Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1071 E. 2023/218 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1071 Esas
KARAR NO : 2023/218

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 23/11/2022
KARAR TARİHİ : 03/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Müflis Şirket hakkında İstanbul … ATM … Esas sayılı dosya ile 14.04.1998 tarihinde iflas kararı verildiğini, İstanbul … İflas Müdürlüğü … iflas dosyası ile tasfiye sürecinin devam ettiğini ve 2005 yılında tamamlandığını, Bakırköy… Asliye Ticaret Mahkemesi … E ve … K. Sayılı kararı ile kısmen ihya edildiğini, müvekkilin 17.07.2005 tarihinde vefat eden … ‘nun mirasçısı olduğunu, babası müflis şirketle uzun süre ticaret yaptığını ve bayisi olduğunu, iflas dosyası içeriğinden anlaşılacağı üzere müflis şirketin mal verdiği bayilerinden teminat olarak taşınmaz ipoteği istediğini, müflis şirketin müvekkilin babası …’na da bayisi olması sebebiyle verdiği mal karşılığında ipotek istediğini, … tarafından teminat olarak bayisi olduğu müflis şirket lehine … Merkez …. Köyü …. Mevkii …. parselde bulunan taşınmaz üzerine 20.000.000,00 ETL, 184/46 parselde bulunan taşınmaz üzerine 30.000.000,00 ETL ve 184/48 parselde bulunan taşınmaz üzerine 20.000.000,00 ETL ipotek tesis ettiğini, müflis şirketin iflas etmeden önce müvekkilin babasının rahatsızlıkları sebebiyle aktif çalışma hayatından çekilme kararı aldığını ve işletmesini tasfiye ederek tüm borçlarını ödediği gibi müflis şirkete de sattığı malların borcunu ödeyerek ve kalan mallarını iade ettiğini, en nihayetinde hastalığı ilerleyen …’nun 17.07.2005 tarihinde vefat ettiğini, müflis şirket ipoteğin fekkini talep etmediği için halihazırda taşınmazların üzerinde ipotek bulunduğunu, …’nun vefatından sonra mirasçılarının veraset ilamı çıkardığını, kalan mal ya da borç var mı araştırdıklarını ancak TAKBİS sistemi aktif olmadığı için ipotekli taşınmazlardan haberdar olmadıklarını, çok kısa bir süre önce muris …’ndan kalan ipotekli taşınmazlar ve başkaca mal varlığından haberdar olan müvekkilin taşınmazın ipotekli olduğunu öğrendiğini, gerek müflis şirketin tasfiye sürecinin tamamlanmasının, ipotek borçlusu murisin vefatının üzerinden çok uzun bir zaman geçtiğinden ödeme evraklarına ulaşmanın mümkün olmadığını, müvekkil ve diğer mirasçıların murislerinden kalan taşınmazları satmak istemeleri sebebiyle iş bu ihya davasını açma zarureti hasıl olduğunu beyanla müflis şirketin … ili … köyü … Mevkii 184 ada 34, 46 ve 48 parseller ile sınırlı olmak üzere kısmen ihyasına, iflas memuru tayin edilerek ipotek bedelleri ödendiğinden taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin fekkine, mahkeme aksi kanaatte ise ipoteğin fekki için ödenecek miktarın tespiti ile tespit edilen tutarı ödemek kaydıyla ipoteklerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekiline mahkememizin 12/01/2023 tarihli celsesinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan bu davalı hakkında da ayrı bir dava açıp bu dava ile birleştirmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmiş, davacı tarafça Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı dosyası ile açılan dava işbu dosya ile birleştirilmiştir.
Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini müvekkili sicil müdürlüğünün tespit etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, yasal hasım konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava ; TTK.nun 547.maddesine dayalı şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Şirketin ticaret sicilden re’sen terkin edilmiş olması nedeniyle adı geçen şirketin TTK. nun 547.maddesi uyarınca ek tasfiye şartlarının oluşup oluşmadığından kaynaklanmaktadır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği ; İhyası istenilen … sicil nosunda kayıtlı …’nin sicil dosyası celp edilmiş olup, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazı cevabında şirketin adresinin … Yolu … Mevkii … Yanı …/İSTANBUL olduğu anlaşılmıştır.
İhyası istenen şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırlarında olması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre HMK’nun 14/2 maddesi gereğince işbu davaya bakmaya mahkememiz kesin yetkili olup, dava 6102 sayılı TTK’nun 1521.maddesi gereğince basit yargılama usulünce incelenip sonuçlandırılmıştır.
Ek tasfiye kavramı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile getirilen ve yukarıda izah etmiş bulunduğumuz ihya ile benzerlik gösteren hatta ihyanın kanuna dökülmüş hali de diyebileceğimiz bir kurumdur. Ek tasfiye, kanunun 547. maddesinde düzenlenmiş bulunmaktadır.
01.07.2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na … tarihli ve … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 26.06.2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanun’un 38’inci maddesi ile “geçici madde 7” eklenmiş olup, söz konusu madde ile münfesih olmasına veya sayılmasına karşın tasfiye edilmeyerek ticaret sicili kayıtlarından terkin edilmeyen anonim ve limited şirketler (AŞ ve LŞ) ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve sicilden terkinine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Bu kapsama alınan anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin sicil kayıtları ticaret sicili müdürlüklerince gerekli ihtar ve ilanlar yapılmak suretiyle terkin edilmiştir.
Yargıtay yerleşik kararlarında da açıklandığı üzere; 6102 Sayılı TTK’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar şirketlerin veya kooperatiflerin münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, 6103 sayılı kanunun 20/1 ve tebliğin 7.maddesi kapsamında 14/02/2014 tarihine kadar sermayesini asgari tutara yükseltmeyerek münfesih duruma düşülmesi, TTK’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle şirketler veya kooperatifler re’sen terkin edilebilirler. Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere veya kooperatiflere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler veya kooperatifler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin veya kooperatiflerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler veya kooperatifler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatif alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar diğer haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Tüm bu nedenlerle; … sicil nosunda kayıtlı …’nin daha önce Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı dosyası ile ihyasına karar verildiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, TTK 547.maddesi uyarınca ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tüzel kişiliğinin … Merkez … Köyü … Mevkii … , … parselde ve … parsellerdeki ipotek işlemleriyle sınırlı olmak üzere devam eden tasfiye işlemlerine eklenmesine, tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru (TCKN:…) … ‘ın atanmasına, tasfiye memuruna takdiren ücret tayinine mahal olmadığına, karar kesinleştiğinde keyfiyetin ticaret sicilde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına karar verilmiştir.
Yargılama giderleri bakımında ise Ticaret Sicili Müdürlüğü, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmamıştır. Tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabı tasfiye memurlarıdır. Bu nedenle, “yasal hasım” konumunda bulunan davalı … Sicil Müdürlüğü “yargılama masrafları”ndan sorumlu tutulamaz. Davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği “Yasal hasım” konumunda bulunan sicil müdürlüğü aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde : … sicil nosunda kayıtlı …’nin TTK 547. maddesi uyarınca ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tüzel kişiliğinin … Merkez … Köyü … Mevkii … , … parselde ve 184/48 parsellerdeki ipotek işlemleriyle sınırlı olmak üzere devam eden tasfiye işlemlerine eklenmesine,
2-Davacının ihya talebi yönünden daha öncesinde şirkete ilişkin ihya kararı verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru …’nın atanmasına, takdiren ücret takdirine yer olmadığına,
4-Asıl dava yönünden Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Birleşen dava yönünden Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … Sicil Müdürlüğü yasal hasım olup davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
9-HMK’nin uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

-TASHİH KARARI-

Her ne kadar mahkememizin … Esas – … Karar sayılı dosyasının 02/03/2023 tarihli kısa kararının … nolu bendinde sehven;
“3-Tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru …’nın atanmasına, takdiren ücret takdirine yer olmadığına,” yazılmış ise de;
Mahkememizin … Esas – … Karar sayılı dosyasının 02/03/2023 tarihli kısa kararının … nolu bendinin;
“3-Tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru (TCKN:…) … ‘ın atanmasına, takdiren ücret takdirine yer olmadığına,” olarak TASHİHİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nin 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 06/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır