Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1190 E. 2023/534 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1190 Esas
KARAR NO : 2023/534 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2022
KARAR TARİHİ : 30/05/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun yapmış olduğu yetki itirazının yersiz olduğunu, icra takibi yetkili icra dairesinde başlatıldığını, davalı borçlunun yetki itirazında yetkili icra dairesini belirtmediğinden yetki itirazının usulsüz ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin …. İnşaat Dekorasyon yetkilisi olup inşaat yapı müteahhitliği işleri ile uğraştığını, davalı tarafın …. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisinin …. olduğunu, faaliyetlerinin ise eşi ….’nın olduğunu, 2022 yılının Ağustos ayında, davacı müvekkilinin çalışanlarından …. ….’in davalının çalışanı olan …. isimli usta ile birlikte, ….’nın müvekkiline belirtmiş olduğu adrese giderek ürünleri bu adrese teslim ettiğini, müvekkilinin kardeşlerinin kararlaştırılan bedeli ….’dan almaya çalıştıklarını ancak olumlu bir geri dönüşün de olmadığını, taraflarca dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulduğunu fakat anlaşmanın sağlanamadığını, Küçükçekmece …. İcra müdürlüğünün …. E. sayılı dosyasında yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gider ve masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete mahkememizce tebligat çıkarıldığı, usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak davalı şirket tarafından davaya süresi içerisinde cevap verilmediği görüldü.

Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22/12/2022 Tarih, … Esas, …. Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş olduğu anlaşıldı.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 08/05/2023 tarihli raporda; “Davacı ve davalı şirket arasında ticari bir ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2022 yılında başlamış olduğu, taraflar arasında tek bir fatura bulunduğu, herhangi bir ödeme tahsilat kadı bulunmadığı, uyuşmazlığa konu faturanın e-arşiv fatura olarak tanzim edildiği, fatura içeriği malzemelerin davalı şirkete teslim edilip edilmediği yönünden irsaliye ve herhangi bir teslim belgesi ibraz edilmediği, bu durumda davacı tarafın fatura içeriği malzemeleri davalı şirkete teslim ettiği yönünde bir tespit yapılamamıştır. Davacı tarafın kendi ticari defter ve kayıtlarına göre davalı şirketten 5.255,00TL alacaklı olduğu görülmekte ise de fatura içeriği malzemelrin teslimi belgelenemediği için Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasından takip 21/09/2022 tarihi itibariyle yukarıda tespit ettiğimiz gibi, davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğu yönünden somut bir tespit yapılamamış ise de nihai takdir ve hukuki değerlendirmenin sayın mahkemeye ait olduğu, davacı taraf takip öncesi faiz talebinde bulunmuş olup, davacı tarafın davalı şirketi temerrüde düşürdüğü yönünden herhangi bir ihtar/ihbar dosya kapsamında bulunmadığı için takip öncesi faiz hesaplaması yapılmamıştır. Sonuç olarak Davacı tarafa ait 2022 yılı ticari defterlerinin TTK’ya göre açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, 2022 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin yaptırılmış olduğu fakat tasdik süresinin devam ettiği ve belirli kanuni şartları taşıdığı, sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, kanaatine varılmış ise de Nihai takdirin sayın mahkemeye ait olduğu, davalı şirketin inceleme katılmadığı ve incelemeye esas olmak üzere herhangi bir defter, belge ve kayıt ibraz etmediği, yerinde inceleme de talep etmediği, davacı tarafın kendi ticari defter ve kayıtlarına göre davalı şirketten 5.255,00TL alacaklı olduğu görülmekte ise de fatura içeriği malzemelerin teslimi belgelenemediği için Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasından takip 21/09/2022 tarihi itibariyle yukarıdaki tespitimiz gibi, davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğu yönünden somut bir tespit yapılamamış ise nihai takdir ve hukuki değerlendirmenin sayın mahkemeye ait olduğu, sayın mahkemenizce davacı tarafın alacaklı olduğu yönünden kanaat oluşması halinde, Somut olay bakımından faizin, taraflar arasındaki ilişkinin ticari olması nedeni ile miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere, davacı tarafın talebi gibi alacağa takip tarihi olan 21.09/2022 tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda ticari faiz işletilmesinin uygun olduğu, davacı taraf takip öncesi faiz talebinde bulunmuş olup, davacı tarafın davalı şirketi temerrüde düşürdüğü yönünden herhangi bir ihtar/ihbar dosya kapsamında bulunmadığı için takip öncesi faiz hesaplaması yapılmadığı, icra inkar tazminat talebinin değerlendirmesin sayın mahkemenin takdirleri içerisinde kaldığı,” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, taraf beyanları, icra takip dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, Taraflar arasındaki alım satım ticari ilişkisine dayalı olarak faturaya dayalı olarak alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali mahiyetinde olduğu görüldü.
Dava konusu Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 5.255,00-TL fatura alacağı ve 12,42-TL işlemiş faiz olmak üzere 5.267,42-TL toplam alacağın yıllık % 17,25 (TTK md. 1530 uyarınca) değişen oranlarda faiziyle tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu miktar 5.267,42-TL’dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Davalı taraf ticari defterlerini dosya içerisine sunmamıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır. Taraflar arasında inşaat malzemesi alım – satımına ilişkin yazılı olmayan bir sözleşmenin olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defterler ve kayıtları ile Bilirkişi …’ ın hazırlamış olduğu rapor içeriğinin incelenmesinde;
– Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre, davacı ve davalı şirket arasında ticari bir ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2022 yılında başlamış olduğu, taraflar arasında davaya ve takibe konu tek bir faturanın bulunduğu,
– Davacı şirket tarafından 1 adet toplam KDV dahil 5.255,00 TL tutarlı fatura düzenlendiği, karşılığında herhangi bir ödeme yapılmadığı, takip tarihi itibariyle davacının 5.255,00 TL alacağının olduğu görülmüştür.
Kural olarak, faturaların tebliğ edildiğinin ve malın teslim edildiğinin ispat yükü davacı üzerindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, davacı tarafça bu aşamada fatura, mal teslim – hizmet olgusunu ispatının artık gerekmeyeceği, (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 25.12.2020 Tarih ve 2020/1170 E. – 2020/1325 K. Sayılı ilamı.), davalının ticari defter ve kayıtları sunmayarak ispat yükünü kendi üzerine aldığı kabul edilmiş ve yine davalının aksini gösterir başka yazılı kesin kayıtta sunmadığı, bu sebeple davalının davacıya 5.255,00 TL borçlu olduğu kabul edilmiş ve açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra takip tarihinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir belge sunulmadığından, faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
-Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 5.255,00.-TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen DEVAMINA,
-Fazlaya ilişkin faiz talebinin REDDİNE,
-Alacağın %20 si olan 1.051,00.-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Takipteki asıl alacağa takip tarihinden itibaren işlemek üzere ve davacının talebini aşmamak kaydıyla 3095 Sayılı Kanunun 2/2 Md. uyarınca değişen oranlarda avans faizi UYGULANMASINA,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 358,97-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 80,70-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 278,27-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin; 3.050,00.-TL’sinin davalıdan, 70,00.-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
-Davacı tarafça sarf edilen toplam 198,50-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.183,00-TL yargılama giderinin kısmen kabul – red oranı ve takdiren % 99,76’sı olan 3.175,36-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye masrafların davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde ve davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.255,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 12,42.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; Miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır