Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/437 E. 2022/707 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/437 Esas
KARAR NO : 2022/707

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 10/05/2022
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/08/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacının 10/05/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı firma ile şahsıma ait olan ve huzurevi ve yaşlı bakım evi yapılacak olan … Mah. …. cad. no.2 Büyükçekmece-İST adresindeki yerin asansörünün takılmasının işlevsel hale getirilmesi konusunda anlaştıklarını, anlaşma gereği …bankası 10.07.2022 Tarih … Çek nolu 30.000 TL’lik çek verildiğini, ancak buna karşın ödeme yapılmasına karşın davalıların asansörü yapmadıklarını ve bu nedenle de huzurevinin faaliyete geçemediğini, davalı taraflara 12.04.2022 tarihinde Büyükçekmece … Noterliği … yevmiye nosu ile yapmadığı asansörün yapılıp kullanılır hale getirilmesi ve bu işlem için kendisine 15 gün süre verildiği aksi halde anlaşılan işin ve hizmetin yerine getirilmediğinden çekin iptal edileceğini ve tarafına ayrıca maddi manevi kayıplar neden ile dava açılacağına dair ihtar çektiğini, davalıların asansörü yapmaması nedeni ile huzurevi faaliyete geçmediğini, bu nedenle hasta kabulü yapılamadığı için de maddi olarak büyük kayıp yaşadığını, bunun yanı sıra sürekli asansörün yapılması için ve kendilerine uğraş verdiği için manevi olarak yıprandığını, davalıların çeki asansör yapımı için almalarına karşın yapmadıklarını ve şimdi bu çekin günü de geldiğini, çek asansörün yapılmasına karşın verildiğini, bu nedenle de hizmet ve anlaşma yerine getirilmediği için çek vasfını kaybettiğini, bu nedenle davalı taraflar ile anlaşma yerine getirilmemesi ve asansörün yapılmaması nedeni ile menfi tespit yapılarak borçlu olmadığımın tespitini , …. bankası 10.07.2022 tarih … çek nolu 30.000 tl’lik çek için istirdat kararı ile davalılardan geri alınıp tarafına iadesine, dava içinde hak kaybı olmaması için çek için ödeme yasağı konulmasına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıların cevap dilekçesi sunmadıkları anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının davalıya borcunun bulunmadığından bahisle Menfi Tespit talebine ilişkindir.
Tarafların tacir araştırmasının yapıldığı anlaşılmıştır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Somut olayımızda davacının tacir olmadığı, davanın nitelik olarak mutlak ticari davalardan olmadığı, her ne kadar çekten kaynaklı menfi tespit talebi bulunsa da dosya içerisinde bulunan sözleşme örneğinden uyuşmazlık konusu çekin asansör yapımı ve işçilik için verildiğinin hüküm altına alındığı, artık çekin illetten mücerretliğinden söz edilemeyeceği, temel ilişkinin eser sözleşmesinden kaynaklandığı, uyuşmazlığın genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemeleri görev alanına girdiği dikkate alınarak dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklana nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı asilin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.04/07/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza