Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/320 E. 2022/967 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/320 Esas
KARAR NO : 2022/967 Karar

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2022
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
GER. KARAR TARİHİ : 31/11/2022

Davacı tarafından mahkememizde açılan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin 24.08.2017 tarihinde davalı firmadan1 adet “….” Dijital Baskı Makinesi’ni 5.080,08 Euro’ ya o günkü karşılığı 20.958,88 TL’ye satın aldığını, bu satın alma için davalı firmaya bedeli 10.000 TL olarak kararlaştırılan eski makinesini takas olarak verdiğini, müvekkilinin oğlu ….’dan bu iş karşılığı 4.100 Euro bedelli kambiyo senedi alındığını, sonrasında ise 3.800 TL’yi banka havale yoluyla davalı firmaya satışın eksik kısmı için ödediğini, satın alınan makinenin kurulum sonrasında açılmamasından ötürü yaşanan arıza davalı firma tarafından giderilmediğini, müvekkilinin tüm çabalarına rağmen davalı firma üzerine düşen hiç bir yükümlülüğü yerine getirmeyerek müvekkilini maddi zarara uğrattığını, bu zarar kapsamında ihtarnameler gönderildiğini, Kars … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 20/02/2020 tarihli … Esas, …. Karar sayılı kararıyla, “… dava konusu … digital baskı makinesinin AYIPLI OLDUĞUNUN TESPİTİNE, dava konusu … digital baskı makinesinin davalı tarafa İADESİNE, dava konusu aracın davalıya iadesi koşuluyla 3.800 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, dava konusu aracın davalıya iadesi koşuluyla 13/09/2017 düzenleme ve 01/11/2017 ödeme tarihli, düzenleyen …. olan …A.Ş. emrine düzenlenen 4.100 Euro bedelli bononun davacıya İADESİNE, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ve 6502 sayılı kanun gereğince kabul ve red oranına göre hesaplanan 456,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,” karar verildiğini, ancak iş bu dava sonuçlanmadan önce yapılan sözleşmeye istinaden davalı taraf müvekkiline karşı İstanbul … İcra Dairesinin… sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatmış olup, takibe itiraz edilmediğini, itiraz edilmeyen takipte ise fiili haciz yapıldığını, müvekkilinin banka hesaplarına haciz konulmuş, aracı 7 iş günü bağlandığını ve yediemine 2.200 TL ödendiğini, söz konusu alacağın müvekkili tarafından ödendiğini, dava sonucunun beklendiğini, ilamsız takibe konu alacağın haksız ve hukuka aykırı olduğu yukarıda bahsetmiş olduğu mahkeme ilamı ile sabit olduğunu ve ödenen meblağların taraflarına iadesi gerekmekte olduğunu, ancak davalı tarafın hiçbir surette haksız olarak başlattığı olduğu icra takibiyle tahsil edilen tutarı taraflarına iade etmediğini, müvekkilinin alacakları için Bakırköy Arabuluculuk bürosuna 04.01.2022 tarihinde başvurmuş olmuşlarsa da davalı şirket ile 31.01.2022 tarihinde yapılan arabuluculuk görüşmelerinde netice alınamadığını, davalı firmanın haksız kazanç elde ettiğinin açık olduğunu, bu durumun tespit edilerek müvekkilinin haksız yere uğradığı zararın giderilebilmesini, 2.255,15 Euro’nun ve 2.200 TL’nin 24.08.2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı taraf ile davalı müvekkili arasında ticari ilişki vuku bulduğunu, satılan makinanın satış bedeline mahsuben kredi kartından 3.800,00-TL çekildiğini, 18/09/2017 tarihinde 01/11/2017 vadeli 4.100,00 Euro bedelli senet alındığını, ancak davacı tarafın satış bedeline mahsuben senedi vadesinde ödemediğini, taraflarınca müvekkili şirket alacağına ilişkin icra takibi başlatıldıktan sonra davacı tarafça Kars … Asliye Hukuk Mahkemesi …. E. Sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine alacak davası açıldığını, Kars ….Asliye Hukuk Mahkemesi ….. E. Sayılı dosyada yapılan yargılama sonucunda, Davanın kısmen KABULÜNE, kısmen REDDİNE, Dava konusu …. digital baskı makinesinin AYIPLI OLDUĞUNUN TESPİTİNE, Dava konusu … digital baskı makinesinin davalı tarafa İADESİNE, Dava konusu aracın davalıya iadesi koşuluyla 3.800 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, Dava konusu aracın davalıya iadesi koşuluyla 13/09/2017 düzenleme ve 01/11/2017 ödeme tarihli, düzenleyen …. olan …A.Ş. emrine düzenlenen 4.100 Euro bedelli bonunun davacıya İADESİNE, Davacının takas olarak verilen makinenin iadesi talebinin ve uğramış olduğu 1.500,00 TL zararına ilişkin taleplerinin REDDİNE” karar verildiğini, söz konusu karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, karar halihazırda kesinleşmediğini, müvekkili şirket tarafından davacı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile yapılan icra takibi, 2. madde de ifade edilen dava konusu olayla ilgili olmadığını, davacı taraf ile müvekkili arasında bir çok ticari işlem yapıldığını, davacı tarafın müvekkilinden talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığını, öncelikle Kars …Asliye Hukuk Mahkemesi … E. Sayılı dosyasının iş bu davada bekletici mesele yapılmasına, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak satın alınan makinanın kurulum sonrasında açılmamasından ötürü yaşanan arızadan kaynaklı davacının uğramış olduğunu iddia ettiği maddi zararın tazminine ilişkindir.
HMK madde 138 uyarınca dava şartları ve ilk itirazlar dosya üzerinden karar verilebileceği dikkate alınarak mahkememizce öncelikle dava şartları incelenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Dosya içerisine celp edilen ticaret odası ve vergi dairesi kayıtlarından anlaşıldığı üzere; davacının ticaret sicil kaydı bulunmadığı, işletme hesabına uygun defter tuttuğu, bilanço usulüne uygun defter tutmadığı ve VUK 177. maddedeki hadlerin aşılmadığı görülmüştür. Bu haliyle her iki tarafın tacir ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir davanını olmadığı; davaya konu alacağın ise, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak satın alınan makinanın kurulum sonrasında açılmamasından ötürü yaşanan arızadan kaynaklı davacının uğramış olduğunu iddia ettiği maddi zararın tazminine ilişkin olduğu, bu alacağın TTK’ dan kaynaklanmadığı anlaşılarak, bu tespitlere göre ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.
Asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. 6100 sayılı HMK’nın 115/2.maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın dava şartı olan 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen görev yönünden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin yetkili ve görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4-6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5- 6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
6-Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır