Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/376 E. 2022/793 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/376 Esas
KARAR NO : 2022/793

DAVA : Alacak (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2022
KARAR TARİHİ : 13/09/2022
GER. KARAR TARİHİ : 15/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket ….. San. Ve Tic. Ltd. adına, … San. Ve Tic. Ltd. şirketinden iş dolayısıyla ….. plakalı aracı kiraladığını, müvekkili şirket adına kiralanan, şirket yetkilisi …..’ın sevk ve idaresindeki ….. plakalı araç ile 21.01.2022 tarihinde saat 13.30 civarlarında Tekirdağ istikametinden İstanbul istikametine doğru seyir halindeyken yoğun şekilde yağmur yağmasından ve yol asfaltında oluşan çukurların yağmur suyuyla dolması sonucu aracın ön tekerleği yağmur suyu ile dolan bir çukura denk gelmesi ve dolayısıyla araçta oluşan sarsılma neticesinde aracın ön kısmı bariyerlere çarptığını, Saray – Tekirdağ Sanayi Kavşağının 4. Kilometresi yakınında tek taraflı trafik kazasının meydana geldiğini, Akabinde müvekkili şirket yetkilisi …..’ın, aracı emniyet şeridine çektiğini ve olay yerinde polis memurlarının gelmesini beklediğini, görevli memurların kaza yerine gelmesi sonucu … Seri sıra numaralı Hasar Tespit Tutanağı tutulduğunu, tutanaktan da görüleceği üzere Hasar Tespit Tutanağı, görevli iki polis memuru ve sürücü ….. tarafından imzalandığını, tutulan Hasar Tespit Tutanağı sonrası sürücü, aracı emniyet şeridine çekili halde bırakarak, havanın yağmurlu ve rüzgarlı olması dolayısyla hem ihtiyaçlarını gidermek hem de yardımın gelmesini beklemek için yaklaşık 1,5-2 kilometre ileri istikamette bulunan petrol ofisine gittiğini, müvekkili …..’ın petrol ofisinden gitmesi sonrası farklı polis memurları olay yeri terk ibaresini taşıyan ve aracın yol kenarında kaza sonrası terk edildiği fikriyle … kaza sıra numaralı tutanak düzenlediklerini, müvekkili şirket yetkilisi, davalı şirketi arayarak kendilerine kazanın meydana geliş ve tutanakların tutulma hususlarını beyan ettiğini, kazadan sonra en yakınında olan … Hastanesi’ne giderek alkollü olmadığına dair rapor aldığını, öncelikli olarak davalı şirket, müvekkili şirket yetkilisinin, rızası ve onayı dışında (müvekkil şirket yetkilisi, davalı şirket ile sık sık araç kiraladığı için müvekkil şirketin banka bilgilerine sahiptir) banka hesabından 4.898 TL miktarında para çektiğini, akabinde müvekkili şirket yetkilisine, şirket banka hesaplarına bloke konulacağı, araç hasar bedelini ödememesi halinde banka hesabından çekileceği kendisine bir çok defa söylendiğini, müvekkili şirket yetkilisi, aktif bir şekilde iş dolayısıyla kullanılan banka hesaplarına bloke konulacağı bu sebeple şirketin sorun yaşayacağı ve hesabından daha önce para çekildiği gibi tekrar çekilebileceği kaygısı ile ödemeyi gerçekleştirdiğini, davalı şirket tarafından, aracın KASKO sigortasına başvurmak yerine sadece olay yeri terk ibaresinden kaynaklı olarak aracın hasar bedeli ve buna ilişkin masrafları müvekkilin den hukuka aykırı biçimde tahsil edildiğini, müvekkili şirket yetkilisi, davalı şirkete daha önce online banka hesabında ödeme yaptığı için müvekkili şirketin hesap bilgileri davalı şirket nezdinde bulunduğunu, 03.02.2022 tarihinde davalı şirket, müvekkili şirket yetlisinin onayı ve rızası dışında müvekkiline ait banka hesabından para çektiğini, kaza sonrası müvekkili şirket yetkilisinin, davalı şirket tarafından birçok defa rahatsız edildiğini, aracın hasar bedelini ödememesi halinde banka hesaplarına bloke konulacağı, banka hesaplarından paranın çekileceği ve şirketine haciz geleceği üzerinden müvekkiline baskı yapıldığını, müvekkili şirket yetkilisinin belirtilen durum ve baskılar neticesinde içine girmiş olduğu ruh hali ile davalı şirkete ödeme yapıldığını, neticede müvekkilinden tahsil edilen 39.820,01 TL’nin alındığı tarih olan 05.02.2022 tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiz ile birlikte, davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görev yönünden reddi ile görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetki yönünden reddine, yetkili mahkemenin istanbul mahkemeleri olduğunu, davaya konu hasar ödemesi,davacıya kesilen fatura karşılığı yapılmış olmakla ve aynı zamanda tacir olan davacı düzenlenen faturaya süresi içinde itiraz etmediğini, fatura içeriği TTK 21/2 maddesi uyarınca bağlayıcı hale geldiğini, diğer itirazlar incelenmeksizin davanın esastan reddine karar verilmesini, dava konusu kazada, sürücünün tutanak tutulmasını beklemeksizin ve herhangi bir mücbir sebep olmaksızın olay yerini terk ettiği bu nedenle hasar ve zararın sigorta teminatı dışında kaldığı sabit olup zararın davacıdan tahsil edilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini, davacı iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkiline davadan önce temerrüde düşürülmediğinden, dava öncesi işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere 01/10/2011 tarihinden sonra açılan davalarda 6100 sayılı HMK 4. maddesine göre sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler. Bu hükümle eskisine göre kira ilişkisinden doğan davalar bakımından hiçbir sınırlama olmaksızın tüm davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine dahil edilmiştir. Bir kira ilişkisinden doğmak şartı ile tüm uyuşmazlıklar için sulh hukuk mahkemesi görevli kılınmıştır. Bu noktada kanun hükmü içeriği açık olup kanunda belirtilen istisnanın ise somut dava ile esasen bir ilgisi bulunmamaktadır.
Yargılama tarihi itibari ile HMK. 114. maddesi çerçevesinde aranan dava şartlarından birisi ise mahkemenin görevli olmasıdır. HMK. 115/1 maddesi uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında mahkeme kendiliğinden araştırır. Bu dava şartı noksanlığını mahkeme tespit eder ise HMK .115/2 maddesine göre usulden ret kararı verir.
HMK 114.madde ve 115.maddleri uyarınca dava şartları bakımından eldeki dava incelendi.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar ve davanın taşınır kira ilişkisine dayalı alacak davası olduğu, aksine dair dosya içerisinde herhangi bir delil olmadığı gözetilerek, davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın dava şartı olan 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen görev yönünden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin yetkili ve görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5-6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
6-Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/09/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır