Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1215 E. 2023/111 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1215 Esas
KARAR NO : 2023/111

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/12/2022
KARAR TARİHİ : 02/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müdür olarak atanan … davalı şirket ile aynı konuda faaliyet gösteren … Tic. Ltd. Şti. isimli şirkette münferit imza yetkili müdürlük görevinde olduğunu, …’un eşi … da mezkur şirkette gizli ortak …’nun eşi …. ile birlikte %50 paysahibi olduğunu, Müdürlerin şirketle rekabet etme ve şirketle işlem yapma yasakları vardır(TTK m.395, 613, 626, 627). Müdür olarak atanan … eşit işlem, özen ve bağlılık yükümü ile rekabet yasağını ağır şekilde ihlal ettiğini, …’un … isimli şirketteki müdürlüğü, muvazaalı olarak ve kanunu dolanmak suretiyle dava konusu genel kurul kararı alınmadan iki gün 27.09.2022 tarihinde sona erdirildiğini, Böylelikle çoğunluk paysahiplerinden … davalı …, … ise … isimli şirketin yönetimine geçtiğini, çoğunluk paysahipleri alınan şekli kararlar ile genel kurul kararına karşı açılacak iptal davasına karşı ön almayı amaçladıklarını, Davalı şirket esas sözleşmesi ile müvekkili … ve … müşterek imza ile müdürlüğe atandıklarını Keza davalı şirket esas sözleşmesinin 8. Maddesinde “Şirketi müdürler temsil eder.” hükmü yer almaktadır. Bu madde uyarınca esas sözleşmede şirketin temsilinin en az iki müdür tarafından yürütüleceği kabul edildiğini, dava konusu genel kurulun … nolu kararında ise … şirketi münferiden temsile yetkili olmak üzere atanmıştır. Bu itibarla genel kurulun … nolu kararı esas sözleşmeye aykırı olduğunu bu nedenlerle 29.09.2022 tarihinde alınan tüm genel kurul kararlarının yokluğunun tespitine karar verilmesini, dava konusu genel kurul 29.09.2022 tarihinde yapılmış ticaret siciline tescil edildiğini, dava konusu genel kurul kararlarının icra edilmesi halinde şirket alacaklıları ve müvekkil ortağın telafisi imkansız zararlara uğrayacağını, bu sebeple TTK m.449 uyarınca … ve … nolu genel kurul kararlarının yürütülmesinin dava kesinleşinceye kadar geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK’da şirket pay sahiplerinin eşlerinin başka bir şirkette payı olmasına engel bir düzenleme bulunmadığını, davacının da belirtmiş olduğu üzere 29.09.2022 tarihli genel kurulda mevcut müdürlerin görevi sona erdirilmiş, müdür olarak şirket pay sahiplerinden … atandığını, …’un, müdür olarak atandığı tarih itibariyle başka bir Şirket ile hukuki ve fiili bir bağı bulunmadığını, davacı taraf azınlık pay sahibi olmasına ve şirketten ayrılmak istemesine rağmen huzurdaki dava ve diğer eylemleri ile şirketin ticari faaliyetinin önüne geçmeye çalışmakta, şirketin çoğunluk hisse sahiplerinin zarara uğramasına sebep olmakta olduğunu Bu husustaki her türlü talep ve dava haklarının sakı olduklarını Davacı tarafın haksız hukuka ve hakkaniyete aykırı ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, huzurdaki davada davacı taraf müdürlükten azline ilişkin genel kurul kararının icrasının engellemek maksadı ile mesnetsiz iddialarda bulunmakta ve kararın iptalini sağlamaya çalıştığını bu nedenlerle 29.09.2022 tarihli genel kurulda alınan kararların yürütülmesinin durdurulmasını gerektirecek herhangi bir usulsüzlük bulunmadığından haksız tedbir taleplerinin reddini, neticede genel kurulun usulüne uygun toplandığı ve gerçekleştirildiğinden haksız davanın reddi gerektiğini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş ve savunmuştur.
Davalı şirket müdürününün 18.01.2023 tarihli beyan dilekçesi ile özetle; davalı şirkette kendisi, … ve … ile eşit paylar ile ortak olduklarını, yıllardır olağan genel kurul yapılamaması ve diğer müdür …’nun genel kurula çağrı yapılması için hazır olmasına rağmen davacı …’ın kendisinden defalarca kez talep edilmesine rağmen genel kurula çağrı görevini yerine getirmemesi neticesinde, … ile birlikte müdürler kurulunun toplanıp çağrı yapması ihtarname yolu ile müdürlerden istendiğini,…’ın bu ihtar sonrası da çağrıdan kaçınması neticesinde son çare olarak Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dava ile “ müdürler kurulu toplanıp genel kurula çağrı yapamadığından, genel kurula çağrı yapılmak üzere şirkete kayyım atanması” talep edildiğini ve şirkete kayyım atandığını, ortağı bulunduğu şirkette müdürler kurulu toplanıp genel kurula çağrı yapamadığından ve bu sebeple şirket uzun zamandır genel kurul yapılamadığından şirket ortağı olarak yasal hakkının kullanıldığını ve ve Mahkemeden çağrı görevi için kayyım atanması talep edildiğini, imzaların geç atılması sebebiyle şirketin dönem dönem zarara/kazanç kaybına uğradığını, 2021 yılının sonunda da kendisi tarafından ortaklıktan çıkma davası açıldığını, şirket için bürokrasinin aksamaması gerektiğini ancak …’ın işlerden uzak ve görevlerini yerine getirmeyen tutumu sebebiyle şirket onay mekanizmasının ciddi şekilde aksar hale geldiğini, bu durumu düzeltmek ve şirketin menfaatini korumak maksadı ile görevini gereği gibi yerine getirmeyen şirketi temsile yetkili müdürün ivedilikle değiştirilmesi ve ….’ın müdürlük görevi ile imza yetkisinin alınmasının diğer ortaklar olarak … ile birlikte uygun görüldüğünü, 03.08.2022 tarihli genel kurul ve davaya konu 29.09.2022 tarihli genel kurul aynı gündem maddeleri ile toplanmış olup her iki toplantıda da oy çokluğu ile davacının imza yetkisinin ve müdürlük görevinin sonlandırılmasına karar verildiğini, davacı taraf 03.08.2022 tarihli genel kurulda da bilgi edinme hakkı kapsamında toplantının ertelenmesi talebinde bulunduğunu, nitekim bu genel kurulda alınan kararın tescil edilememesi neticesinde neredeyse 2 ay sonra tekrar genel kurul yapılmak durumunda kalındığını, davacı taraf aradan geçen bu 2 ayda da şirketten hiçbir şekilde bilgi ve belge talebinde bulunmadığını, davacı tarafın bir yandan ortaklıktan çıkmak istediğini dava yolu ile ifade etmekte olmasına ve şirket ile ilişkisini fiilen de kesmesine rağmen bir yandan müdürlük görevinin alınmasını geciktirmek için ısrarla genel kurulun toplanmasını geciktirdiğini, yasal yollardan genel kurul gerçekleştirildiğinde ve görevinden alındığında ise şirketin nihayet karar alabilir hale geldiğini ve arada geçen zararlarını telafi etmeye çalışırken bu kez genel kurulların iptali için hukuki dayanağı olmayan türlü davalar açarak şirketi kendine muhtaç hale getirmeye çalıştığını, 29.09.2022 tarihli genel kurulda alınan kararların yürütülmesinin durdurulmasını gerektirecek herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, davaya konu genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi halinde tüm bu süreç başa dönecek ve şirketin karar mekanizmasının işlerliğini yitireceğini ve şirketin karar alamaz hale geleceğini, menfaat dengesi gözetilerek davacının haksız taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava ; 29/09/2022 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısının tüm kararlarının iptali istemlidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şirketin 29.09.2022 tarihli olağanüstü genel kurul gündeminde alınan tüm kararların iptal ve hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı bu konuda alınan kararın kanuna dürüstlük kurallarına aykırı olup olmadığı hususlarında olduğu mahkememizce tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, genel kurul toplantı tutanağı, hazirun listesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın temeli, Davalı …. Ve Ticaret Limited Şirketi’nin 29/09/2022 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda alınan tüm kararların hukuka uygun olarak alınıp alınmadığı, ayrı ayrı iptal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Genel kurul kararlarının iptali TTK m. 445’de düzenlenmiştir. Buna göre, kanuna veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde iptal davası açılır. TTK. m. 446’ya göre de iptal davası açma yetkisi pay sahiplerine, yönetim kuruluna ve yönetim kurulu üyesine yönelik olarak düzenlenmiştir. Ancak bu kişilerin toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirtmiş olması gerekmektedir. Bu dava, genel kurul kararının alındığı tarihten itibaren üç ay içinde açılmalıdır. Aksi halde dava hakkı düşer. İptal davasının açılmış olması alınan genel kurul kararlarının uygulanmasını engellemez. Bundan başka genel kurul toplantısına katılmasına ve oyunu kullanmasına haksız olarak izin verilmeyen pay sahipleri, toplantıya davetin usulüne göre yapılmadığı veya gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini iddia eden pay sahipleri ile genel kurul toplantısına katılmaya yetkili bulunmayan kişilerin karara katıldıklarını iddia eden pay sahipleri iptal davası açabilirler. Ancak 6102 sayılı TTK’da m. 446/1-b bendinde düzenlenen etki kuralı sebebiyle “Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın, çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren paysahipleri iptal davası açabilirler.”
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, genel kurul toplantı tutanağı ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; davacı esas olarak toplantının ertelenmemesi nedeniyle yönetici seçimi ve alınan kararların yokulukla malul olduğunun tespitini talep etmiş olup toplantı sürecinin oluşumuna bakıldığında davanın aylık hak düşürücü süresi içinde açıldığı görülmekle
Davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti’nde …, … ve davacı … eşit paylar ile ortak olup davacı taraf aynı zamanda 19.04.2017 karar tarihli genel kurul kararı gereği … ile birlikte müştereken imza yetkilisi olmak suretiyle müdür olarak görevlendirildiği anlaşılmıştır. Gelinen aşamada dava dışı ortak … ve … TTK 411. Maddesi uyarınca genel kurul toplantısının yapılması için mahkemeden izin talep ettiği görülmüştür.
Mahkemenin 30.05.2022 tarih ve … sayılı kararı ile talepleri kabul edilmiş ve Mali Müşavir … “… San. ve Tic. Ltd. Şti’nin asgari gündem maddeleri ile şirket müdür/ müdürlerinin yetkilerinin kaldırılması/ devamı veya yeniden seçimini görüşmek üzere genel kurul toplantısına çağırmak ve genel kurul toplantısı için gerekli tüm iş ve işlemleri yapmak ve alınan kararları gereğinde tescil ettirmek konusunda görevli ve yetkili olmak üzere” atanmıştır. (Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi… Esas, …. Karar sayılı kararı) Mahkemenin kendisine tanıdığı asgari gündem maddeleri ile 29.09.2022 tarihinde tekrar genel kurul yapılmak üzere ilgililerine çağrı yapılmış ve genel kurul tüm ortakların paylarının temsili, denetim kayyımı ve toplantı başkanı kayyım …’in katılımı ile gerçekleştirilmiş ve anılan karalar alınmış ve tescil edilmiştir. Huzurda açılan dava da işbu 29.09.2022 tarihli genel kurula ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dava şartı bakımından yapılan incelemede davacı taraf vekili tarafından muhalefet şerhi konmak istenmiş ve toplantı tutanağına muhalefet şerhleri işlendiği anlaşılmıştır.
TTK 420. Maddesinin limited şirketlere uygulanıp uygulanmayacağı hususu bakımından, konuyu düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 617/3. maddesinde toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemlerinin, tutanak ve yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin, bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu atıf uyarınca olayda uygulanması gereken TTK’nın 420 maddesi uyarınca belirtilen gündem maddeleri de finansal tablolar ile bağlı konular olduğundan, genel kurul gündemlerinin 3. maddelerinin konusu olan finansal tabloların ve bununla birlikte gündemlerinin 4. maddesinin konusu olan müdürlerin ibrasının görüşülmeleri ertelendiğine göre finansal tablolara bağlantılı olan anılan gündem maddelerinin genel kurullarca görüşülmelerinin ertelenmesi gerekirken ertelenmemesi doğru olmamıştır. Bu itibarla şirketlerin gündeminin anılan maddeleri ile genel kurulca alınan kararların yok hükmünde olduklarının tespiti ile yetinilmesi gerekirken bu kararların iptaline yönelik taleplerin reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır. YARGITAY …. Hukuk Dairesi ESAS NO: … KARAR NO: … emsal içtihadında olduğu gibi ilgili maddenin limited şirketler bakımından da kıyasen uygulanacağı açıktır.
İş bu dava bakımından ise uyuşmazlık noktası TTK 420.maade uyarınca erteleme koşullarının oluşup oluşmadığı hususudur.
Davacı tarafın genel kurulun ertelenmesi talebinin yasal dayanağı 6102 Sayılı Kanunun 420.md.sidir. Mahkememizce incelenecek husus; davacı tarafın ”denetçi seçimine ilişkin toplantının ertelenmesi talebinin” 6102 Sayılı Kanunun 420.md.si kapsamında yasaya uygun olup olmadığının değerlendirilmesine yöneliktir. 6102 Sayılı kanunun 420.md.si aynen ”MADDE 420- (1) Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır. Erteleme, 414 üncü maddenin birinci fıkrasında yazılı olduğu şekilde pay sahiplerine ilanla bildirilir ve internet sitesinde yayımlanır. İzleyen toplantı için genel kurul, kanunda öngörülen usule uyularak toplantıya çağrılır.
(2) Azlığın istemiyle bir defa ertelendikten sonra finansal tabloların müzakeresinin tekrar geri bırakılmasının istenebilmesi, finansal tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında, ilgililer tarafından, dürüst hesap verme ölçüsü ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması şarttır.” şeklindedir.
Söz konusu genel kurul mahkemece belirlenen sınırlı gündeme göre yapılmış “…. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin asgari gündem maddeleri ile şirket müdür/ müdürlerinin yetkilerinin kaldırılması/ devamı veya yeniden seçimini görüşmek üzere genel kurul toplantısına çağırmak ve genel kurul toplantısı için gerekli tüm iş ve işlemleri yapmak ve alınan kararları gereğinde tescil ettirmek konusunda görevli ve yetkili olmak üzere” atanmış ve bu yönetici seçimiyle sınırlanmış olup şirketin finansa durumuyla ilgili herhangi bir gündem maddesi belirlenmediği sabittir. Söz konusu gündem maddelerinde finansal tablo ya da mali raporlarla ilgili okunması görüşülmesi gibi bir gündem maddesi bulunmadığı anlaşıldığından finansal tablolar görüşülmediğinden bu sebeple toplantının ertelenmesi gerektirir bir durum olmadığı gibi yönetici olarak da yeni bir yöneticinin seçildiği bağlantılı konu olmadığından dikkate alınarak davacının bu sebeple kararın hükümsüz olduğu talebi yerinde görülmemiştir. Öte yandan bilgi alma ve inceleme hakkınını kullanma yoluyla da davacı hakkını kullanabileceği dikkate alınmıştır. Ayrıca seçilen yöneticinin başka şirkette pay sahibi olduğu iddiası bakımdan ise TTK’da şirket pay sahiplerinin eşlerinin başka bir şirkette payı olmasına engel bir düzenleme bulunmadığı ileride rekabet yasağın aykırı durum olduğunda davacının dav açma hakkı bulunduğu açık olup yeni yöneticinin seçiminde şirketin iradesi yerine geçerek mahkemece karar alınamayacağından alınan genel kurul kararının hükümsüzlüğünü gerektirir bir husus bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yatırılan harçların kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
HMK’nin uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır