Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/298 E. 2022/1019 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/298 Esas
KARAR NO : 2022/1019

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 27/03/2022
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28.11.2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Müvekkil …’in Davalı … Ticaret A.Ş. (“Davalı Şirket”) nezdinde esas sermayenin %10’luk bölümüne tekabül eden oranda payın sahibi olup, hukuken “azınlık pay sahibi” statüsünde olduğunu, davalı Şirket’in bir önceki olağan genel kurul toplantısı 24/12/2013 tarihinde gerçekleştiğini, bu toplantıda alınan karar ile …, …., … ve ….’ın 3 yıl süre ile yönetim kurulu üyesi olarak seçilmelerine karar verilmiş olup yönetim kurulunun görev süresi, 24/12/2016 tarihinde sona erdiğini, Davalı Şirket’in genel kurulu, 24/12/2013 tarihinden sonra yaklaşık 8 yıl boyunca toplanmadığını, yeni bir yönetim kurulu da oluşturulmadığını, dolayısıyla davalı Şirket, yönetim kurulunun görev süresinin dolması ve yeni bir yönetim kurulu seçilememesi nedeniyle, 24/12/2016 tarihinden 28/12/2021 tarihinde gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısına kadar yönetim organından yoksun bırakıldığını, Bu kapsamda, Müvekkil tarafından keşide edilen Beyoğlu …. Noterliğinin 14/10/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile görev süresi biten yönetim kurulu üyelerine; ” Davalı Şirket’in 24/12/2016 tarihinden bu yana yönetim organından yoksun olması sebebiyle, bir ticari aktivite ve faaliyette de bulunamıyor olması gerektiği; eğer Davalı Şirket 6102 Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) ve vergi mevzuatına aykırı olarak usulsüz olarak ticarette bulunuyor ve kazanç elde ediyor ise, bu durumdan her hâlükârda hukuki ve cezai olarak görev süresi sona eren yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olduğu, Davalı Şirket’in organ eksikliğinin giderilmesi için Davalı Şirket’in görev süresi dolan yönetim kurulu üyelerinin tüm pay sahiplerini usulünce ve ivedilikle olağan genel kurul toplantısına çağırması, Toplantı öncesinde TTK m. 437 hükmü uyarınca, ilgili belgelerin pay sahiplerinin denetimine açılarak 2013-2020 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısının yapılması ve nihayetinde yeni bir yönetim kurulunun seçilmesi, ve ilgili genel kurul toplantısında Davalı Şirket’ten kâr payı dağıtımı yapılması ” hususlarında ihtar edildiği, davalı Şirket’in 29/11/2021 tarihinde gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısında, Müvekkil’in yetkili temsilcisi tarafından, yönetim kurulu üyelerine TTK m. 437’de yer alan bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında bazı sorular yöneltildiğini, buna karşın, yönetim kurulu üyeleri tarafından yöneltilen sorulara net ve somut cevaplar verilemediğinden, tarafımızca sorulara daha sağlıklı ve denetime elverişli yanıtlar verilebilmesi adına dilenirse toplantının TTK m. 420 kapsamında 1 ay süreyle ertelenebileceği ifade edildiğini, ardından bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamındaki sorularımız yazılı olarak toplantı başkanlığına sunulmuş ve toplantının 1 ay süre ile ertelenmesine karar verildiğini, davalı Şirket’in 29/11/2021 tarihinde gerçekleştirilen olağan genel kurul toplantısında, Müvekkil’in yetkili temsilcisi tarafından, yönetim kurulu üyelerine TTK m. 437’de yer alan bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında bazı sorular yöneltildiğini, buna karşın, yönetim kurulu üyeleri tarafından yöneltilen sorulara net ve somut cevaplar verilemediğinden, taraflarınca sorulara daha sağlıklı ve denetime elverişli yanıtlar verilebilmesi adına dilenirse toplantının TTK m. 420 kapsamında 1 ay süreyle ertelenebileceği ifade edildiğini, ardından bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamındaki sorularımız yazılı olarak toplantı başkanlığına sunulduğunu ve toplantının 1 ay süre ile ertelenmesine karar verildiğini,u kapsamda, huzurdaki uyuşmazlığın temeli, Müvekkil’in 29/11/2021 tarihli 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısında, emsilcisi vasıtasıyla bilgi alma ve inceleme hakkını usulüne uygun bir şekilde kullanması, ancak bu talebinin geçiştirilmesi ve yeterli bilgi verilmemesi sebebiyle 28/12/2021 tarihine ertelenen 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısında da bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında talep edilen hususlarda, hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun bilgiler paylaşılmadığından ve ilgili belgeler Müvekkil’in incelemesine açılmadığından özel denetçi talebinde bulunulması, ancak genel kurulun Müvekkil’in özel denetçi atanması yönündeki talebini hukuki temelden yoksun bir gerekçe ile reddetmesi üzerine, TTK m. 439 hükmü kapsamında özel denetçi atanması talebine dayanmakta olduğunu belirterek davalarının kabulü ile Davalı Şirket’in 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısı başkanlığına Müvekkil’in yetkili temsilcisi tarafından 29/11/2021 tarihinde bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması, ancak bu talebin geçiştirilmesi ve yeterli bilgi veril(e)memesi sebebiyle 28/12/2021 tarihine ertelenen toplantıda da Müvekkil’in özel denetçi atanması yönündeki talebinin hukuki temelden yoksun bir gerekçe ile reddedilmesi hasebiyle; kapsamı belirtilen konular hakkında alanında uzman bir özel denetçi heyeti atanarak, nitelikli ve gerekli denetim anlayışına uygun özel denetim raporu hazırlanmasına, özel denetim talebi bağlamında ödenmesi gereken avans ve giderlerin TTK m. 444/1 kapsamında davalı şirket tarafından karşılanmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin Davalı Şirket’e yüklenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Türk Ticaret Kanununun 438/1. Maddesi “Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir” hükmünün amir olduğunu, davacının, özel bir denetim isteyebilmesinin ön koşulu daha önceden bilgi alma veya inceleme hakkını kullanmış olmasına bağlı olduğunu, genel kurul toplantı tutanağından da anlaşılacağı üzere, davacı, toplantı başlar başlamaz, daha bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında kendisine bilgi verilmeden özel denetim talebinde bulunmuş olup (Ek-1, 28.12.2021 tarihli toplantı tutanağı), davacı, talebi doğrultusunda müvekkil şirket yönetim kurulu tarafından hazırlanan 7 sayfadan oluşan cevapları dinelemeden ve okumadan yani müvekkil şirketin, taleplerine ne cevap verdiği görmeden özel denetçi talebinde bulunduğunu, davacı, özel denetçi talep etmeden önce bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmadığından huzurdaki davanın öncelikle bu nedenle reddinin gerektiğini, gerek davacı ve gerekse davacının oğlu …, yasal haklarını kullanma bahanesiyle gerek müvekkil şirket ve gerekse müvekkil şirketin de hissedarı olduğu …A.Ş. ve yönetim kurulu üyeleri hakkında, yönetim kurulu üyelerinin şahsi sorumluluğu bulunduğu iddiasıyla Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2017/426 E. sayı ile açılan dava ile genel kurulunun iptali talebiyle Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin ….E sayı ile açılan dava reddedildiğini, (Ek-2, Mahkeme kararları). ….A.Ş. tarafından yapılan taşınmaz satışının iptali için Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin .. E. sayı ile açılan dava ile müvekkil şirketin 2013-2020 yılları genel kurulun iptali için Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin .. E. sayılı ile açılan dava halen derdest olup, davacının gerçek amacı söz konusu davalar ile müvekkil şirketin diğer hissedarlarını bıktırıp, şirketteki payını fahiş fiyatla müvekkil şirket hissedarlarına satmak olduğunu, Türk Medeni Kanununun 2. Maddesine göre “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” Hükmüne amir olup, kötü niyetle huzurdaki davayı açan davacının davasının öncelikle bu nedenle reddi gerekir. Türk Ticaret Kanununun 439/2. Maddesi “Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.” Hükmünü amir olup, davacının, dilekçesinde yer verdiği hususlar doğru ve varit olmadığı gibi, davacı, şirketin ve kendisinin zarara uğradığını genel geçer beyanlar ile ileri sürmüş, zarara uğradığını belgelerle ikna edici bir şekilde ortaya koyamamış olup, davanın bu nedenle de reddinin gerektiğini, Davacı, müvekkil şirket yönetim kurulunun uzunca bir süre genel kurulu toplamadığını iddia etmekte ise de, genel kurulun toplanmasını engelleyen davacının bizzat kendisi olduğunu, müvekkil şirket yönetim kurulu 2013,2014 ve 2015 yılları genel kurulunun 12.12.2016 tarihinde yapılmasına karar vermesine rağmen, davacı, 12.12.2016 tarihinde yapılan 2013,2014 ve 2015 yılları genel kurul toplantısına katılmadığından (Ek-4- Toplantı tutanağı ve Hazirun cetveli), toplantıya katılan diğer hissedarlar tarafından yapılan toplantı ticaret sicil müdürlüğü tarafından, davacının, toplantıya katılmadığı gerekçesiyle tescil ve ilan edilmediğini, Davacının, bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında sorduğu soruların hepsine müvekkil şirket yönetim kurulu tarafından detaylı bir şekilde cevap verilmiş olup, davacının cevapların yeterli olmadığı yönündeki iddiası doğru ve varit değildir (Ek-5, Davacının bilgi alma ve inceleme kapsamında sorduğu sorulara verilen 7 sayfalık cevap). Davacının sorduğu soruların hepsine açıklayıcı cevaplar verildiği gibi söz konusu cevaplar belgelerle desteklendiğini, Genel kurul toplantı tutanağında da yazılı olduğu üzere, şirketin kar ettiği dönemlerdeki karlarının geçmiş yıllar zararlarından mahsubu sonrası, dağıtılabilir kar kalmadığından, genel kurul arafından alınan karar doğru olduğunu, genel yönetim giderlerinin azaltılması şirketin menfaatine olan bir durum olup, asıl, söz konusu giderlerin artması şirketin zararına olduğunu, davacının, herhangi bir belge ve bilgi olmaksızın, yıllardır, ücret ve huzur hakkı almaksızın görev yapan şirket yönetim kurulu üyelerini suçlaması açık bir haksızlık olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; 6102 sayılı TTK’nun 438.maddesi uyarınca açılmış özel denetçi atanması talebine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilen sicil kayıtlarının incelenmesinde;…. sicil nolu …. Ticaret Anonim Şirketi’nin …. Sitesi …Blok No:7 Başakşehir/İstanbul adresinde sicilde kain olduğu, 30/07/1979 tarihinde kurulduğu, şirket yetkilisinin …. olduğu anlaşılmıştır.
TK.nın 438.maddesinde- “(1) Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.(2) Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.”düzenlemesi, TTK.nın 439.maddesinde ” (1) Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir. (2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.”düzenlemesi yer almaktadır.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilidiğinde;
Dava; 6102 sayılı TTK’nun 438.maddesi uyarınca açılmış özel denetçi atanması talebine ilişkindir.
Somut uyuşmazlığın; davalı ….’ye özel denetçi tayin edilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı bakımından ve taraflarca sunulan belgeler, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapmak suretiyle TTK 439.maddesi uyarınca özel denetçi atanması koşullarının davacının öne sürmüş olduğu iddialar ve dosya kapsamı, davalının savunmaları dikkate alınarak söz konusu talebin koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Dosyada delil olarak; 19.09.2022 tarihli Bilirkişi Heyeti Raporu, İstanbul …. İcra Dairesine … Esas sayılı icra dosyasının celbi için ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne tasfiye ilanlarının yapıldığı ticaret sicil gazetesi suretleri ile tasfiye memurunun kimlik bilgileri ve açık adresinin mahkememize gönderilmesi için müzekkere yazılmıştır.
19.09.2022 Tarihli Bilirkişi Heyeti’nin raporundan özetle; Dava konusunun, davacının ortağı bulunduğu şirkete özel denetçi tayin edilmesi talebinden ibaret olduğunu, Davalının 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 ve 2021 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, Davalı şirketin raporlanan satış, maliyet ve kârlılık verilerinin yıllara göre dalgalı bir seyir gösterdiği, Davalı şirketin yıl sonu gelir tablolarında 2014 yılı haricinde faaliyet kârı açıklamış olduğunu, Şirketin brüt satışlarındaki artış/azalışa karşı katlanmış olduğu satış maliyetlerinin de artış/azalış eğiliminde olduğunu, brüt satışlardaki artış/azalışın meydana – geldiği dönemlerde ise faaliyet giderlerinde benzer artışın/azalışın meydana gelmediğini, bu durumun yıl sonu faaliyet karlarındaki dalgalanmaya sebebiyet verdiğini, Davalı şirketin 2013-2021 dönemi yılsonu Gelir Tablolarından Satış, iyet ve Karlılık verileri açısından mezkur dönemde belirli bir iyiye veya iye gidişin gözlemlenemediğini, 2013-2021 yılları arası Maddi ve Maddi Olmayan Duran varlık hesaplarının karşılaştırılması sonucunda maddi ve maddi olmayan duran varlıklarda 1.128.524,64-TL azalış meydana geldiğini ancak davacının bahsetmiş olduğu duran varlıklardaki azalışların rayiç değerin altında yapılıp yapılmadığı hususu heyetlerince teknik bilirkişi olmadığından tespiti yapılamadığını, 2013-2021 tarihleri arasında 131 ortaklardan alacaklar hesabında 530.590,37-TL artış meydana geldiğini, bu artış ile birlikte 2021 yılı sonunda …’dan 260.533,09-TL, …’den 270.740,87-TL, …’den 78.848,42-TL, …’dan 202.882,88-TL, ….’dan 51.830,82-TL, ….’dan 73.848,28-TL ve ….’den 36.784,92-TL alacak kalemlerinin bulunduğunu, 2013-2021 yılı arasında Şüpheli ticari alacaklarda 1.813.290,75-TL artış meydana geldiğini, bu artışla alakalı hukuki olarak işlemlerin başlatılıp başlatılmadığına ilişkin dosyaya mübrez dayanak evrak olmadığından bu yönde bir değerlendirme yapılamadığını, davacının TTK md. 439’a dayalı olarak özel denetçi tayinine ilişkin davada Davacı özel denetçi genel kurulda bilgi edinme ve inceleme hakkının kullanmış olmakla birlikte talebinin gerekliliği ve kanunun veya esas sözleşmenin ihlâl edilmesi suretiyle şirketin veya pay sahiplerinin zarara uğratılmış olduğunu “ikna edici” biçimde ortaya koyamadığını, özel denetim talep ettiği hususların açık olmadığı tespit edildiğinden özel denetim talebinin bu koşullarda yerinde olmadığı görüş ve kanaatine varılmış olup mahkememize bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
19.09.2022 tarihli bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
Özel denetçi atanması kurumu, yeni TTK sisteminde pay sahiplerinin ve azınlığın kontrol haklarına ilişkin üzerinde önemle durulan bir müessesedir. Kanunda bir taraftan pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkı, diğer taraftan ise özel denetim isteme hakkı genişletilmiş ve güçlendirilmiştir. Bu sayede pay sahibine ve özellikle azınlığa, şirketin işleyişi ile ilgili daha şeffaf ve güvenilir bilgi elde etme imkânı sağlanmıştır. Özel denetim isteme hakkı, pay sahiplerinin, şirketle ilgili belirli konularda bilgi sahibi olarak pay sahipliği haklarını genel kurulda daha etkin ve bilinçli bir şekilde kullanabilmelerine hizmet eder. Böylece bilhassa çoğunlukta bulunmayan, yönetim kuruluna üye belirleme imtiyazına sahip olmayan pay sahiplerinin, şirketle ilgili belirli olayları açıklığa kavuşturmaları sağlanabilmektedir.Özel denetim müessesi 6102 sayılı TTK’nun 438-444 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Özel denetimde, özel denetçi tarafından belirli olayların aydınlatılması amacıyla denetim yapılmakta ve sonuç rapor ile açıklanmaktadır. TTK md.438 ile pay sahibinin özel denetçi talebinde bulunması için, pay sahipliği haklarının kullanılması için gereklilik ve bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmış olması şartları aranmaktadır.Uygulamada özel denetiminin yönetici ve denetçilerin sorumluluğuna hazırlık amacı taşıdığı, şirketin sevk ve idaresi konusunda amaca uygunluk ve yerindelik incelemesi niteliğinde olmadığı, organların takdir yetkilerinin incelenmesini içermediği, kuralsızlıkların açıklanması gerektiği, olayların açıklığa kavuşturulmasının amaçlandığı kabul edilmektedir. Bu doğrultuda, 6102 s. TTK hükümleri çerçevesinde her bir pay sahibi gündemde herhangi bir madde bulunmasına gerek olmaksızın özel denetçi atanmasını genel kuruldan isteyebilir. Pay sahibinin bu talepte bulunabilmesi için kanunun aradığı koşullar TTK. 438/1 ‘e göre; bilgi alma ve inceleme haklarının kullanılmış olması,özel denetimin pay sahipliği haklarını kullanmak için gerekli bulunması,açıklığa kavuşturulması istenen olayların belirli olmasıdır.Genel kurul bu talebi reddettiği takdirde azınlık (sermayenin en az yüzde onunu temsil eden payların sahipleri) veya payların itibari değeri toplamı en az 1 milyon TL olan pay sahipleri şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden üç ay içerisinde şirkete özel denetçi atanmasını talep edebilirler. ( TTK 439/1 md.)
Bilgi alma şartı bakımından; özel denetçinin atanması, pay sahibinin bilgi alma hakkı ile doğrudan ilişkili olduğundan, kanun koyucu, birinci olarak pay sahibinin öncelikle kendisine sunulan ve kapsamı genişletilen bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış olmasını aramaktadır (TTK m. 438/1). Öte yandan, kanun koyucu verilecek bilgilerin niteliğine ilişkin de ayrı bir belirleme yapmıştır. Bu bağlamda, verilecek bilgilerin hesap verme ve dürüstlük ilkeleri bakımından özenli ve gerçeğe uygun olması gerekmektedir (TTK m. 437/1). Kanun koyucu, pay sahiplerine verilecek olan bilgilerin amaca hizmet etmesini, şirketle ilgili konuların şeffaf bir şekilde açıklanmasını, gerçek durum ile verilen bilgilerin örtüşmesini aramaktadır.
Gereklilik koşulu bakımından; ikinci olarak kanun koyucu özel denetim yolunun pay sahipliği haklarından yararlanılabilmesi için gerekli olmasını aramıştır. Bu bağlamda, pay sahibinin oy hakkını kullanarak yönetim kurulunu ibra etmeden veya ilgililer hakkında sorumluluk davası açmadan önce gerekliliğini ispatlayarak özel denetim hakkını kullanması mümkündür.
Belirlilik koşulu bakımından; özel denetim, şirketin genel gidişi hakkında, kâr-zarar durumunun tespiti ile ilgili olarak genel bir biçimde bilgi alma amacıyla kullanılamaz. Şirket ile ilgili belli olayların, örneğin ihalelerin, projelerin, inşaatların yapımı ve akıbeti hakkında pay sahiplerinin bilgi sahibi olabilmeleri için söz konusu müessese düzenlenmiştir.Bundan dolayı, pay sahibinin özel denetime başvurabilmesi, şirketi ilgilendiren belirli olayları zikretmesi ve bunları ortaya koymasına bağlıdır. Pay sahibinin bilgi almak istediği meseleleri somut ve anlaşılabilir şekilde belirtmesi gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olayda özel denetçi atanması şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirildiğinde;
Belirli şartlara başlanmış olan özel denetçi istenmesine dair hakkın kullanılabilmesi için azlık, mahkemeyi ikna edici olay ve olgulara dayanarak ve zararın varlığına dair belirli bazı olayların incelenmesini talep edebilmektedir. Azlığın başvuru talebi için gereken ön koşul ise bilgi alma hakkını kullanmış olmasıdır. TTK md.
439’a dayalı olarak özel denetçi tayinine ilişkin davada Davacı özel denetçi
genel kurulda bilgi edinme ve inceleme hakkının kullanmış olmakla birlikte
talebinin gerekliliği ve kanunun veya esas sözleşmenin ihlâl edilmesi suretiyle
şirketin veya pay sahiplerinin zarara uğratılmış olduğunu “ikna edici” biçimde
ortaya koyamadığı, özel denetim talep ettiği hususların açık olmadığı tespit
edildiğinden özel denetim talebinin bu koşullarda yerinde olmadığı gibi iddia edilen olayların hiçbirisinin TTK, m. 438 hükmündeki şartları taşımadığı tespitleri nazara alınarak Tüm bu nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırıldığı anlaşıldığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra DAVACIYA İADESİNE,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2022

Başkan …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza