022 tarihli rapor içeriğinin incelenmesinde;
– Takip tarihi itibariyle davacı kayıtlarına göre, 12.249,50 USD ve 2.065,00 TL olarak davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra 2.065,00 TL ödemenin ve 3.060.00 USD ödemenin mahsup edilmesi halinde, davacı şirketin davalı şirketten bakiye 12.249,50 $ – 3.060,00 $ = 9.189,50 USD alacaklı gözüktüğü ve davacı şirket tarafından davalı şirkete taşıma hizmeti verildiği ve bu hizmete ilişkin taşıma belgelerinin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
– Bu tespitlere binaen davacının, 9.189,50 USD davalıdan alacağının olduğu anlaşılmıştır.
– Davalının davacının defterlerindeki bu ispatı ortadan kaldıracak, aksini gösterir herhangi bir kesin (yazılı) delil sunmadığı görülmüştür.
Kural olarak, hizmetin görüldüğünün ispat yükü davacıdadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, davacı tarafça hizmetin görüldüğü olgusunun artık ispatının gerekmeyeceği (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 25.12.2020 Tarih ve 2020/1170 E. – 2020/1325 K. Sayılı ilamı.), davalının ticari defter ve kayıtları sunmayarak ispat yükünü kendi üzerine aldığı kabul edilmiş, açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının Davasının KABULÜ İLE;
-Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin asıl alacak 9.189,50 USD yönünden kaldığı yerden aynen DEVAMINA,
-Takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının aynı yabancı para türünden 1 yıl süreli mevduata uyguladıkları en yüksek faizin uygulanmasına,
-Alacağın %20 si olan 31.446,46-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 10.740,54-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 1.594,07-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 9.146,47-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,

-Davacı tarafça sarf edilen toplam 1.697,77-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından sarf edilen toplam 2.078,25-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 24.584,85-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır