Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/248 E. 2022/1122 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/248 Esas
KARAR NO : 2022/1122

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16.12.2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında ticari ilişki ve sözleşmeden kaynaklanan ilişki mevcut olduğunu; Bu nedenle davalı ile davacı arasında yapılan sözleşme kapsamında; 25.09.2020 tarihli fatura ile yapılan iş “Tünel İçi Su Boşaltımı/Tahliyesi işine karşılık 150.000,00 TL (ek-2)25.09.2020 tarihli fatura ile yapılan “Tünel İçi Su Boşaltımı/Tahliyesi işine karşılık 300.000,00 TL (ek-3) bedelli faturalar düzenlendiğini, bu faturalar davalı kayıtlarında da mevcut olduğunu, Bağlı Bulunduğu Vergi Dairesi Müdürlüğüne 2020 yılı işbu faturaların davalı tarafından beyan edilip edilmediği sorulmasının mümkün olduğunu, Bu nedenle bu yönde müzekkere yazılması talep edilmiştir. Müvekkil tarafından işin yapılması için davacıya devir edildiği makine ve ekipmanların satışı gerçekleşmiş ve bunlar davalı tarafa fatura edilmiş olduğunu, 13.10.2021 tarih ve …. NOLU fatura ile makine ekipman satışı 300.000,00 TL faturadan kaynaklanan alacak ile 13.10.2021 tarih ve …. nolu 1.005.100,00 TL … Yolu Eksik Kalan işlerin yapım …. inş. yapım işi Hk no 1 ve kesin alacak miktarı olarak fatura edildiğini, ardından Bakırköy …. Noterliğinin 13.12.2021 tarih ve …. yevmiyeli ihtarı ile davalıdan cari hesap alacağı ihtar edilerek ödenmesi talep edildiğini, davalı tarafından düzenlenen ihtarın sistem üzerinden görülmesi üzerine bu kez 13.12.2021 tarih ve …. Nolu fatura ile 25.09.2020 tarihli ve … nolu fatura ile yapılan iş “Tünel İçi Su Boşaltımı/Tahliyesi işine karşılık 300.000,00 TL iade fatura düzenlendiğini, Davalı taraf yine 13.12.2021 tarih ve … seri nolu 150.000 TL bedelli iade faturası ile ile 25.09.2020 tarih ve … nolu faturanın iadesi için fatura düzenlendiğini, bunun üzerine 14.12.2021 tarihli Bakırköy … Noterliğinin … yevmiyeli ihtarı ile bu faturaların kabul edilmediğinin beyan edildiğini beyan ederek davalı tarafından 15.12.2021 tarihinde yukarıda belirtilen … yevmiyeli ihtarlarınha karşılık olarak Ankara …. Noterliğinin … yevmiyeli cevabı ihtarı ile özet olarak … dosya numarası ile arabulucuk anlaşması kapsamında yapılan ödemelerin cari hesapta görünmediğini, kayıtların tutulmasında hataya düşüldüğü şeklinde beyanda bulunulduğunu, davalı şirket ticari ilişkilerinde “dürüstlük” kuralına uygun davranmadığını bu nedenlerle davada , davalının haksız şekilde itirazının bilinçli olup zaman kazanmak amacıyla olduğunu, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini, davalarının kabulü ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile yapılan fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması ile 874.050,00 TL asıl ve takip tarihine kadar 5.693,46 TL reoskont avans faizi olarak toplam 879.743,46 TL takibe yönelik davalının itirazının iptalini, asıl alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; Davacının davalı şirketten muaccel alacağı mevcut olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin dikkate alınması, irdelenmesi ve basiretli tacir olan davacının yükümlülüklerini yerine getirmediği hususlarının değerlendirilmesi gerekmekte olduğunu, söz konusu alacağını fatura ve cari hesaplar ile temellendirmek istemekte ise de faturanın başlı başına bir hükmü ve anlamı bulunmadığını, sözleşme gereği verilmesi gereken kesin teminatın davacı tarafça davalı şirkete sunulmadığını, Sözleşme gereği davacı firmanın kendi sorumluluğunda bulunan işçilerin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uymalarından bizzat sorumlu olduğunu, olası bir kazada kusur gözetilmeksizin tüm zararlar davacı firmaya ait olacağını, davacı firmanın çalışmaları esnasında meydana gelen patlama sonucu kaza meydana geldiğini ve davacı sorumluluğunda bulunan işçilerden biri vefat ettiğini, birinin de yaralandığını belirtmiş olup, vefat eden işçiye dair ailesi tarafından açılmış olan destekten yoksun kalma tazminatı talepli dava Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesi …. Esas dosyasına kaydoldğunu, dava devam ederken ihtiyari arabuluculuk yoluyla anlaşmazlık sonuçlandırıldığını, esas itibariyle taraflar arasındaki sözleşme gereği tamamı davacıya ait olan borcun yarısı iyiniyetli olarak davalı şirket tarafından ödendiğini, Müvekkil şirket tarafından söz konusu ihtara karşı cevap verildiğini, davacı yan tarafından keşide edilen ihtarnamede cari hesap alacağına dayanılmıştır. İhtar ekinde iletilen cari hesabın doğru olmadığının anlaşıldığını, bu hususta cari hesap mutabakatı yapılmasını ve hesapların düzeltilmesi gerektiğini davacı tarafa bildirilmiş oldukları halde davacı tarafın bu husustan imtina etttiğini, yine dosyada mevcut ihtara cevaplarında da belirttikleri üzere davacının sorumluluğunda bulunduğunu öne sürdüğü ve kazaya maruz kalan …. tarafından ikame edilmiş olan Erzurum …. İş Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile ilgili bilgi belge talebinde bulunduğu, sözleşme gereği davacının sorumluluğunda bulunan …. tarafından açılan tazminat davasının devam ettiğini, henüz dosyada anlaşma yahut ödeme yapılmadığını, davanın davalı şirkete de yöneltildiği, sözleşme gereği sorumluluğun davacı üzerinde olduğunu ve bu halde müvekkil şirketin ödeme/haciz riski altında bulunduğunu, derdest dava ile ilgili davacı taraftan bilgi belge talep edilmesine rağmen gönderilmediğini, bu halin sözleşme gereği hakedişlerin muaccel olmayacağını ve uhdede tutulacağının sonucunu doğurduğu hususunun açık olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafça çalıştırıldığı ve kiralama ile benzeri nedenler ile sorumluluğunu üstlendiği personellere ilişkin olarak sözleşme gereği sunması gereken belgeler davalı şirkete sunulmadığını, yine devam eden dava nedeniyle davacının ödememe riski müvekkil şirket üzerinde olduğunu bu hususta da davacı tarafça sözleşmeye uygun hareket edilmediğini, cari hesaplar usule uygun tutulmadığını, fatura konusu işler gereği gibi yerine getirilmediğini, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddi ile takibin devamına, hukuka aykırı icra inkar tazminatı talebinin reddine, iddia alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine tahmiline karar verilmesi gibi karar verilmesini mahkememizden arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, …. Eksik Kalan İşlerin Yapılması …. İnşaatı Yapım İşi için Taşeron olarak hizmet verilmesi şeklinde ticari ilişkiden kaynaklanan İİK 67.madde kapsamında itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; eser sözleşmesi kapsamında davacı tarafın düzenlendiği faturalardan dolayı davacının davalıdan takibe konu faturalardan kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespitinden kaynaklandığı mahkememizce tespit edilmiştir.
Dosyada delil olarak; Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosundan gelen müzekkere cevabı, Tuzla Vergi Dairesinden gelen müzekkere cevabı, Bakırköy … Noterliğinden istenilen bilgi ve belgeler celp edilmiştir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 874.050,00 TL asıl alacak, 5.693,46 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 879.743,46 TL alacak için yıllık %9,00 Yasal Faiz Faiz İle Tahsili talepli olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiği görüldü.
Bilirkişi raporunda özetle; ”Yanlar arasında davacı tarafından davalıya … Yolu Km: 1114600 1194845,31 (… Geçişi ) Ve … Yolu (Km:19-4-000-334-000) Eksik Kalan İşlerin Yapılması …. İnşaatı Yapım İşi” için Taşeron olarak hizmet verilmesi şeklinde ticari ilişki kurulduğu, Davacı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davacının davalıdan 1.305.100,00 TL alacaklı olduğu, bu alacağın 56.050,00 TL’sini verilen teminatlar hesabında davalı borcu olarak takip edip, takip ve dava konusu etmediği, yine ticari defterlerinde kayıtlı olmamakla birlikte, davalının 3. Kişilere tazminat ödemesi olarak yaptığı 375.000,00 TL’yi kabul ettiği, kalan 874.050,00 TL alacağını ise huzurdaki dava konusu icra takibine konu ettiği, Davalı ticari defterlerinde icra takip tarihinde davalının davacıya 914.840,37 TL borçlu olduğu, Davalının borçlu olduğu 914.840,37 TL’nin içerisinde davacının takip ve dava konusu etmediği 56.050,00 TL’ninde bulunduğu, dolayısıyla 858.790,37 TL icra takip tarihinde davalının davacıya borçlu olduğu, yanlar arasında ihtilaf olduğu, ihtilaflı işlemlerin rapor içerisinde değerlendirildiği ve davalının davacı borcuna 15.259,63 TL işlemesinin uygun olmadığının tespit edildiği, dolayısıyla davalının da icra takip tarihinde davacıya 874.050,00 TL borçlu olduğu, Davacının takip öncesi 5.693,46 TL işlemiş faiz talebi olduğu, ancak dava harçlandırmasının asıl alacak üzerinden yapıldığı, dava dilekçesinde ise takip öncesi işlemiş faizin de talep edildiği, Sayım Mahkemenizce davacının takip öncesi işlemiş faiz talep edebileceğine kanaat edilmesi halinde, taleple bağlılık esası gereğince %9 yasal faiz oranı üzerinden yapılan hesaplamada takip öncesi 2.370,71 TL işlemiş faiz hesaplandığı, Davalı tarafından, davacı yanında çalışan ….’nun açmış olduğu tazminat davası devam ettiği için davacının alacağının muaccel olmadığı iddia edildiği, söz konusu kişinin davacı, davalı ve dava dışı … Denizcilik aleyhine 101.000,00 TL bedelli tazminat davası açmış olduğu, söz konusu kişiye ait işe giriş çıkış bildirgelerinden ise dava dışı …. Denizcilik çalışanı olduğunun gözüktüğü, hal böyle olmakla birlikte davacının zaten davalı nezdinde duran ve dava konusu edilmeyen 56.050,00 TL daha alacağı olduğu, yapılan tespitler neticesinde davalının ödememezlik def’inin Sayın Mahkemenizin takdirlerinde olduğu” tespit ve görüşlerini mahkememize bildirmiştir.

DELİLLLER ve YARGILAMANIN ÖZETİ;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Tünel İçi Su Boşaltımı/Tahliyesi işin sözleşme kapsamında davacının düzenlendiği faturalardan ve işin yapılması için davcıya devrediliğini iddia ettiği makina ve ekipmanların bedellerinden dolayı düzenlediği faturalardan dolayı davacının alacaklı olup olmadığı davalının iade faturası düzenlemekte haklı olup olmadğı dava dışı işçi tarafından açılan davanın bu davya etkisi ve davacının sözleşme hükümlerine uygun davranıp davranmadığı noktasındadır.
HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13/07/2011 tarihli kararında “Hemen belirtmelidir ki, satılanın tesliminin “hukuki işlem” niteliğinde olup, buna ilişkin savunmanın hangi delillerle kanıtlanabileceğinin belirlenmesinde, hukuki işlemlerin varlığının kanıtlanmasına ilişkin genel usul hukuku kurallarının (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 288 ve devamındaki hükümler) göz önünde tutulması gerekir.
Tüm bu açıklamalar davalı beyanları ödemezlik defi gibi hususlara göre Davacı ispat yükü bu sebeple davacı üzerindedir.
Bu kapsamda sunulan deliller dava dışı işçinin açtığı alacak davası vergi dairesinde gelen yazı cevapları dikkate alınarak HMK 266.made kapsamında bilirkişi eliyle HMK 222.madde uyarınca resen tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi yoluyla uyuşmazlığın çözümü için bilirkişiye başvurulmuştur.
Davalı taraf davacının öncelikle edimini yerine getirmediğini müvekkili şirketin de davalı olarak bulunduğu davacı sorumluluğunda bulunan … tarafından açılmış olan davada 1.000-TL maddi 100.000-TL manevi tazminat istenmiştir. Dava dışı işçinin maluliyet durumu, maluliyet oranı, aylık geliri gibi birçok etken tazminat miktarını belirleyecek ve yine bilindiği gibi tüm davalılar müşterek müteselsil sorumlu kabul edilecektir. Bu halde en az maluliyette dahi bir iş kazası sonucunda dosya kapak hesapları 1.000.000,00-TL’yi bulmakta olduğunu Müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen sözleşme de dikkate alındığında tamamen davacı sorumluluğunda bulunan bir borcun müvekkil tarafından ödenmesi ihtimali bulunmakta olup, davacı ile yapılan sözleşmede de açıkça bu hususun teminat ve hakedişlerin ödenemeyeceği sonucunu doğuracağı kararlaştırıldığını bu sebeple ödemezlik defini ileri sürmüştür.
Buna taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde Davacı ile davalı arasında kurulan sözleşme ilişkisine göre;
Madde 18: “TAŞERON’a ücret tahakkuku, işbu Sözleşmede belirtilen koşulların, ya da belirtilmemiş olsa bile TAŞERON’a ait tüm yükümlülüklerin (ANA SÖZLEŞME’den doğan yükümlülükler dâhil) yerine getirilmiş olması kaydıyla; her ay TAŞERON tarafından hazırlanarak MÜTEAHHİT’a tevdi olunacak hakediş raporunun MÜTEAHHİT tarafından kontrol edilmesini, onaylanmasını ve gerektiğinde hakediş raporları ve/veya bozuk, hatalı imalatlar düzeltildikten sonra, hakediş raporunun kabulünü takiben; tahakkuk etmiş bedelden, varsa;- Nakdi Teminat Kesintisi, – Avans kesintisi, – Akaryakıt kesintisi, – Ziyan edilen malzeme kesintisi, -Ana Sözleşme gereği İdarenin yapacağı ve diğer tüm kanuni ve sair kesintiler ile iş bu sözleşmenin ilgili maddeleri gereği İşveren tarafından yapılan diğer kesintiler yapıldıktan sonra fatura karşılığı hakedişe paralel olarak Taşerona ödenecektir.” denmiştir.
Öncelikle defter incelemesi sonucunda 2021 yılında davacı tarafından davalıya 13.10.2021 tarihinde 1.005.100,00 TL’lik hakediş
faturası düzenlenmiş, yine 13.10.2021 tarihinde 300.000,00 TL’lik makine ekipman faturası
düzenlenmiştir. Yani 2021 yılında davacı tarafından davalıya toplam 2 adet 1.305.100,00
TL’lik fatura düzenlenmiştir. Söz konusu faturalar davalı ticari defterlerinde de kayıtlı olup
davacının 2021 yılında davalıya kestiği 1.305.100,00 TL’lik faturalar yönünden yanlar
uyuşmazlık yoktur. Davacı davalıdan olan alacağının 56.050,00 TL’lik kısmını verilen depozito ve teminatlar
hesabına almış ve 56.050,00 TL’lik alacağını takip ve dava konusu etmemiştir. Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesinde 16.12.2020 tarihinde davacı ve davalı aleyhine, dava
dışı kişiler tarafından ikame edilen iş kazası nedeni ile tazminat talepli davada, tarafların
anlaşması neticesinde davadan feragat edilmiştir. Davalı tarafından dava dışı kişilere
12.000,00 TL arabuluculuk ücreti ve 750.000,00 TL tazminat ödemesi yapılmıştır. Davalı bu
ödemelerden %50 oranında olmak üzere davacıya 375.000,00 TL + 6.000,00 TL ödeme olarak
borç kaydı işlemiştir. Davacının davalıdan 1.249.050,00 TL alacaklı gözükürken dava konusu takibe 874.050,00 TL
konu etmesinden 1.249.050,00 TL – 874.050,00 TL = 375.000,00 TL davacı adına dava dışı
kişilere yapılan ödemeyi kabul ettiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla yanlar arasında yukarıda tespit edilen ihtilaf 390.259,63 TL – 375.000,00 TL
davacının kabul ettiği = 15.259,63 TL ihtilaf kalmıştır.
Davalı tarafından iş kazası nedeniyle tarafların ödemek zorunda kaldığı tazminatla ilgili
olarak ödenen 12.000,00 TL arabuluculuk ücretinin yarısı olarak davacı borcuna 6.000,00 TL
kayıt işlenmiştir. Ancak davacı tarafından, söz konusu dava ile ilgili olarak 20.09.2021
tarihinde arabulucu …’a 12.000,00 TL ödendiğine ilişkin dekont ibraz
edilmiştir. Bir diğer ifade ile davacı da kendi payına düşen 12.000,00 TL arabuluculuk
ücretini kendisi ödemiştir. Dolayısıyla davacı borcuna 6.000,00 TL ödeme kayıt edilmesi uygun düşmemektedir.
Davalı tarafından, dava dışı …. Maden A.Ş.’nin dava dışı ….’e ödediği
4.390,89 TL + 1.908,68 TL + 2.960,06 TL olmak üzere toplam 9.259,63 TL davacı borcuna
işlenmiştir. Gerek ödemeleri yapanın davalı değil dava dışı …. Maden olması gerekse,
….e yapılan ödemelerin davacı adına yapıldığına ilişkin ödeme dekontlarında
herhangi bir şerh olmaması nedeniyle, davalının davacı borcuna 9.259,63 TL işlemesini yerinde görülememiş ve sonuç itibariyle Davacı ticari defterlerinde davalıdan olan alacak 1.249.050,00 TL – 375.000,00 TL
davacı adına yapılan ödeme 874.050,00 TL davacının davalıdan alacaklı olduğu kanaatine
varılmıştır. Davalı ticari defterlerinde de davacıya gözüken borç 858.790,37 TL (56.250,00 TL
dava konusu edilmeyen alacak borçtan düşülmüş hali ile) + davalı alacağı olarak
değerlendirilmeyen 15.259,63 TL ödeme = 874.050,00 TL davalı da davacıya borçlu
olmaktadır.
Dava dışı … tarafından Erzurum …. İş Mahkemesi …E. sayılı dosya ile
03.03.2021 tarihinde davacı, davalı ve dava dışı … Denizcilik aleyhine iş kazası nedeniyle 101.000,00 TL talepli tazminat davası ikame edilmiştir. Davacı tarafından …’ya ilişkin işe giriş çıkış bildirgeleri ibraz edilmiştir. İbraz edilen belgelerin
incelenmesinde ….’nun 21.08.2020 tarihinde dava dışı …. Denizcilik’te
işe başladığı, 19.07.2021 tarihine kadar aynı şirkette çalışmaya devam ettiği ve 19.07.2021
tarihinde işten ayrıldığı tespit edilmiştir. Yani sunulan belgelere göre söz konusu kişi davacı
yanında çalışmamış olduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak davalı taraf davacı tarafça düzenlenen faturaları defterlerin kayıt ettiği gibi süresinde de itiraz etmediği anlaşılmış olup dava ve savunma öncesinde de işin yapılmadığı veya eksik yapıldığı yönünde makul süresi içinde ihtarnamesinin olmadığı anlaşılmıştır. Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Faturanın TTK.da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika’ olarak tanımlanmıştır. TTK 21/1.maddesine göre, ‘Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” TTK 21/2.maddesine göre ‘Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır’. Sonuç olarak davalının davacının edimini yerine getirmediği savunması yerinde görülememiş olup Dava dışı …’nun açtığı dava bakımından da davacıya karşı açılmadığı gibi dava dışı şirkette kaydının olduğu dikkate alındığında bu davadan davacıyı sorumlu tutmak da mümkün görülmediğinden davacının yaptığı ödemeler ve takip bakımından konu ettiği alacak miktarı defter kayıt ve ödemelerle uyumlu olduğu dikkate alınarak asıl alacak olan 874.050 TL bakımından takipte sözleşme ve ekipman bedeli olarak alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Son olarak davacı takipte işlemiş faiz talep etmiş ise de 6098 sayılı TBK 117.maddeye göre temerrüt faizi talebi için taraflar arasında yazılı bir sözleşme, teamül haline gelmiş faiz uygulaması ve alacaklının borçluyu temerrüde düşürücü her hangi bir ihtarının bulunmadığı gözetildiğinden 6102 sayılı TTK’nun 1530. maddesi kapsamında da işlemiş faiz talep edemeyeciği anlaşılmış olup davacının işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle , yukarıda anılan gerekçelerle davacının takipte asıl alacak bakımında kısmen alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabul kısmen reddi ile -Davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı Takip Dosyasına yaptığı itirazın asıl alacak bakımından iptali 874.050,00 TL olarak takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin işlemiş faiz miktarı yönünden itirazın iptali talebinin reddine ,hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz (%9) oranının uygulanmasına, alacağın faturaya dayalı ve likit bir alacak olması nedeniyle İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve davacı yararına hesaplanan 175.284,14 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
2-Davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 874.050,00 TL asıl alacak ve 2.370,71 TL işlemiş faiz yönünden İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMINA,
3-Davacının fazlaya ilişkin işlemiş faiz miktarı yönünden itirazın iptali TALEBİNİN REDDİNE,
4-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz (%9) oranının uygulanmasına,
5-İtirazın iptaline karar verilen miktar üzerinden alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davacı yararına hesaplanan 175.284,14 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 60.095,27-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 10.625,10-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 49.470,17-TLharcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
7-Davacı tarafından ödenen 80,70-TL başvurma harcı, 10.625,10-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 114.406,28-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,

9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesine göre davanın red edilen miktarı dikkate alınarak davalı yararına tayin ve takdir olunan 3.322,75-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
10-Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi ücreti, tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.413,25-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.404,14-TL davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
11-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 1.554,11-TL ‘sinin ise davalıdan, davanın red oranına göre hesap edilen 5,89-TL’sinin davacıdan, tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
12-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
13-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2022

Başkan ….
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Üye …
¸e-imza
Katip …
¸e-imza