Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/514 E. 2022/901 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/514 Esas
KARAR NO : 2022/901

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2022
KARAR TARİHİ : 12/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, söz konusu karar ve borçlu tarafın itiraz dilekçesinin taraflarına tebliğ edildiğini, 1 yıllık süre içerisinde işbu davayı ikame ettiklerini, davalı tarafın icra müdürlüğüne yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili tarafından davalıya mimari dizayn ve dekor hizmeti sunulduğunu, mobilyalar alınıp teslim edildiğini, faturasının da kendisine gönderildiğini, müvekkilin davalının muayenehanesinin çizimini yaptığını, dekore ettiğini ve tüm mobilyaları alarak teslim ettiğini, akabinde davalıya sunduğu fatura içeriğine davalı tarafından itiraz edilmediğini fakat ödeme işleminin de süresi içerisinde davalı tarafından yapılmadığını, tüm ihtarlara rağmen borcun ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını iddia ederek; davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olan mimari dizayn eser sözleşmesi kapsamında olduğundan görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğunu, müvekkili ile davacı arasında ticari bir ilişki olmadığı gibi eser sözleşmesine dayalı bir hizmet sözleşmesinin de bulunmadığını, müvekkilinin adına düzenlendiği belirtilen faturadan müvekkilinin haberi dahi olmadığı gibi kendisine böyle bir faturanın tebliğ edilmediğini, davacının müvekkilinin eşi olan …’nun Şişli/İSTANBUL adresinde bulunan iş yerinin tadilatı için davacı tarafından müvekkilinin eşine 08/11/2021 tarihinde teklif formu gönderildiğini ve bu teklif formuna göre anlaşılmış ve işe başlanılmış olmasına rağmen işin zamanında yapılmadığı gibi teklif formunda belirtilen hiçbir işin yapılmadığını ve işin yarıda bırakıldığını, müvekkilinin eşinin tadilat işini başka kişi ve kişilere yaptırmak zorunda kaldığını, davacının bu teklif formuna göre müvekkilinin eşinden belirtilen bedel ve yaptığı işe göre fazla ödeme aldığı gibi, teklif formunda belirtilen işleri de yapmadığını, davacı ile müvekkilinin eşi arasında yapılan eser sözleşmesinin davanın konusu olmadığı gibi bu eser sözleşmesinden kaynaklı meydana gelecek uyumsuzluklarda da tarafın müvekkili değil, müvekkilinin eşi olan … olduğunu, bu nedenle husumet yönünden de itirazları bulunduğunu savunarak; davanın reddine, davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 01/05/2022 tarihli faturadan kaynaklı 121.069,00-TL asıl alacak, 298,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 121.367,00-TL alacağın tahsili için 11/05/2022 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun 16/05/2022 tarihinde borca itiraz ettiği, davalı borçlunun itirazı üzerine icranın durdurulması kararı verildiği, işbu itirazın iptali davasının yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Küçükçekmece ve Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüklerine müzekkere yazılarak tarafların gerçek kişi ya da şahıs firması olarak tacir kaydının bulunup bulunmadığı, vergi mükellefi olup olmadığı, hangi defterleri tuttuğu, işletme hesabına göre mi bilanço usulüne göre mi defter tuttuğu, Vergi Usul Kanunu’nun 176-177.maddeleri kapsamında esnaf mı yoksa tacir mi olduğu hususlarının araştırılarak mahkememize bu hususla ilgili bilgi verilmesi istenmiş, cevabi yazılar ve ekleri dosyaya kazandırılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta; tarafların gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Küçükçekmece Vergi Dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapta; davacının 2022 yılına ait beyan ettiği BA/BS bildirim formlarının bir suretinin gönderilmiş olduğu, davacının 14/10/2020 tarihi itibariyle Diğer Çevre Düzenlemesi ve Bakımı ile Peyzaj Projelerinin Uygulanması Faaliyetleri kapsamında dairenin mükellefi olduğu, 2020, 2021 dönemlerine ilişkin İşletme Hesabı Esasına tabi olduğu, 2022 döneminde ise Bilanço Esasına göre defter tuttuğunun bildirildiği görülmüştür.
Bakırköy Vergi Dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapta; davalının herhangi bir ticari mükellefiyeti bulunmayıp, potansiyel mükellef olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Bilindiği üzere ticari iş ve ticari dava ayrı hukuki kavramlardır. Ticari iş kabul edilen bir husustan kaynaklanan her uyuşmazlık ticari dava olarak kabul edilmemiştir. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Diğer bir anlatımla bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması; ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Davanın, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, 6102 sayılı TTK nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiği, Mahkememizce davalının tacir olup olmadığı hususunda Bakırköy Vergi Dairesi’ne yazı yazıldığı, Bakırköy Vergi Dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapta; davalının herhangi bir ticari mükellefiyeti bulunmayıp, potansiyel mükellef olduğunun bildirildiği, dolayısıyla davalının TTK anlamında tacir olmadığı, davaya konu uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin HMK 114/1-c maddesine istinaden 115/1-2 gereğince görev yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
4- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5- 6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
6- Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸