Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/285 E. 2023/313 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/285 Esas
KARAR NO : 2023/313 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2022
KARAR TARİHİ : 28/03/2023
GER. KARAR TARİHİ : 27/04/2023
Davacı tarafından mahkememizde açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı davalı şirketten 102.000,00-TL cari hesap alacakları bulunduğunu, davalının
ödeme yapmaması üzerine K.Çekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını,
davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle itirazın iptaline, borçlunun % 20 den aşağı olmamak
üzere icra-inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete mahkememizce tebligat çıkarıldığı, usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak davalı şirket tarafından davaya süresi içerisinde cevap verilmediği görülmüştür.
Mahkememizin 07/07/2022 tarihli ara kararı uyarınca tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile davacının icra takibi tarihi itibariyle asıl alacak yönünden alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 24/10/2022 tarihli raporda; “Davacı şirkete ait 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin E-defter olarak tutulduğu ve ilgili tebliğe uygun olarak Ocak ve Aralık ayı beratlarının süresinde verildiği ve belirli kanuni şartları taşıdığı, 2021 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu kanaatine varılmış ise de Nihai Takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu, 2. Davalı şirketin incelemeye katılmadığı ve incelemeye esas olmak üzere herhangi bir ticari defter, kayıt ve belge ibraz etmemiş olduğu, 3. Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından TAKİP 10.07.2021 tarihi itibariyle yukarıdaki tespitimiz gibi, 13.437,70 ₺ davalı şirketten alacaklı olacağı sonuç ve kanaatine varılmakta ise de Nihai Takdir ve Hukuki Değerlendirmesinin Sayın Mahkemenize ait olduğu, 4. Sayın Mahkemenizce; icra takip tarihi olan 10.07.2021 tarihinden sonra davalı şirket tarafından 06.10.2021 tarihinde banka aracılığı ile yapılan 12.000,00 ₺ tutarlı ödemenin de mahsup edilmesi gerektiği yönünde kanaat oluşması halinde davacı şirketin davalı şirketten olan alacak tutarının 13.437,70 ₺ – 12.000,00 ₺ = 1.437,70 ₺ olacağı hesaplanmakta olup Nihai Takdir ve Hukuki Değerlendirmesinin Sayın Mahkemenize ait olduğu, 5. Davacı şirketin tanzim etmiş olduğu, BS formu ile beyan edilmiş olan ve davalı şirkete teslimi belgelenemeyen 2 adet toplam 88.674,11 ₺ tutarlı faturanın, tesliminin belgelenmesi ve/veya Sayın Mahkemenizde hesaplamaya dahil edilmesi yönünde kanaat oluşması halinde; davalı şirketin davalı şirketten Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından TAKİP 10.07.2021 tarihi itibariyle yukarıdaki tespitimiz gibi, 102.11,81 ₺ alacaklı olacağı ve takip tarihinden sonra yapılan 12.000,00 ₺ ödemenin mahsup edilmesi ile 102.111,81 ₺ – 12.000,00 ₺ = 90.111,81 ₺ alacaklı olacağı hesaplanmakta ise de Nihai Takdir ve Hukuki Değerlendirmesinin Sayın Mahkemenize ait olduğu, 6. Somut olay bakımından faizin, davacı şirketin davalı şirketi temerrütte düşürdüğü yönünde ihtar ve/veya ihbar bulunmadığı için takip öncesi faiz hesaplaması yapılmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeni ile miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere, davacı şirketin talebi gibi alacağa takip tarihi olan 10.07.2021 tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda davacının talebi gibi YASAL faiz işletilmesinin uygun olduğu, 7. İcra/İnkar Tazminat talebinin Değerlendirmesinin Sayın Mahkemenizin Takdirleri içerisinde kaldığı,” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 10/01/2023 tarihli duruşmasında dosyanın bilirkişiye tevdi ile takip tarihinden ödeme tarihine geçen süre içerisindeki takip masrafı, icra vekalet ücreti ve işlemiş faiz yönünden de hesaplama yapılmasına, hesaplama yapıldıktan sonra mahsup işleminin yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi düzenlenen 03/03/2023 havale tarihli raporda; “Ana para 13.437,70 ₺ nin faiz ve ferileri toplamı 4.164,12 ₺ olmakla, davalı / borçlu tarafından yapılan 12.000,00 ₺ ödemenin mahsup edilmesi neticesi, 12.000,00 ₺ (yapılan ödeme) – 4.164,12 ₺ (faiz ve feriler toplamı) = 7.835,88 ₺ tutarda ana paradan mahsup edilmesi halinde 13.437,70 ₺ (ana para) – 7.835,88 ₺ (yapılan ödeme) = 5.601,82 ₺ ana para alacağı hesaplandığı, 2. Ana para alacak tutarı 102.111,81 ₺, işlemiş faiz ve ferilerin toplamı 25.819,26 ₺ olmakla, 25.819,26 ₺ – 12.000,00 ₺ (yapılan ödeme) = 13.819,26 ₺ faiz ve ferilerine ilişkin alacak hesaplandığı,” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, taraf beyanları, icra takip dosyası, bilirkişi kök ve ek raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali mahiyetinde olduğu görüldü.
Dava konusu Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 102.111,81-TL asıl alacak ile 25,18-TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere 102.136,99-TL toplam alacağının yıllık % 9 değişen oranlarda adi kanuni faiziyle tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili borca kısmen itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu miktar 102.000,00-TL’dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Davalı taraf ticari defterlerini ve kayıtlarını dosya içerisine sunmamıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı beyanlar, fatura, ticari defter ve kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır. Taraflar arasında mal alım – satıma ilişkin yazılı olmayan bir sözleşmenin olduğu, bu sözleşme kapsamında ticari ilişkinin yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterler ve kayıtları ile Bilirkişi ….’ ın hazırlamış olduğu rapor içeriğinin incelenmesinde;
– Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 12.03.2021 tarihinde başladığı, davacı şirket tarafından toplam 4 adet fatura düzenlendiği ve bu faturaların BS kayıtlarına işlendiği; bu faturaların E- Arşiv Fatura olarak düzenlendiği, bu 4 faturadan 2 tanesi olan 31.03.2021 ve 21.04.2021 tarihli toplam 174.438,20 TL’ lik faturalar yönünden teslim irsaliyelerinin ibraz edildiği, irsaliyeler üzerinde davalı şirketin kaşesinin bulunmadığı ancak teslim alan kısmında ad – soyad ve imza bulunduğu; bu 4 faturadan diğer 2 tanesi olan 22.04.2021 tarihli ve 11.05.2021 tarihli toplam 88.674,11 TL’ lik faturalar yönünden teslim irsaliyelerinin bulunmadığı görülmüştür.
– Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre; davacı şirketin 10.07.2021 takip tarihi itibariyle davalı şirketten 102.111,81 TL’ lik alacağının olduğu ve takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce 06.10.2021 tarihinde davalının davacıya 12.000,00 TL’ lik ödeme yaptığı görülmüştür.
Kural olarak, faturaların tebliğ edildiğinin ve malın teslim edildiğinin ispat yükü davacı üzerindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığını ispatladığı, davacı tarafça bu aşamada fatura – mal teslim olgusunu ispatının artık gerekmeyeceği (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 25.12.2020 Tarih ve 2020/1170 E. – 2020/1325 K. Sayılı ilamı.), davalının ticari defter ve kayıtları sunmayarak ispat yükünü kendi üzerine aldığı kabul edilmiş, davalının aksini gösterir yazılı kesin kayıtta sunmadığı görülerek, davalının davacıya takip tarihi itibariyle taleple bağlı kalınarak 102.000,00 TL borçlu olduğu kabul edilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesinde; “faiz ve masrafları ödemede geciken borçlunun yaptığı kısmi ödemenin, alacaklı tarafından öncelikle faize mahsup edileceği” düzenlenmiştir. Buna binaen bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır. İcra takip tarihinden sonra ve dava tarihinden önce, davalı tarafça ödeme yapılan 06/10/2021 tarihi itibariyle davacının 25.819,26 TL faiz ve feri alacağı bulunmaktadır. Yapılan 12.000,00 TL’ lik ödemenin faiz ve ferilerinden mahsubu sonrasında, dava tarihi itibariyle davacının halen ana para ( davacının talebi ile sınırlı olarak 102.000,00 TL) ve 13.819,26 TL faiz ve feri alacağı bulunmaktadır. Yapılan kısmı ödemenin miktarı ana parayı düşürmediğinden, davacının dava tarihi itibariyle 102.000,00 TL ana para üzerinden takibin devam etmesi talebinde hukuki yararı olduğu kabul edilmiş ve davanın tamamen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, yapılan ödemenin de, infaz – icra aşamasında mahsubuna karar verilmiştir.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;

Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin davacının talebi ile sınırlı olarak 102.000,00 TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen DEVAMINA,
-Alacağın %20 si olan 20.400,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-İcra takip tarihinden sonra 06/10/2021 tarihinde yapılan 12.000,00TL’lik ödemenin icra aşamasında MAHSUBUNA,
– İcra takibinden sonra 06/10/2021 ödeme tarihinde davacının asıl alacak ve feri alacaklarının taleple bağlı kalınarak 102.000,00TL asıl alacak ve icra takibi sırasında yapılan 12.000,00 TL’lik ödeme düşüldükten sonra 13.819,26 TL feri alacaklı olduğunun TESPİTİNE,

2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 6.967,62-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 1.231,23-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.736,39-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin; davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Davacı tarafça sarf edilen toplam 1.411,73-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.423,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 16.300,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı
. 28/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır