Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/157 E. 2022/624 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/157 Esas
KARAR NO : 2022/624

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 14/02/2022
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil şirketin iki ortağı ve müdürü olduğunu, …. (Pasaport numarası ….), diğeri davalı …. olduğunu, ‘in buradaki şirket işlerini onu temsilen Suriye asıllı …. yabancı kimlik numaralı …. yürütmektedir(Ek-1:…. adına düzenlenmiş temsil yetkisini ihtiva eden belge) …. Ürdün Haşimi Krallığı vatandaşı olduğunu, davalının ise Mısır Vatandaşı olduğunu, şirkete ait imza sirkülerini ve TTSG ilanını dosyaya sunduklarını, daha sonrasında …. şirkete girmek istemiş lakin davalı buna müsaade etmediğini, bu hususta Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığında … numaralı şikayetlerinin olduğunu, ilgili dosyanın dosyaya getirilmesini talep etiklerini, bu soruşturma dosyasında …. şikayetçi olarak ifade verdiğini, şikayetinde gerekli bilgileri verdiğini, kendisinin şirkete alınmadığını, davalının kendisini tehdit ettiğini detaylarıyla anlattığını, davalının savcılığa yaptıkları şikayetlerinden sonra şirketin işletme konusuyla alakalı 10 tane makineyi daha rızaları olmadan götürdüğünü, davalının izinsiz bir şekilde 13/11/2021, 21/11/2021, 22/11/2021 tarihinde şirketin işyerine girdiğini, şirket envanterinde bulunan … marka İlik makinesini, …. markadüğme makinesini ve … marka dikiş makinesini usulüne göre alınmış tescil ve ilan ettirilmiş herhangi bir genel kurul kararı olmaksızın götürdüğünü bildirdiklerini, davalının bu fiili yaptıktan sonra şirketin adresinin bulunduğu binadaki kapının kilidini değiştirdiğini, bu duruma şirketin işçileri şahit olduğunu, davalının 5 aydır şirketin çalışma ruhsatlarına yönelik belediyeye başvurmadığı gibi 6-7 aydır muhasebeye herhangi bir fatura ve sair evrak bildirmediğini, kendisi de sistemden bildirimde bulunmadığını, piyasadan öğrenildiği kadarıyla şu ana dek 80.000-90.000 USD’lik ticari işlem yaptığını, buna ilişkin tanıklarının bulunduğunu, TTK m.626/3’e göre müdürler, ortaklar için öngörülmüş bulunan bağlılık borcuna tabi olduğunu, davalı …., davacı şirkette hem ortak hem de müdür olduğunu, İlgili kanun maddesi,TTK m.613/2-c.1 ve c.2, Ortaklar, şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunamazlar. Özellikle, kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapamazlar. Ayrıca TTK m.626/1-c.1 ve TTK m.626/2-c.’ye göre, Müdürler ve yönetimle görevli kişiler, görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlüdürler. Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar. Yukarıda davalı şirket ortağı ve yetkilisinin fiilleri, ilgili TTK hükümlerini ihlal eden nitelikte olduğunu, Ayrıca, TTK m.630/2/3 ve TTK m.640/3’e göre, her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.

Bu kanun hükümleriyle, yukarıda açıklanan kanun hükümleri ve davalının somut olaya konu fiilleri bir arada düşünüldüğünde, TTK m.630/2 gereği davalı Alaa Alattar’ın hem müdürlük (temsil) yetkisinin hem de ortaklık haklarının elinden alınması gerektiğini belirterek, İhtiyati tedbir istemimizin kabulüne karar verilmesine, davaların kabulüne, davalının şirketteki ortaklık ve müdürlük haklarının elinden alınmasına, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; Davacı tarafın iddia ve beyanları gerçeği yansıtmadığını, şirketi kendisinin kurduğunu, Dünyayı etkileyen corona salgını yüzünden davacının ortak olmak istediğini, Ancak yükümlülüğünü ve taahhütlerini yerine getirmeyince bu ortaklık gerçekleşmediğini, davacı ve vekili şirkette ortak olduğunu bildirmişse de temsil yetkisini ihtiva eden bir belgeyi de ellerinde olmadığı gerekçesi ile mahkemeye sunamadıklarını, Davacı ve Vekili tanık olan şirket işçilerini ve kimlik bilgilerini de yine ellerinde olmadığı gerekçeli ile mahkemeye sunamadığını, davacı tarafın bilgileri afaki olduğunu, gelişigüzel bilgilerle bu davayı açtıklarını, piyasadan öğrenildiği kadarıyla 80.000-90.000 USD’lik işlem yapıldığını mahkemeye ifade ettiklerini, bu bilgilerle davanın açılmasının sebebi ise sayın mahkemenizce de takdir edileceği üzere fiili anlamda hiçbir hak ve yetkisi olmayan davacı tarafın şirkete konmak istediğini, belirterek davanın reddine, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK’nun 621/1-h ve 640/3.maddesi hükmüne dayalı olup, davacı şirketin ortağı olan davalının haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması istemine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği gelen müzekkere cevabının incelenmesinde; … ‘nin
2 ortağı olduğu, ortaklarının … ile … olduğu münferiden yetkili müdürün …. olduğu anlaşılmıştır.
Limited şirket ortağının çıkarılmasına ilişkin yasal düzenleme 6102 sayılı TTK ‘nun 640.maddesinde yer almaktadır. TTK 640/3 maddesinde “Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır. ” düzenlemesi ile şirkette, haklı sebeplerin varlığında ortağı aleyhinde ortaklıktan çıkarma davası açma hakkı tanınmıştır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen müzekkere cevabı incelendiğinde …’nin
2 ortağı olduğu, ortaklarının …. ile …. olduğu münferiden yetkili müdürün … olduğu ….’ın davacı şirkette şirket ortağı olmadığı anlaşılmakla,
Dava limited şirket yönetici azli talebine ilişkinin olup TTK’nun 630.maddesi; “Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. Görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır.” hükmünü içermektedir. Şirket müdürünün azli davalarında husumetin azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12601 E., 2018/4153 K., 30-05-2018 T. ) Ayrıca, pay sahibi davacının önce genel kurula başvurup genel kuruldan karar alındıktan sonra dava yoluyla mahkemeden talepte bulunmasına da gerek olmayıp, ilgili yargıtay kararlarında da açıkça zikredildiği üzere ortakların müdürün azli için doğrudan dava açmasında da bir sakınca bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/5809 E., 2018/67 K., 08-01-2018 T.)
Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından (HMK m. 114/1-d) olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (HMK m. 115/1)
Yada maddesinde düzenlendiği gibi yönetici azli talebini ancak şirket ortaklarına tanınmış olup şirketin kendisinin yönetici azli davası açma yönünde davacı sıfatı olmadığından davacı bakımından aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın HMK’nun 114/d madde uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle HMK 115.madde uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alınmış olduğundan ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
5-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2022

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸