Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/379 E. 2022/567 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/379 Esas
KARAR NO : 2022/567

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 19/04/2022
KARAR TARİHİ : 02/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil tarafından ….. Tekstil Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. (VN: …) aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası üzerinden haklı alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatılmış ve işbu icra takibi kesinleştiğini, Bahsi geçen borçlu şirket ise İstanbul Sicil Müdürlüğü’ne ….. sicil numarası ile kayıtlı iken 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. Maddesi kapsamında Resen Terkin işlemi gerçekleştirilmiş olup şirketin faaliyetlerine son verildiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun Ek Tasfiye başlıklı 547. Maddesi;”Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.” gereği şirketin geçici olarak canlandırılması için alacaklılar tarafından şirketin tasfiyeden önceki merkezinin bulunduğu yerde şirketin ihyası davası açılabileceği ifade edilmiştir.” Bu hususa ilişkin ilgili yargıtay kararları şu şekildedir; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2016/21-2773 E., 2019/580 K. Sayılı İlamı; “…Türk Ticaret Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca kurulmuş bir şirketin tasfiyesi, faaliyete son verme ve şirketin her türlü hesaplarının kapanması neticesini doğuran bir süreçtir. Şirketin fesih veya infisah edilmesi ile başlayan tasfiye süreci, tasfiye işlemlerinin tamamlanması sonrasında şirketin ticaret sicil kaydının silinmesi ile son bulur. Bu sürecin tamamlanması ile şirketin tüzel kişiliği de ortadan kalkar. Ancak, bir şirketin ticaret sicil kayıtlarının terkin edilmesinden sonraki bir tarihte de borcu ortaya çıkabilir veya şirkete ait bir hakkın varlığı terkinden sonra öğrenilebilir. Bu gibi durumların ortaya çıkması hâlinde, şirketin ihyası davası açılması gerekmektedir. İhya süreci, bir anlamda şirketin geçici olarak canlandırılması anlamına gelmektedir…”Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2008/7980 E., 2009/12584 K. sayılı 7.12.2009 tarihli ilamı;”Somut olayda; ihyası istenen Anonim Şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesinin ilan edildiği tarihinden önce şirket aleyhine başlatılmış bir icra takibi mevcut olduğuna göre, şirketin sorumlu tutulmasını gerektirebilecek bu durum nedeniyle ticaret sicilindeki terkin kaydının kaldırılması isteminde bulunulabilir.Buna göre, davacı tarafın alacaklı olduğunu iddia ettiği ticaret sicilinden terkin edilmiş Anonim şirketin yeniden ihyasını istemesinde hukuki yararı mevcut olup, bu davayı açma hakkının bulunduğunun kabulü gerekmektedir.Tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı bulunan kişilerin yapılan ilanlara rağmen alacaklarını yazdırmamalarının alacağın düşmesini gerektirmeyeceği, keza mahkemenin davayı ret gerekçesinin aksine, bu aşamada iddia edilen alacağın gerçekte var olup olmadığının işbu davada değerlendirmeye tabi tutulamayacak olmasına ve ayrıca şirketin ihyasının istenebilmesi için tasfiye sürecinde bir usulsüz bulunup bulunmadığının ispatının da gerekmemesi nedeniyle, mahkemece taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir değerlendirme yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” şeklindedir. İşbu davanın konusuna ilişkin yargıtay kararları da incelendiğinde görülecektir ki huzurdaki davanın açılmasını gerektiren durumun şirket aleyhine Resen Terkin işleminden önce başlatılmış olan icra takibi ve müvekkilin haklı alacağına henüz kavuşamamış olması ve borçlu şirket aleyhine başlatılmış olan icra takibinin derdest olduğunu, Söz konusu şartların varlığı göz önünde bulundurulduğunda huzurdaki davanın ikame edilmesindeki hukuki yararımızın bulunduğu her türlü izahtan verastedir. Dolayısıyla Ticaret Sicilinden terkinine karar verilmiş olan şirket hakkında müvekkilin haklı alacağına kavuşabilmesi adına davalı aleyhine başlatılmış olan icra takibi ile sınırlı olmak üzere davalı şirketin ihyasına karar verilmesi gerekmekte ve Sayın Mahkeme’den talep olunmakta olduğunu, Yukarıda detaylıca arz ve izah edilen ve re’sen Sayın Mahkemeniz tarafından göz önünde bulundurulacak sebepler ile Ticaret Sicilinden terkinine karar verilmiş olan borçlu şirket hakkında müvekkilin haklı alacağına kavuşabilmesi adına haklı davanın kabulü ile borçlu aleyhine başlatılmış olan icra takibi ile sınırlı olmak üzere borçlu şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle ; müvekkili kurumun TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini müvekkili sicil müdürlüğünün tespit etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, yasal hasım konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava ; Sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen müzekkere cevabının incelenmesinde; … sicil numarası ile kayıtlı ….. TEKSTİL TURİZM SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ’nin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 7.maddesine göre 18/02/2015 tarihinde re’sen terkin edildiği, sicil kaydının kapalı olduğu görülmüştür.
İhyası istenilen şirketin adresi itibariyle davaya bakmanın mahkememiz yetki alanında kaldığı ve mahkememizin kesin yetkili olduğu tespit olunmuştur.
İhyası istenilen şirketin mahkememiz yetki sınırlarında olması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre HMK’nun 14/2 maddesi gereğince işbu davaya bakmaya mahkememiz kesin yetkili olup, dava 6102 sayılı TTK’nun 1521.maddesi gereğince basit yargılama usulünce incelenip sonuçlandırılmıştır.
TTK’ nın 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir.
Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin Türk Ticaret Kanunu’nun 7.maddesine göre 18/02/2015 tarihinde re’sen terkin edildiği, anlaşılmaktadır.
Tüm bu nedenlerle; davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarası ile kayıtlı iken sicilden terkin olunan ….. TEKSTİL TURİZM SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ tüzel kişiliğinin İstanbul … İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı işlemler ile münhasır olmak üzere ihyasına, karar kesinleştiğinde keyfiyetin ticaret sicilde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … sicil numarası ile kayıtlı iken 6102 sayılı TTK.nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin olunan ….. TEKSTİL TURİZM SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin’nin tüzel kişiliğinin İstanbul .. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı işlemler ile münhasır olmak üzere İHYASINA,
2-Davalı…. Müdürlüğü yasal hasım olup davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu TUTULMAMASINA,
3-Karar kesinleştiğinde keyfiyetin ticaret sicilde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına,
4-Harç peşin alınmış olduğundan ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davalı …Müdürlüğü yasal hasım olup davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına,
6-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacılara iadesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/06/2022

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye ….
¸
Katip …
¸