Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/266 E. 2022/1123 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/266 Esas
KARAR NO : 2022/1123

DAVA : İflas (Doğrudan Borçlu Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 178))
DAVA TARİHİ : 17/03/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16.12.2022

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Borçlu Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 178)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil şirkelin …. tarihinde tescil edildiği ….. sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edildiğini, ancak işlerinin gitmemesi nedeniyle müvekkil şirket gerek ticaret yaplığı kişilere gerekse bankalara önemli ölçüde borçlandığını, müvekkil şirketin, her ne kadar senelerdir borçlarını ödemeye çalışmışsa da. ülkemizi ticari anlamda da oldukça etkileyen COVID-19 dönemi ve yaşanan ekonomik kriz nedeniyle borçlarını hiç ödeyemez hale geldiğini, Müvekki! şirketin halihazırda herhangi bir aktifi bulunmadığından, yalnızca pasifinin yer aldığı mal beyanına dilekçemiz ekinde yer verildiği, müvekkil şirket aleyhine başlatılan icra takiplerinde menkul ve gayrimenkul malvarlığı bulunmadığını alacaklıların alacaklarını tahsil edehilme imkanı olmadığını, Halihazırda müvekkil aleyhine takibe devam edilen … icra dosyası bulunduğunu, icra takipleri eski tarihli olduğundan işbu borçlara epeyce faiz işlemiş olduğunu, güncel borç miktarı toplamı 3.076.583,78 TL olduğunu, taraflarınca 19/01/2022 tarihinde müvekkil şirketin Vergi ve SGK prim borçları sorgulandığını, müvekkilin Sosyal Güvenlik Kurumu’na 56.851,64 TL prim borcu bulunmakta olduğunu, Vergi borcu ise gecikme zamımı ile birlikte toplamda 95.714,86 TL olduğunu, kurumlara borçlu bulunduğu toplam miktar göz önünde bulundurulduğunda müvekkilin pasifinin oldukça fazla olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Nitekim ….. tarihli, Mali Müşavir – Bağımsız Denetçi ….. tarafından hazırlanan Uzman Görüşü’nde müvekkil şirketin öz sermayesini kaybettiği ve borca batık halde bulunduğu tespit edildiğini belirterek açıklanan nedenlerle müvekkil şirket alacaklılarının zarara uğramaması bakımından 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 178. maddesi uyarınca müvekkil şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; şirketin pasiflerinin aktiflerinden fazla olup olmadığı, İİK nun 178.maddesi kapsamında aciz nedeniyle doğrudan doğruya iflas koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti istemlidir.
Dosyada delil olarak; ….’na, ….. Müdürlüğüne, ….Kaymakamlığına, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne, müzekkereler yazılmış; Bilirkişi heyetinden rapor celp edilmiştir.
Bilirkişi Heyeti raporunda özetle; ”Davacı şirketin beyan edilen en son 2014 yılı kaydi mali verileri incelendiğini, 2014 yılına göre kaydi değerle göre borca batık olmadığı anlaşılmıştır, ancak davacının bilançosu oluşturulamamıştır. Celp edilen vergi dairesi, ticaret sicil kayıtları incelendiğinde şirketin 2014 yılında kurulduğu ve en son 2015 yılında aktif olarak faaliyetine devam ettiği, 2015 yılından dava tarihine kadar şirketin fiilen var olmadığı anlaşılmıştır. İK …. ve …..’a göre davacı şirketin aciz halinde olduğu değerlendirilmiş, bu durumda kendi iflasını isteyebileceği iflas koşullarının oluştuğu kanatine varılmıştır. Dosyada bulunan delillerin takdir ve hukuksal değerlendirilmesi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, Sayın Mahkemenin ….. Esas Sayılı dosyasında, re’sen seçilen bilirkişi heyeti olarak görevlendirilmekle, dosya tarafımıza teslim edilmiş olup, tespit talebi ile bağlı kalınarak sayın mahkemenizce görevlendirildiğim çerçevede yapılan incelemede tespit edilen bilgi ve belgelere göre,Davacı şirketin, 2014 yılında kurulduğu ve en son 2015 yılında aktif olarak faaliyetine devam ettiği, 2015 vılından dava tarihine kadar şirketin fiilen var olmadığı anlaşılmıştır. İİK 178m. ve m.179’a göre davacı şirketin aciz halinde olduğu değerlendirilmiş, bu durumda kendi iflasını isteyebileceği iflas koşullarının oluştuğu kanatine varılmıştır, dolayısıyla İİK m.178 ve m.179 yönünden doğrudan doğruya iflas koşullarının oluştuğuna” dair tespit ve görüşlerini mahkememize bildirmişlerdir.
Bilirkişi raporu gerekçe ve sonuç itibariyle denetime elverişli, yeterli görülmekle hükme esas alınmıştır.
İİK madde 178’de “Borçlu aciz halinde bulunduğunu bildirerek salahiyetli mahkemeden iflasını isteyebilir. İflasa tabi borçlu aleyhine alacaklılardan birinin haciz yolu ile takibi neticesinde yapılan haciz borçlunun yarı mevcudunun elinden çıkmasına sebep olup da kalanı muaccel ve vadesi bir sene içinde hülül edecek diğer borçlarını ödemeye yetişmiyorsa borçlu derhal aczini bildirerek iflasını istemeye mecburdur. “düzenlemesi yer almaktadır.
Bilindiği üzere bir tacir iki halde doğrudan doğruya, takipsiz olarak kendi iflasını isteyebilir. Bu haller İİK madde 178 ve madde 179’da düzenlenmiştir. İİK madde 178 genel olarak bütün tacirler için geçerli iken, İİK madde 179 sadece sermaye şirketlerine uygulanabilir.
İİK madde 178’e göre borçlu tacir “aciz halinde bulunduğunu” ileri sürerek kendi iflasını isteyebilir. İİK madde 179’a göre ise bir sermaye şirketi “pasifinin aktifinden fazla olduğunu-borca batık olduğunu” iddia ederek kendi iflasını isteyebilir, hatta istemek zorundadır. Aciz hali ile borca batıklık farklı kavramlardır. Borç ödemeden aciz halinde bulunan bir borçlunun pasiflerinin aktiflerinden daha fazla olması gerekmez. Pasifi aktiflerinden fazla olan bir borçlunun ise, biraz güç olmakla birlikte dış finansman elde etmek suretiyle borçlarını ödeyebilecek durumda bulunması, yani aciz halinde olmaması mümkün olabilir. Bir sermaye şirketinin borca batık olması halinde, yönetim organı durumu mahkemeye bildirmeye yalnızca yetkili değil, aynı zamanda mecburdur. Çünkü, bir sermaye şirketinin borca batık olması halinde bu durumun kamu düzenini ilgilendiren bir durum olduğu kabul edilerek emredici hükümlerle bu durumdaki şirket ve kooperatiflerin idare ve temsil ile görevlendirilmiş olan organlarına durumu mahkemeye bildirerek şirketin iflasını isteme görev ve yetkisi verilmiştir. Nitekim İİK madde 345/a’da yönetim kurulu üyeleri ve tasfiye memurlarının şirketin mevcudunun borçlarını karşılamadığını bildirerek şirketin iflasını istemez iseler cezalandırılacakları belirtilmiştir.
Toplanan ve sunulan deliller, müzekkere cevapları, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde;
Somut olayda; uzman bilirkişi tarafından yapılan incelemelerde davacı şirketin kaydi değerlerde yer alan taşıt, stok gibi varlıkların değerlemesi, tespiti yapılamadığından davacı şirket tarafından “Stok ve Maddi Duran Varlıklar” gösterilmediğinden dolayısıyla rayiç değer tespiti yapılamamış ve rayiç bilançonun hazırlanması bu aşamada mümkün olamamıştır. Zira, şirketin aktifinde kayıtlı olan stok, taşıtlar gibi duran varlıkların haczedilme durumu mu söz konusu olduğu veya başkaca nedenlerle şirketten mi çıkarıldığı noktasında da bir bilgiye erişilememiştir. Tüm bu tespitler ışığında davacı şirketin rayiç değerlere göre hazırlanmış bilanço ve şirketin borca batık olup olmadığı hususu tespit edilememiştir.
Tüm bu nedenlerle; Davacı İİK madde 178 borçlunun aciz halinde bulunduğunu bildirerek kendi iflasını istemesine cevaz vermekte ise de, aciz halinden maksat borçlunun muaccel borçlarını sürekli olarak ödemeden yoksun durumda bulunmasıdır. (bkz. Mahmut COŞKUN, Konkordato ve İflas, Seçkin Yayınevi, 2. Baskı, s.739)
Somut olayda dosya kapsamından davacının aciz halinin sürekliliğini gösterir herhangi bir durum tespit edilememiştir.
Bu durumda, davacının borca batıklık iddiasının iflas talebini haklı kılacak kesin ve net somut delillerle tereddüte yer bırakmayacak şekilde ispatı sağlanamamıştır. Davacı verilen sürelere rağmen mahkememize malvarlığına ilişkin alacak borç durumunu bildiri belge kayıtları sunmamış olup mevcut haliyle de kendi defter kayıtlarını dahi sunamamış olup rapora göre hazırlanan bilançoya göre davacı borca batık olup olmadığı tespit edilememiş olup aciz halinin gerçekleşmediği borca batıklığın oluşmadığı anlaşılmakla davacının iflas talebi yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 80,70-TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin KENDİSİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra DAVACIYA İADESİNE,
5-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,

İİK uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2022

Başkan ….
¸e-imza

Üye ….
¸e-imza
Üye ….
¸e-imza
Katip ….
¸e-imza