Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/208 E. 2022/380 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/208 Esas
KARAR NO : 2022/380

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2022
KARAR TARİHİ : 04/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … ve dava dışı … , … , …. … Mah. … Cad. Dış Kapı No: … Başakşehir/İstanbul Adresinde bulunan …. SAN. VE TİC. A.Ş. Firmasının kurucu ortağı olduğunu,
müvekkillerin bahsi geçen firmanın içerisinde kiracı olarak faaliyetlerini yürüttüklerini, müvekkillerin Davalının ortağı olduğu iş bu işletmenin içerisinde …. isimli işletmeleri ile kiracı olarak faaliyetlerini sürdürmekteyken müvekkillerin aylık olarak 28.000 TL kira ödenmesi hususunda davalı ile anlaştığını ve birkaç kirayı bu meblağ üzerinden ödediklerini, kiracılık durumunun hernekadar resmi kira sözleşmesi olmasa da şüpheliler bu resmi kira sözleşmesinin vergisel anlamda sorun yaşatacağını beyan etmesi üzerine müvekkillerin üzerinde baskı kurarak şifahi olarak devam ettirdiklerini, ancak bu durumun işi iyice çıkılmaza sürüklediğini, kira alacaklarını güvence altına almak için müvekkillerinin mallarına el koyarak zorla senetler imzalattıklarını, bu müddet içerisinde davalı ve dava dışı diğer kişiler kira alacaklarında hiçbir aksama yaşamadığını , tüm kira alacaklarını kıymetli evrak veya nakit ödemeler ile aldıklarını, müvekkillerin birgün işe geldiklerine kendilerine tahsis edilen ve üretim yaptıkları yerin boş olduğunu ve kendilerine ait demir ham maddenin dükkanda olmadığını gördüklerini, hırsızlıktan şüphelenen müvekkillerin derhal davalı ve dava dışı diğer kişilere müraacat ettiğini, şahısların müvekkillerinin mallara el koyduklarını ve doğmamış kiraları için 6 aylık ekte sunulu senetleri imzalamalarını aksi takdirde mallara el koyacaklarını söylediklerini, müvekkilerin şifahi ikna çabalarının sonuçsuz kaldığını ve davalı ve dava dışı kişiler adına sıralı olarak tam kira bedeli olan 28.000 TL bedelli 7 adet 2 aylık doğmuş kira alacağına ilişkin 1 adet 61.397 TL bedelli senedi zorla ve baskı altına düzenlemek zorunda kaldıklarını, zorla ve baskı ile düzenlenen bu senetlere davalı ve diğer şahıslarca el konulduğunu, müvekkillerine zorla ve tehdit ile düzenlenen senetlerin 03.11.2021 düzenleme 08.11.2021 vade 61.397 TL bedel … Lehtar, 03.11.2021 düzenleme 08.12.2021 vade 28.000 TL bedel … Lehtar, 03.11.2021 düzenleme 08.01.2022 vade 28.000 TL bedel …Lehtar
, 03.11.2021 düzenleme 08.02.2022 vade 28.000 TL bedel … Lehtar, 03.11.2021 düzenleme 08.03.2022 vade 28.000 TL bedel … Lehtar, 03.11.2021 düzenleme 08.04.2022 vade 28.000 TL bedel … Lehtar, 03.11.2021 düzenleme 08.05.2022 vade 28.000 TL bedel …Lehtar
, 03.11.2021 düzenleme 08.06.2022 vade 28.000 TL bedel … Lehtar şeklinde aynı düzenleme tarihli aynı bedelli ve sıralı olarak 4 ortak arasında farklı şekilde senet düzenletildiğini ve kanunu dolanmak maksadının da taşıdığı açıkça anlaşıldığını, halbuki müvekkillerinin şahıslar ile kira ilişkisi dışında hiçbir ticari faaliyetlerinin de olmadığını, 2 tanesi tahsil edildiğini ve iade edildiğini diğerlerinin şahıslarda kaldığını, biri davalı adına olan 61.397 TL bedelli bono , diğeri 28.000 TL bedelli dava dışı …. adına olan 2 senet tahsil edildiğini ve şahıslar tarafından iade edildiğini, ayrıca dava dışı … şirketin muhasebe işleri ile ilgilendiğinden müvekkilinin vermiş olduğu birçok kiralara ait ödemelere ilişkin çeklerin elden teslim aldığını, öncelikle açılacak icra takibini tek başına durdurmaya yeterli olmadığı , söz konusu çek bedelinin %15’ini temsil eden kısmın teminat gösterilmesi karşılığında, ivedi olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, tedbire istinaden …. Bankası ateştuğla şubesine müzekkere yazılarak 03.11.2021 düzenleme 08.06.2022 vade 28.000 TL bedel … adına düzenlenen senede bloke konulmasını ve protesto edilmemesi için tedbir kararı verilmesini, davalı tarafa zorla baskı ile tehdit ve mala el koyma neticesinde ikrah ile elden teslim etmiş olduğumuz 03.11.2021 düzenleme 08.06.2022 vade 28.000 tl bedelli senedin , bedelsiz kaldığının tespiti ile karşı tarafa senette yazan miktar bakımından borçlu olmadığımızın tespitine, avukatlık ücreti ile mahkeme masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın ticari ilişkiye dayanmakla birlikte, menfi tespit davası şeklinde açıldığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, bir an olsun görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu düşünülse de dahi, dava usul yönünden redde mahkum olduğunu, Asliye ticaret mahkemelerinde arabuluculuk yolunun tüketilmesinin zorunlu olduğunu, huzurdaki davanın görevli mahkemede açılmadığı gibi, arabuluculuk yolunun tüketilmediğini, bu nedenle davanın usul yönünden reddi gerektiğini, davacının dava dilekçesindeki iddialarının kabul edilmediğini, cevap dilekçesi ekinde sunulacak delillerde, bu iddiaların soyut iddiadan ibaret olduğununun ispatlanacağını, müvekkili tarafından herhangi bir zorlama olmadığı gibi yapılan işlemin usul ve yasaya da uygun olduğunu, tarafların hükümleri açıkça belirlenmiş bir sözleşme imzaladıklarını, hemen akabinde aynı gün dava konusu senedi düzenlediklerini, bu sözleşmede kiranın senet ile ödeneceğinin açıkça belirtildiğini, herhangi bir zorlama olmadığının sarih olduğunu, sözleşme ve senetlerin imzalanması tarihinden aylar geçtiğini fakat herhangi bir itirazın gelmediğini, davacıların ödeme güçlüğüne düştüklerinde müvekkillerine çamur atarak ödeme yükümlülüğünden kurtulmayı amaçladıklarını, bu nedenlerle öncelikle davanın usul yönünden reddine, mahkeme aksi görüşte ise esas yönünden reddine , ihtiyati tedbir talebinin reddine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Talep eden talebine 03.11.2021 düzenleme 08.11.2021 vade 61.397 TL bedel … Lehtar, 03.11.2021 düzenleme 08.12.2021 vade 28.000 TL bedel … Lehtar, 03.11.2021 düzenleme 08.01.2022 vade 28.000 TL bedel …Lehtar, 03.11.2021 düzenleme 08.02.2022 vade 28.000 TL bedel … Lehtar, 03.11.2021 düzenleme 08.03.2022 vade 28.000 TL bedel … Lehtar, 03.11.2021 düzenleme 08.04.2022 vade 28.000 TL bedel … Lehtar, 03.11.2021 düzenleme 08.05.2022 vade 28.000 TL bedel …Lehtar, 03.11.2021 düzenleme 08.06.2022 vade 28.000 TL bedel … Lehtar olan senetleri konu etmiştir.
Mahkememizce Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosuna … soruşturma sayılı dosyasının celbi için müzekkere yazılmış, müzekkereye verilen cevabın ve dosyanın incelenmesinde; müştekinin, … ve … olduğu, Şüphelilerin ….San. Ve Tic. A.ş. Yöneticileri …, …, … ve …. olduğu, suçun yağma, hırsızlık, mala el koyma ve tehdit olduğu, soruşturma dosyasının halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava kambiyo senetlerinden ötürü menfi tespit davasıdır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu açıklamalardan sonra somut olayımıza dönecek olur isek, kambiyo senetleri illetten mücerret senetler olup, bu tür senetlerden kaynaklı davalarda görevli mahkemeler her ne kadar genel kurala göre Ticaret Mahkemeleri olsa da olayımızda uyuşmazlık konusu kambiyo senedinin kira ilişkisinden kaynaklı muhtemel borçlara teminat amacıyla davalıya verildiği, kira ilişkisinin her iki tarafın kabulünde olduğu, davalı tarafından sunulan kira sözleşmesinin bir suretinde ödemelerin senet ile yapılacağının hüküm altına alındığı, senet bedeli ile kira bedelinin miktar olarak uyuştuğu göz önüne alındığında uyuşmazlığın kira sözleşmesine konu senetlerden oluşması nedeniyle artık illetten mücerretlikten bahsedilemeyeceği, asıl hukuki ilişkinin kira sözleşmesinin uygulanmasından kaynaklandığı, neticede asıl ilişkinin kira ilişkisinden kaynaklı olduğu, kira ilişkisinde kaynaklı uyuşmazlıklarda görevli mahkemelerin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla dava hakkında usul yönünden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 04/04/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza