Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1096 E. 2022/1120 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1096 Esas
KARAR NO : 2022/1120

DAVA : Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2022
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Şti.’ne 6758 sayılı Kanun’un 19/2 maddesi hükmü uyarınca ve CMK’nın 133.Maddesi gereğince İstanbul … Sulh Ceza Mahkemesinin, 07/06/2018 tarihli, …. D. İş sayılı kararı ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (Fon) kayyum olarak atandığını, (EK-İ karar ve …. tarihli ücaret sicil gazetesi) ve – şirket TMSF yönetimine geçtiğini, Fon Kurulunun 27.09.2018 tarihli ve …. sayılı kararıyla yeni Müdürler Kurulu/Yönetim Kurulu heyeti atanarak göreve başlamış bulunmaktadır. Şirketin tüzel kişiliği halen devam etmekte ise de yönetimi VMSF’ye aittir. Tarafımıza da TMSF kayyımlarınca vekaletname verildiğini, Davalı …, davacı şirketin TMSF kayyumları atanmadan önceki tek ortağı olduğunu, Şirkete TMSE tarafından kayyum atandıktan sonra kayyumlar tarafından şirketin eski yetkilisi olan davalıya ulaşılmaya çalışılmışsa da hiçbir şekilde haber alımamamış olup ceza yargılaması devam ettiğinden yurt dışına firar ettiği öğrenildiğini, Kayyum atama tarihinden sonra TMSF tarafından atanan kayyumlarca şirket merkezine gidilerek şirketin ticari defterleri ve muhascbe kayıtları incelenmiş ve yapılan araştırma ve incelemeler neticesinde şirketin muavin detterlerinde 2018 yılından devreden “131 – Ortaklardan Alacaklar Hesabı”nda davalının şirkete borç bakiyesi olduğu görüldüğünü, Müvekkil şirkete 2018 yılındaki terör soruşturması kapsamında mahkeme kararıyla TMSF kayyum olarak atanmış olup davalı firar etliğinden dava tarihine kadar şirket alacağının davalı ortaktan tahsil edilmesi mümkün olmadığını, bu nedenle işbu davayı açmak gerektiğini, Müvekkil şirket alacağının tahsili amacıyla dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurduğunu ancak davalı taraf, adresine oturum davetiyesi gönderilmesine rağmen toplantıya katılmadığını, Fazlaya dair her türlü hakkımız saklı kalmak kaydıyla; davamızın kabulü ile 2.085.742,14-TL 1131 – Orlaklardan Alacaklar Hesabı” ndan kaynaklı alacacağımın, cari hesaba kayıt tarihi itibaren recskont avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yarıılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Ortaklardan Alacak Hesabından kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Usül ekonomisi bakımından öncelikle dava şartlarından olan kesin yetki hususunun değerlendirilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun 14/2 maddesinde “Özel Hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” düzenlemesiyle şirketin ortağına, ortağın şirkete karşı veya diğer ortaklara karşı ortaklık ilişkisine dayanarak açtığı davaların şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görüleceği belirtilerek kesin yetki kuralına tabi tutulmuştur.
Davacı şirketin …. İnternet sitesinden çıkartılan sicil kaydına göre; merkez adresinin…. Merkezi … Blok Kat:… No. … … …. olduğu, şirket muamele merkez adresi itibariyle İstanbul( Çağlayan ) Asliye Ticaret Mahkemeleri yargı çevresinde bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nun 115/1 maddesindeki ” Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü karşısında mahkeme dava dilekçesi üzerine dava şartları arasında sayılan kesin yetki hususunu inceleyip yetkisiz olduğu kanaatine varması halinde kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermesi usül ekonomisi bakından da elzemdir.
6100 sayılı …nun 114/1-ç maddesinde kesin yetki dava şartı olarak sayılmıştır. …nın 14/2 maddesi uyarınca şirket ortağı davalıdan alacaklı olduğu ve bunun tahsili kapsamında açılan iş bu davada genel yetki kuralı işlemeyeceği dikkate alındığında şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Kesin yetki dava şartı olduğundan mahkemece re’sen nazara alınmalıdır. Davacı şirketin ticaret sicilde kayıtlı merkez adresi …. Merkezi …. Blok Kat:… No. …. …. …. olup, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri yargı çevresi içerisinde kaldığı anlaşıldığından bu aşamada dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda resen incelenerek mahkememizin yetkisizliği nedeniyle kesin yetkiye dair dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı şirketin sicilde kayıtlı merkez adresi itibariyle mahkememiz yetkili olmadığından …nun 14/2, 114/1-ç, 115/2 maddeleri uyarınca kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davacının açtığı davada; yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeni ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Harç ve yargı giderinin HMK nun 331/2 maddesi uyarınca yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 07/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdı
Üye …
¸e-imzalıdı
Üye …
¸e-imzalıdı
Katip …
¸e-imzalıdı