Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/120 E. 2022/821 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/120 Esas
KARAR NO : 2022/821 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2022
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14.10.2022

Davacı tarafından mahkememizde açılan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı taraf ile ticari ilişki neticesinde davalı tarafa kumaş baskı işi yapıldığını, davalı tarafın üzerinde düşen edinimi yerine getirmediğini, borcunu ödemediğini, Bunun üzerine davalı tarafa icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın itiraz ile takibin durdurulduğunu beyan ettiğini, neticede itirazın iptaline, takibin devamına, takip sonrası asıl alacağa avans faizi uygulanması ile alacağın tahsiline, haksız itiraz için alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine ve yargılama masrafları ile ücret-i vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalı şirketin, tekstil sektöründe faaliyet göstermekle, sipariş aldığı ürünleri fason olarak üçüncü kişilere yaptırdığını, Davalı ve davacı taraf, müvekkil davalıya ait kumaşlarda davacının fason işçilik yapması hususunda anlaşmaya vardıklarını ve bu anlaşmaya istinaden de kumaşlar ve şahit numune davalı tarafından davacı tarafa teslim edildiğini, Davacı taraf, müvekkil davalıya ait kumaşlar üzerine baskı işlemi uyguladığını ancak yapılan bu baskı işlemi, davacının kusurundan kaynaklı olarak hatalı uygulanmış ve dava dışı alıcı firma siparişi bu haliyle iptal edildiğini, (İptale ilişkin belgeler bilahare mahkemenize sunulacaktır.) Dolayısı ile kumaşlar kullanılamaz hale gelmiş olup, müvekkil davalı taraf, maddi zarara uğradığını, Taraflar arasında e-posta yolu ile yapılan yazışmalarda müvekkil davalı taraf, davacı tarafa kumaşlardaki ayıpları, süresi içerisinde ihbar edildiğini, Kumaş üzerine uygulanan baskı işlemindeki ayıbın, kendi hatasından kaynaklandığını kabul eden davacı taraf, uğranılan zararın kendileri tarafından tazmin edileceğini bildirmesine rağmen, sonradan bu düşüncesinden vazgeçtiğini, zarara davalının katlanması gerektiğini, neticede haksız olan davasının reddine, Davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı taraf üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi 19/08/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; Davacı tarafın 2019 yılına ait ticari defterler ve kayıtlarının (HMK md.222TTK 64 m/mülga TTK 85 m.) sahibi lehine delil niteliği bulunup bulunmadığının takdirinin sayın mahkemeye bırakıldığı, (envanter defterinin yasal süresi geçtikten sonra tasdik edildiği), 2020-2021 yıllarına ait ticari defterler ve kayıtlarının(HMK md.222TTK 64 m/mülga TTK 85 m.) sahibi lehine delil niteliği bulunduğu, Davalı tarafın 2019-2020-2021 yılına ait ticari defterler ve kayıtlarının (HMK md.222TTK 64 m/mülga TTK 85 m.) sahibi lehine delil niteliği bulunduğu, Tarafların Ticari Defter Ve Kayıtlarının Karşılaştırması Takip tarihi itibariyle davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında davalı taraftan 120.492,85 TL alacaklı olduğu, Takip tarihi itibariyle davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında davacı tarafa 1.289,96 TL borçlu olduğu, 120.492,85 TL – 1.289,96 TL = 119.202,89 TL Taraflar arasında 119.202,89 TL cari hesap farkının olduğu, İş bu farkın nedeninin; ilk olarak davalı tarafın davacı tarafa düzenlediği 18.03.2021 tarihli …. numaralı KDV dahil 119.390,71 TL tutarlı fiyat farkı ve reklamasyon açıklamalı iade faturası ile davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği 05.05.2020 tarihli …. numaralı KDV dahil 116.766,99 TL tutarlı faturanın davalı tarafa 116.954,83 TL olarak işlenmesiyle arada oluşan 187,82 TL tutarlı farkın ortaya çıkmasından dolayı kaynaklandığı, 119.390,71 TL – 187,82 TL = 119.202,89 TL Taraflar arasında uyuşmazlığa neden olan faturanın, İlk olarak davalı tarafından davacı tarafa düzenlendiği, 18.03.2021 tarihli … numaralı KDV dahil 119.390,71 TL tutarlı faturanın fiyat farkı ve reklamasyon açıklamalı iade faturası olduğu, faturanın e-fatura olduğu ve teslim eden ile teslime alan kısımlarının bulunmadığı, imza karşılığında teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, İkinci olarak davacı tarafından davalı tarafa düzenlediği, 18.03.2021 tarihli … numaralı KDV dahil … numaralı iade faturası olduğu, faturanın e-fatura olduğu ve teslim eden ile teslime alan kısımlarının bulunmadığı, imza karşılığında teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtlarına işlendiği,18.03.2021-04.10.2021 tarih aralığında, davalı tarafın davacı tarafa 9 adet, davacı tarafın davalı tarafa 8 adet fatura düzenlediği, en son davalı tarafın düzenlediği 04.10.2021 tarihli …. numaralı faturanın davacı tarafta yer almadığı, diğer faturaların tarafların ticari defterlerine kayıt edildiği, Davacı tarafın dosya muhteviyatına sunduğu 05.10.2021 tarihli e-mailde “merhabalar, … NUMARALI FATURANIZI GİB PORTALINDAN İPTAL TALEBİ OLUŞTURDUK, BİLGİLERİNİZE” diye yazıldığı, “Türk Ticaret Kanununun MADDE 21–(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” İfadesi yer almaktadır. Davalı tarafın ilk olarak düzenlediği iş bu fiyat farkı ve reklamasyon açıklamalı faturanın içeriğine konu olan durumu ispat etmesi gerektiği, Davacının ayıplı varak baskı işlemi nedeniyle 1.350 adet tişörtün ayıplı hale geldiği, ayıplı tişörtler nedeniyle davalının 74.250,00 TL zararının oluştuğu, ancak dosyada tişörtlerin varak baskısının yıkamada silinmesi ayıbının davalı tarafından davacıya ihbar edildiğini gösteren herhangi bir delil sunulmadığı, takdirin sayın mahkemeye bırakıldığı, Tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin Mahkememize ait olduğunu bildirir görüş ve kanaatlerini belirtmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali mahiyetine ilişkin olduğu görülmüştür.
Dava konusu Bakırköy…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 120.492,85 TL toplam alacağının faiziyle tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu miktar 120.492,85-TL’dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının – davalının incelemeye konu ticari defterlerinin (davacının 2019 yılı envanter defteri dışındakileri) yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacının – davalının ticari defterler ve kayıtları ve bilirkişi heyetinin hazırlamış olduğu rapor içeriğinin incelenmesinde;
– Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre icra takibi tarihi itibariyle davalıdan alacak miktarının 120.492,85 TL olduğu,
– Davalının ticari defter ve kayıtlarına göre icra takibi tarihi itibariyle davacıya borç miktarının 1.289,96 TL olduğu,
– Taraflar arasında 119.202,89 TL cari hesap farkının bulunduğu; bu farkın ilk olarak davalı tarafın davacı tarafa düzenlediği 18.03.2021 tarih ve KDV dahil 119.390,71 TL tutarlı fiyat farkı ve reklamasyon açıklamalı iade faturası ve davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği 05.05.2020 tarih ve KDV dahil 116.766,99 TL tutarlı faturanın davalı tarafa 116.954,83 TL olarak işlenmesiyle arada oluşan 187,82 TL tutarlı farktan kaynaklandığı,
– Davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği 05.05.2020 tarih ve KDV dahil 116.766,99 TL tutarlı faturanın davalı tarafa 116.954,83 TL olarak işlenmesiyle arada oluşan 187,82 TL tutarlı farktan davalının sorumlu olmadığı; bu haliyle ihtilaf konusu olan miktarın 119.390,71 – 187,82 = 119.202,89 TL olduğu,
– Davalı tarafın davacı tarafa düzenlediği 18.03.2021 tarih ve KDV dahil 119.390,71 TL tutarlı fiyat farkı ve reklamasyon açıklamalı iade faturasının birden fazla kez taraflarca birbirlerine gönderildiği ve iade edildiği; en son davalı tarafın düzenlediği 04.10.2021 tarihli faturanın davacı tarafta yer almadığı, diğer faturaların tarafların ticari defter ve kayıtlarına işlendiği; bu haliyle davalının düzenlediği 119.390,71 TL tutarlı fiyat farkı ve reklamasyon açıklamalı iade faturasının davacı yönünden herhangi bir bağlayıcılığı olmadığı; davalının, davacıya ticari defter ve kayıtlara göre toplam 120.492,85 TL borcu olduğu anlaşılmıştır.
TTK m.23’e göre tacirler arasındaki mal ve satış sözleşmelerinde Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
BK.m.223’te ayıp düzenlemesi yer almaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 23/son maddesine göre: Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceleme veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
Gizli ayıp mevcut ise herhangi bir şarta ve sınırlamaya tabi olmaksızın alıcı seçimlik hakkını kullanması için yeterlidir. Satıcı tercih edilen seçimlik hakkı yerine getirmek zorundadır. Dolayısıyla ayıbın küçük, büyük veya orantılı olup olmaması sonucu değiştirmeyecektir. Asıl olan alıcının ürünü ilk aldığı zamanki tercih hakkıdır. Ayıplı , defolu veya kusurlu bir ürünü indirimli fiyata alıp almama tamamen alıcının tercihidir. Eğer alıcı en ufak bir kusur bile olmasını istemeden parasını tam ödeyerek bir ürün alıyorsa bu niyet ile aldığı üründe sonradan gizli ayıp çıkması nedeniyle ayıbın tür ve oranı gerekçe göstererek alıcıyı ilk başta istemediği bir alışverişin içine ve tercihe zorlamak TBK 223 sayılı yasanın amaç ve emredici hükümlerine tamamen aykırıdır.
Dosya kapsamında, davalının davacıya ayıp ihbarı yaptığına dair herhangi bir delil bulunmadığı görülmüştür. Bu sebeple davalı iddialarına itibar edilmemiştir.
Bilirkişi heyetinin hazırlamış olduğu rapor içeriğinde de, davacının alacak miktarının talep miktar kadar hesap edildiği görülerek, davacının iddiasını ispat ettiği ve davalının bu ispatı ortadan kaldıracak herhangi bir yazıl delil sunmadığı da görülerek, açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının Davasının KABULÜ İLE;
-Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynen devamına,
-Alacağın %20 si olan 24.098,57-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Yasal şartları oluşmayan kötü niyet talebinin REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 8.230,87 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 1.455,26 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 6.775,61 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin; davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Davacı tarafça sarf edilen toplam 1.547,46 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından sarf edilen/edilecek bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.068,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 19.073,93 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/09/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır