Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/455 E. 2022/768 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/455 Esas
KARAR NO : 2022/768

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 18/09/2018
KARAR TARİHİ : 08/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; İİK.285.maddesinde yer aldığı üzere borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen ya da ödeyememe tehlikesi altında bulunan müvekkili şirketin olası bir iflastan kurtulması ve borçlarını ödeyebilmesi için alacaklılarıyla borçlarını ertelemesine yönelik vade konkordatosuna talebine istinaden; öncelikle tensiple birlikte İİK.m.287’de yer alan üç aylık süre ile geçici mühlet verilmesi ve konkordatonun amacına ulaşılabilmesi için mahkemece geçici konkordato komiseri atanmasına, geçici mühlet kararı ile birlikte İİK.288 ve İİK.294 madde gereği Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere, icra veya iflas takibi yapılmasının engellenmesi, daha önce başlamış olan takiplerin durması, her türlü haciz kararının uygulanmaması, uygulanmış haciz kararlarının durdurulması, rehinle temin edilmemiş her türlü alacağın geçici mühlet tarihinden itibaren faiz işlemesinin durması, geçici süre içinde şirketin malvarlığının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına, İİK.288/2 gereği Ticaret Sicil Gazetesi ve Basın İlan Kurumun ilan portalında yayınlanarak geçici mühlet kararının Yasada yer alan ilgili tüm kurum ve kuruluşlara tebliğine, geçici mühlet içinde alacaklılar ve geçici komiserlerin konkordato talebine ilişkin beyanları da dikkate alınarak talep edilen konkordatonun başarıya ulaşması mümkün görülmesi halinde bir yıl süre ile kesin mühlet verilmesine, İİK.294 gereği kesin mühletin tüm hükümlerinin uygulanmasına, kesin süre verilmesi halinde alacaklılar toplantısının komiser nezaretinde yapılarak İİK.305 madde de yer alan unsurların tamam olması halinde konkordatonun tasdikine, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin edilmesine, tasdik kararının ardından rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı, karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı Kanun ile değişik İ.İ.K 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici mühlet ve akabinde kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasında düzenlenen tensip tutanağı uyarınca belirtilen gider avansı eksikliğinin borçlu vekilince süresinde tamamlanması, konkordato talebine eklenmesi gerekli belgelerin eksiksiz olarak ibraz edilmesi üzerine borçlular hakkında üç ay süre ile geçici mühlet verilmesine ve geçici konkordato komiser heyeti görevlendirilmesine,ilgili kurumlara gereken bildirimlerin ve ilanların yapıldığı,borçluların malvarlığının muhafazası için gerekli görülen bütün tedbirlerin alındığı görülmüştür.
Geçici komiser heyetinin toplantı tutanağı ile; konkordato talep eden şirketin tüm malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespit ettirilmesine, şirket malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti işlemi teknik ve özel bilgiyi gerektirdiğinden bu konuda bilirkişiye başvurulmasına, rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi görevlendirilmesine dair toplantı tutanağı mahkememizce onaylanmıştır.
Geçici mühletin ve kesin mühlet verilmesine ilişkin ilanların ayrı ayrı Türkiye Sicil Gazetesi ile Basın İlan Kurumu Portalında yapıldığı ve İİK’nun 288. Maddesi uyarınca gerekli yerlere bildirimlerin yapıldığı görülmüştür.
Davacı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı bir anonim şirkettir. Talep eden şirketin kayıtlı adresi ve muamele merkezi İstanbul olduğundan işbu konkordato talebi yönünden mahkememiz görevli ve yetkilidir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde konkordato tasdik talebinde bulunulabileceğine ilişkin yetkinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirketin dava dilekçesi ve ekindeki ön projesi ve belgelerine istinaden yapılan inceleme sonucu İİK’nun 286. ve devamı maddelerine binaen 3 aylık geçici mühlet kararı verilmiş ve geçici mühlet süresi içerisinde İİK’nun 294-295-296 ve 297. maddelerinin uygulanmasına, şirket aleyhine ihtiyati haciz ve muhafaza işlemlerinin yapılmasının tedbir yoluyla durdurulmasına, şirkete konkordato komiserlerinin atanmasına karar verilmiş ve atanan komiserlere şirketin defterlerini tutarak projesinin incelenmesi, şirketin faaliyetlerine nezaret etmeleri ve kanundan kaynaklanan diğer görevleri yapmak suretiyle rapor düzenlemeleri görevi verilmiştir. Ayrıca yasada yazılı ihtiyati tedbirlere karar verilmiştir. Verilen geçici mühlet kararı, tedbirler ve atanan komiserler ile ilgili gerekli ilanlar yapılmış ve ilgili kurumlara gerekli bilgiler verilmiştir. Davacı tarafından gerekli iflas avansı ve konkordato gider avansı verilen süre içerisinde dosyaya yatırılmıştır. Konkordato komiser heyetinin raporları ile davacı tarafın talebi birlikte gözetilerek 3 aylık geçici mühletin 2 ay süreyle uzatılmasına, kesin mühlet kararı verilmesine de karar verilmiştir. Tüm kararların yasa gereği ilanları yaptırılmış ve ilgili mercilerine yazılan yazılarla bildirilmiştir.
Konkordato komiser heyeti Prof. Dr. …., Yeminli Mali Müşavir …, mali müşavir …26/10/2018 tarihli raporunda; şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediği; demirbaş, tesis makine cihazları ile mevcut çalışma düzenini koruduğu, faaliyetlerine devam ettiği, davacıların şirket defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu ayrıcadavacı ….‘ın 2015yılından itibaren e-defter uygulaması çerçevesinde kayıt vedefter tuttuğu, …. Tic. Ltd. Şti. firmasının 31.08.2018 tarihli Personele ödenmemiş maaş borcunun olmadığı, devlet dairelerine ise toplamda 851,65 TL borçlu olduğu, şirketin 2018/8 ay itibariyle 3.589.310,49 TL kaydi stokları (15.579.663,93-TL Sipariş avansı), kaydi değerlerle 10.317.578,32 TL Maddi Duran varlıklarının bulunduğu (bina, tesis, makine, cihaz, taşıtlar, demirbaş vb), Konkordato Ön Projesi hakkında kısa süre içerisinde yapılan ilk incelemeler sonucunda aşağıda belirtilen eksikliklerin tespit edildiği, Konkordato ön projesinde belirtilen vade, tenzilat ve borçların hangi vadede ödeneceği hususunda hiçbir açıklık bulunmadığı, borçların nasıl ödeneceği konusunda bir açıklık bulunmadığı, Konkordato ön projesinde belirtilen 31.08.2018 tarihli Kaydi ve Rayiç değer bilançosunda yer alan değerlerin birbiri ile aynı olduğu ve bu bağlamda bunlar arasındaki farklılıkların gösterilmediği, bilançoda kayıtlı bulunan gayrimenkuller arasında … adına olan gayrimenkullerin de şirket portföyünde bulunduğu belirtilmiş olup, bu hususla alakalı net bir bilgi ifade edilmediği, konkordato ön projesinde belirtilen gayrimenkullerin ne zaman satılacağı somut tarih aralıkları belirtilmek sureti ile açıklanmamış ve ne kadar gelir hedeflendiği belirtilmediği, iflas halinde alacaklıların eline geçecek ve konkordato talebinde alacaklıların eline geçecek miktarları gösteren tabloların yer almadığı, bu nitelikte bir tablonun malvarlığı unsurlarının tek tek değerleri ve cebri satışı halinde hangi bedele satılabilecekleri hakkındaki tahmini rakamları da içerecek ayrıntıda düzenlenmesi gerektiği, şirketin hazırlayacağı Proforma Gelir tablosunun hazırlanan ön raporda yer almadığı ve buna ilişkin verilerin yeterli olmadığı, konkordato tasfiye ve revize borç planının anlaşılır bir biçimde sunulması gerektiği, şirketin hazırlamış olduğu konkordato ön projesindeki makine teçhizat ve varlıkları ile ekler bölümünde sunmuş oldukları tablolardaki maddi ve maddi olmayan duran varlık listelerinin birbiri ile uyumlu olmadığı ( listedeki bazı makinelerin dikkate alınmadığı veya elden çıkmış olduğu) anlaşıldığı, Bağımsız Denetim Kuruluşu tarafından hazırlanan Finansal Analiz raporunda da Kaydi ve rayiç bilançolarındaki değerlerin tıpkı ön projedeki gibi, Kaydi Değerler ile hazırlanan tablodaki rakamlar ile rayiç değer esasına göre hazırlanan bilançodaki değerlerin birbiri ile aynı olacak şekilde yani bunlar arasındaki farklılıkların gösterilmeksizin hazırlandığı tespit edilmiş olup bu belgenin revize edilmesinin gerektiği, konkordato ön projesinde belirtilen borç miktarlarının % kaçının ödeneceği hususunun açık olmadığı, konkordato ön projesinde belirtilen nakit akım tablosundaki vadeli mevduat hesaplarında belirtilen faiz gelirlerinin dayanakları bulunmadığı, raporun sonuç bölümünde mal varlıklarının borçlarını ödemeye yetmediğini ifade edilmiş ancak rapor içeriğindeki borçlarını karşılamaya yeterli olduğuna yönelik ifadelerin yer aldığı ve bu konuda açıklığa kavuşturmanın yapılması gerektiği, Yukarıda sayılan ön projede tespit edilen eksiklik ve çelişkiler çok önemli olup, ön projeyi tatminkar olmaktan uzak kıldığı, konkordato projesinin başarısının kuvvetle muhtemel görülebilmesi için bu önemli eksikliklerin tatmin edici açıklamaları ile birlikte tamamlanabilmesi amacıyla davacı şirkete konkordato ön projesinin revize şeklini hazırlanması ve komiser üyelerine teslim etmek üzere 31.10.2018 tarihine kadar süre verildiği, verilen süre içerisinde ön projede yer alan eksikliklerin tamamlanarak revize edilmiş olan projenin heyet tarafından tekrar değerlendirilmesi neticesinde, faal olan davacı şirketin konkordato talebinin başarıya ulaşmasının mümkün olup olamayacağı kanaatine ulaşabileceği bildirilmiştir.
Konkordato komiser heyeti Prof. Dr. …, Yeminli Mali Müşavir …, mali müşavir … 16/01/2019 tarihli raporunda; borçlu şirketin faaliyetine devam ettiği, şirketin esas faaliyetlerinde kar elde ettiği, şirketin olağan dışı yani şirket esas faaliyetleri dışında gerçekleşmiş olan giderlerden kaynaklı zarar meydana geldiği, şirketin kesin süreye geçip geçemeyeceği hususunda 2019 yılındaki mali verilerin de dikkate alınması gerekmekte olduğundan buna ilişkin değerlendirmeler dava tarihi olan 15.02.2019 tarihinden önce Mahkemenize sunulacak olan Nihai Rapor’da ayrıntılı olarak açıklanacağı,son olarak, mevcut şartlar altında konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı yönünde borçlu şirkete kesin mühlet verilip verilemeyeceği hususlarının dava tarihi olan 15.02.2019 tarihinden önce Mahkemenize sunulacak olan Nihai Rapor’da ayrıntılı olarak açıklanacağı görüş ve kanaatlerine varıldığı bildirilmiştir.
Konkordato komiser heyeti Prof. Dr. …, Yeminli Mali Müşavir …, mali müşavir … 05/02/2019 tarihli raporunda; borçlu şirket tarafından 31.10.2018 tarihli revize ön projesi sunulmuştur, şirket faaliyetlerine devam etmiş, geçici mühlet süresi içerisinde satış maliyetleri kısılmış, şirket 2018/10-2019/01 arasında şirket faaliyetlerinden karlılık elde etmiş, borçlu şirket üretim faaliyetlerine yerine alım-satım faaliyetlerine ağırlık verilmiş, bu sebeple üretim maliyetlerinde azalma meydana gelmiştir. Borçlu şirketin aktifinde yer alan atıl durumda olan makine- teçhizatın satışı yapılmasına Sayın Mahkeme tarafından izin verilmiştir. Borçlu şirketin yetkilileriyle geçici mühlet içerisinde aylık toplantılar yapılmış olup şirketin yeni iş anlaşmaları yaptığı (elyaflanmış akrilikten yapılma banyo dolabı ve lavabo) ve bu anlaşmadan ciddi karlılık hedeflediği bilgisi alındığı, borçlu şirketin portföyünde yer alan ve tahsile verilen çeklerin tahsil edilmeye devam edildiği, 31.01.2019 tarihi itibari ile 4.5 milyon TL portföyde, 1.4 Milyon TL’de bankaya teminat olarak verilmiş çek bulunduğu, bankaya teminat olarak verilen müşteri çeklerinden 598.000,00 TL’lik kısmı karşılıksız olduğu için tahsil edilemediği, borçlu şirketin revize projesinde yer alan … ismi ile bilinen … A.Ş. deposunda çıkan yangının borçlu şirketin deposuna sirayet etmesi sonucu maddi zarar oluştuğu bu nedenle dava sürecinin devam ettiği ve 3 Milyon TL civarında nakit girişinin olacağı öngörülmektedir. Ancak geçici mühlet içerisinde böyle bir sonuçlanan dava olmadığı, borçlu şirketin revize projesinde yer alan Verilen sipariş avansı hesabında izlenen 906.000,00 TL tutarındaki … projesi kapsamında alınan gayrimenkulün tapu devri yapılamadığı ve bu gayrimenkul için …. Bankasından kredi kullanıldığı; problemin nakit tahsilat şeklinde çözülmesi durumunda kredi kapaması yapılacağı ifade edilmiştir. Ancak yasal süreç sonuçlanmadığı için henüz bir tahsilat gerçekleşmediği, borçlu şirketin revize projesinde yer alan, gayrimenkullerin tamamı ipotekli olup ekspertiz değeri olarak 13.385.000,00 TL değer biçilmiş olmasına rağmen projede firma tarafından tahmini satış değerinin 25.500.000,00 TL olacağı ifade edildiği, ancak piyasa koşullarına bakıldığında ekspertiz değerinin çok üstünde olan rakamlarda satışının yapılamayacağı değerlendirildiği, borçlu şirketin taşınmazlarına komiser heyeti tarafından atanan bilirkişilerce toplam 14.383.000,00 TL değer biçildiği, borçlu şirketin revize projesinde yer alan, …bank ile yapılan protokole göre 2018 yılı sonuna kadar yıllık % 18 faiz geliri ile muhafaza edilen mevduat alacağı mevcut olup, bu miktar, banka alacakları için bloke edilmiş fakat bir yandan kredi alacakları tahsil edilirken diğer yandan da mevduattaki tutara faiz işletilmesi ön görüldüğü, banka borçlu şirketin konkordato mühleti alması üzerine krediyi kat etmiş ve alacağın tamamını bloke edilen tutardan tahsil ettiği, bu banka işlemi borçlu şirketin faiz kaybına uğramasına neden olduğu, borçlu şirket tarafından mahkemeye yapılan başvuruda kredinin kat edilmesi işleminin İİK md. 296 hükmüne aykırı olduğunun tespitine, kanun yolları açık olmak üzere karar verilmiştir. Borçlu şirketin hesaplarına göre 595.557 TL faiz alacağı kaybının olduğunun hesap edildiği ifade edilmektedir. Yargıya intikal etmiş olan bu konuda komiser heyetinin bir tahmin ya da değerlendirmede bulunması mümkün olmamakla birlikte, mahkeme kararının kesin mühlete karar verilir ise kesin mühlet içerisinde kesinleşeceği ve bu aşamada gerek konkordatonun oylanması gerekse tasdik sürecinde alacaklılar ve Mahkeme tarafından değerlendirilebileceği anlaşıldığı, borçlu şirketin revize projesinde, kredi alacakları ipotekli bankalar ile yapılan temaslarda kredilerin yapılandırılması ve ödenmesine ilişkin olumlu görüşmeler yapıldığı bilgisi yer aldığı, …bank ile KGF kaynaklı bir kredi ile ilgili olarak yapılmak istenen yeniden yapılandırma anlaşması için Mahkemeden izin talep edildiği, Mahkemenin görevlendirmesi üzerine komiser heyeti tarafından sunulan çeşitli görüşler Mahkemece değerlendirilerek tarafından 25.01.2019 tarihli ara kararın 1. maddesinde borçlu şirketin kredi yapılandırması talebinin reddine karar verildiği, Mahkemenin kesin mühlet kararı verebilmesi için, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması gerektiği, konkordatonun başarıya ulaşması kavramının içinde borçlunun mali durumunun iyileşmesi ihtimalinin mevcudiyeti ve konkordatonun alacaklılar tarafından kabulü ve tasdiki ihtimalinin varlığı birlikte yer aldığı, Mahkemenin bu kararında objektif kriterler dikkate alınır ancak konkordato sürecinin mahiyeti (borçlunun devam etmekte olan ticari faaliyetinin başarısının kısmen genel ekonomik durumdaki gelişmeler gibi harici unsurların da etkisi dolayısıyla tam bir kesinlikle tahmin edilmesinin mümkün bulunmaması) dikkate alındığında borçlunun mali durumunun iyileşmesi ihtimalinin komiser raporunda kesin bir ifade ile sonuca varılacak şekilde belirtilmesinin mümkün olmadığı, bu durumda şirketin mali durumunun iyileştirmesinin “gerçekçi olarak ön görülebileceği”nin tespit edilmesinin yeterli olduğu ifade edildiği (Öztek/Budak/Tunç Yücel/Kale/Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku, Ankara 2018, Syf. 167; Hunkeler, Kurzkommentar SchKG, Basel 2014, Syf. 1378), Mahkeme önünde derdest konkordato talebinde; şirketin satış faaliyetlerine devam ettiği ve yeni ürünler ile portföyünü genişlettiği, en büyük müşterisi olan ….. ile çalışılmaya devam ettiği, …..’dan haftalık ödeme alındığı, 31.01.2019 itibari ile 3,5 Milyon TL civarında alacak bulunduğu, 2018 yılı sonu itibari ile şirketin 9.7 Milyon TL zararda olduğu ancak mevcut ticari faaliyetten elde ettiği karlılık neticesinde bu zararın azalma sürecinde bulunduğu, tedarikçilere ödemelerini aksatmadığı, nakit ve müşteri çekleri ile mal alımını gerçekleştirdiği, tahsilatlara hız verilmesi, cirolarda artışın sağlanması durumunda şirketin mali durumunun iyileştirme ihtimali olduğu ve konkordato projesinin kabul ve tasdikinin ihtimal dahilinde bulunduğu (bu ihtimallerin gerçekçi olarak öngörülebileceği) kanaatine varıldığı, heyetce alınan bilirkişi raporunda şirketlerin rayiç değerler üzerinden borca batık olmadığı, faaliyetlerine devam etmesi halinde alacaklıların, alacaklarının konkordato mühleti sonunda revize ön projede ön görülen 36 aylık vadede tahsil edilmesinin gerçekçi bir ihtimal olduğu kanaatine varıldığı, işletme faaliyetinin gerektirdiği maliyet ve giderlerin ödenmesi hususunda hali hazırda bir olumsuzluk olmadığı, şirketin içinde bulunduğu süreçte, karlılık oranı yüksek yeni ürün üretilmesi durumunda yeni borçlar bakımından risklerin yüksek düzeyde olmadığı sonucuna ulaşıldığı, İİK’nın 206. maddenin 1. sırasındaki İmtiyazlı alacaklar kapsamındaki işçi alacaklarının ödenmesi bakımından şirketin olağan ciro ve karlılığı nazara alındığında bu borçların tam olarak ödenmesinin mümkün gözüktüğü, bilirkişi heyeti raporunda şirketlerin rayiç değerler üzerinden borca batık olmadığının tespit edildiği, ancak şirketin iflas etmesi ve mal varlığının iflas masası tarafından cebri icra yoluyla satılması halinde asgari ihale bedelinin yarısına ulaşan değerler ile paraya çevirme işlemleri yapılabileceğinden (İİK md. 243) rayiç değerlere göre yapılan değer takdirleri sonucu ulaşılan şirket malvarlığı değerinin cebri paraya çevrilme yoluyla tam olarak elde edilemeyeceği muhtemel olduğu, huzurdaki davada alacaklı sayısı (davacılar tarafından sunulu mizanlara göre 320 Satıcılar için 60 adet olduğu; 250’yi aşmadığı gibi alacak miktarı da (davacılar tarafından sunulu mizanlara göre 24,4 milyon TL olduğu) 125 milyon TL sını aşmadığı, bu itibarla alacaklılar kurulunun oluşturulması zorunlu olmadığı, takdiri tamamen mahkemeye ait olduğu, 30.01.2019 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Konkordato Komiserinin Niteliklerine ve Alacaklılar Kurulunun Zorunlu Olarak Oluşturulmasına Dair Yönetmeliğin 21-22. maddesi uyarınca kesin mühlet kararı ile birlikte veya en geç İİK md. 300 uyarınca borçlunun alacaklılar hakkındaki beyanı alındıktan sonra alacaklılar kurulu oluşup oluşturmamak Sayın Mahkemenizin takdirindedir. Bununla birlikte, eğer kesin mühlet verilecek olur ise, şirket faaliyetleri üzerinde yapacağımız incelemeler ve alacaklılarla yapılacak olan görüşmeler sonucunda söz konusu kurulun oluşturulması gerektiği kanaatine ulaşılması halinde keyfiyetin mahkemeye arz edileceği, işbu raporda açıklanan hususlar çerçevesinde borçlu şirketin konkordato kapsamında borçlarını ödemesinin gerçekçi bir ihtimal olarak gözüktüğü; borçlu şirkete kesin mühlet verilebileceği görüş ve kanaatlerine varıldığı bildirilmiştir.
Konkordato komiser heyeti Prof. Dr. …, Mali Müşavir …, finans uzmanı Dr. … 10/01/2020 tarihli raporunda; … Ltd. Şti.’nin konkordatoya tabi borçlarının büyük bir bölümünü bankalara olan borçların oluşturduğu görülmekte olup konkordatonun başarıya ulaşabilmesi için de bu bankalar ile bir yapılandırmanın tesis edilmesi büyük önem arz ettiği, 15.08.2018 tarih ve 30510 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren [12.09.2019 tarih ve 30886 sayılı (mükerrer) Resmî Gazete’de yayımlanan şekli ile değişik] Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yönetmelik md. 5, f. 1’de “Alacaklar[ın], Birlik tarafından Türkiye Katılım Bankaları Birliği ve Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Birliğinin görüşleri de alınarak hazırlanan Çerçeve Anlaşmaları kapsamında ve bu anlaşmaların Kurul tarafından onaylanmasını takiben finansal yeniden yapılandırma sözleşmelerine bağlanmak suretiyle yeniden yapılandırılabil[eceği]” ifade edilmektedir. Bu doğrultuda Büyük Ölçekli Uygulama (için) Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması 09.10.2019; Küçük Ölçekli Uygulama (için) Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması ise 08.11.2019 tarihlerinde gerekli onayların alınması sureti ile en güncel şekilleri ile uygulamaya konulduğu, haklarında iflas olanların kapsam dışı kaldığı bu süreçte alacaklı kuruluşlara anapara (nakit + gayrinakit) borç toplamı 25 milyon TL’den az olan borçlulara kural olarak küçük ölçekli finansal yeniden yapılandırma usulü uygulanabildiği, ayrıca Küçük Ölçekli Çerçeve Sözleşmesi’nin Yapılandırma Parametreleri başlığı altında Büyük Ölçekli uygulamaya atıfta bulunarak söz konusu yapılandırma işlemlerinin 90 gün (ve şartları oluşur ise ek 90 gün daha süre verilerek) içerisinde tamamlanabilmesi ihtimali ortaya konulduğu, netice olarak, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu geçici madde 32 ve Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yönetmelik kapsamında, konkordato usulüne paralel bir biçimde, borçlu şirketlere başvurabileceği ek bir imkânın daha sağlanmış olduğu görüldüğü, komiser heyeti, konkordato mühleti içerisinde faaliyetlerine devam eden konkordato borçlusu şirketin olumlu neticeler elde ettiği ve yukarıdaki başlık altında arz edildiği üzere, komiser heyetinin nezaret ettiği banka görüşmelerinden olumlu bir sonuç çıkma ihtimali olduğu görüşünde olduğu, İİK m. 304/1 hükmüne göre “Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve herhâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır”. Ayrıca, İİK’da yer alan süreler (İİK. m. 301 ve 302, f. 7-8) dikkate alındığında, konkordato usulünün tamamlanabilmesi için kesin mühletin sona erme tarihinden bir ila bir buçuk ay önce alacaklılar toplantısına ilişkin ilanın yayımlanmış olması gerekmektedir. Bu zamanlamaya uyulamadığı takdirde konkordatonu başarılı olması ancak mühletin İİK m. 289, f. 5 uyarınca Mahkeme tarafından uzatılması veya İİK m. 291 uyarınca (borçlunun mali durumunun düzelmiş olması sebebiyle) konkordato mühletinin kaldırılmasıyla mümkün olabildiği, bu çerçevede, yukarıda belirtilen İİK’nın sürelere ilişkin hükümleri de dikkate alındığında, kesin mühletin sona erme tarihinin 21 Şubat 2020 olduğu, (mahkemenin kararını kesin mühlet içerisinde vermesi gerektiği yönündeki İİK m. 304/1 hükmü süre varsayımına dahil edilmeksizin) alacaklılar toplantısının son yapılabileceği tarihin 7 Şubat 2020; alacaklılar toplantısı ilanının yayımlanabileceği son tarihin ise 23 Ocak 2020 olduğu görüldüğü, halihazırda konkordato borçlusu şirket ile bankalar arasında yürütülen görüşmeler devam ederken konkordatonun son aşamaları olan ve geri dönülemez nitelikteki alacaklılar toplantısı ilanı, alacaklılar toplantısı, toplantıya iltihak, nihai komiser raporunun sunulması ve tasdik yargılaması sürecinin başlatılması yürütülen her iki sürecin de olumsuz sonuçlanma riskini doğurmaktadır. Bu güçlük arz eden hal neticesinde mahkemeden kesin mühlet süresinin uzatılmasını talep etme zorunluluğu hasıl olduğu, İİK m. 289, f. 5 uyarınca konkordato borçlusu şirkete verilen kesin mühletin uzatılması yönündeki görüşümüzün olumlu olduğunu beyan eder; Sayın Mahkeme tarafından, yine aynı hüküm kapsamında, konkordato borçlusu şirketin kesin mühletinin 6 ay veya uygun görülecek bir süre uzatılmasını yönünde görüş bildirilmiştir.
Konkordato komiser heyeti Prof. Dr. …, Mali Müşavir …., finans uzmanı Dr. … 06/02/2020 tarihli raporunda; davacı … Kâğıt ve Ambalaj Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin dava dosyasında yer alan konkordato ön projelerinde, konu ile ilgili Geçici Mühlet Heyet Raporunda ve fiili olarak Konkordato Komiser Heyeti olarak yapılan incelemeler ve Şirketin 9 aylık faaliyetine nezaret edilmesi sonucunda; borçlu …. Kâğıt ve Ambalaj Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’nin 31.12.2019 tarihi itibariyle kaydi değerler üzerinden özkaynaklarının (+) 28.694.755,78 TL olduğu, şirketin konkordato talebinden sonra ticari faaliyetine artarak ve gelişme kaydederek devam ettiği, alacaklı şirketlerin birçoğunun mal tedarikini sürdürmekte olduğu, konkordato sürecinde şirketin devamlılığına engel olan bir durumun mevcut olmadığı, şirketin revize ön projede 2019 yılının tamamı için 74.830.500,00 TL net satış, 1.579.338,00 TL dönem net karı öngördüğü; bu tahminleri sırasıyla 48.846.904,93 TL (% 65,28) ve 2.610.125,00 TL (% 165,27) olarak gerçekleştirdiği, şirketlerin mali tablolarına ilişkin analizlerin (özellikle net kar/aktif toplamı oranı ile net kar/özkaynak oranının) sektör ortalamalarından pozitif ayrıştığı, bankalar ile yapılan görüşmelerin devam ettiği göz önüne alınarak Sayın Mahkeme’den kesin mühlet süresinin uzatılmasını talep etme zorunluluğunun hasıl olduğu, tüm bu hususları birlikte değerlendirildiğinde heyetimiz takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, Şirketin mevcut ve beklenen cirosu ile borç ödeme kapasitesinin ve dolayısıyla projenin gerçekleşmesinin mümkün olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Konkordato komiser heyeti Prof. Dr. …, Mali Müşavir …, finans uzmanı Dr. … 17/03/2020 tarihli raporunda; İİK m. 289/5 hükmü uyarınca “Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabilir”. Bu kanun hükmünde kullanılan “güçlük arz eden özel durumlar” ibaresinden anlaşılması gereken konkordato kapsamında yabancılık unsuru içeren hukuki ilişkilerin dikkate alınması gereği, kapsamlı sözleşmelerin varlığı ve alacaklı sayısının çokluğu gibi hallerdir (Öztek / Budak / Tunç Yücel / Kale / Yeşilova, Yeni Konkordato Hukuku, 2. Bası, Ankara 2019, m. 289-kenar no. 25). Her halükârda güçlük arz eden durumların neler olabileceği her bir somut olayın değerlendirilmesine göre mahkeme tarafından takdir edilecek bir husus olduğu (Kostkiewicz / Vock, Kommentar – SchKG, Zürich 2017, m. 295-kenar no. 3), komiser heyeti, ilmi içtihatlarda somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmesi gerektiği ifade edilen ve kendisine karmaşık sayılabilecek veya yoğun iş yükü barındıran hallerin örnek gösterildiği “güçlük arz eden özel durumların” kapsamına ülke (ve hatta dünya) genelinde etkili olan, ölümcül risk barındıran ve bir mücbir sebep olarak nitelendirilmesi gereken salgın hastalık ve buna bağlı tedbirlerin de evleviyetle dahil edilmesi gerektiği görüşünde olduğu, gerçekten de çeşitli idari ve adli makamların sosyal mesafe konusunda uyarılarda bulunduğu ve sıkı tedbirler aldığı bir dönem içerisinde komiser heyeti, nihai konkordato projesinin alacaklılar tarafından gerektiği biçimde incelenebileceği, alacaklıların alacaklılar toplantısına fiziken katılım sağlayabileceği, iltihak süresi içerisinde alacaklılar ile yeterli temas ve görüşme zemininin oluşabileceği ve nihai proje oylanırken alacaklıların iktisadi bir öngörülemezlik içinde objektif değerlendirmede bulunabilecekleri hususlarında olumsuz bir değerlendirme içinde olduğu, burada arz ve izah edilen gerekçeler kapsamında -ve özellikle güçlük arz eden özel durum da dikkate alındığında- konkordato borçlusu şirkete İİK m. 289/5 uyarınca 4 aya kadar daha ilave mühlet verilmesi konusunda komiser heyetinin görüşü olumlu olduğu bildirilmiştir.
Konkordato komiser heyeti Prof. Dr. …, Mali Müşavir …, finans uzmanı Dr. … 09/06/2020 tarihli raporunda; borçlu … Kâğıt ve Ambalaj Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’nin 31.03.2020 tarihi itibariyle kaydi değerler üzerinden özkaynaklarının (+)29.089.270,16 TL olduğu, şirketin konkordato talebinden sonra ticari faaliyetine covid 19 sürecine rağmen devam ettiği, alacaklı şirketlerin birçoğunun mal tedarikini sürdürmekte olduğu, konkordato sürecinde şirketin devamlılığına engel olan bir durumun mevcut olmadığı, 2020 yılının tamamı için 86.055.075,00 TL net satış, 2.073.022,97 TL dönem net karı öngörmüş; bu tahminlerin üç aylık dilim dikkate alındığında sırasıyla 6.764.633,76 TL (% 31,44) ve 394.514,38 TL (% 76,12) olarak gerçekleştiği, şirketin mali tablolarına ilişkin analizlerin (özellikle net kar/aktif toplamı oranı ile net kar/özkaynak oranının) sektör ortalamalarından pozitif ayrıştığı, çekişmeli alacaklılara ilişkin raporların tamamlanarak alacaklılar toplantısı nisabını tespite yardımcı olmak amacıyla Mahkemenize arz edildiği, planlanan takvim doğrultusunda 20.03.2020 tarihinde yapılması kararlaştırılan alacaklılar toplantısına ilişkin gerekli ilanların yapıldığı ancak covid 19 nedeniyle toplantının yapılamadığı, Ülkemiz ile birlikte tüm dünyayı olumsuz etkileyen salgın sebebiyle alınan tedbirler ve kısıtlamalar tüm piyasayı menfi yönde etkilediği gibi …. Kâğıt ve Ambalaj San. Tic. Ltd. Şti. de, özellikle …. Mağazalarının geçici olarak kapanması ile etkilemiş olsa da şirket faaliyetlerine ara vermeden devam ettiği bu süreçte çalışanlarının ücretlerini ödeyen firma satışlarında düşüş yaşasa da bu süreci en az zararla atlatmayı hedeflediği, tüm bu hususları birlikte değerlendirildiğinde heyetimiz takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, Şirketin mevcut ve beklenen cirosu ile borç ödeme kapasitesinin ve dolayısıyla projenin gerçekleşmesinin mümkün olduğu yönünde görüş taşıdığı bildirilmiştir.
Konkordato komiser heyeti Prof. Dr. …, Mali Müşavir …, finans uzmanı Dr. … 03/07/2020 tarihli raporunda; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (“İİK”) 297. maddesinin 2. fıkrası uyarınca borçlu şirket vekilinin 02.07.2020 tarihli dilekçesinde belirtilen taşınmaz, şirketin iştigal konusu ile ilgili olmayıp, bu taşınmaz hisselerinin rayiç değeri, SPK Lisanslı Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Teknik Bilirkişi ….’ın İnegöl İcra Mahkemesine sunduğu 01.02.2019 tarihli rapor uyarınca 2.059.358,95-TL olarak göründüğü, şirket vekilinden alınan bilgiye göre taşınmaz hisseleri için yapılan icra harç ve masraflarına ilişkin dökümün; : 363.626,90 TL olduğu,Söz konusu taşınmaz hisselerinin satışından elde edilecek 1.750.000 TL tutarındaki nakit para borçlu şirketin malvarlığına ikame değer olarak dahil edilecek olup, bu bedelden şirketin icra harç ve giderleri için yapmış olduğu yaklaşık 350.000 TL düşüldüğünde, ilgili hisselerin Pandemi süreci öncesinde yapılan değer takdirine nispetle %30 değer eksiği ile elden çıkarılacağı anlaşıldığı, Pandemi süreci öncesinde yapılan değer takdirine nispetle mevcut olan bu değer eksiğine rağmen şirket yetkilileri ve vekilinin yaptıkları beyanlar ve sundukları belgeler uyarınca, komiser heyeti, borçlu şirketin bir alacağı sebebi ile devralınan, ilgili işlemler için halihazırda kayda değer bir masraf yapılan, bir yandan hisseli olması sebebi ile diğer yandan da içinde bulunulan, gayrimenkul piyasasındaki talebinin canlı olmadığı ortam dolayısıyla üçüncü kişilere satışı kolay olmayan söz konusu taşınmaz hisselerinin devredilmesinin yararlı olacağı, sonuç olarak, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyasından konkordato borçlusu şirket alacağına mahsuben alınan Bursa ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, …. parselde kayıtlı gayrimenkul hisselerinin devri hakkında bu konuda karar vermek yetkisi İİK m. 297, fıkra 2 hükmü gereği Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, olumlu olduğu bildirilmiştir.
Konkordato komiser heyeti Prof. Dr. …, Mali Müşavir …., finans uzmanı Dr. … 07/08/2020 tarihli raporunda; İİK m. 305 hükmüne göre, konkordato talep eden şirket hakkında İİK m. 177-179’daki doğrudan doğruya iflas sebeplerinden biri mevcut olmadıkça iflas tasfiyesi, konkordato projesine göre alacaklılar bakımından daha olumlu netice verecek olsa dahi, şirketin iflasına karar verilemeyeceği, bu iki kanun hükmü ve yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle komiser heyetinin; konkordato projesinin alacaklılar tarafından “Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını” aşacak şekilde olumlu oy verilmiş olduğundan kabul edildiği, şirketin mali tablolarındaki rakamsal veriler dikkate alındığında iflas tasfiyesi neticesinde alacaklıların eline geçecek tutarın (garamenin) adi konkordatoda teklif edilen 3 ay ödemesiz 33 eşit taksit halinde toplam 36 ay içinde gerçekleştirilecek %100 oranındaki anapara ödemesinden daha az olacağı, şirket kaynaklarının alacaklılara yapılacak ödeme ile orantılı olması ilkesi (İİK m. 305, f. 1, (b) bendi) dikkate alındığında İİK m. 305 / son fıkra hükmüne göre alacaklılara uygun oranda faiz ödenmesi yönünde proje değişikliği yapılmasının mahkemenin takdirinde olduğu, İİK m. 302, son fıkra hükmü uyarınca ve takdiri mahkemeye ait olmak üzere, konkordato projesinin kabul edildiği, konkordato projesinin tasdikinin uygun olduğu; görüşünde olduğu bildirilmiştir.
KONKORDATO TASDİK ŞARTLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Tüm bu veriler ışığında konuyu düzenleyen İİK.nun 304.maddesine göre “Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.
Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz.”
Mevcut Kanunun 296 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmü, güncellenerek metne alınmaktadır. Buna göre, mahkemenin komiseri dinledikten sonra kararını her halde kesin mühlet içinde vermesi emredilmektedir. Duruşma günü 288. maddesi uyarınca ilan edilecektir. Yine mevcut düzenlemeden farklı olarak, itiraz edenlerin duruşmada hazır bulunabilmelerinin şartı, itiraz sebeplerini mahkemeye, duruşma gününden en az üç gün önce ve yazılı olarak bildirmiş olmalarıdır. Aksi halde duruşmada hazır bulunarak İtirazlarını dermeyan etmeleri mümkün olmayacaktır. Böyle bir sınırlama getirilmesinin nedeni, her alacaklının duruşmada hazır bulunarak itirazlarını ileri sürmesinin yargılamayı çok aksatabileceği endişesidir.
Maddenin birinci fıkrasında mahkemeye, kesin mühlet içinde konkordato hakkında bir karar vermek zorunluluğu yüklenmektedir. Bu sebeple, ikinci fıkrada da yargılamanın gidişatına göre, bilhassa özel güçlük arz eden durumlarda, kesin mühlet içinde kararın verilemeyeceğinin anlaşılması halinde mahkemece konkordato kararının verilmesine kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilecektir. Zira mühlet içinde karar verilemediğinde mühletin kalkması halinde, takip yasağının kalkması gibi konkordatonun amacına ulaşmasını engelleyecek sonuçlar ortaya çıkabilecektir. Mahkeme mühlet hükümlerinin uzatılması kararını verirken komiserden gerekçeli bir rapor isteyebilir, Her halde mühlet hükümleri altı aydan fazla uzatılamayacaktır.”düzenlemesi,
İİK.nın 305.maddesinde ” 302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Maddede öngörülen şartlar, kümülatif olup, mahkeme, burada bir içerik kontrolü yapmak suretiyle konkordatonun tasdikine veya tasdik talebinin reddine karar verecektir. Mahkeme, tasdik şartlarını rehinli ve diğer alacaklılar bakımından birbirinden bağımsız olarak değerlendirecektir.
Konkordato ön projesinde alacaklılara bir teklifte bulunulması söz konusudur.
Değişiklikten önce sadece malvarlığının terki sureliyle konkordato için aranan karşılaştırmalı tablo, bundan böyle adî konkordato bakımından da tasdik şartı olarak aranacaktır. Bu bakımdan birinci fıkranın (a) bendinde, teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı halinde her bir alacaklının eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, tasdik şartı olarak düzenlenmektedir. Gerek adi konkordato bakımından yeni getirilen bu şart, gerekse malvarlığının terki suretiyle konkordatoda var olan bu Şart, borçlunun gerçekte İflâsa tâbi bir kimse olmasını gerektirmeyip, varsayımsal olarak, borçlu İflâs etseydi, alacaklılarının elde edeceği payın hangi miktarda olacağını tespite yöneliktir. Çünkü, konkordato ile alacaklılar, muhtemel bir iflâstan daha kötü bir duruma düşürülmemelidir. Bu husus, konkordato projesini kabul etmeyen, ancak Kanunda öngörülen nisapla konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, azınlıkta kalan alacaklıların korunması bakımından önemlidir.
Fıkranın (b) bendinde mevcut kanunda olduğu gibi, teklif edilen meblağın, borçlunun kaynakları ile orantılı olması ilkesi korunmakta, ancak Kanundaki “borçluya intikal edebilecek mallar” ibaresi yerine, daha kapsamlı ve geniş olması nedeniyle “borçlunun beklenen hakları”nın dikkate alınabileceği ifade edilmektedir. Mahkeme, bu hakların dikkate alınıp alınmayacağı yanında, bunların ne oranda dikkate alınacağını da takdir edecektir.
Böylece mahkeme, somut olaya göre, beklenen hakları hiç dikkate gibi, tamamen veya kısmen de dikkate alabilir.
Fıkranın (c) bendinde ise, konkordato projesinin Kanunda öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması mevcut düzenlemedekinin aksine, açıkça konkordatonun tasdik şartlarından birisi olarak sayılmaktadır, fıkranın (d) bendinde, tasdik şartı olan teminat yeniden düzenlenmiştir. Konkordatonun başarılı bir iyileştirme aracı olması önünde büyük bir engel olarak görülen ve doktrinde eleştirilen, “konkordato İşlemlerinin yerine getirilmesi”ni sağlamak amacıyla teminat gösterilmesinden vazgeçilmektedir. Böylece, borçlunun büyük bir teminat yükü ile karşı karşıya kalmasının önlenmesi ve projenin daha kolay gerçekleşmesinin sağlanması amaçlanmaktadır. Ancak teminat şartından bütünüyle vazgeçilmemekte; teminat, 206. maddenin birinci sırasındaki İmtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesi ve mühlet İçinde komiserin İzniyle akdedilmiş borçların ifası bakımından (alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe) korunmaktadır. Öte yandan, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tâbi alacaklıların oylamaya katılmaları halinde, bunların teminat gösterip göstermeyeceğine de mahkeme tarafından karar verilecektir, İsviçre İcra ve İflâs Kanununun 306. maddesinin ikinci fıkrasında 2013 yılında aynı yönde değişiklik yapılmıştır.
Fıkranın (e) bendinde, tasdik İçin gerekli yargılama giderleri yanında, mevcut madde metninde yer alan “ilâm harçları” ibaresi yerine manayı daha net bir şekilde açıklayacak şekilde konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harç” ibaresi kullanılmakta ve bu kapsamda belirlenecek miktarın borçlu tarafından tasdik kararından önce mahkeme veznesine depo edilmesi öngörülmekledir. Maddenin ikinci fıkrasında esaslı bir değişiklik yapılmamaktadır. Maddede yer alan “konkordato teklifi” İbaresi, “konkordato projesi” şeklinde değiştirilmektedir. 4949 sayılı Kanun değişikliği ile hukukumuza malvarlığının terki suretiyle konkordato dahil olmuştur. Bundan önce yalnızca adi konkordato kurumu mevcut bulunduğundan konkordato “teklifi” ile çoğunlukla vade veya tenzilat konkordatosu kast edilmekteydi. Daha kapsayıcı olması bakımından “proje” terimi kullanılmıştır. Gerçekleştirilebilir veya uygulanabilir bir proje üzerine mahkemenin kendiliğinden de gerekli gördüğü düzeltmelerin yapılmasını isteyebilmesi, modern yeniden yapılandırma felsefesinin bir görünümüdür. Mahkeme, borçlunun sunduğu, hatta alacaklıların da kabul ettiği bir projede, özellikle konkordatoyu kabul etmeyen alacaklıların menfaati gerektiriyorsa re’sen veya talep üzerine düzeltme yapılmasını isteyebilir; mahkemenin düzeltme yapılmasını isterken komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü alması uygun olur.
Komiser 302. madde uyarınca yapılacak oylama sonrasında her iki sınıf alacaklı için ayrı ayrı rapor hazırlayacak ve mahkemenin değerlendirmesine sunacaktır. Mahkeme yapılan oylama sonrasında alacaklı sınıflarının her ikisinin de kabulü, bunlardan birinin kabulü ve her İkisinin de reddi ihtimallerini ayrı ayrı dikkate alarak hükmünü buna göre tesis edecektir.
Mahkememizce tasdik yargılama duruşma gününün İİK’nun 304/1. maddesi gereğince İİK’nun 288. maddesi uyarınca ilan edilmiş, ilana itiraz edenlerin itiraz sebeplerine duruşma gününden en az 3 gün önce yazılı olarak mahkememize bildirmek kaydı ile duruşmada hazır bulunabileceklerini şerh düşülmüştür.
Konkordato komiseri tarafından ibraz edilen rapor ve alacaklıların itirazları çerçevesinde mahkememizce tasdik şartları bakımından İİK 305. maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede;
İİK m. 305 hükmüne göre, konkordato talep eden şirket hakkında ÎÎK m, 177-179’daki doğrudan doğruya iflas sebeplerinden biri mevcut olmadıkça iflas tasfiyesi, konkordato projesine göre alacaklılar bakımından daha olumlu netice verecek olsa dahi, şirketin iflasına karar verilemeyecektir.
Konkordato projesinin alacaklılar tarafından “Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yansını” aşacak şekilde olumlu oy verilmiş olduğundan kabul edildiği, Şirketin mali tablolarındaki rakamsal veriler dikkate alındığında iflas tasfiyesi neticesinde alacaklıların eline geçecek tutarın (garamenin) adi konkordatoda teklif edilen 3 ay ödemesiz 33 eşit taksit halinde toplam 36 ay içinde gerçekleştirilecek %100 oranındaki anapara ödemesinden daha az olacağı, Şirket kaynaklarının alacaklılara yapılacak ödeme ile orantılı olması İlkesi (İİK m. 305, f. 1. (b) bendi) dikkate alındığında İİK m. 305 / son fıkra hükmüne göre alacaklılara uygun oranda faiz ödenmesi yönünde proje değişikliği yapılmasının gerektirecek bir durumda söz konusu olmadığı dikkate alınarak;
Konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (1) sayılı Tarifenin “B) İcra vc iflas harçları:’1 başlıklı bölümünün “lf- İllas harçları:“ başlıklı alt bölümünün (2) numaralı fıkrasının (b) bendi gereğince binde 2,27 oranında konkordato tasdik harcının yatırıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca borçlu şirket aleyhinde olan ve imtiyazlı alacak kapsamında değerlendirilebilecek bir ilam veya kesinleş bir takibin mevcut olmaması gerekse söz konusu alacakların halihazırda ödenmiş olduğu (dikkate alınarak teminat koşulunu yerine getirdiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre borçlunun projedeki ödeme teklifinin iflasa nazaran alacaklılar açısından daha avantajlı olduğu ve ayrıca teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklan ile ziyadesiyle orantılı olduğu kanısına varıldığı, alacaklarını bildirmiş veya alacakları bilançoda kayıtlı alacaklıların sayısının 58 olduğu, konkordato projesine toplantıda ve/veya iltihak müddeti içinde olumlu oy verenlerin sayısının 35 olduğu, alacaklarını bildirmiş veya alacakları bilançoda kayıtlı alacaklıların alacak toplamı tutarlarının 15.817.793,80 TL olduğu, konkordato projesine ilişkin toplantıda ve/veya iltihak müddeti içinde olumlu oy veren alacaklıların alacak tutarları toplamının 8.443.335,60 TL olduğu, İİK.nın 302/f.3a bakımından çoğunluk koşulunun gerçekleştiği, borçlu şirketin mühlet içerisinde komiser onayı ile doğmuş borçları bulunmadığı, 22/07/2020 tarihli mali kayıtlarda yer alan alacaklılarından aldığı feragatnamelerinin ibraz edildiği, feragatnameler incelendiğinde; ilgili alacaklar halihazırda ödendiği için feragat edilen tüm tutarların “0 (sıfır) TL” olduğu, borçlu şirket aleyhine olan ve imtiyazlı alacak kapsamında değerlendirilebilecek bir ilam veya kesinleşmiş bir takibin bulunmadığı, söz konusu alacakların halihazırda ödenmiş olduğu, teminata bağlanmasını gerektirecek bir tutarın bulunmadığı dikkate alındığında sunulan belgeler kapsamında teminat koşulunun sağlandığı, İİK m. 305 hükmüne göre, konkordato talep eden şirket hakkında İİK m. 177-179’daki doğrudan doğruya iflas sebeplerinden biri mevcut olmadıkça iflas tasfiyesi, konkordato projesine göre alacaklılar bakımından daha olumlu netice verecek olsa dahi, şirketin iflasına karar verilemeyeceği, bu iki kanun hükmü ve yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle komiser heyetinin; konkordato projesinin alacaklılar tarafından “Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını” aşacak şekilde olumlu oy verilmiş olduğundan kabul edildiği, şirketin mali tablolarındaki rakamsal veriler dikkate alındığında iflas tasfiyesi neticesinde alacaklıların eline geçecek tutarın (garamenin) adi konkordatoda teklif edilen 3 ay ödemesiz 33 eşit taksit halinde toplam 36 ay içinde gerçekleştirilecek %100 oranındaki anapara ödemesinden daha az olacağı, konkordato tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden Harçlar Kanununa ekli bir sayılı tarifeye göre, konkordatonun tasdikine karar verilmesi halinde davacı şirketin, alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden 15.817.793,80 TL adi alacak üzerinden ise %0,227 oranından harç alınmasına; bu oranlara göre adi alacaklılar için 35.906,39-TL konkordato tasdik harcının yatırıldığı, dikkate alınarak şirketin mevcut durumuna göre konkordatonun tasdiki için İİK m. 305’te öngörülen tüm koşulların gerçekleştirildiği, böylelikle konkordato projesinin gerçekleşmesi için İİK’nun 305. maddesindeki şartların gerçekleşmiş olduğu nazara alınarak, mahkememizce konkordato projesinin tasdikine karar vermek gerekmiştir.
YARGITAY SONRASI YAPILAN YARGILAMA:
Mahkememizin 10/09/2020 tarih … Esas ve … sayılı kararı Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 21/03/2022 tarih …. Esas, … Karar sayılı kararı ile res’en bozulmasına karar verilerek, mahkememizin …. Esasını aldığı anlaşılmıştır.
Yargıtay .. Hukuk Dairesinin … Esas … Karar 21/03/2022 tarihli ilamı gereğince; Borca batıklık konusunda rapor alınması için dosyanın önceki komiser heyetine tevdine karar verilmiş olup, önceki komiser heyetinin mahkememize sunmuş oldukları 28/06/2022 tarihli raporlarında özetle; Şirket yetkililerinden; şirket aktifinde kayıtlı gayrimenkullerin, aktifte kayıtlı makine, teçhizat ve cihazların, taşıtların, demirbaşların listesi, 07.06.2022 günü mesai bitimine kadar, konkordato tasdik tarihinden bugüne kadar olan yapılan satışlar ve protokoller, 31.05.2022 tarihli bilanço, gelir tablosu ve detay mizan 06.06.2022 tarihinde gönderilen eposta ile talep edildiğini, Mahkemenizin kararını uygulamak için Şirketin varlıklarının rayiç değerlerinin tespiti söz konusu olduğundan komiser heyeti olarak İİK m. 298 uyarınca, bilirkişiye başvurulması önünde alınan karar alınarak Mahkemeye sunulmuştur. Bunun üzerine Mahkemeniz 10.06.2022 tarihli ara kararı ile Şirketin gayrimenkullerinin bedelinin yeniden değerlendirilmesi için bilirkişi olarak Gayrimenkul Değerleme Uzmanı …’ı görevlendirdiklerini, … konuyla ilgili olarak on iki gayrimenkule ait düzenlediği 20.06.2022 tarihli üç ayrı bilirkişi raporunu Mahkemeye sunulduğu, Şirket yetkililerinden 17.06.2022 tarihli itibariyle banka borçları İistesinin yapılmasını, bankadan almacak yaklaşık faiz hesaplamalarını ve toplam borç tutarlarını içeren banka yazılarının, alınan çekler, alıcılar ve alacak senetlerinin tahsil edilebilir olup-olmadıklarını, bu hesaplara ilişkin 2021-2022 yılları muavin defterleri ile çek ve senetlerin vade ve tutar içeren dökümü, verilen sipariş avanslarının 2021-2022 yılları muavin defterlerini (malen veya nakden tahsil edilebilir olup-olmadığı konusunda bilgiyi içerir şekilde, belirtilen alacaklara ilişkin dava açıldıysa detaylı listeleri, 2020 ve 2021 yılı amortisman giderleri, kur farkı zararları, kira giderleri ve işçi maliyetlerinin bir listesini, tarafımıza bildirilmesini, bildirim yapılmadığı takdirde; borca batıklık bilançosunun bahse konu aktif hesapların değersiz olarak kabul edilerek hazırlanacağı uyarısı ile 18.06.2022 tarihinde gönderilen e posta ile talep edildiğini, 31.12.2019 tarihi itibariyle 39 kişi çalıştıran şirketin çalışan sayısının, Eylül 2020 döneminde 20, Ekim 2020 döneminde 20, Kasım 2020 döneminde 23, Aralık 2020 döneminde 23, Ocak 2021 döneminde 23, Şubat 2021 döneminde 22, Mart 2021 döneminde 20, Nisan 2021 döneminde 8, Mayıs 2021 döneminde 8, Haziran 2021 döneminde 8, Temmuz 2021 döneminde 8, Ağustos 2021 döneminde 3, Eylül 2021 döneminde 3, Ekim 2021 döneminde 4, Kasım 2021 döneminde 4, Aralık 2021 döneminde 2 kişi olduğu tespit edilmiştir. Bu defa şirketin çalışanının olmadığı 2022 Mayıs dönemi Muhtasar ve Prim Hizmet beyannamesinden görüldüğünü, Şirketin 2021 yılı net satışlarının 20.823.279,52 TL, 31.05.2022 tarihli net satışlarının ise 3.570.005,36 TL olduğu gelir tablosundan ve dönem geçici vergi beyannamesinden görüldüğünü, bilançoya göre şirketin varlıklarını ve borçları değerlendirdiklerinde TTK 376/3 Md. çerçevesinde “aktiflerin muhtemel satış fiyatı” esasına göre rayiç değerler yönünden özvarlık tutarı; Varlıkların Değeri: (*) 48.079,988,88 TL, Borçların Değeri :(-) 44.855,748,35 TL, rayiç değerlere göre 31.05.2022 Tarihli Özvarlık tutarı: (*4) 3.224.240,53 TL olarak hesaplandığını, İhtiyatlılık gereği yapılan bu inceleme ve hesaplama sonucunda Rayiç değerlere göre 31.05.2022 Tarihli Özvarlık tutarı:(H) 3.181.243,70 TL olarak hesaplanmış olup rayiç değer yönünden borca batık olmadığının görüldüğünü, Hazır Değerler hesap grubundaki Alınan Çekler Hesabında yer alan çeklere ilişkin Şirket yetkililerinden çalışma yapması istenmiştir. Nitekim hesap incelemelerinde vadesi geçmiş çeklerin olduğu tespit edilmiştir. Alınan bilgi doğrultusunda -Şirketin yazılı ifadesi ve beyanı üzerine- tahsil kabiliyetlerinin kalmamış olması sebebiyle tutar rayiç değer bilançosuna 0,00 TL olarak aktarıldığını, Hazır Değerler Hesap Grubu – Kasa Hesabı nominal değer ile gösterildiğini, dolayısıyla kaydi bilançodaki değerler ile rayiç bilanço arasında bir fark söz konusu olmadığını, banka Hesabı ise bankalardan hesap ekstresi alınamamış olması sebebiyle ve … Bankasında görünen bakiyenin kredi borçlarına mahsup edilmek üzere blokeye alınmasından dolayı rayiç değer bilançosuna 0,00 TL olarak aktarıldığını, Ticari Alacaklar Hesap Grubu – Alıcılar ve Alacak Senetleri Hesabına ilişkin Şirket yetkililerinden çalışma yapması istenmiştir. Nitekim hesap incelemelerinde hareket görmeyen hesapların olduğu tespit edildiğini, Alınan bilgi doğrultusunda, -Şirketin yazılı ifadesi ve beyanı üzerine- bu hesaplardaki toplam 8.301.465,33 TL’ye (henüz bir dava açılmamış veya icra takibi başlatılmamış olmakla birlikte) şüpheli hale gelmiş olduğu göz önüne alınarak Şüpheli Ticari Alacaklar Hesabında yer verildiğini, bu durumda tahsil edilebilir alacak tutarı 4.765.160,92 TL olarak aktarıldığını, aynı şekilde Alacak Senetlerine ilişkin yapılan çalışma sonucunda tahsil edilebilir alacak senedi olmadığı anlaşıldığını, bu sebeple Alacak Senetleri rayiç değer bilançosuna 0,00 TL olarak kabul edildiğini, şirketin 31.05.2022 tarihli kaydi değer bilançosunda, özkaynaklarının (4) 21.438.837,20 TL olarak hesaplandığı ve borca batık olmadığı, heyetimiz tarafından hazırlanan 31.05.2022 tarihli rayiç değer bilançosunda ise şirketin özkaynaklarının (1) 3.181.243,70 TL olarak hesaplandığı ve borca batık olmadığı, ” görüş ve kanaatine ulaşıldığını bildirmişlerdir.

Mahkememizin 30/06/2022 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı uyarınca ; Dosyanın 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilerek ; dosyaya sunulan önceki komiser raporları, son sunulan gözetim kayyımı raporları incelenerek konkordato talep eden şirketin çalışma ve ödeme kabileyetini kaybedip kaybetmediği, İİK 177 madde anlamında ödemelerini tatil edip etmediği, İİK 308.madde uyarınca doğrudan iflas koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında denetime elverişli ayrıntılı gerekçeli rapor düzenlenmesinin istenilmesine, karar verilmiş olup, bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu mahkememize sunmuş olduğu 08/08/2022 tarihli bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu raporlarında özetle;Bilindiği gibi, Türk hukukunda iflas halleri takipli ve takipsiz (doğrudan doğruya) iflas şeklinde ikiye ayrılabilir. Takipli iflas prosedürü, genel haciz yoluyla iflas takibi veya kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip üzerine iflas davası açılmasını ifade eder. Doğrudan doğruya iflas prosedürü ise takip başlatmaksızın doğrudan bir iflas davası açılmasını veya mahkemenin herhangi bir dava sırasında resen veya talep üzerine doğrudan iflas hallerinin varlığını incelenmesini ifade eder. Kanunilik prensibi uyarınca sadece kanunla düzenlenmesi öngörülen iflas halleri İİK ve çeşitli kanunlarda belirli ve sınırlı şekilde düzenlenmiştir. İflas halleri arasında en sık görülen ve mahkeme tarafından resen incelenen tek hal olan borca batıklık, TTK m. 376 ve İİK m. 178’de düzenlenmiştir. Bu hükümler uyarınca, borca batık bulunan bir sermaye şirketi yönetim kurulu şirketin iflasını istemek zorundadır; şirket yönetim kurulu veya alacaklılar şirketin iflasını istemez veya bildirmezlerse dahi asliye ticaret mahkemesi önüne gelen herhangi bir davada, borca batıklık tespit ederse resen iflas kararı verir. Somut olayda, yukarıda açıklandığı üzere, 31.05.2022 tarihli bilanço uyarınca borçlu Şirket borca batık durumda olmadığı tespit edilmiştir. Borca batıklık dışında diğer iflas halleri alacaklının veya borçlunun talebine bağlıdır. İİK m. 177 uyarınca alacaklının talebi ile iflas kararı verilebilecek iflas halleri, İİK m. 178’de borçlunun talebi ile iflas kararı verilebilecek haller düzenlenmiştir. Somut olayda, borçlunun iflas talebi bulunmadığı görülmektedir. Hatırlatmak uygun olursa, alacaklıların talebi ile iflas halleri şöyledir: Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 308 inci maddedeki hal varsa; İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse Somut olayda, borçlu Şirket yetkililerinin kaçtığı; mallarını kaçırdığı veya hileli işlemler yaptığı veya bunlara teşebbüs ettiğine dair somut veriler görülmemiştir. Lehine gönderilen icra emri ödenmemiş bulunan bir ilamlı icra alacaklısının talebi de görülmemiştir. Bu bağlamda, Sayın Mahkemenin ara kararı ve İİK m. 177 uyarınca, ikinci ve üçüncü bentte düzenlenen iflas hallerinin ayrıca incelenmesi gerekir. Borçlunun ödemelerini tatil etmesi halinde “tatil” sözcüğü durma anlamındadır; farklı bir anlatımla, borçlunun ödemelerini durdurmasını bir iflas halidir. Ödemelerin tatili, sadece bir veya birkaç borçluya karşı borçlarını ödememe hali değil; borçlunun ödemelerini topluca ve sürekli bir şekilde durdurmasına işaret eder. Borçlu muaccel ve çekişmesiz borçlarını ödeyemiyorsa ve bu husus geçici bir duruma dayanmıyorsa borçlu ödemelerini tatil etmiş demektedir. Borçlunun ödemelerini tatil ettiği ekseri buna delalet eden olaylardan anlaşılır. Somut olayda, mizan kayıtları, gelir tabloları ve dosyaya mübrez belgeler incelendiğinde, borçlunun son altı ay (üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci aylar) satış yapmadığı (2022 2. Dönem geçici vergi beyannamesi); önceki aylar ise sadece elindeki stokları tükettiği; borçlunun konkordato ödeme planı uyarınca ödemesi gereken borçları, muaccel diğer borçlarını ödemediği, esasen ticareti fiilen terk etmiş olması sebebiyle yeni borçları da doğmadığı; yukarıda belirtilen taşınmazına dair kira geliri dışında bir geliri olmadığı; bu kira gelirinin ise bir alacaklı lehine hacizli olduğu ve borçlunun eline geçmediği; borçlunun halihazırda faal bir şirket merkezi veya adresi bulunmadığı; borçlunun hiçbir çalışanı olmadığı; halihazırda doğrudan hiçbir ticari faaliyet yürütmediği ve ayrıca bir vekil de atamış bulunmadığı anlaşılmaktadır. Belirtilen hususlar çerçevesinde, İİK m. 177/1 ikinci bent uyarınca borçlunun ödemelerini tatil ettiği sonucuna varılmıştır. Çalışma ve ödeme kabiliyetini kaybedip kaybetmediği yönünden : Şirketin gayri faal olduğu; rayiç değerler itibarıyla 22.107.928,78 TL özvarlığa sahip olduğu ve borca batık olmadığı, net aktif değerleri üzerinden yapılan incelemede de şirketin ödeme kabiliyetini yitirmediği; İİK.177 madde anlamında ödemelerinin tatil edip etmediği yönünden: Şirketin 31.05.2022 itibarı ile ödenmiş olması gereken taksit tutarının (16.10.2020-31.05.2022 dönemleri arası) 9.658.095,96 TL olduğu, dolayısı ile konkordato taksitlerini düzenli ve tam olarak ödemediğinin sabit olduğu; 3. Borçlunun son altı ay (üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci aylar) satış yapmadığı (2022 2. Dönem geçici vergi beyannamesi); önceki aylar ise sadece elindeki stokları tükettiği; borçlunun konkordato ödeme planı uyarınca ödemesi gereken borçları, muaccel diğer borçlarını ödemediği, esasen ticareti fiilen terk etmiş olması sebebiyle yeni borçları da doğmadığı; yukarıda belirtilen taşınmazına dair kira geliri dışında bir geliri olmadığı; bu kira gelirinin ise bir alacaklı lehine hacizli olduğu ve borçlunun eline geçmediği; borçlunun halihazırda faal bir şirket merkezi veya adresi bulunmadığı; borçlunun hiçbir çalışanı olmadığı; halihazırda doğrudan hiçbir ticari faaliyet yürütmediği ve ayrıca bir vekil de atamış bulunmadığı anlaşıldığından İİK m. 177 uyarınca borçlarının tatil etmiş bulunduğu; Ayrıca faaliyeti ve somut geliri olmayan borçlu şirketin ödeme kabiliyetinin sadece maliki bulunduğu taşınmaza dair olduğu; sadece taşınmaz satışının konkordatonun başarı ihtimali bakımından yeterli olmadığı ” sonuç ve kanaatına varıldığını bildirmişlerdir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;İİK. madde 287 ‘Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286 ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.
Konkordato işlemlerinin başlatılması alacaklılardan biri tarafından talep edilmişse, borçlunun 286 ncı maddede belirtilen belgeleri ve kayıtları mahkemenin vereceği makul süre içinde ve eksiksiz olarak sunması hâlinde geçici mühlet kararı verilir. Bu durumda anılan belge ve kayıtların hazırlanması için gerekli masraf alacaklı tarafından karşılanır. Belge ve kayıtların süresinde ve eksiksiz olarak sunulmaması hâlinde geçici mühlet kararı verilmez ve alacaklının yaptığı konkordato talebinin de reddine karar verilir.
Mahkeme, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak gerektiğinde üç komiser de görevlendirilebilir. 290 ıncı madde bu konuda kıyasen uygulanır.
Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komiserin de görüşü alınır. Geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez.
291 inci ve 292 nci maddeler, geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanır. Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz. ‘ hükmü ile 291 inci ve 292 nci maddelerin geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanacağı düzenlenmiştir.
İİK. MADDE 292 ‘İflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi hâlinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına resen karar verir:
a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa.
b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.
c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa.
d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse.
İflâsa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) ve (c) bentlerindeki hâllerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine re’sen karar verir.
Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder. ‘ hükmüyle konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa iflasa tabi borçluların resen iflasına karar verilmesi gerektiğini düzenlenmiştir.
Dava, adi konkordato istemli olarak açılmış olup, İİK’nun 285.maddesine göre borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek suretiyle veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
Dava, adi konkordato istemli olarak açılmış olup İİK’nun 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiştir.
Mahkemenin kesin mühlet kararını verebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olması gerekmektedir.
İİK’nun 289/1 maddesinde mahkemenin kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde vereceği düzenlenmiştir.
İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, İİK’nun 292.maddesinde ise iflasa tabi borçlu bakımından kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşecek durumlarda mahkemenin kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar vereceği düzenlenmiştir. Konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması hali aynı maddenin b bendinde hüküm altına alınmıştır. Yani, konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması kesin mühletin kaldırılmasını gerektiren hallerdendir. “Mühlet içinde, iyileşmenin ya da alacaklıların konkordatoyu kabulünün mümkün olmayacağının anlaşılması ya da konkordatoyu tasdik etmeyeceğinin açık olması, tasdik şartlarının mevcut olmadığının önceden anlaşılması halinde de konkordato mühleti kaldırılarak talep reddedilecek ve şartlar yerine gelmişse borçlunun iflasına karar verilebilecektir.
İİK’nun 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiş olup,Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
İİK 289. maddesinde, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya 1 yıllık kesin mühlet verileceği düzenlenmiştir. Borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” kavramı altında ifade edilmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku -Av.Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt).
Konkordato talebi, sadece zaman kazanmaya yönelik bir talep olmayıp, sürekli ve kalıcı bir iyileşme olasılığını konkordato projesi yardımıyla inanılır kılmalıdır. Bu sebeple ön proje sadece dilek ve temenniler içeren soyut bir belge olarak anlaşılmamalı, mahkeme tarafından kesin mühlet verilebilmesi için ön projenin nasıl başarılı olacağı açıklanmalıdır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi Dosya No: 2019/2251 Esas Karar No: 2019/2002)
Borçluların kesin mühlet alabilmesi, mali durumlarını iyileştirebileceğinin veya konkordatonun tasdik edileceğinin inandırıcı şekilde ispat edilmesine bağlıdır. Dosya kapsamı, sunulan mali tablolar ve geçici komiser raporu birlikte somut olarak değerlendirildiğinde borçlu bakımından da konkordatonun başarıya ulaşması ihtimalinin bulunduğunun inandırıcı şekilde ispatlanamadığı sürecin devam ettirilmesinin davacı ya da alacaklıların menfaatine olmayacağı anlaşılmıştır. 08/08/2022 tarihli bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu raporlarında da anlaşılacağı üzere; şirketin gayri faal olduğu; rayiç değerler itibarıyla 22.107.928,78 TL özvarlığa sahip olduğu ve borca batık olmadığı, net aktif değerleri üzerinden yapılan incelemede de şirketin ödeme kabiliyetini yitirmediği; İİK.177 madde anlamında ödemelerinin tatil edip etmediği yönünden: Şirketin 31.05.2022 itibarı ile ödenmiş olması gereken taksit tutarının (16.10.2020-31.05.2022 dönemleri arası) 9.658.095,96 TL olduğu, dolayısı ile konkordato taksitlerini düzenli ve tam olarak ödemediğinin sabit olduğu; 3. Borçlunun son altı ay (üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci ve sekizinci aylar) satış yapmadığı (2022 2. Dönem geçici vergi beyannamesi); önceki aylar ise sadece elindeki stokları tükettiği; borçlunun konkordato ödeme planı uyarınca ödemesi gereken borçları, muaccel diğer borçlarını ödemediği, esasen ticareti fiilen terk etmiş olması sebebiyle yeni borçları da doğmadığı; yukarıda belirtilen taşınmazına dair kira geliri dışında bir geliri olmadığı; bu kira gelirinin ise bir alacaklı lehine hacizli olduğu ve borçlunun eline geçmediği; borçlunun halihazırda faal bir şirket merkezi veya adresi bulunmadığı; borçlunun hiçbir çalışanı olmadığı; halihazırda doğrudan hiçbir ticari faaliyet yürütmediği ve ayrıca bir vekil de atamış bulunmadığı anlaşıldığından İİK m. 177 uyarınca borçlarının tatil etmiş bulunduğu; Ayrıca faaliyeti ve somut geliri olmayan borçlu şirketin ödeme kabiliyetinin sadece maliki bulunduğu taşınmaza dair olduğu; sadece taşınmaz satışının konkordatonun başarı ihtimali bakımından yeterli olmadığı anlaşılmakla Konkordato talep eden İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 554403 sicil nosunda kayıtlı davacı …. VE AMBALAJ SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin konkordato tasdik talebinin reddine, Komiserlerin görevinin önceki kararda sona erdiğinden bu hususta karar vermesine yer olmadığına, gözetim kayyumunun görevinin sona erdirilmesine, denetim kayyımının görevinin karar kesinleşinceye kadar devamına,İİK’nın 306/son maddesi uyarınca tasdik kararının Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu İlan Portalında İLAN EDİLMESİNE ve İİK’nın 288 nci maddesinde belirtilen yerlere bildirilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Konkordato talep eden İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı davacı …. VE AMBALAJ SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin konkordato tasdik talebinin REDDİNE,
2-Komiserlerin görevinin önceki kararda sona erdiğinden bu hususta karar vermesine yer olmadığına,
3-Gözetim kayyumunun görevinin sona erdirilmesine,
4-Denetim kayyımının görevinin karar kesinleşinceye kadar devamına,
5-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-İİK.nun 293/son ve 164/1. maddeleri uyarınca kararın re’sen taraflara vekillerine tebliğine,
8-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
Dair davacı vekili ile hazır müdahil vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/09/2022

Başkan ….
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸