Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/505 E. 2022/691 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/505 Esas
KARAR NO : 2022/691

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 30/05/2022
KARAR TARİHİ : 30/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil …, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında kayıtlı … mersis numaralı davalı … KUMAŞ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.’nin %25 oranında hissedarı olduğunu, şirketin %75 hissedarı … temsil ve ilzama yetkili olması ve hisse payının çoğunluğunun kendisinde bulunması sebebiyle şirketteki yetkilerini kötüye kullanması, kişisel çıkarlarını şirket menfaatinin önünde tutması,şirketin mali durumu, işleyişi ve denetimi hakkında müvekkilin TTK md. 614 uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal ettiği bir çok durum söz konusu olmuştur.10.05.2022 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısı her ne kadar usul ve yasalara uygun olmadığı için geçersiz olmuş olsa da toplantıda alınan kararlar hisse oranı yüksek olan davalı şirket yönetim kurulu başkanı ….nın kendi yaptığı işlemler için kendisini sorumluluktan kurtarmaktan başkaca bir işlem olmadığını, genel kurul kararının iptal edilmesinin gerektiğini, Genel kurul kararlarının iptali Türk Ticaret Kanunu madde 445’te düzenleme alanı bulmaktadır. Genel kurul kararlarının iptalinin istenebilmesi için Türk Tticaret Kanunu madde 445’te belirtilen genel iptal sebepleri şunlardır; Kanuna,
Şirket esas sözleşmesine, – Dürüstlük kurallarına aykırı olan genel kurul kararlarının iptali mahkemeden talep edilebileceğini, Kanuna aykırılıktan anlaşılması gereken, tüm mevzuat hükümlerine ve paysahipleri arasındaki eşitlik ilkesine aykırı nitelikte kararlardır. Genel kurul kararının görünürde kanun ve şirket sözleşmesine aykırı bir yanı yokken, şirkette çoğunluğu elinde bulunduran ortakların haklarını kötüye kullanarak azınlığı ve tek tek ortakların çıkarlarını ihlal edecek nitelikte olması halinde de iptal edilmesi gerekmektedir. Çünkü bu durumda karar objektif iyiniyet kurallarını yani dürüstlük kurallarını ihlal etmektedir ki bunu hukuk düzeninin koruması düşünülemez. Benzer şekilde, şirket için faydalı ve uygun olmasına karşın, azınlık haklarını ya da ortakların haklarının ihlal eden kararlar da dürüstlük kuralıyla bağdaşmadığı için iptal edilebileceğini, 10.05.2022 tarihinde gerçekleşen Genel Kurul toplantısında davalı … kötü niyet saikini sürdürerek yeniden müvekkili zarara uğratmaya çalıştığını, davalı genel kurul toplantısı sırasında da objektif iyi niyet kurallarına aykırı hareketlerini sürdürerek müvekkilimin mağduriyet yaşamasına sebep olduğunu, Bilindiği üzere, şirkette çoğunluğu elinde bulunduran ortakların haklarını kötüye kullanarak azınlığı ve tek tek ortakların çıkarlarını ihlal edecek nitelikte olması halinde genel kurul kararlarının iptal edilmesi gerektiğini, çünkü bu durumda karar objektif iyiniyet kurallarını yani dürüstlük kurallarını ihlal etmekte olduğunu, bunu hukuk düzeninin korumasının düşünülemeyeceğini, davalının müvekkili zarara uğratma amacı, kendi çıkarlarını şirket menfaatinden önde tutma istemi işbu genel kurul toplantısında da devam ettiğini, keza ilgili toplantıda müvekkil yönetim kurulundan da herhangi bir gerekçe gösterilmeden çıkarıldığını, 18.04.2022 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında davacı müvekkil kanuni hakkını kullanmak istemiş ve bilanço , kar-zarar hesaplarını incelemek için toplantının ertelenmesinin talep ettiğini, toplantının usul ve yasaya aykırı bir şekilde gerçekleştiğini belirterek haklı davamızın kabulüne, mahkemenizdeki dava dosyamız neticeleninceye dek Genel Kurul Kararının uygulanmasının tedbiren durdurulmasına, usule aykırı şekilde gerçekleşen 10.05.2022 tarihli genel kurul kararının iptaline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Olağan Genel Kurul Toplantısının usule ve yasaya aykırı şekilde gerçekleştirildiği iddiası hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Olağan Genel Kurul Toplantısı yasaya ve hukuka uygun şekilde gerçekleştirildiğini, Davacının usule aykırı olduğunu düşündüğü Olağan Genel Kurul Toplantısına katıldığını, kabul etmiş olması ve sonrasında bu aykırılığı ileri sürmek yoluyla kararın iptalini istemesi kötü niyetli davranışını göstermekte olduğunu, kanun hükmünde açıkça düzenlendiği üzere toplantı nisabı sağlanmış ve herhangi bir itirazda bulunulmadığını, açıklanan nedenlerle davacının bu yöndeki iddiası hukuki mesnetten yoksun olup toplantının Türk Ticaret Kanunu’nun 416. maddesi gereği çağrısız yapılabileceği açık olduğunu, nitekim toplantı yapıldığı sırada ve sonrasında da davacının toplantının gerçekleştirilmesine herhangi bir itirazı olmadığını, nisap sağlandığını tüm pay sahipleri alınan kararları da içererek hazır şekilde toplantıya devam ettiğini, toplantının çağrısız olmasına yönelik itiraz gündeme geçilmeden yapılmamış aksine Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağı’nda bir itirazın bulunmadığına yönelik kayıt da eklendiğini, Davacının ”Muhalefet Şerhi” olarak düştüğü metne bakıldığında, toplantının usule aykırı gerçekleştiğini beyan etmiş olsa dahi toplantıya katılmaya herhangi bir itirazı bulunmayıp gündem maddeleri için oy kullanmış olması ”Çağrısız Genel Kurul” gerçekleştirildiği gerçeğine halel getiremeyeceğini … … Kumaş Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ de %75 hissedarı olduğunu, oy hakkının dışına çıkılmadığını, azınlık haklarını ihlal edecek bir tutum sergilemediğini, davacının davalı … Kumaş Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de %25 hissedar olduğundan veçhile daha fazla pay sahibinin azınlık haklarını ihlal edecek şekilde kararlar aldığı, kötü niyetli davranmış olduğu ve hukuka aykırı olduğu iddiası gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; TTK 446 ve devamı uyarınca davalı şirketin 10/05/2022 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şirketin 10.05.2022 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yasa, ana sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı, anılan kararların iptali koşullarının oluşup oluşmadığından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Dava, davalı şirketin 10/05/2022 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkin olup dava konusu genel kurul toplantısı ve alınan karar (hukuki işlem) tarihi itibari ile taraflar arasındaki uyuşmazlığa 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanacaktır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı şirketin sicil kayıtları celp edilmiş, incelenmesinde; … sicil nolu … Kumaş Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin 02/04/2010 tarihinde kurulduğu, ” …. Mah … Cad No:… Beylikdüzü/İstanbul adresinde sicilde kayıtlı olduğu, şirket merkez adresi itibariyle davaya bakmanın mahkememizin yetkisinde olduğu anlaşılmıştır.
Kural olarak TTK. m. 445 uyarınca yasaya, esas sözleşmeye veya iyiniyet kuralına aykın kararlara karşı iptal davası açılabilir. Dolayısıyla anılan kararlann iptalinin sağlanabilmesi için bu kararların kanun, anasözlesme veya afaki iyiniyete aykırı olması da gerekir. Bir başkı deyişle sadece bir takım usuli eksiklikler bulunduğu gerekçesiyle alınan kararlann iptali sağlanamaz.
Konuyu düzenleyen TTK. m. 445 uyarınca yasaya, esas sözleşmeye veya iyiniyet kuralına aykın kararlara karşı iptal davası açılabilir. Dolayısıyla anılan kararlann iptalinin sağlanabilmesi için bu kararların kanun, anasözlesme veya afaki iyiniyete aykırı olması da gerekir. Bir başkı deyişle sadece bir takım usuli eksiklikler bulunduğu gerekçesiyle alınan kararlann iptali sağlanamaz.İptal yaptırımı açısından, dava açılmasının maddi hukuka ilişkin şartlarından ilki ise ortada bir genel kurul kararının bulunmasıdır. Ortada şeklen dahi geçerli bir genel kurul kararı yok ise bu halde yokluk yaptırımı ile karşılaşılır. İkinci olarak kararın kanuna, ana sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılık taşıması iptal için gerekli bir diğer maddi hukuk şartıdır (TTK. m.445). Üçüncü olarak aranacak şart ise karar ile aykırılık arasında illiyet bağı bulunmasıdır. 6762 sayılı ETK. 381 karar ile aykırılık arasında illiyet bağından söz etmemiş, daha doğrusu illiyet bağını varsaymış ise de TTK. 446/1’in (b) bendi toplantıya katılmış olsun olmasın her bir pay sahibine iptal davasını çeşitli şartlarla açma hakkı tanımış, ancak hakkın kullanılmasını sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olmasına bağlamıştır. TEKİNALP söz konusu yeniliği “etki kuralı” olarak nitelendirmekte, etki kelimesinin ifade ettiği anlamı, “ileri sürülen kanuna aykırılık yapılmasa idi iptali istenen genel kurul kararı alınamazdı veya genel kurul başka şekilde karar verirdi” şeklinde açıklamaktadır. (Ü.TEKİNALP, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, İstanbul, 2013, N. 15-06 vd.) 6762 sayılı TTK.nun 331’nci maddesi uyarınca toplantıya katılıp karara muhalif oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten pay sahipleri iptal davası açabilir. .Anonim şirket genel kurul kararlarının iptali davası açabilecekleri düzenleyen TTK.nun 446/1-(a) maddesi uyarınca toplantıya katılıp karara muhalif oy kullanıp ve bu muhalefetini toplantı tutanağına geçiren kişiler iptal davası açabilirler. denmiştir.
Davacı bir aylık erteleme süresine uyulmadığından bahisle ve diğer sebeplerle iptal talebinde bulunmuştur. TTK MADDE 420–” (1) Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır. Erteleme, 414 üncü maddenin birinci fıkrasında yazılı olduğu şekilde pay sahiplerine ilanla bildirilir ve internet sitesinde yayımlanır. İzleyen toplantı için genel kurul, kanunda öngörülen usule uyularak toplantıya çağrılır.”
Somut olayda; davacı şirket iki ortaklı olup …, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında kayıtlı … mersis numaralı davalı … KUMAŞ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.’nin %25 oranında hissedarıdır. Şirketin %75 hissedarı … temsil ve ilzama yetkilidir.
Davacı taraf salt bir aylık süreye uyulmadığından bahisle Bu nedenle 10.05.2022 tarihinde yapılan 2020-2021 yılı olağan genel kurul toplantısında Davacı yönetici olduğu dönem için ibra edilmiş yönetime yerine diğer ortağın yetkili olarak seçildiği kar zarar hesapları okunmuş ve kar zarar tabloları bakımından da yönetim ibra edilmiştir. Davacı ise salt TTK madde 420 gereği finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı gündem maddeleri için toplantının bir ay sonraya ertelenmesi talep etmesine rağmen, toplantının bir ay sonraya ertelenmediği gibi ertelenen toplantının TTK madde 414’e göre ilan edilmediği , bu husustaki muhalefet şerhinin TTK madde 446 gereğince toplantı tutanağına yazıldığı toplantıda alınan kararların yasaya aykırı olması nedeniyle TTK madde 449 gereğince geri bırakılması ve TTK 420 , TTK 445 md gereğince iptal kararı verilmesi talep etmiş ise de davacı, 18.04.2022 tarihinde Şirket gelir tablosu ve bilançolarını inceleyebilmek adına mazerette bulunmuş, Olağan Genel Kurul Tutanağına da yansıyacak şekilde; – 2020-2021 yılı gelir tablosu ve eklerini, -2020-2021 yılı ayrıntılı bilançosu ve eklerini teslim alındığı … tarafından imzalandığı anlaşılmıştır. Yine aynı tarihli Olağan Genel kurul Toplantı Tutanağında gündem maddelerinden birinin ”Toplantının 10.05.2022 Salı günü saat 10.00’a alınmasına OYBİRLİĞİYLE karar verildi.” olmasından ziyade davacının altında imzası da bulunan, kendisine göre belirlediği tarihte 2. Olağan Genel Kurul Toplantısı çağrısız şekilde gerçekleşmiştir., Türk Ticaret Kanunu md. 416’ya göre hali hazırda yeniden çağrıya dahi gerek yoktur, davacının hem toplantıya katılarak bu iradesini göstermiş olması hem de önceki tutanakta tarihin belirlenerek aynı gün içinde davacı tarafından imzalanması karşısında davacı 18.04.2022 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında inceleme ve denetleme ihlal ediliğini ispat edemediği gibi toplantı davacının da imzası ie 10.05.2022 tarihine ertelenmiş ve bu tarihte yapılmış olup bu şekilde 1 ay sonraya ertelemenin davacının hakkını ihlal eder nitelik taşımadığı gibi bu erteleme davacının rıza ile olduğundan sonradan salt bu sebeple genel kurul kararlarının iptali istenmesi TMK 2.madde uyarınca niyet kuralına aykırı görülmüş ve hakkın kötüye kullanımı olduğu gibi toplantı maddeleri incelendiğinde iptali gerektirecek bir gündem maddesi veya alınan kararın bulunmadığı şirketin yönetim organının seçimi ve işleyişine dair rutin kararların alındığı dikkate alındığından davacının iptal talebi yerinde görülmediğinden iptal şartları oluşmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan harçların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
7-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda karar verildi. 30/06/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip ….
¸e-imzalıdır