Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/166 E. 2022/989 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/166 Esas
KARAR NO : 2022/989 Karar

DAVA : Tazminat (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 04/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket yetkilisi ….. ile davalı ….. Dış Ticaret Ltd. Şti arasında varılan anlaşma sonucunda 30.09.2019 tarihinde davalı firmanın müvekkilinin ….. şehrinde bulunan ….. fabrikasından yüklenecek diyet ürünlerinin Türkiye’ye taşınması için görüşmeler yapıldığını ve 12.12.2019 tarihinde yüklenmesi gereken ürünlerin gecikmeli olarak 19.12.2019 tarihinde yüklendiğini, ürünler anlaşılan tarihten çok sonra Türkiye’ye getirilmişse de Türkiye-İstanbul’a gelen ürünlerin gümrükten geçerek teslim alınabilmesi için gerekli olan ….Sertifikası’nın kaybedilmesi sonucunda davalı tarafça davacı müvekkili ve firmasının mağdur edildiğini ve müvekkili firmanın hem maddi hem manevi anlamda çok büyük zarara uğratıldığını, 12.12.2019 tarihinde yüklenmesi gereken müvekkili firmaya ait ürünlerin, davalı ….ın umursamaz tavırları sonucunda 19.12.2019 tarihinde yüklendiğini, müvekkili firmanın 1.750 adet … ve 1.750 adet …. olmak üzere 3.500 adet ürünü ….. şehrinde bulunan …..‘den Türkiye’ye getirtmek için sipariş verdiğini ve 12.12.2019 tarihinde …..’de bulunan …. fabrikasından bu ürünlerin taşıma işi için davalı şirkete 30.09.2019 tarihinde başvurduğunu, davalı şirketin ise her ne kadar ürünler 12.12.2019’da yüklenecek olsa da 1 gün önce yani 11.12.2019’da maliyet hesabı yaparak müvekkiline bildirdiğini, müvekkilinin sürekli davalı yana ulaşmaya çalıştığını, iki gün üst üste acil kodlu mesajlar attığını ve en sonunda davalı tarafın yetkilisi … in müvekkili şirkete dönüş yaptığını ve ’’bize güvenin bana ve ekibime güvenin’’ gibi cümlelerle müvekkili şirket yetkilisini geçiştirdiğini, 16.12.2019 tarihinde tekrar aracın plakası ile ilgili bilgi isteyen müvekkiline davalı şirket tarafından yine cevap olarak haber vereceklerinin söylendiğini ve 18.12.2019 tarihinde müvekkilinin ısrarlı aramasına ve mesajlarına çok sonra cevap veren firmanın en sonunda yüklemenin gecikmeli olacağını göndermiş olduğu mailde ilettiğini ve “Saati lütfen 18.12 tarihli 12-14 arası olarak belirtelim, Noel öncesi inanın araç tedariki çok zor ve bölge de çok ters. Yardımcı ve destek olmaya çalışıyoruz ancak her ihtimali de göz önüne alarak bilgi vermek durumundaydım. Gecikme için çok özür dileriz. Yarın kesin olarak 12-14 arası araç orada olacaktır , daha erken gelmesi de çok yüksek ihtimal ancak size mahcup olmamak adına ve veteriner ekibinizi bekletmemek adına bu saatleri garanti olarak belirtebiliyorum” diyerek gecikmeyi de ikrar ettiğini, davalı tarafın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak ürünleri taşıyacak olan aracın plakasının önem derecesi kendisine aktarıldığı halde plakayı yüklemeden bir kaç gün önce değiştirdiğini, müvekkilinin sipariş ettiği iki üründen biri olan …. için gerekli olan veteriner sağlık sertifikasının ürün yüklenmeden iki gün önce alınan bir sertifika olduğunu ve bu sertifika alındıktan sonra 72 saat içinde ürünün yola çıkması gerektiğini, ayrıca Veteriner Sağlık Sertifikasının üzerine plaka yazılmasının zorunlu olduğunu, müvekkilinin davalı tarafa iletmiş olduğu mailde ” Gümrükçünüze veteriner sağlık sertifikasını hazırlatırken aşağıdaki uyarıları göz önünde bulundurmanızı rica ederim. Ürün yükleme tarihi ile veteriner sağlık sertifikası tarihi arasında maksimum 2 gün olmalıdır. Veteriner sağlık sertifikasının geçerlilik süresi sertifikada belirtilen süre kadardır. Sertifikada süre belirtilmediği takdirde, sertifikanın düzenlendiği tarihten itibaren, havayolu ile gelen sevkiyatlarda yedi gün, karayolu ile gelenlerde onbeş gün, demiryolu ile gelenlerde otuz gün, denizyolu ile gelenlerde altmış gün geçerlidir” şeklinde belirtildiğini, ilk etapta davalı şirketçe kararlaştırılan …. plakalı aracın daha sonra sunulan mail kayıtlarından da görüleceği üzere …. olarak değiştirildiğini, Veteriner Sağlık Sertifikasına müvekkilinin öngörüsü sonucu ilk bahsedilen plaka …yazılmadığını, 1.750 adet … ürününe ait asıl sağlık sertifikasının davalı tarafça kaybedildiğini ve asıl sağlık sertifikası olmadan ürünlerin günlerce gümrükten çıkarılamadığını, bunca tersliğe rağmen araca yüklenen ürünlerin gümrükte incelenmesi ve evraklarının tam ise numune alınarak ürün sahibine verilmesi için Kapıkule Gümrük’e getirildiğini ve numune alınmasının beklenmesi için Gümrükteki Antrepo’ya indirildiğini, ürünler Antrepo’ya geldiğinde ise Almanya’dan araç sürücüsüne verilen 1.750 adet … ürününe ait asıl sağlık sertifikasının olmadığının görüldüğünü, müvekkilinin yine davalı şirket yetkilisi olan ….ile olan maillerinde dava konusu olan Asıl Sağlık Sertifikası evrağının görüntüsünü istediğini ve davalı şirket yetkilisinin de “orjinalleri direkt kargo yapıldı gümrükçünüze” diyerek Türkiye’ye ulaşan evrağın kendi acenteleri tarafından kargolandığını beyan ettiğini, müvekkilinin davalı şirkete kargonun akıbetini sorduğunu ve davalı şirketin de sunulan maillerden görüleceği üzere müvekkiline …. Kargo …. şubesi ile gönderildiğini söylediğini, müvekkilinin uzun uğraşlar ve kendi çabaları sonucunda ….. Kargo … Şubesi ile gönderilmediğini öğrenerek 28.12.2019 tarihinde davalı şirketten acilen acentanın kargo takip numarasını istediğini, davacı müvekkilinin şoförün numarasını istemişse de müvekkiline bu konuyla ilgili herhangi bir geri dönüş yapılmadığını, her ne kadar davalı şirketin kendi personelleri tarafından ürünün Taksim ya da Beylikdüzü’nden kargolandığını söylese de müvekkilinin uzun uğraşları sonucunda Esenyurt’tan gönderildiğini öğrendiğini ve kargolanan evrakların içinde …. Sertifikası’nın olmadığını gördüğünü, Almanya’dan ürünün araca yüklenmesinden sorumlu olan ….’in, 19.12.2019 tarihindeki yani ürünlerin Almanya’dan araca yüklendiği sırada göndermiş olduğu mailde ” Arac cikisi tamamlanmis olup, onayli saglik ve veterinerlik sertifikalari ektedir. Orijinaller arac sürücüsüne verilmistir.” diyerek orijinal evrakların araç sürücüsüne verildiğini belirttiğini, davalı tarafın sertifikanın kargoda kendi personellerince kaybedildiği günden sonra müvekkilinin neredeyse hiçbir mesaj ve mailine cevap vermediğini, müvekkili şirketin sipariş ettiği ve asıl sağlık sertifikası kaybedilen ürünlerin bir başlangıç ürünü olduğunu ve o ürün kullanılmadan diğer ürünlerin kullanımına geçilemeyeceğini, ürünlere ait … Sertifikası’nın kaybolması sonucunda bu sertifika olmadan ürünün piyasaya çıkarılması yasal olmadığı için müvekkilinin 1.750 adet … ürününü yaklaşık 1 buçuk ay antrepoda bekletildiğini, müvekkilinin davalı yanın bu sorumsuz ve dikkatsizliği ve devamındaki ilgisizliği nedeniyle normalde diğer ürünleri teslim aldığı tarih olan 13.01.2020 tarihinden itibaren yaklaşık 1 ay boyunca davalı şirketin asıl sağlık sertifikasını kaybetmesi sonucunda ürünün piyasaya çıkarılamaması sebebiyle 07.02.2020 tarihinde fazladan 1.700 TL kadar Antrepo kirası vermek zorunda kaldığını, müvekkilinin halihazırda 11.853 kişilik şirket datası bulunmakla birlikte bu ürünü bekleyen birçok müşterisi bulunmaktayken ürünün sağlık sertifikasının kaybedilmesi sonucunda müvekkilinin müşteri çevresiyle sorunlar yaşadığını ve hatta bu ürünü bekleyen çoğu müşterinin de ürünü almaktan vazgeçtiğini, bu ürüne ait sağlık sertifikasının kaybedilmesi sonucunda müvekkilinin neredeyse tüm satışının durduğunu ve birçok müşterisini bu gecikmeden dolayı kaybettiğini, müvekkili şirketin bu ürünün geleceği tarihe göre şirketin tüm ekonomik değerlendirmesini yapmış olduğundan ürünün fazladan 1 ay kadar bir zaman Antrepo’da kalmış olması sebebiyle şirketin yaklaşık 1 buçuk aylık kar etme ve kazanç değerinin yok olduğunu, …. ürününü satışa çıkaramadığı için premiumdiet-regular ve diğer devam ürünlerinin de satışında problem yaşadığını, müvekkilinin hem maddi olarak hem de kaybettiği müşteri çevresi olarak çok büyük zarara uğradığını, müvekkili şirketin gelir kaynağı olan bu ürünlerin 1buçuk ay kadar piyasaya çıkaramayışı sebebiyle şu an şirketin çok büyük satış kaybının mevcut olduğunu, müvekkilinin … Sertifikası’nı Almanya’dan ürünleri ithal ettiği şirketten tekrar istediğini ve günler sonra kendi çabalarıyla yeniden bu sertifikayı elde ederek ürünleri antrepodan çıkarabildiğini, müvekkili şirketin bu ürünlerin Türkiye’deki tek yetkili firması olduğu, ürünlerin niteliği gereği hızlı bozulabilen ve en çok karı ilk geldiği dönem yapılan bir ürün olması sebebiyle ürünlerin fazladan 1 ay boyunca asıl sağlık sertifikası davalı yanca kaybedilmesinden dolayı piyasaya çıkamamış olmasının müvekkili şirketi maddi olarak olumsuz etkilediğini ve şubat ayında zam yapmayı planladığı ürünleri daha fazla müşteri kaybı yaşamamak adına eski fiyatından satmak zorunda kaldığını, müvekkili şirketin 1 Şubat 2020’den itibaren aslında ürünlerini eski fiyatı olan 200 TL yerine 240 TL’ye satacakken ne yazık ki ürünlere ulaşmayı planladığı tarihten çok sonra ulaşmış olması sebebiyle müşteri çevresinde daha fazla olumsuz intiba oluşturmamak adına yine eski fiyatı üzerinden satış yapmak zorunda kaldığını, müvekkili şirketin herkesçe bilinen ve alanında uzmanlaşmış bir şirket olduğunu, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışla ve ticari ilişkilerde önem arz eden basiretli iş adamı gibi davranmak genel ilkesini de ihlal ederek müvekkili şirketi maddi ve manevi zarar uğratan davalı şirket hakkında iş bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu iddia ederek; şimdilik 1000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacının Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … E.sayılı dosyası ile aynı davayı daha önce açmış olup, dosyayı takipsiz bıraktığını ve dosyanın kesinleştiğini, müvekkili davalı şirketin davacının gerçekleştirmek istediği taşımanın bedeli olarak fiyat bilgisini ve taşımanın yapılacağı bölgeye gidebilecek araçların azlığını ve gerekli organizasyonun sözleşmenin akdedilmesinden sonra gerçekleştirilebileceğine ilişkin gerekli bilgileri davacı firma yetkililerine 11.12.2019 tarihinde ilettiğini, bu doğrultuda varılan mutabakat ile araç organizasyonunun yapıldığını, nakliyenin yapılacağı Leipzig bölgesinin Almanya’da çok ters bir bölge olması, davalının taşınacak ürünlerinin parça eşya olması, yapılacak olan taşımanın sadece davacı için değil diğer taşınması planlanan başka firmaların eşyaları için uygun bir gün olması, bu sebeple her istenilen zaman araç tedariki yapmanın zor olması ve boşaltma yapan bir aracın yükleme sahasında yönlendirmenin tüm günün tamamını kapsayacak zaman almasının davacı tarafça da bilinen bir durum olduğunu, bunun yanında taşınacak olan navlunların sağlık sertifikalı taşınması ve bu sertifikaların taşıyan araç plakalarına işlenmesi sebebiyle hiç bir tır tedarikçisinin aracına gıda yüklemesi yapmadığını, bu durumun varlığı karşısında zaten araç bulma zorluğu yaşayan davacının, müvekkili firmayı tercih ettiğini, taşınacak olan ürünlerin veteriner sertifikasının plakaya işlenmesi zorunluluğu sebebiyle davacıya ilk verilen plakalı araçta boş yer bulunmaması ve bu araçta sağlık sertifikalı ürün kabul edilmemesinin yüklemenin başka bir araç ile 19 Aralık tarihinde yapılmasına sebep olduğunu, bir kaç gün içerisinde davacıya yeni araç plakası bildirildiğini ve ilgili yüklemenin sağlık sertifikasının geçerli olacağı 15 gün içerisinde ilgili Türkiye gümrüklerine varışının sağlandığını, ilgili whatsapp konuşmalarında da müvekkiline güvenilmesi ve bu konuda ilgili yüklemeler için başka bir tedarikçi sağlanacağının da bildirildiğini, yeni bildirilen plaka tarihinin 17 Aralık 2019, yüklenme tarihinin 19 Aralık 2019 ve Türkiye Cumhuriyeti gümrüklerine geliş tarihinin 26 Aralık 2019 olduğunu, ekte sunulan maillerden tüm bu bildirimlerin ve tarihlerin görüleceğini, alınacak bilirkişi raporunda da iş bu gecikmenin makul ve normal bir durum olduğu ve mutabakat sonucu belirlendiğinin de ortaya çıkacağını, taşıması yapılan ürünlerle ilgili sağlık sertifikasının da bulunduğu düşünülen zarfın tedarikçi tarafından şoföre kapalı zarf içerisinde verilmiş olduğunu, ilgili zarfı ne tedarikçinin, ne aracın şoförü ne de müvekkili şirketin açma yetkisi bulunmadığını, ilgili evrakın kapıkule sınır kapısında gümrükçü firma Bilge gümrüklemenin yetkilisi … ’a elden teslim edildiğini, ayrıca bu evrağın zarf içerisinde çıkmamasının müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, tamamen gönderici ve alıcı firmayı ilgilendiren bir mesele olduğunu, müvekkili firmanın tek sorumluluğunun kapalı zarf içerisinde verilen evrakın doğru şekilde alıcı firma yetkilisine veya gümrükçüsüne vermek olduğunu, evrakların kapalı zarf üsülüne göre verildiğinden zarf içindeki evrakların kontrol edilmesinin söz konusu olmadığını, sorumlu olması gereken gönderici firmanın, davacının açmış olduğu tazminat davasında davalı olarak gösterilmediği gibi bu firmanın orjinal sağlık serfitikalarını zarfa koyduğunu gösteren somut herhangi bir delil de sunulmadığını, davacının dilekçesinde beyan ettiği mail yazışmalarının da dosyada yer almadığını, dava dilekçesinde bahsedilen ve kargoya verildiği belirtilen evrakların aslında sağlık sertifikası olmadığı, uluslararası taşımacılıkta kullanılan ATR adı ile alınan belgelerin olduğunu, davacının haklılığını ortaya koymak adına gerçek olmayan iddialarda bulunduğunu, davacının asıl sağlık sertifikasının araç sürücüsünde olması gerekliliğini savunup hem de kargo ile gönderilenlerin asıl sağlık sertifikası olduğunu söyleyerek kendisi ile çeliştiğini, iş bu davaya konu tazminata müvekkilinin hiç bir kusurlu davranışının sebep olmamasına karşın davacının sırf taşımadan kaynaklı ödemeyi yapmamak için yaşanılan aksaklığının müsebbibi olarak müvekkilini addettiğini ve ürünlerin Türkiye’ye getirilmesi işlemini tamamlayan müvekkilinin taşıma bedelinin bu gerekçeler ile kötü niyetli olarak ödemediğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E.sayılı dosyası ile başlatmış oldukları takibe haksız ve kötü niyetli itiraz eden davacının, takibin durmasına sebebiyet verdiğinden İstanbul .. Asliye Ticaret Mahkemesi … E.sayılı dosyası üzerinden takibin devamı için dava açıldığını, iş bu davanın halen derdest olup, davacının bu davada da ticari defterlerini dahi ibraz etmediğini savunarak;
davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalı … Dış Ticaret Ltd. Şti.’ne usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı tarafından davaya karşı yazılı cevap dilekçesi ibraz edilmemiş, davalı şirket adına duruşmalara katılan olmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Dava dilekçesinin içeriği başlıklı HMK’nın 119. Maddesinin (ğ) bendinde “açık bir şekilde talep sonucu”nun dava dilekçesinde bulunması gerektiği belirtilmiştir. Bunun eksik olması halinde aynı maddenin 2. Fıkrasına göre eksikliğin giderilmesi için bir haftalık kesin süre verileceği, süre içinde eksiklik giderilmezse davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Hâkimin davayı aydınlatma ödevi” başlıklı 31. maddesi;“Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” şeklinde düzenlenmiş olup, davacının dava dilekçesinde yer alan talep sonucunun açık olmaması durumunda, 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesine göre mahkemece, davacıya talep sonucunun açıklattırılması gerekir. (Yargıtay HGK 2017/15-253 E., 2020/288 K.)
Somut olayda dava esas değeri 1.000 TL olarak belirtilmiş, netice ve talep kısmında “Yukarıda açıkladığımız nedenlerle ve resen gözetilecek sebeplerle;
Fazlaya dair talep ve haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödenmesine” karar verilmesi talep edilmiştir.
Mahkememizce davacı vekilinin maddi tazminat talebinin tam olarak hangi alacakları kapsadığı ve bu alacaklara denk gelen miktarları anlaşılmadığından ve talep sonucu çok açık bir şekilde yazılmadığından, gerek davalıların tam olarak ne ile yargılandığını gerekse mahkemenin davacının tam olarak maddi tazminat talebinin kaynağının ne olduğunu anlayabilmesi ve belirlenebilirlik ilkesine uygun yargılama yapmak ile birlikte davalıların savunma hakkını kısıtlamamak adına; hem tensip zabtı 25 nolu ara kararı gereği hem de 25/05/2022 tarihli 1 numaralı celsede davacı vekiline ” dava dilekçesinde maddi tazminat talebinde bulunduğu ancak bu konuda maddi tazminata ilişkin talebini açıklamadığı istenilen miktarın hangi zarara ilişkin olduğunun açık olmadığı anlaşılmakla; davacı vekiline maddi tazminata ilişkin taleplerini kalem kalem açıklayarak hangi zarardan ne oranda tazminat istediklerine ilişkin beyanda bulunmak üzere HMK 119/1-ğ maddesi gereğince BİR HAFTALIK KESİN süre verilmesine, sunulan dilekçenin bir örneğinin davalı tarafa tebliğine, verilen süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına” şeklinde ara karar oluşturulmuş, davacı vekiline ihtar edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Mahkememizce verilen kesin süreye ve usulüne uygun yapılan ihtara rağmen davacı tarafça dava dilekçesinin sonuç kısmında bahsedilen maddi tazminat kalemleri açıklanmamış olduğu gibi mahkememiz ara kararına yönelik herhangi bir beyanda dâhi bulunulmadığı, davacı tarafça maddi tazminat taleplerinin hangi kalemlerden kaynaklandığı ve hangi kalem bakımından ne kadar tazminat istendiğinin belirlenememesi ve bu hususta verilen kesin süreye rağmen herhangi bir açıklama yapılmamış olması nedeniyle HMK 119/2 gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın HMK 119/2 maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harç başlangıçta alındığından yeniden harç tayinine yer olmadığına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1 maddesi uyarınca ön inceleme tutanağı imzalanmadan davanın açılmamış sayılması koşulları gerçekleştiğinden tarifede belirlenen ücretin 1/2’si esas alınmak suretiyle kendisini vekil ile temsil eden davalı ….. Dış Tic. Ltd Şti yararına tayin ve takdir olunan 500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davalı vekiline e duruşma sistemiyle yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/11/2022

Katip ….
¸

Hakim …
¸