Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/273 Esas
KARAR NO : 2023/74
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 29/04/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ve davalının kardeş olduğunu, aynı zamanda, … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin ortakları olduklarını, İstanbul İli, … İlçesi, …. Köyü, … Mevkii, … ada …. parselde kayıtlı taşınmazın ½ hissesinin, …. Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi adına kayıtlı iken müvekkilin haberi, izni ve rızası ve de imzası bulunmadan, davaya konu bu taşınmazın, davalı …’a devredildiğini, davacı müvekkilinin, böyle bir satışa izni, rızası ve işlem için imzası olmamasına rağmen davalı adına tapuda yapılan satış işleminin yolsuz tescil nedeniyle hükümsüz olduğunu, bu gayrimenkulün bu şekilde müvekkilin imzası olmaksızın yasaya aykırı yolla satışından dolayı davalı hakkında Cumhuriyet Savcılığına ayrıca suç duyurusunda bulunulacağını, bu nedenlerle davanın kabulü ile İstanbul İli, … İlçesi, … … ada … parsel numarasında kayıtlı taşınmazın tapuda davalı adına olan kaydının iptaline, tapu kaydının … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi üzerinde bırakılmasına ve bu şekilde tapuda kayıt ve tesciline, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’ın bu davada davacı taraf ve dava ehliyetine sahip olmadığını, …’ın taşınmazın maliki olmadığı gibi dava tarihi itibariyle dava dışı …. Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketini temsil yetkisi de bulunmadığını, …’ın davacı taraf ve dava ehliyetine sahip olmaması nedeniyle husumet itirazında bulunduklarını ve davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini belirterek davanın esasına ilişkin cevaplarını da sunarak davanın reddine, her türlü masraf, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; Tapuya Kayıt ve Tescil istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmıştır.
Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 08/05/2019 tarihinde teminat karşılığında dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerine 3.kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş, konusu ihtiyati tedbir kararı Büyükçekmece Tapu Müdürlüğüne gönderilmiş ve taşınmazın tapu kaydına işlenmiştir.
Dava konusu taşınmazın tapu kaydı celp edilmiş incelenmesinde; İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parsel sayılı (yeni … ada … parsel), 1.866,58 m² yüzölçümlü, Tribleks Konut Ve Arsası niteliğindeki taşınmazın davalı … adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Davanın Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas – …. Karar sayılı ilamı ile davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verdiği, kararın İstinaf edildiği, İstanbul BAM … Hukuk Dairesinin 01/10/2020 tarih … Esas – … Karar sayılı ilamı ile kararın kaldırılmasına, dosyanın görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verildiği, Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı ilamı ile dosyanın mahkememize gönderildiği ve …. Esasa kaydedildiği, mahkememizin …. Esas – …Karar sayılı ilamı ile davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verdiği, kararın İstinaf edildiği, İstanbul BAM ….Hukuk Dairesinin 02/03/2022 tarih … Esas – …Karar sayılı ilamı ile kararın kaldırılmasına karar verilerek dosyanın mahkememize iade edildiği ve mahkememizin …Esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin tespiti ve yine teminat bedelinin tespiti açısından 1 İnşaat Mühendisi ve 1 Harita Mühendisi bilirkişinin görevlendirilmesine karar verilmiş, bilirkişiler İnşaat Yük. Mühendisi … ile Harita ve Kadastro Mühendisi … 03/10/2022 tarihli raporlarında; Büyükçekmece İlçesi, … Mahallesi, … ada … parsel sayılı (yeni … ada … parsel), 1.867,16 m² yüzölçümlü, Tribleks Konut Ve Arsası niteliğindeki taşınmazın (01/08/2022) tarihi itibariyle tam hissesinin değerinin 24.000.000,00 TL, (29/04/2019) tarihi itibariyle tam hissesinin değerinin 6.000.000,00 TL olacağını, güncellemede üfe katsayılarından yararlanıldığını bildirmişlerdir.
İstanbul Büyükçekmece, …. Bölge Tapu Müdürlüğünden, İstanbul ili … ilçesi, … Köyü, … Mevkii, … Ada, … Parsel sayılı gayrimenkule ait 21.03.2005 tarih ve … yevmiye nolu resmi senette yazılı olan vekil eden … tarafından … oğlu …’a verilmiş olan Büyükçekmece … Noterliğinin, 21.03.2005 tarih ve … yevmiye sayılı vekaletnamesinin, vekil eden … imzası olan vekaletnamenin örneği dosya arasına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: …. San. ve Tic. A.Ş.’ne ait 1/2 gayrimenkul hissesinin davalıya satımı esnasında şirket hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduklarını Davalının, kardeşi olan müvekkili adına oluşturulmuş sahte vekaletname ile şirkete ait 1/2 gayrimenkul hissesini kendi adına satış yaptırarak üstüne aldığını
Gayrimenkulün satışına ilişkin tapu tedavülleri ve işlem detaylarını gösteren kayıtların mahkemece celp edilerek, satışta kullanılan sahte vekaletname incelenmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın, müvekkili adına çıkartılan sahte vekaletname kullanılarak gerçekleştirilmiş bir sahtecilik nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğunu iddia ederek eldeki davayı açmış olup davacı daha sonra bu satışın ayrıca TTK 408/f maddesine aykırı olarak satışın yapıldığından bahisle tapu iptali talep edilmiştir.
Söz konusu taşınmazın devri, tapuda satış ve devir işleminin yapıldığı tarihte, şirket yetkili ortağı olan müvekkilinin rızası ve bilgisi dışında, sahte oluşturulan vekaletname ile gerçekleştirildiğini, davacı taraf davaya konu taşınmazın bir kısım hissesinin şirkete ait olduğu satışın usulsüz olduğundan bahisle eldeki davayı açmış olup incelenen kayıtlara öre davacı ile davalı kardeş olup aynı zamanda dava dışı …. Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin ortakları oldukları görülmüştür.
Davaya konu taşınmazın satışı, 21.03.2005 tarihinde yapılmıştır. …. tarihli ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin … sayfalarında ilan edilen şirketin Genel Kurul kararına göre “yönetim kurulu üyeliklerine 3 yıl süre ile görev yapmak üzere …, … ve …’ın seçilmelerine oy birliği ile karar verilmiştir.
20.11.2003 tarihinde alınan bu kararla, dava konusu taşınmazın satışı tarihi olan 21.03.2005 tarihinde de …, … ve …’ın yönetim kurulu üyeleri olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak taşınmazın tüm takyidat ve şerhlerini, maliklerini de (satış/ipotek akit tablosu, haciz, tedbir, rehin, ipotek vs.) gösterir şekilde TÜM TEDAVÜLLERİNİN güncel tapu kayıtlarının gönderilmiş olup yapılan incelemede
İstanbul İli, …. İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … ada …. parselde kayıtlı taşınmazın ½ hissesinin, … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi adına, 1/2 hissesi de … adına kayıtlı iken 21/03/2005 tarihinde satıştan davalı adına tapuya kayıt ve tescil edildiği anlaşılmıştır.
Dava dışı … Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketinin dosya arasında bulunan sicil kaydı incelendiğinde TTK. Nın geçici 7 Maddesi uyarınca 23/10/2014 tarihinde sicilden silinerek kaydının kapatıldığı, şirketin son yönetim kurulu üyelerinin …,…,…. olduğu ve yetkililerin ise, …, … ve …’nın müştereken yetkili oldukları görülmüştür.
…. tarihli sicil gazetesine göre; dava dışı şirketin 14/11/2003 tarihinde 2000,2001,2002 yıllarına ait genel kurul toplantısının yapıldığı, yönetim kurulu üyeliklerine 3 yıl süreyle …, …, …’ın, Yönetim Kurulu Başkanlığına …, Başkan Yardımcılığına da …’ın seçildiği ve Yönetim Kurulu Başkanı …, Başkan Yardımcısı …’ın şirketi, şirket ünvanı altında atacakları imzaları ile her konuda münferiden temsil ve ilzam etmeye oy birliği ile karar verildiği görülmüştür.
Davacı iddia olarak hem sahte vekaletname hemde TTK 408.maddeye göre eksik işlem nedeniyle tapunun iptalini talep ettiği görülmekle uyuşmazlık usul ekonomisi bakımından da TTK 408.madde kapsamında ele alınmış buna göre şirketin sicil kayıtları ve tescil edilen genel kurul kararları incelenmiştir.
Dava dışı şirketin tek malvarlığının “İİstanbul İli, … İlçesi, … Köyü, …. Mevkii, … ada … parselde kayıtlı taşınmazın ” olduğu sabittir. İş bu tek taşınmazın TTK 408/f maddesine göre şirketin tek taşınmazı ve mal varlığı olduğu iddia edilen bu taşınmazın aynı zamanda TK m. 408/2-(f) gereğince genel kurulda alınması öngörülen “önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı” hükmüne dahil olup olmadığı ve bunun için Genel kurul kararına ihtiyaç duyulup duyulmaması noktasında olup dosya kapsamı sunulan delillere göre şirketin tek taşınmazının davaya konu taşınmaz olduğu sabittir.
TTK 408/f kapsamında, önemli malvarlığıyla ilgili toptan satış işlemleri düzenlenerek genel kurul yetkili kılınmış olmakla birlikte, önemli miktarın ne olduğu konusuna açıklık getirilmemiş ve bu sebeple şirket bazında sübjektif olarak, önemli miktarın ne şekilde hesaplanacağı ve hangi miktarın önemli miktar olarak kabul edileceği konusunda uygulamada karışıklıklar meydana gelmiştir. Şirket varlığının önemi konusundaki takdir her somut olay bazında hakime bırakılmıştır.
Yargıtay HGK, 02.04.2014, E…. K…. “Şirkete ait tek taşınmazın genel kurul kararı olmadan, yönetim kurulu kararı ile satışı geçersizdir ve bu satışın geçersizliğini ilgili herkes dava konusu yapabilir.” denilerek , yönetim kurulu kararı ile anonim şirkete ait bir taşınmazın satışının yapılmasına ilişkin olarak; bu taşınmazın şirketin tek ve en önemli mal varlığı olup olmadığının incelenmesi ve tek malvarlığı olduğu anlaşılırsa bu taşınmazın yönetim kurulu kararı ile satışının geçersiz olduğunun kabul edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu durumda somut olayda olduğu gibi şirketin tek taşınmazı olduğu dikkate alındığından önemli miktarda şirket varlığının satışı anlamına gelmektedir. Nitekim Yargıtay …. Hukuk Dairesi Esas No: … Karar No: …. sayılı emsal ilamında da yerel mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere , iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; dava konusu fabrika binasının davacı şirketin sahip olduğu tek mal varlığı olduğu, şirketin ana sözleşmesinde belirlenen amaç ve gayesini gerçekleştirebilmesi için dava konusu bu taşınmaza mutlak ihtiyacının bulunduğu, bu nedenle satışın yapılabilmesi için ortaklar kurulu kararı alınmasının gerektiği gerekçesiyle tapu iptal edilmiş ve onama kararı verilmiştir.
Yine 6762 Sayılı TTK’nun 542 nci maddesi ( 6102 Sayılı TTK’nun 629. maddesi ) yollaması ile aynı Kanun’un 321 nci maddesi ( 6102 Sayılı TTK’nun 371. maddesi) ile belirlenmiştir. Bu bağlamda, gerek ana sözleşme ve gerekse açıklanan yasa hükümlerine göre, kural olarak şirketi temsile yetkili müdür şirkete ait bir malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunabileceğinin ilke olarak kabulü gerekir. Ancak bu malvarlığının, şirketin sahip olduğu tek malvarlığı olduğunun veya şirketin varlığını sürdürebilmesi için hayati önemi haiz bulunduğunun belirlenmesi halinde bu kez, anılan devir yönündeki taahhüdün geçerli olabilmesi için ortaklar kurulundan karar alınması gerekmektedir. ( T.C. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi ‘nin 10.03.2011 tarih 2009/4025 esas, 2011/2497 karar sayılı ilamı ) denilerek şirket tek mal varlığı olması halinde TTK 408/f hükmünün uygulanacağı artık istikrar kazanmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığından şirketin tek taşınmazının önemli bir miktarda mal varlığı olduğu ve bunun satışı içinde TTK 408/f maddesi uyarınca Genel kurul kararının varlığının şart olduğu ve alınacak karar içinde adi nisabın yeteli olduğu özel yada ağırlaştırılmış bir nisap olmadığı kanunun koyucunun bu düzenlemede ayrıca bir nisap öngörmediği dikkate alındığın somut olayda taşınmaz satışı için alınmış genel kurul kararı olmadığı anlaşılmıştır. Genel kurul kararı olmadan yapılan satışın yolsuz olacağı ve batıl işlemle yapılan tapudaki şatıştan dolayı da davalının iyiniyet iddiasının dinlenmeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır. Anılan sebeplerle davacı adına verilen vekaletname sahte olup olmadığının bu aşamada önemi kalmaktadır. Zira orta şeklen bir genel kurul kararı bulunmadığından yapılan tescil yolsuz hale geldiğinden Türk Medeni Kanunu, madde 1024 II. Fıkrası uyarınca; “ Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” hükmü de dikkate alınarak , taşınmaz mülkiyetinin iktisabı için tescilin geçerli bir hukuki nedene dayanması gerektiği kuşkusuz olup anılan gerekçelerle davanın kabulü ile dava konusu … Köyü … mevkii … ada, … parsel sayıda kayıtlı taşınmazın davalı … adına olan 1/2 hissesinin tapu kaydının iptali ile dava dışı … İTSM sicil numaralı … SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ adına tapuya kayıt ve tesciline karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACININ DAVASININ KABULÜ ile;
A-) … Köyü … mevkii … ada, … parsel sayıda kayıtlı taşınmazın davalı … adına olan 1/2 hissesinin tapu kaydının iptali ile dava dışı … İTSM sicil numaralı … SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ adına tapuya kayıt ve tesciline,
B-)Hüküm özetinin bir örneğinin İİK 28 madde uyarınca ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
2-Verilen tedbir kararının mevcut teminatla birlikte hüküm kesinleşene kadar devamına,
3-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 204.930,00 TL harçtan davacı tarafından yatırılan 853,88 TL peşin harcın mahsubu ile noksan kalan 204.076,12 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ile 853,88 TL peşin harç olmak üzere toplam 898,28 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 241.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 3.709,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2023
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır