Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/388 E. 2023/177 K. 20.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/388 Esas
KARAR NO : 2023/177

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2022
KARAR TARİHİ : 20/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20.03.2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … Mah. .. Sk. No:…. Esenyurt/İSTANBUL adresinde cam üretim ve satışı işi ile iştigal ettiğini, müvekkili şirketin ile davalı şirket arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, cam alım satımı ve sehpa alımı hususunda anlaştıklarını, müvekkili şirketin tarafından davalıya fatura karşılığı cam ve sehpa satışı yapıldığını, ancak davalı/borçlu tarafça cari hesap bakiyesi olan 7.403,23 TL ‘nin ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından 7.403,23 TL ’nin tahsili amacıyla Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen bir ticari ilişkinin olduğu ve neticeten davalının müvekkili şirkete icra takibinde belirtilen miktarda borçlu olduğu mahkemece alınacak bilirkişi raporu ile de sübuta ereceğini, davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptalini ve borçlu tarafından yapılan itirazın tamamen kötü niyetli olarak yapılması nedeniyle de davalı borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesinin talep edildiğini, davanın kabulü ile, davalı/borçlunun Bakırköy … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine vaki itirazının iptaline, davalı/borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûmiyetine, HMK 329/1 maddesi mucibince vekâlet ücretinin ve yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı … Alüminyum Şti. ‘nin Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından aleyhe öncesinde icra takibine geçtiğini, hukuki itirazın sonrasında ise bu davayı ikame ettiğini, İcra takibi ve davanın dayanağının, (bizzat davacıya ait) “cari hesap ekstresi ve fatura” gösterildiğini, Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. ” Yine 6100 sayılı HMK’nın 190/1 maddesi gereğince “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. ” denildiğini, anılan maddeler uyarınca herkesin iddiasını ispat etmekle mükellef olduğunu, somut olayda ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, buna göre, davacı … Alüminyum Şti.’in iddia ettiği hizmeti müvekkiline verdiğini, faturada yer alan tutara hak kazandığını, faturayı müvekkiline tebliğ ettiğini, müvekkilinin faturaya itiraz etmediğini vs. yazılı-kesin delillerle (senetle) ispatlamakla mükellef olduğunu, fatura kesilmesinin, alacaklılığın varlığının ispatı olmadığını, esas itibariyle haksız ve dayanaksız davanın reddine, davacının asgari %20 oranında icra tazminatı ödemesine, yargılama giderinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy … . İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı şirket aleyhine 7.403,23-TL toplam ve asıl alacağını, asıl alacağa işleyecek yıllık yasal(%9) oranında faizi ile birlikte, icra masrafı, vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve davacıya ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına,Bilirkişi Mali Müşavir …’in raporunda özetle; Davacı tarafından davalılar aleyhine, 28.12.2020 tarihinde Bakırköy … İcra Dairesi ‘nin
… esas sayılı dosyası ile, asıl alacak 7.403,23.TL tutarında icra takibi
başlatıldığını, usul yönünden incelenen, davacıya ait 2015 dönemi yasal defterleri fiziki olarak
tutulmuş, açılış noter tasdiki ve yevmiye defteri kapanış noter tasdiki zamanında ve
usulüne uygun yaptırılmış, 2016-2017-2018-2019-2020-2021 dönemi defter-i kebir ve
yevmiye defterleri, e-defter olarak tutulmuş, beratları, zamanında ve usulüne uygun
oluşturulmuş, fiziki tutulan envanter defteri açılış noter tasdiki, zamanında ve usulüne
uygun olarak yaptırıldığını, davalının mahkemece belirlenmiş inceleme günü,
incelemeye gelmediğini, yerinde inceleme talebinde bulunmadığını ve dolayısıyla yasal
defter kayıt ve belgelerini sunmadığını, fakat, davalının İstanbul dışında yerleşik olması
bakımından, takdirin mahkemede olduğunu, Hesap ve kayıt yönünden incelenen davacı yasal defterlerine göre; davalı takip talebi
tarihinde (28.12.2020) 7.403,27.TL tutarında borçludur ve takipte talep edilen asıl
alacak tutarı (7.403,23.TL) ile davacı yasal defterleri (0,04.TL) farkla uyumlu olduğunu, davalı hesabını oluşturan işlemlere dayanak belgeler, davacı yasal defterlerine doğru ve
zamanında kaydedilmiş olduğu ve bu bakımdan muhasebe ilke kurallarına uygun
olduğu anlaşıldığını, netice olarak; davacı yasal defterlerinde, davalının 7.403,27-TL tutarında borçlu olması,
buna mukabil, davalının yasal defterlerini sunmamış olması ve davaya cevap vermemiş
olması gözetilerek, şayet mahkeme tarafından davacının haklı olduğuna karar
verilmesi ve Bakırköy … İcra Dairesi ‘nin … sayılı dosyasında, yapılmış
itirazın, iptali halinde,
takibin, davacının talebine bağlı kalınarak 7.403,23.TL tutarındaki kısım için devam
edebileceği, davacının, takip talebine istinaden, faiz talebine ilişkin; takip talebinin tebliğinden
(05.01.2021) dava tarihine (21.04.2022) kadar (471) gün, için 871,73.TL tutarında,
takip sonrası, %9 oranında yasal faiz hesaplandığını, davacının talep ettiği icra inkar tazminatı 1.480,65.TL (7.403,23 X %20) tutarında
hesaplandığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler, dosyamız arasına alınan davacı defterlerine ilişkin bilirkişi raporu mukayeseli irdelenmek suretiyle davalı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenerek takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, var ise işlemiş faiz konusunda bilirkişi incelemesi yapılması için davalının bağlı bulunduğu nöbetçi asliye ticaret mahkemesine talimat yazılmasına karar verildiği, bu konuda Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı, Tekirdağ Asliye ticaret mahkemesinin … talimat sayılı dosyası ile davalı tarafa ihtaratlı davetiye çıkartılmasına rağmen, dava konusu defter ve kayıtlarını ibraz etmediği veya yerinde incelemeye esas adres bildirmediğinden gerekli bilirkişi incelemesi yapılamamış olduğu anlaşılmakla talimat iade edildiği anlaşılmıştır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuştur.
Yapılan inceleme neticesinde davacı defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş fakat davalı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde ibraz etmemiştir. Rapor neticesinde incelenen davacı defterlerine göre davacının davalıdan faturalar karşılığında 7.403,23 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.

Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, fatura teslim olgusunun artık ispatının gerekmeyeceği kabul edilerek açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
-Takibin aynen DEVAMINA,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 505,71-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 89,41-TL harcın mahsubu ile bakiye 416,30-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 7.403,23-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 80,70-TL başvurma harcı, 89,41-TL peşin harç, 1.529,00-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.699,11-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; MİKTAR YÖNÜNDEN KESİN olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/02/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza