Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1137 E. 2023/333 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1137 Esas
KARAR NO : 2023/333

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 09/12/2022
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …. Anonim Şirketi, son yapılan genel kurul ile gerçekleştirilen sermaye arttırımı öncesinde her bir payı 100 TL bedelden toplam 3.000 paya sahip bir şirket olduğu, toplam sermayesi 3.000.000 TL olduğu, davacı şirket, davalı şirketin toplam 660 pay ile %22 oranında hissedarı olduğu, davalı şirketin 8.9.2022 tarihinde yapılan olağan genel kurulu ile davalı şirketin oy çokluğu ile sermaye arttırımına gidildiği ve şirket sermayesi her biri 1000 TL bedelli toplam 40.000 paydan oluşacak şekilde 40.000.000 TL’ye yükseltildiği, davacı şirket, genel kurulda bu sermaye arttırımına hayır oyu verdiği ve muhalefet etmişse de oy çokluğu ile alınan karar gereği süresi içerisinde sermaye arttırımına katıldığı ve toplam sermayenin 8.800.000 TL’sine tekabül edecek şekilde 8.800 adet pay ile ortaklık oranını koruduğu belirtildiği, davalı şirket, 08.09.2022 tarihinde olağan genel kurul toplanrısını gerçekleştirdiği, davacı şirket tarafından hem genel kurul öncesinde TTK 438 maddesi kapsamında bilgi alma hakkını kullanmak suretiyle kendisine iletilen dokumanlardan hem de olağan genel kurul toplantısı öncesinde hazırlanan faaliyet raporu ve mali tabloların aşağıda detaylıca açıklandığı üzere gerçeği yansıtmadığı kanaatine vardığı belirtildiği, bu sebeple 08.09.2022 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında da bu kanaatini dile getirdiği ve TTK 438. Madde kapsamında özel denetçi atanması ve bu konunun gündeme alınması talebinde bulunduğu, davacı şirket ile paylaşılan sınırlı mali belgelerden de anlaşılacağı belirtilerek şirketin mali tablolarında gerçeğe aykırı, herhangi bir belgeye dayanmayan pekçok kayıt atıldığı belirtildiğ,i şirket hesaplarında bilhassa 331 ortaklara borç hesaplarında gerçekliğinin teyit edilmesini gerektiren kayıt ve virmanların olduğu, bu kayıtların gerçekliğinin ve dayanaklarının bağımsız denetçi tarafından incelenmesi ve teyidinin gerekmesi, 400 Banka kredi hesaplarında yine gerçekliğinin teyit edilmesini gerektiren kayıt ve virmanların olduğu, bu kayıtların gerçekliğinin ve dayanaklarının bağımsız denetçi tarafından incelenmesi ve teyidinin gerekmesi, ortaklara borç hesabının önceki faaliyet döneminde 10.000.000 TL civarındayken yüzde 70 oranında artarak 17.000.000 TL civarına yükseldiği, bu itibarla neredeyse gayri faal olduğu 2021 yılında bu artışa dair kayıtların bir bağımsız denetçi tarafından kontrol ve teyit edilmesinin gerekmesi, bu gerçeğe aykırı kayıtlar itibarıyla tüm mali tabloların doğruluğunun sorgulanır hale gelmiş olduğu, özel denetçi atanması talebinde bulunmak gereği doğduğu belirtildiği, davalı şirketin 2021 yılı mali tabloları ile ilgili ve izah edilen yönlerden inceleme yapılmasını teminen özel denetçi atanmasını, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK Mad. 119’da dava dilekçesinde hangi hususların bulunması gerektiği sayıldığı, buna göre; davacının dava dilekçesinde dava konusunu tam olarak belirlemesi ve bununla bağlantılı olarak talep sonucunu açık şekilde belirtmesi gerektiği, dava konusu ve talep sonucu belli olmayan, kendi içerisinde çelişkiler barındıran bir dilekçenin dava dilekçesi olarak kabulü mümkün olmadığı, belirtilen hususlar belli olmayınca da talep sonucunun Mahkememizce saptanmasının düşünülemeyeceği, davacı tarafından dava dilekçesinin “Konu” kısmında her ne kadar “Şirketin Genel Kurulu’nun Toplantıya Çağrılması için Kayyım Atanması Talebi Hakkında” şeklinde belirtme yapılmış ise de, dilekçenin “Sonuç ve İstem” kısmında “Davalı şirketin 2021 yılı mali tabloları ile ilgili inceleme yapılmasını teminen özel denetçi atanmasına” karar verilmesi talep ettiği, nitekim dava dilekçesi dikkate alınarak düzenlenen tensip tutanağında da davanın konusu ticari şirkete kayyım atanması olarak belirtildiği, hal böyle olunca iki ayrı dava konusu teşkil eden birbirinden bağımsız iki ayrı talebin tek bir davada ileri sürülmesi mümkün olmadığı dikkate alınarak, davacının kendi içerisinde çelişkili ve usule aykırı dava dilekçesinin öncelikle usulden reddinin gerektiği, huzurdaki davanın davalı şirkete TTK m. 412 uyarınca genel kurulun toplanması çağrısı yapılması amacıyla kayyım atanmasına ilişkin olduğu kabulü halinde davalı şirket genel kurulun toplantısının 08/09/2022 tarihinde gerçekleştirilmiş olması sebebiyle davanın reddi gerektiği, davacının dava dilekçesinde dava konusu olarak “Şirketin Genel Kurulu’nun Toplantıya Çağrılması için Kayyım Atanması Talebi” olduğu açıkça belirtilmiş ise de, 08/09/2022 tarihinde davacı şirketin de katılımıyla müvekkil şirket genel kurul toplantısı gerçekleştirilmiş olduğu, bu sebeple, davacının dava dilekçesinde belirttiği şekilde davalı şirketin genel kurulunun toplantıya çağrılması için kayyım atanması talebinin hukuken kabulüne olanak bulunmadığı ve reddi gerektiği, huzurdaki davanın davalı şirkete özel denetçi atanması talepli olduğu kabul edilse dahi, davacıların, özel denetçi atanması talebine dayanak olarak gösterdiği hiçbir hususun gerçeği yansıtmaması ve özel denetçi atanması için kanunda aranan şartların davalı şirket bünyesinde olmaması sebepleriyle özel denetçi taleplerinin de reddi gerektiği ve talep edildiği, davacı şirketin dava dilekçesinde belirttiği hiçbir iddianın gerçeği yansıtmadığını, davacı şirketin iddialarını hiçbir somut delile dayandırmadığını, iddiaların soyut, afaki iddialardan öte gitmediğini davacının davalı şirketi zarara uğratmak amacıyla huzurdaki davayı ikame ederek kötü niyetle hareket ettiği, davacı şirketin haksız davasının usulden reddini, mahkeme aksi kanaatteyse esastan reddini arz ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; 6102 sayılı TTK’nun 438.maddesi uyarınca açılmış özel denetçi atanması talebine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilen sicil kayıtlarının incelenmesinde; …. sicil nolu …Anonim Şirketi’nin … Mah. … Cad. …. Küçükçekmece/İstanbul adresinde sicilde kain olduğu, şirket yetkilerinin …,… ve …ıştır.
TK.nın 438.maddesinde- “(1) Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir.(2) Genel kurul istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanmasını isteyebilir.”düzenlemesi, TTK.nın 439.maddesinde ” (1) Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi hâlinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı en az birmilyon Türk Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atamasını isteyebilir. (2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Özel denetçi atanması kurumu, yeni TTK sisteminde pay sahiplerinin ve azınlığın kontrol haklarına ilişkin üzerinde önemle durulan bir müessesedir. Kanunda bir taraftan pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkı, diğer taraftan ise özel denetim isteme hakkı genişletilmiş ve güçlendirilmiştir. Bu sayede pay sahibine ve özellikle azınlığa, şirketin işleyişi ile ilgili daha şeffaf ve güvenilir bilgi elde etme imkânı sağlanmıştır. Özel denetim isteme hakkı, pay sahiplerinin, şirketle ilgili belirli konularda bilgi sahibi olarak pay sahipliği haklarını genel kurulda daha etkin ve bilinçli bir şekilde kullanabilmelerine hizmet eder. Böylece bilhassa çoğunlukta bulunmayan, yönetim kuruluna üye belirleme imtiyazına sahip olmayan pay sahiplerinin, şirketle ilgili belirli olayları açıklığa kavuşturmaları sağlanabilmektedir.
Özel denetim müessesi 6102 sayılı TTK’nun 438-444 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Özel denetimde, özel denetçi tarafından belirli olayların aydınlatılması amacıyla denetim yapılmakta ve sonuç rapor ile açıklanmaktadır. TTK md. 438 ile pay sahibinin özel denetçi talebinde bulunması için, pay sahipliği haklarının kullanılması için gereklilik ve bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmış olması şartları aranmaktadır. Uygulamada özel denetiminin yönetici ve denetçilerin sorumluluğuna hazırlık amacı taşıdığı, şirketin sevk ve idaresi konusunda amaca uygunluk ve yerindelik incelemesi niteliğinde olmadığı, organların takdir yetkilerinin incelenmesini içermediği, kuralsızlıkların açıklanması gerektiği, olayların açıklığa kavuşturulmasının amaçlandığı kabul edilmektedir. Bu doğrultuda, 6102 s. TTK hükümleri çerçevesinde her bir pay sahibi gündemde herhangi bir madde bulunmasına gerek olmaksızın özel denetçi atanmasını genel kuruldan isteyebilir. Pay sahibinin bu talepte bulunabilmesi için kanunun aradığı koşullar TTK. 438/1’e göre; bilgi alma ve inceleme haklarının kullanılmış olması, özel denetimin pay sahipliği haklarını kullanmak için gerekli bulunması, açıklığa kavuşturulması istenen olayların belirli olmasıdır. Genel kurul bu talebi reddettiği takdirde azınlık (sermayenin en az yüzde onunu temsil eden payların sahipleri) veya payların itibari değeri toplamı en az 1 milyon TL olan pay sahipleri şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden üç ay içerisinde şirkete özel denetçi atanmasını talep edebilirler. (TTK 439/1 md.)
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olayda özel denetçi atanması şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirildiğinde;
Davacının 08/09/2022 tarihli genel kurulda özel denetçi atanması için talepte bulunduğu, davacının özel denetçi atanması talebinin 660 olumlu oya karşılık 2340 olumsuz oyla oy çokluğuyla reddedildiği, davacının davasını TTK 439.maddesinde belirtilen üç aylık sürenin bitiminden sonra 09/12/2022 tarihinde açtığı anlaşılmakla davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı kanaatine varılarak talebin hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Talebin Hak Düşürücü Süre Nedeniyle Usulden REDDİNE,
Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yatırılan harç ve yapılan giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK 333.maddesi gereğince talep halinde davacıya iadesine,
HMK’nin uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; TTK 438.madde uyarınca KESİN OLMAK üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır