Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/375 E. 2022/975 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/375 Esas
KARAR NO : 2022/975 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2022
KARAR TARİHİ : 02/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı tarafça müvekkili şirket aleyhine Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, takibin kesinleşip birinci haciz ihbarnamesi gereği hesaplara haciz konulduktan sonra takipten haberdar olunduğunu, davalı tarafın 05.11.2019 tarihli ve 245.966,76 TL bedelli faturaya dayanarak 119.492,13 TL bakiye alacak iddiası ile icra takibi başlattığını, ancak müvekkili şirketin takip dayanağı faturaya ilişkin alacaklı tarafa iddia edilen miktarda bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasındaki cari ilişki neticesinde müvekkili şirketin davalı tarafa bakiye 3.720,97 USD borcu olduğunu, davalının bu miktar ödemeyi kabul etmemesi sebebiyle bu tarihe kadar cari hesabın kapatılamadığını, dilekçe ekinde sundukları ve davalı tarafça gönderilen mutabakatta müvekkili şirket cari hesabının 31.12.2019 tarihi itibarı ile 3.720,97 USD borç bakiyesi verdiği bildirilmekte ise de TL karşılığının parantez içerisinde 119.492,13TL olarak belirtildiğini, icra takibine de bu tutar üzerinden geçildiğini, talep edilen tutarın haksız olduğunu, 31.12.2019 tarihli Merkez Bankası dolar kurunun 5,94 TL olup, karşılığının 22.102,56TL olduğunu, bu nedenle davalı tarafın 3.720,97 USD karşılığı 119.492,13 TL talep etmesinin haksız ve dayanaksız olduğunu, davalı tarafça tahsil edildiği çekişmesiz bulunan …. Bankası …. Şubesi’ne ait; 21.12.2019 keşide tarihli ve 10.000 USD bedelli, 19.01.2020 keşide tarihli ve 10.000 USD bedelli, 20.06.2020 keşide tarihli ve 10.000 USD bedelli, 01.08.2020 keşide tarihli ve 10.000 USD bedelli olmak üzere 4 adet ve toplam 40.000 USD bedelli çeklerin ödeme dekontları ile nakit tahsilatlara ilişkin ödeme makbuzları ile tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelendiğinde iddialarının haklılığının ortaya çıkacağını iddia ederek; öncelikle İİK 72/3 maddesi gereğince icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine, Bakırköy … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasında 3.720,97 USD karşılığı (24.02.2022 tarihli kur karşılığı 54.492 TL) borcu kabul ettiklerinden bakiye 65.000,13 TL ve fer’ileri yönünden davalı tarafa borçlu bulunmadıklarının tespiti ile bu miktar üzerinden takibin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …. sicilinde kayıtlı, “… Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” unvanıyla, … Mah. …. Cad. No:… Güngören/İstanbul adresinde tekstil emtiası ithalat ve ticaretiyle iştigal ettiğini, davacı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’ nin de, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …. sicilinde kayıtlı, … cd. No…, Güngören-İstanbul adresinde kurulmuş olup tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir ticaret şirketi olduğunu, taraflar arasında yıllarca süren tekstil ürünleri ve kumaş alım satımına dayalı cari hesap ilişkisinin var olduğunu, davacının, müvekkili firmaya 01.01.2020 tarihi itibariyle olan borç bakiyesini ödemekten imtina etmesi nedeniyle, 119.492,13 TL alacağın tahsili için Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla 26/11/2021 tarihinde ilamsız icra takibinin başlatıldığını, icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emrinin 29.11.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, karşı tarafın borca yönelik herhangi bir itirazının söz konusu olmadığını, takibin kesinleştiğini, geçen sürede borç da ödenmediğinden alacağın tahsili için haciz işlemlerine başlanıldığını, karşı tarafın alacağını ödemek yerine, ticari teamül ve hukuka aykırı olarak mahkeme dosyasından menfi tespit davasını ikame ederek müvekkiline karşı borcu bulunmadığını iddia ettiğini, davalı müvekkilinin kayıt ve belgeleriyle de sabit olduğu üzere davacı şirketten icra takibiyle tahsili talep edilen şekil ve miktarda alacağının bulunduğunu, açılan davada davacı şirketin cari hesap ilişkisi ve dayanağı olan faturalara herhangi bir itirazının bulunmadığını, borcun olmadığının iddia edildiğini, bu durumda davacının takibe konu olan cari hesap alacağını ödediğini ispat etmesi gerektiğini, tarafların 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere davacı tarafın müvekkili şirkete 01.01.2020 tarihi itibariyle 119.492,13 TL bakiye borcu bulunmakta iken bu tutarın iki yıla yakın bir süre içerisinde ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatılmak zorunda kalındığını savunarak; davanın reddine, davacının muhakeme masrafı ve vekalet ücretinden de sorumlu tutulması yönünde hüküm tesisine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibinden sonra İİK 72. maddesi gereğince açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Uyuşmazlığın, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına konu 05/11/2019 tarih ve … Seri A sıra nolu 245.966,76-TL bedelli faturanın 65.000,13-TL’lik kısmından davacının davalıya borçlu olup olmadığı, davacının menfi tespit talebinin yerinde olup olmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası UYAP Bilişim Sistemi üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; alacaklısının …. Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, borçlusunun … Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu, 05/11/2019 tarih ve 245.966,76-TL bedelli faturaya istinaden 119.492,13-TL alacak için takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçlu şirkete 04/12/2021 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, takibin kesinleştirildiği ve dosyada haciz işlemlerinin yapıldığı görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünden; taraf şirketlerin sicil kayıtları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Güngören Vergi Dairesi Müdürlüğünden; davacı şirketin 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait BA/BS formları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Mahkememiz dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve toplanan deliller, dosya kapsamı belgeler ve Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına göre, her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek suretiyle; taraf şirketlerin ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulune uygun tutulup tutulmadığı, Kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı, 6335 sayılı yasayla değişik 6102 sayılı yasanın 64. maddesinin 3. fıkrası gereğince ticari defterlerin elektronik ortamda tutulup tutulmadığı, elektronik ortamda tutulan defterlerle İlgili açılış ve kapanış onaylarının Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Maliye Bakanlığınca müştereken çıkartılacak tebliğe uygun olup olmadığı, Defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, sahibin lehine delil olma özelliği taşıyıp taşımadığı, Özellikle uyuşmazlık konusu olan faturanın davalı şirket defterinde kayıtlı olup olmadığı varsa ne şekilde kayıtlı olduğu, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, tarafların ticari ilişkiyi hangi hesaplarla izlediği, defterler arasında fark bulunması halinde farkın sebebi, taraflar arasındaki uyuşmazlık kapsamında ödeme iddiası dikkate alınarak menfi tespit istemlerinin yerinde olup olmadığı hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
04/10/2022 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “…Taraf şirketlerin 2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılları ticari defterlerinin lehlerine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davacının davalıya 105.488,13-TL borcunun bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davalının davacıdan 119.492,13-TL alacaklı olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 14.004,00-TL olarak tespitinin yapıldığı, mezkur farkın davacının davalıya vermiş olduğu 40.000,00-USD bedelli çeklerin kur farkından kaynaklı olduğu, davacının çeklerin vadesine göre giriş yapmış olduğu, davalı tarafça ise fatura tarihinden 1 gün sonraki tarihe girişinin yapıldığı, taraflar arasındaki son fatura ilişkisinin 05/11/2019 tarihinde olduğu nazara alındığında 11/11/2019 tarihli çek girişlerinin ticari hayatın olağan akışına ve taraflar arasındaki ticari ilişkiye ve son fatura üzerindeki kaşede belirtilen “iş bu fatura bedeli peşin gün vadeli olup” açıklamasına daha uygun görüldüğü, bunun yanı sıra dosyaya mübrez taraflar arasında döviz cinsinden yapılan ödemelerin hangi kurdan yapılacağına ilişkin bir sözleşme sunulmadığı, buna karşın dava dilekçesi ekinde davalının davacıya göndermiş olduğu 31/12/2019 tarihli mutabakat formunda davalının davacıdan olan alacağının 3.720,97-USD (119.492,13-TL ) olarak belirtildiği, ancak mutabakat formunda da hangi tutar üzerinden mutabakat sağlanmak istendiğinin (USD ve TL uyumsuzluğu olduğundan) anlaşılamadığı, neticeten, taraf ticari defterleri dikkate alınarak yapılan incelemeye göre 119.492,13-TL davalının davacıdan alacağının bulunduğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler dosyaya sunulmuştur.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir.
İddia, savunma, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Sayılı takip dosyası, 04/10/2022 havale tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davalı tarafça 05/11/2019 tarih ve 245.966,76-TL bedelli faturaya istinaden bakiye 119.492,13-TL alacak için takip başlatıldığı, davacı şirket tarafından takibe konu faturanın 65.000,13-TL’lik kısmından davalıya borçlu olunmadığının tespiti talepli eldeki davanın açıldığı, taraflar tacir sıfatına haiz olup uyuşmazlığın ticari nitelik arz ettiği, HMK’da yapılan değişiklik gereğince uyuşmazlık değeri 500.000,00 TL’nın altında olduğundan davada basit yargılama usulünün uygulandığı, taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, hükme esas alınan 04/10/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davacının davalıya 105.488,13-TL borcunun bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davalının davacıdan 119.492,13-TL alacaklı olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 14.004,00-TL olarak tespitinin yapıldığı, mezkur farkın davacının davalıya vermiş olduğu 40.000,00-USD bedelli çeklerin kur farkından kaynaklı olduğu, davacının çeklerin vadesine göre giriş yapmış olduğu, davalı tarafça ise fatura tarihinden 1 gün sonraki tarihe girişinin yapıldığı, taraflar arasındaki son fatura ilişkisinin 05/11/2019 tarihinde olduğu nazara alındığında 11/11/2019 tarihli çek girişlerinin ticari hayatın olağan akışına ve taraflar arasındaki ticari ilişkiye ve son fatura üzerindeki kaşede belirtilen “iş bu fatura bedeli peşin gün vadeli olup” açıklamasına daha uygun görüldüğü, taraf ticari defterleri dikkate alınarak yapılan incelemeye göre 119.492,13-TL davalının davacıdan alacağının bulunduğu hususlarının tespit edildiği; dosya kapsamında yapılan inceleme, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile davacı şirketin ticari defter kayıtları da dikkate alınarak davacı şirketin ödeme iddialarının ispatlanamadığı, taraf ticari defterleri arasındaki 4 adet çekin vade tarihlerinden kaynaklı 14.004,00-TL farka ilişkin davalı defter kayıtlarının ticari hayatın olağan akışına, taraflar arasındaki ticari ilişkiye daha uygun olduğu değerlendirilerek, davacı tarafça her ne kadar mutabakat formu sunulmuş ise de, incelenmesinde 3.720,97-USD (119.492,13-TL ) şeklinde ibarenin bulunduğu, taraflar arasında hangi tutar üzerinden mutabakat sağlanmak istendiğinin anlaşılamadığı, kaldı ki davacı ticari defter kayıtlarına göre borç bakiyesi de dikkate alındığında; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 1.110,04-TL’den mahsubu ile kalan 1.029,34-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 10.400,02-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2022
Katip ….
¸

Hakim …
¸